Zafer Partisi Milletvekili Adayı Mustafa Kılıç,''Rüşvet Dağıtır Gibi''
Zafer Partisi Milletvekili Adayı Mustafa Kılıç,''Rüşvet Dağıtır Gibi''
Zafer Partisi Kırşehir Milletvekili Adayı Mustafa Kılıç, köy ziyaretleri ile ilgili değerlendirmelerini aktardı.
Zafer Partisi Kırşehir Milletvekili Adayı Mustafa Kılıç, köy ziyaretleri ile ilgili değerlendirmelerini aktardı.
14 Mayıs'ta Zafer Partisi Kırşehir Milletvekili olarak seçime gidecek olan Mustafa Kılıç, ilçe ve köy ziyaretleri sırasında konuştuğu kişiler ve gördüğü manzara karşısındaki vahim tabloyu aktardı.Büyük siyaset adamı Osman Bölükbaşı'nın , ''Başağınız çok ama deneniz yok'' sözlerini hatırlatan Mustafa Kılıç, '' Hangi köye gidip, kimin ile görüştüysem, mevcut hükümet rüşvet dağıtır gibi köylümüze içi boş ve yalan vaadler de bulunmuşlardır. Özellikle, 30 hane ve üzerinde bulunan köylerimiz de yaşayan insanlarımıza ve köyde kalan birkaç gencimize işe alma garantisi ile seçim rüşveti vermişlerdir'' ifadelerini kullandı.
Zafer Partisi Kırşehir Milletvekili Adayı Mustafa Kılıç açıklamasında şu ifadelere yer verdi ;
Acaba hükümet, 21 yıldır tek başına iktidar olduğu dönemde, hangi köyden toplamda kaç insana iş imkanı sundu? 5-8 aylığına geçici , asgari ücretle ve şirketler üzerinden verilen işlerle, seçim döneminde geçici işçi almak suretiyle işsizliği önlediğinizi mi zannediyorsunuz? Kalıcı çözüm yine yok!
Köylerde yaşayan orta yaş üstü ve yaşlı nüfusa yönelik ise seçim arefesin de maaşlara yapılan biraz zam , yine yapılan kömür yardımı ve bir kaç koli gıda yardımı ile devletin bütün imkanları seçim rüşveti olarak köylüye dağıtılmış ve köylüler oy kaynağı olarak kullanılmaya çalışılmıştır. Bu yaşlı nüfus, mevcut hükümet giderse maaşımız kesilir korkusuyla mevcut hükemete destek vermektedir.
Böylelikle üretmeyen, istihdam edilemeyen, faiz ekonomisiyle yönetilmeye çalışılan bir ülke haline getirildik. Ancak birçok orta yaş üstü insanımız, özellikle de köylümüz bunun farkına hala varamamıştır. Daha da ötesi; Oğlunu , kızını, torunlarını ve hatta geleceğini düşünmeyen, sadece kendini düşünen bir yaş sınıfı ortaya çıkmıştır.
Halbuki; çocuklarımız ve torunlarımız bizlerin, ülkemizin geleceğidir ve garantisidir söylemini her gün zafer partisi olarak gündemde tutmaya çalışıyoruz.
21 yıllık AK parti hükümeti , köylerimiz de eskiden var olan okulların, sağlık ocaklarımızın kapatılmasına yol açmıştır. Eskiden 25-30 yıl öncesinde, 600 hane olan bir köyümüz, 21 yılda 100 haneye düşmüş , köyler boşaltılmış, sürülmeyen ve ekilemeyen tarlalar oluşmuş , yine bu tarla sahiplerine tarla parası verilerek daha da işletilemez ve yönetilemez hale gelmiştir.
Şehre göçen köy nüfusu , sürmediği tarlasını icara vererek , köyde birkaç kişinin zengin olmasına yol açmış, bunu gören iktidar sınıfı bu kişileri daha da ön plana çıkartarak bunları, o köyün hakim sınıfı ve kişileri haline getirilmesini resmen teşvik etmiştir.
Genelde bu kişiler köyün muhtarı veya köyde söz sahibi haline getirilmesi sağlanmış, köyün temel sorunlarını iktidarın istediği şekilde söyleme ve dile getirmeleri istenmiştir.
Yine ayrı bir konu olarak köyde yaşayıp , birkaç kişiden oluşan varlıklı 3-5 kişilik orta sınıf, köyde hayvancılık yapar hale getirilmiş, bunlara da hükümet birkaç hayvan ve yem desteği vererek, tabiri caizse köyün bütün imkanları bunların hizmetine sunulmuştur. Biz Zafer Partisi olarak büyük köye dönüş projemizi yaparak bu projelerimizi halkımıza ve köylümüze anlattığımızda ise , bunlara itibar edilmeyerek bu projelerin uygulanamayacağı tezi , bu üç-beş orta sınıf veya zenginin diline dolanır olmuştur. Yetmiyormuş gibi asgari ücretle çalışacak adam bulunamadıklarını, bu yüzden de Afganlı ve Suriye’lilerin Türkiye’ye getirilmelerinin doğru olduğunu bizlere söyleyecek kadar , gelecekten bihaber ve geleceği göremeyen kişiler haline getirilmişlerdir.
Bizler Zafer Partisi olarak, bugün o üç-beş kişi olan Afganlıların, 10 yıl sonra 30-35 kişi olacaklarını, bunların yarın köyün gerçek sahibi köylülerimizi elde ettikleri güçler sayesinde, kendi köylerinden kovulacaklarını, köylülerimizin bütün işlerini ve mülklerini birgün ellerinden alacaklarını gündeme getiriyoruz. Bu sığınmacı ve mültecilere vatandaşlık verilerek, bir gün tarlalarınızı ellerinizden ucuza alarak, bu tarlaları kendileri işletecekler, sizleri kendi köyünüze dahi sokmayacaklar dediğimizde ise, olurmu öyle şey deyip, sığınmacı ve mültecileri savunduklarına şahit oluyoruz.
Bir Türkmen şehri olan Kırşehir’den, hala çok umutluyum. Tabanda mevcut iktidar ve muhalefet lider ve yöneticilerinden çok şikayetlerin ve kızgınların olduğunu görüyoruz. İnşallah bunların seçim sonuçlarına yansıyacağını düşünüyoruz.
Bu güne kadar yatırım alamamış, kandırılmış , aldatılmış işsizlik sorunu çözülememiş, üretim sağlayamamış bir şehir olan Kırşehir’in ve Kırşehir’linin umutlarını korumak adına çabalarımızı var gücümüzle yürütüp anlatıp, çalışmalarımızı yürütüyoruz.
Kırşehir’li hemşehrilerim; 14 Mayıs'ta vereceğiniz her bir oy, ya 13 milyon Suriyeli ve Afganlı’nın daha ülkemize gelmesine vesile olacak ya da yeniden diriliş hareketiyle, ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği için, Büyük Türkiye Cumhuriyetine sahip çıkarak, Türk Milletine Türk Devletini geri vereceksiniz. Zafer , Zafer’e inananların olacaktır.
Tüm Kırşehir’li hemşehrilerimi Saygılarımla, sevgiyle, selamlıyorum.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.