Duyarsız Kalırsanız Hem Servetinizi Hem de Sağlığınız Kaybedersiniz

Küresel güç rekabeti artık sermaye ve ekonomi ekseninde sürdürülüyor. Kim daha fazla sermayeyi ülkesine taşırsa o daha güçlü olacak anlayışı hakim. Bu anlayış çerçevesinde ABD ya da Çin gibi ülkeler, Dünyayı kendileri için yeni bir sömürge aracı kullanmak adına yeni politikalar üretiyor ve uygulamaya koyuyor. Bu ülkeler, sömürgesi olarak gördüğü ülkelerdeki zenginlikleri kendi ülkesine taşımak için vahşi bir şekilde saldırıyor. Öncelikli sömürü kaynakları ise altın ve petrol... Petrol için milyonlarca insanı katledilirken, diğer ülkelerdeki altını elde etmek için en kolay ve hızlı yöntemleri tercih edilerek doğa da katlediyor. Bu yöntemlerden birisi de siyanürle altın çıkarma işlemi... Altın madenini en kolay ve hızlı şekilde elde etme biçimi olan siyanürle altın ayrıştırma, doğayı katlediyor. Altın çıkarılmak istenen ülkelerde tepki çekmemek adına yerli firmalar kullanılıyor. Öncelikle yerli bir firma ile anlaşma yapılıyor. Görüşmeler yerli firma aracılığı ile yapılıyor ve halkı ikna etmek için yine yerli uzmanlar kullanılıyor. Ekonomik dar boğazda olan ülke iktidarları ise kısa vadede kendisine kaynak bulabileceği umuduyla bu firmaların ülkeyi talan etmelerine ve doğayı katletmelerine göz yumuyor. Çıkarılan altının sadece küçük bir kısmı o ülkede istihdam ya da vergi gibi kalemlerle o ülkede kalıyor ancak kalan kısım emperyalist ülkelere finansal kaynak olarak aktarılıyor. Böylece altının çıkarıldığı ülkenin gelecek nesillerine de ipotek konulmuş oluyor. Belki de daha kolay ve teknolojik yöntemlerle o ülkede kalacak altın , kısa vadede kaynak elde etme adına başka ülkelere peşkeş çekiliyor. Sadece bu mu ? Bir de o ükede bırakılan zehir var; Siyanür ! Altın çıkarmak için Siyanür havuzları kuruluyor ve milyonlarca ton toprak, siyanürlü su ile yıkanıyor. Bu işlem için yine milyonlarca ton su kullanılıyor. Bu işlemler sırasında doğadaki su kaynakları ve verimli topraklar heba ediliyor. Siyanür, sadece altın madenini ayrıştırmıyor ayrıca topraktaki zehirli madenleri de aktif hale getiriyor. Ayrıştırılan toprak ve atık çamuru halinde atık havuzlarında yani başka arazilerde toplanıyor. Zehirli madenlerin içerisinde bulunduğu bu topraklar yağışlarla birlikte toprağa ve diğer su kaynaklarına karışıyor. Siyanür havuzu ve atık barajında meydana gelecek kazalar ile birlikte siyanür, toprağa karışarak  su kaynaklarını kullanılamaz hale getiriyor. Hem vahşi kapitalizm ülkenin kaynaklarını sömürüyor hem de zehrini o ülkede bırakıyor. Gelişen tekonloji ile birlikte belki de gelecek nesillerin daha sağlıklı bir biçimde çıkarıp değerlendireceği altın, vahşi kapitalizme kaptırıldığı gibi ; o ülkede bırakılan zehirli atıklar ise gelecek nesillerin sağlığını bozuyor ve sağlığı bozulan bu insanlara yine kapitalist canavarların ürettiği ilaçlar satılıyor. Böylece hem altından hem de ilaçtan kazanıyorlar. O yüzden çevrenizde eğer bir altın madeni çıkarılmaya çalışılıyorsa ; söz konusu işlemi bu çerçeve içerisinde değerlendirmeniz, geleceğinizi ve gelecek nesillerinizi kurtarmak açısından elzemdir. Bu tür durumlarda insanların kolektif ve bilinçli bir şekilde hareket etmesi, bu tür vahşilere karşı koymak için en önemli silahtır. Ömer Duran