Kırşehir'e yapılacağı söylenen 400 yataklı hastanenin yatırım programına alındığı belirtildi.
Önce şunu hatırlatayım Çevre Yolu Projesi de 2018 yılı yatırım programına alınmıştı.Bakın 2021 yılına girdik ve ortada Çevre Yolu projesinin ''Ç'' si yok.
Yani yatırım programına alınması baştan söyleyeyim mevcut durumda çok da bir şey ifade etmiyor.
Biz Kırşehir için yapılan ve yapılacak işlere hiçbir zaman yanlış demeyiz.
Yapılan iş iyidir ilkesinden yola çıkarak bunu söylüyorum ama ...
Üniversite güzergahına yapılacağı söylenen hastane hizmete girdiğinde mevcut hastane binası ne olacak ?
Hatırlarsınız , eski SGK hastanesinin akıbetini...Yıktılar yerine yeni bir İl Sağlık Müdürlüğü yaptılar.
Ama bu hastane daha yeni yapıldı ne olacak , atıl hale mi gelecek ?
Peki hastanenin önüne yapılan ve Kırşehir'e atılan en büyük kazıklardan birisi olan ucube viyadük ne işe yarayacak artık ?
Yık yap , yık yap nereye kadar kardeşim...
Nedir bu birilerine iş çıkarma ve para kazandırma derdi ?
Hemen söyleyelim…
Türkiye’nin var olan ekonomisinin yüzde 60’ını inşaata dayalı sektör oluşturur. Dolaylı olarak inşaat bağlantılı sektörleri de buna dahil ettiğimiz de inşaat sektörü Türkiye ekonomisinin yüzde 70'ini oluşturur.
Yani inşaat biterse her şey biter, işsizlik had safhaya ulaşır.
O yüzden bu firmalara sürekli olarak bir yerlerden ihale verilmesi gerekiyor.
Aksi takdirde firmalar kapanacak ve zaten zor durumda olan Türkiye Ekonomisi daha da zor bir sürece girecek.
Adliye, hastane, okul, yol, hapishane derken artık yapacak bina kalmayınca var olanı yıkılıp yerine yenisi yapılmaya başlandı.
Yani siz zannediyor musunuz ki ; birileri Kırşehir'i düşünüyor ve ‘’buranın hastaneye ihtiyacı var ve biz buraya hastane yapalım’’ diyorlar.
Yahu önce elimizdeki doktorları tutmayı başarılım da hastane işi kolay.
Birilerine iş çıkarılıyor işin doğrusu bu !
Tabi ki hizmet yapılacak bunlar da önemli ama bizim önce üreten bir toplum olmamız gerekiyor.
Özelleştirmeden gelen kaynaklar katma değer getirecek üretim sahalarına değil hep birilerine ihale edilen binalara dönüştü.
Peki geldiğimiz noktada ne oldu ?
Bakın daha bir kaç yıl önce milyonlarca TL'ye ihale edilerek depreme dayanıklı hale getirildiği söylenen okullar yıkıldı ve yenisi yapılıyor.
Artık devlet kaynak yaratamaz hale geldi. Çünkü üretemiyoruz !
Ama bir taraftan da birilerine iş vermek de zorundayız.
Yani öyle eskisi gibi bir proje yatırım programına alındı ve hemen başlandı diye bir durum yok !
Hükümet konağının hali ortada , para yok denilerek gençlik ve spor müdürlüğüne devredildi ve yine yapılamıyor.
Tabi ki Kırşehir'in hastaneye ihtiyacı var.
Kırşehir’in yeni bir hastaneye ihtiyacı var deniyor ama zaten mevcut hastanemiz zaten 350 yataklı.
Eski devlet hastanesinin olduğu yere yapılacak olan 150 yataklı hastane projesini de buna eklerseniz toplam 500 yatak kapasitesine ulaşılıyordu.
Ama gelin görün ki bütün bunlar bir tarafa bırakılıyor ve 400 yataklı yeni bir hastane inşa etme fikri ortaya atılıyor.
Yani hiçbir mantığı olmayan ve birçok vatandaşın gitmekte ve bulmakta zorluk çekeceği Üniversite yakınlarında bir hastane yapmak akıllarına geliyor.
Ben bu hareketin Kırşehir adına çok iyi niyetli olmadığını düşünüyorum.
Bakın çok kolay 350 yataklı mevcut hastane + 150 yataklı yeni bir hastane = 500 yataklı hastane...
Ama diğer tarafta 400 yataklı tek bir hastane...
Aslında Kırşehir'in yatak kapasitesi düşürülüyor farkında mısınız ?
Çünkü 150 yataklı hastane inşaatı birilerine yetmiyor daha fazlası lazım.
Maksat Kırşehir'e hizmet kazandırmak değil Kırşehir üzerinden birilerine rant sağlamak.
Maksat birilerinin arazilerini değerlendirmek !
Yapılan her projenin maliyetini ve faydasını iyi analiz etmemiz gerekiyor.
Müslüman değil miyiz kardeşim , hani israf haramdı ?
Gereksiz projelerle ülke sürekli olarak borç batağına saplanıyor.
Zengin daha zengin hale gelirken fakir daha da fakirleşiyor. İnsanların gelirleri arasındaki uçurum daha da artıyor.
Bunlar bir tarafa sürekli kaza yaşanan Ankara-Kırşehir karayolu üzerinde meydana gelecek bir kazada yaralıları Bağbaşı’ya yetiştirmeye mi çalışacağız ?
Belki de birçoğu yolda hayatını kaybedecek.
Peki bunun hesabını kimden soracağız ?
Kırşehir olarak gerçekleri görmek ve kendimiz için en iyisini istemek bizim için çok önemli.
Öyle ya vekiller Kırşehir’de kalıyor mu ki ?
Ya Ankara ya da İstanbul’a taşınıyorlar.Neşet Ertaş Ustamızın deyimiyle , ‘’Maaşlarını alsın yesinler’’ hesabı…
Burada herhangi bir olumsuz yaşanacaksa yine biz etkileneceğiz sayın Kırşehirliler.
Yarın bir yakımız Bağbaşı’da yapılacak hastaneye yetiştirilmeye çalışılırken yolda hayatını kaybederse bunun acısını yine biz çekeceğiz.
Tası tarağı toplayıp Ankara’ya yerleşecek olan milletvekili ya da hastaneden milyonları götüren müteahhit firma çekmeyecek bunun acısını.
O yüzden bir hastane yapılacaksa da vatandaşın isteği doğrultusunda yapılmalı.
Atatürk’ün deyimiyle , ‘’ Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.’’
Ne bakan ne de milletvekili egemen değildir, egemen olan millettir.
Biz ne vergilerimizin yok yere birilerinin cebine gitmesini ne de hastane ararken yolda ölmeyi hak ediyoruz.
Ben eski devlet hastanesi yerine yapılacak 150 yataklı yeni bir hastane yapılmasından yanayım.Hem daha az maliyetli hem de yerinde bir proje olmuş olur.
400 Yataklı hastaneye aktarılacak kaynağın diğer kısmıyla da Kırşehir’e başka bir proje kazandırılır.
Doğru olan da budur.