Türkiye'de Siyasal Partiler

SİYASET 12.04.2021 - 19:15, Güncelleme: 05.05.2023 - 17:12
 

Türkiye'de Siyasal Partiler

Demokratik toplumlarda siyasal yönetim işi siyasal partiler ile diğer siyasal organizasyonlar ve kişiler marifetiyle yapılır. Parlamenter sistemin başlangıcını 1215 Magna Carta’ya kadar  geriye getirmek mümkün olsa da içinde halk’in seçimi söz konusu değildir.Bugünkü anlamda 16. yüzyıl sonrasında cemiyet ,vakıf ,topluluk .fırka gibi adlarla gizli partiler kurulmuş olsa da  1789 Fransız Devrimi sonrasında partilileşme hız kazanmış ve  ilk siyasi parti ABD’de 1795-1800 yılları arasında Cumhuriyetçi Parti adıyla ,İngiltere’de ise 1877 yılında kurulan Ulusal Liberal Federasyonu olarak resmi olarak kurulmuştur.             Biz de ise  siyasi nitelikli ilk dernekler, milli bağımsızlıklarını arzulayan azınlık grupları tarafından kurulmuşlardır. Örneğin Etnik-i Eterya Cemiyeti. Bağımsız bir Yunanistan kurma hayaliyle 1814 yılında kurulmuştur.Türklerin kurduğu ilk siyasi dernek, 1859 yılında gizli olarak yapılanan “Fedailer Cemiyeti”dir. Dikkat edilirse Tanzimat Fermanı sonrası siyasallaşmanın arttığı görülecektir. 1876 yılında ilan edilen Kanun-i Esasi’nin, 120. Maddesinin 1909 yılında değiştirilmesine kadar, Osmanlı’da siyasi parti, cemiyet,fırka kurma hukuken yasaktır. Dolayısıyla o tarihe kadar kurulmuş olan tüm cemiyetler “gizli” olarak kurulmuş ve gizli faaliyetler yürütmüşlerdir.            1909 değişikliklerinden sonra daha önce gizli faaliyet yürüten cemiyetlerin bir kısmı yasal olarak kurulmuşlardır. Dönemin en önemli partileri ise “İttihat ve Terakki Partisi” ile “Hürriyet ve İtilaf Fırkası” olmuştur. “ Bilinenin aksine  1859 da kurulan Fedailer Cemiyeti”nden  Cumhuriyetin ilanı sonrası  9 Eylül 1923’te kurulan “Halk Fırkası” na kadar 60’ın üzerinde parti kurulmuştur. Bu partiler arasında Müdafaa için kurulmuş cemiyetler olsa da Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası, Amele Fırkası, Gizli Komünist Fırkası gibi sosyalist partiler, Türkiye Komünist Fırkası, Türkiye Komünist Partisi gibi komünist ideoloji partileri, Teali-i İslâm Cemiyeti gibi İslami , Sosyal Demokrat Fırkası veya yabancı azınlıkların kurduğu partiler ve kurtuluş savası için kurulmuş müdafaa partileri  veya manda talepli partiler de kuruldu.Hatta 1913 yılında feminist kadınlar tarafından kurulan  “Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti “ nin de olduğunu hatırlatmak gerekecektir.             Demokratikleşme sürecinde bugün ciddi bir yol alan ülkemizde ilk genel seçimler 144 yıl önce bugün kü manada resmi partilerin olmadığı dönemde 1877 yılında yapılmıştır. Ancak, yerel seçim süreci biraz daha eskiye dayanmaktadır. Devlet, daha etkin vergi toplayabilmek için taşrada Muhassıl Meclisi adıyla yerel kurumlar oluşturmuştu. Bu kurumların başında bir tür mali vali olan ve “muhassıl” olarak adlandırılan bir yönetici, onun yanında da bir meclis bulunmaktaydı. Bu meclisin üyelerinin bir kısmı atamayla, bir kısmı da seçimle işbaşına gelmekteydi .Tanzimat Fermanı’nın 1839 yılında ilan edilmesiyle devreye giren bu uygulama ile yerel seçim süreci Bizde tam 182 yıl önce başlatılmıştır.                    Siyasal parti denince aklımıza , “Ortak görüş, ortak çıkar ve aynı siyasi hareket etrafında birleşen insan topluluğu anlaşılır.” (Teziç,1976:5-6).Siyasal parti, aynı görüş etrafında biraya gelen insanların, siyasal iktidarı ele geçirmek niyetiyle kurdukları organizasyondur. Siyasal partiler, belirli insan gruplarının ortak çıkarlarını demokratik düzen içerisinde etkili kılma amacı ile kurulurlar. Bu ortak çıkarlar, toplum ve devlet düzenine yön verme ve etkileme odaklıdır (Perinçek,1985:93). Siyasal partiler, siyasal temsilin en önemli unsurlarındandırlar (Aliefendioğlu,1999:96). Ülkemizdeki Siyasi Partiler Kanunu’nda siyasi partiler şöyle tanımlanmıştır: Tanım: Madde 3 – Siyasi partiler, Anayasa ve kanunlara uygun olarak; milletvekili ve mahalli idareler seçimleri yoluyla, tüzük ve programlarında belirlenen görüşleri doğrultusunda çalışmaları ve açık propagandaları ile milli iradenin oluşmasını sağlayarak demokratik bir Devlet ve toplum düzeni içinde ülkenin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması amacını güden ve ülke çapında faaliyet göstermek üzere teşkilatlanan tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır.             Siyasi partilerin kurulması,seçimlere gidilmesi .bazı yöneticilerin seçimle gelmesi  düzenin gerçekten adil ve halkın iradesi ile mi olmuştur sorusunu da aklımıza getirmektedir. Cevabı hiçbir zaman tereddütsüz evet olmayacaktır. Çünkü bu sadece partilerle oluşan bir durum da değildir. Çünkü partilerin kurulması ve demokratikleşme siyasal değişim ve dönüşüm, sadece seçim sistemleri ile ilgili değil seçmenler ve seçmenlere etki eden siyasi kültür ile de ilgilidir.             “Siyasi kültürdeki yaşanan değişim ve dönüşümleri görmek ise toplumsal yapıyı ve toplumsal değişim ve dönüşümleri görmekle ancak mümkündür. Örneğin Fransa’da nehir boyunca yolculuk eden Danimarkalı Vikinglere, kıyıdan birinin “Efendiniz kimdir?” diye sorması ve gemidekilerin “Efendimiz yok, hepimiz eşitiz.” diye cevap vermesi, akıllara eşitlik ve demokrasinin ne derece mükemmel ve muazzam olduğu izlenimini verse de, orada bahsedilen eşitliğin sadece ‘özgür erkekler’ ile sınırlı olduğu gerçeğini de gizlememektedir. Yani Vikinglerin övündükleri eşitlik, zenginlik ve konumlarına göre farklılık göstermekle beraber sadece özgür erkekler arasında idi.”(Dahl,) Demokratik toplumlarda siyasal yönetim işi siyasal partiler ile diğer siyasal organizasyonlar ve kişiler marifetiyle yapılır. Parlamenter sistemin başlangıcını 1215 Magna Carta’ya kadar  geriye getirmek mümkün olsa da içinde halk’in seçimi söz konusu değildir.Bugünkü anlamda 16. yüzyıl sonrasında cemiyet ,vakıf ,topluluk .fırka gibi adlarla gizli partiler kurulmuş olsa da  1789 Fransız Devrimi sonrasında partilileşme hız kazanmış ve  ilk siyasi parti ABD’de 1795-1800 yılları arasında Cumhuriyetçi Parti adıyla ,İngiltere’de ise 1877 yılında kurulan Ulusal Liberal Federasyonu olarak resmi olarak kurulmuştur.             Biz de ise  siyasi nitelikli ilk dernekler, milli bağımsızlıklarını arzulayan azınlık grupları tarafından kurulmuşlardır. Örneğin Etnik-i Eterya Cemiyeti. Bağımsız bir Yunanistan kurma hayaliyle 1814 yılında kurulmuştur.Türklerin kurduğu ilk siyasi dernek, 1859 yılında gizli olarak yapılanan “Fedailer Cemiyeti”dir. Dikkat edilirse Tanzimat Fermanı sonrası siyasallaşmanın arttığı görülecektir. 1876 yılında ilan edilen Kanun-i Esasi’nin, 120. Maddesinin 1909 yılında değiştirilmesine kadar, Osmanlı’da siyasi parti, cemiyet,fırka kurma hukuken yasaktır. Dolayısıyla o tarihe kadar kurulmuş olan tüm cemiyetler “gizli” olarak kurulmuş ve gizli faaliyetler yürütmüşlerdir.            1909 değişikliklerinden sonra daha önce gizli faaliyet yürüten cemiyetlerin bir kısmı yasal olarak kurulmuşlardır. Dönemin en önemli partileri ise “İttihat ve Terakki Partisi” ile “Hürriyet ve İtilaf Fırkası” olmuştur. “ Bilinenin aksine  1859 da kurulan Fedailer Cemiyeti”nden  Cumhuriyetin ilanı sonrası  9 Eylül 1923’te kurulan “Halk Fırkası” na kadar 60’ın üzerinde parti kurulmuştur. Bu partiler arasında Müdafaa için kurulmuş cemiyetler olsa da Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası, Amele Fırkası, Gizli Komünist Fırkası gibi sosyalist partiler, Türkiye Komünist Fırkası, Türkiye Komünist Partisi gibi komünist ideoloji partileri, Teali-i İslâm Cemiyeti gibi İslami , Sosyal Demokrat Fırkası veya yabancı azınlıkların kurduğu partiler ve kurtuluş savası için kurulmuş müdafaa partileri  veya manda talepli partiler de kuruldu.Hatta 1913 yılında feminist kadınlar tarafından kurulan  “Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti “ nin de olduğunu hatırlatmak gerekecektir.             Demokratikleşme sürecinde bugün ciddi bir yol alan ülkemizde ilk genel seçimler 144 yıl önce bugün kü manada resmi partilerin olmadığı dönemde 1877 yılında yapılmıştır. Ancak, yerel seçim süreci biraz daha eskiye dayanmaktadır. Devlet, daha etkin vergi toplayabilmek için taşrada Muhassıl Meclisi adıyla yerel kurumlar oluşturmuştu. Bu kurumların başında bir tür mali vali olan ve “muhassıl” olarak adlandırılan bir yönetici, onun yanında da bir meclis bulunmaktaydı. Bu meclisin üyelerinin bir kısmı atamayla, bir kısmı da seçimle işbaşına gelmekteydi .Tanzimat Fermanı’nın 1839 yılında ilan edilmesiyle devreye giren bu uygulama ile yerel seçim süreci Bizde tam 182 yıl önce başlatılmıştır.                    Siyasal parti denince aklımıza , “Ortak görüş, ortak çıkar ve aynı siyasi hareket etrafında birleşen insan topluluğu anlaşılır.” (Teziç,1976:5-6).Siyasal parti, aynı görüş etrafında biraya gelen insanların, siyasal iktidarı ele geçirmek niyetiyle kurdukları organizasyondur. Siyasal partiler, belirli insan gruplarının ortak çıkarlarını demokratik düzen içerisinde etkili kılma amacı ile kurulurlar. Bu ortak çıkarlar, toplum ve devlet düzenine yön verme ve etkileme odaklıdır (Perinçek,1985:93). Siyasal partiler, siyasal temsilin en önemli unsurlarındandırlar (Aliefendioğlu,1999:96). Ülkemizdeki Siyasi Partiler Kanunu’nda siyasi partiler şöyle tanımlanmıştır: Tanım: Madde 3 – Siyasi partiler, Anayasa ve kanunlara uygun olarak; milletvekili ve mahalli idareler seçimleri yoluyla, tüzük ve programlarında belirlenen görüşleri doğrultusunda çalışmaları ve açık propagandaları ile milli iradenin oluşmasını sağlayarak demokratik bir Devlet ve toplum düzeni içinde ülkenin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması amacını güden ve ülke çapında faaliyet göstermek üzere teşkilatlanan tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır.             Siyasi partilerin kurulması,seçimlere gidilmesi .bazı yöneticilerin seçimle gelmesi  düzenin gerçekten adil ve halkın iradesi ile mi olmuştur sorusunu da aklımıza getirmektedir. Cevabı hiçbir zaman tereddütsüz evet olmayacaktır. Çünkü bu sadece partilerle oluşan bir durum da değildir. Çünkü partilerin kurulması ve demokratikleşme siyasal değişim ve dönüşüm, sadece seçim sistemleri ile ilgili değil seçmenler ve seçmenlere etki eden siyasi kültür ile de ilgilidir.             “Siyasi kültürdeki yaşanan değişim ve dönüşümleri görmek ise toplumsal yapıyı ve toplumsal değişim ve dönüşümleri görmekle ancak mümkündür. Örneğin Fransa’da nehir boyunca yolculuk eden Danimarkalı Vikinglere, kıyıdan birinin “Efendiniz kimdir?” diye sorması ve gemidekilerin “Efendimiz yok, hepimiz eşitiz.” diye cevap vermesi, akıllara eşitlik ve demokrasinin ne derece mükemmel ve muazzam olduğu izlenimini verse de, orada bahsedilen eşitliğin sadece ‘özgür erkekler’ ile sınırlı olduğu gerçeğini de gizlememektedir. Yani Vikinglerin övündükleri eşitlik, zenginlik ve konumlarına göre farklılık göstermekle beraber sadece özgür erkekler arasında idi.”(Dahl,) Av. Bilgehan Altaş

Demokratik toplumlarda siyasal yönetim işi siyasal partiler ile diğer siyasal organizasyonlar ve kişiler marifetiyle yapılır. Parlamenter sistemin başlangıcını 1215 Magna Carta’ya kadar  geriye getirmek mümkün olsa da içinde halk’in seçimi söz konusu değildir.Bugünkü anlamda 16. yüzyıl sonrasında cemiyet ,vakıf ,topluluk .fırka gibi adlarla gizli partiler kurulmuş olsa da  1789 Fransız Devrimi sonrasında partilileşme hız kazanmış ve  ilk siyasi parti ABD’de 1795-1800 yılları arasında Cumhuriyetçi Parti adıyla ,İngiltere’de ise 1877 yılında kurulan Ulusal Liberal Federasyonu olarak resmi olarak kurulmuştur.

            Biz de ise  siyasi nitelikli ilk dernekler, milli bağımsızlıklarını arzulayan azınlık grupları tarafından kurulmuşlardır. Örneğin Etnik-i Eterya Cemiyeti. Bağımsız bir Yunanistan kurma hayaliyle 1814 yılında kurulmuştur.Türklerin kurduğu ilk siyasi dernek, 1859 yılında gizli olarak yapılanan “Fedailer Cemiyeti”dir. Dikkat edilirse Tanzimat Fermanı sonrası siyasallaşmanın arttığı görülecektir. 1876 yılında ilan edilen Kanun-i Esasi’nin, 120. Maddesinin 1909 yılında değiştirilmesine kadar, Osmanlı’da siyasi parti, cemiyet,fırka kurma hukuken yasaktır. Dolayısıyla o tarihe kadar kurulmuş olan tüm cemiyetler “gizli” olarak kurulmuş ve gizli faaliyetler yürütmüşlerdir. 

          1909 değişikliklerinden sonra daha önce gizli faaliyet yürüten cemiyetlerin bir kısmı yasal olarak kurulmuşlardır. Dönemin en önemli partileri ise “İttihat ve Terakki Partisi” ile “Hürriyet ve İtilaf Fırkası” olmuştur. “ Bilinenin aksine  1859 da kurulan Fedailer Cemiyeti”nden  Cumhuriyetin ilanı sonrası  9 Eylül 1923’te kurulan “Halk Fırkası” na kadar 60’ın üzerinde parti kurulmuştur. Bu partiler arasında Müdafaa için kurulmuş cemiyetler olsa da Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası, Amele Fırkası, Gizli Komünist Fırkası gibi sosyalist partiler, Türkiye Komünist Fırkası, Türkiye Komünist Partisi gibi komünist ideoloji partileri, Teali-i İslâm Cemiyeti gibi İslami , Sosyal Demokrat Fırkası veya yabancı azınlıkların kurduğu partiler ve kurtuluş savası için kurulmuş müdafaa partileri  veya manda talepli partiler de kuruldu.Hatta 1913 yılında feminist kadınlar tarafından kurulan  “Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti “ nin de olduğunu hatırlatmak gerekecektir.

            Demokratikleşme sürecinde bugün ciddi bir yol alan ülkemizde ilk genel seçimler 144 yıl önce bugün kü manada resmi partilerin olmadığı dönemde 1877 yılında yapılmıştır. Ancak, yerel seçim süreci biraz daha eskiye dayanmaktadır. Devlet, daha etkin vergi toplayabilmek için taşrada Muhassıl Meclisi adıyla yerel kurumlar oluşturmuştu. Bu kurumların başında bir tür mali vali olan ve “muhassıl” olarak adlandırılan bir yönetici, onun yanında da bir meclis bulunmaktaydı. Bu meclisin üyelerinin bir kısmı atamayla, bir kısmı da seçimle işbaşına gelmekteydi .Tanzimat Fermanı’nın 1839 yılında ilan edilmesiyle devreye giren bu uygulama ile yerel seçim süreci Bizde tam 182 yıl önce başlatılmıştır.

                   Siyasal parti denince aklımıza , “Ortak görüş, ortak çıkar ve aynı siyasi hareket etrafında birleşen insan topluluğu anlaşılır.” (Teziç,1976:5-6).Siyasal parti, aynı görüş etrafında biraya gelen insanların, siyasal iktidarı ele geçirmek niyetiyle kurdukları organizasyondur. Siyasal partiler, belirli insan gruplarının ortak çıkarlarını demokratik düzen içerisinde etkili kılma amacı ile kurulurlar. Bu ortak çıkarlar, toplum ve devlet düzenine yön verme ve etkileme odaklıdır (Perinçek,1985:93). Siyasal partiler, siyasal temsilin en önemli unsurlarındandırlar (Aliefendioğlu,1999:96). Ülkemizdeki Siyasi Partiler Kanunu’nda siyasi partiler şöyle tanımlanmıştır:

Tanım: Madde 3 – Siyasi partiler, Anayasa ve kanunlara uygun olarak; milletvekili ve mahalli idareler seçimleri yoluyla, tüzük ve programlarında belirlenen görüşleri doğrultusunda çalışmaları ve açık propagandaları ile milli iradenin oluşmasını sağlayarak demokratik bir Devlet ve toplum düzeni içinde ülkenin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması amacını güden ve ülke çapında faaliyet göstermek üzere teşkilatlanan tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır.

            Siyasi partilerin kurulması,seçimlere gidilmesi .bazı yöneticilerin seçimle gelmesi  düzenin gerçekten adil ve halkın iradesi ile mi olmuştur sorusunu da aklımıza getirmektedir. Cevabı hiçbir zaman tereddütsüz evet olmayacaktır. Çünkü bu sadece partilerle oluşan bir durum da değildir. Çünkü partilerin kurulması ve demokratikleşme siyasal değişim ve dönüşüm, sadece seçim sistemleri ile ilgili değil seçmenler ve seçmenlere etki eden siyasi kültür ile de ilgilidir.

            “Siyasi kültürdeki yaşanan değişim ve dönüşümleri görmek ise toplumsal yapıyı ve toplumsal değişim ve dönüşümleri görmekle ancak mümkündür. Örneğin Fransa’da nehir boyunca yolculuk eden Danimarkalı Vikinglere, kıyıdan birinin “Efendiniz kimdir?” diye sorması ve gemidekilerin “Efendimiz yok, hepimiz eşitiz.” diye cevap vermesi, akıllara eşitlik ve demokrasinin ne derece mükemmel ve muazzam olduğu izlenimini verse de, orada bahsedilen eşitliğin sadece ‘özgür erkekler’ ile sınırlı olduğu gerçeğini de gizlememektedir. Yani Vikinglerin övündükleri eşitlik, zenginlik ve konumlarına göre farklılık göstermekle beraber sadece özgür erkekler arasında idi.”(Dahl,)

Demokratik toplumlarda siyasal yönetim işi siyasal partiler ile diğer siyasal organizasyonlar ve kişiler marifetiyle yapılır. Parlamenter sistemin başlangıcını 1215 Magna Carta’ya kadar  geriye getirmek mümkün olsa da içinde halk’in seçimi söz konusu değildir.Bugünkü anlamda 16. yüzyıl sonrasında cemiyet ,vakıf ,topluluk .fırka gibi adlarla gizli partiler kurulmuş olsa da  1789 Fransız Devrimi sonrasında partilileşme hız kazanmış ve  ilk siyasi parti ABD’de 1795-1800 yılları arasında Cumhuriyetçi Parti adıyla ,İngiltere’de ise 1877 yılında kurulan Ulusal Liberal Federasyonu olarak resmi olarak kurulmuştur.

            Biz de ise  siyasi nitelikli ilk dernekler, milli bağımsızlıklarını arzulayan azınlık grupları tarafından kurulmuşlardır. Örneğin Etnik-i Eterya Cemiyeti. Bağımsız bir Yunanistan kurma hayaliyle 1814 yılında kurulmuştur.Türklerin kurduğu ilk siyasi dernek, 1859 yılında gizli olarak yapılanan “Fedailer Cemiyeti”dir. Dikkat edilirse Tanzimat Fermanı sonrası siyasallaşmanın arttığı görülecektir. 1876 yılında ilan edilen Kanun-i Esasi’nin, 120. Maddesinin 1909 yılında değiştirilmesine kadar, Osmanlı’da siyasi parti, cemiyet,fırka kurma hukuken yasaktır. Dolayısıyla o tarihe kadar kurulmuş olan tüm cemiyetler “gizli” olarak kurulmuş ve gizli faaliyetler yürütmüşlerdir. 

          1909 değişikliklerinden sonra daha önce gizli faaliyet yürüten cemiyetlerin bir kısmı yasal olarak kurulmuşlardır. Dönemin en önemli partileri ise “İttihat ve Terakki Partisi” ile “Hürriyet ve İtilaf Fırkası” olmuştur. “ Bilinenin aksine  1859 da kurulan Fedailer Cemiyeti”nden  Cumhuriyetin ilanı sonrası  9 Eylül 1923’te kurulan “Halk Fırkası” na kadar 60’ın üzerinde parti kurulmuştur. Bu partiler arasında Müdafaa için kurulmuş cemiyetler olsa da Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası, Amele Fırkası, Gizli Komünist Fırkası gibi sosyalist partiler, Türkiye Komünist Fırkası, Türkiye Komünist Partisi gibi komünist ideoloji partileri, Teali-i İslâm Cemiyeti gibi İslami , Sosyal Demokrat Fırkası veya yabancı azınlıkların kurduğu partiler ve kurtuluş savası için kurulmuş müdafaa partileri  veya manda talepli partiler de kuruldu.Hatta 1913 yılında feminist kadınlar tarafından kurulan  “Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti “ nin de olduğunu hatırlatmak gerekecektir.

            Demokratikleşme sürecinde bugün ciddi bir yol alan ülkemizde ilk genel seçimler 144 yıl önce bugün kü manada resmi partilerin olmadığı dönemde 1877 yılında yapılmıştır. Ancak, yerel seçim süreci biraz daha eskiye dayanmaktadır. Devlet, daha etkin vergi toplayabilmek için taşrada Muhassıl Meclisi adıyla yerel kurumlar oluşturmuştu. Bu kurumların başında bir tür mali vali olan ve “muhassıl” olarak adlandırılan bir yönetici, onun yanında da bir meclis bulunmaktaydı. Bu meclisin üyelerinin bir kısmı atamayla, bir kısmı da seçimle işbaşına gelmekteydi .Tanzimat Fermanı’nın 1839 yılında ilan edilmesiyle devreye giren bu uygulama ile yerel seçim süreci Bizde tam 182 yıl önce başlatılmıştır.

                   Siyasal parti denince aklımıza , “Ortak görüş, ortak çıkar ve aynı siyasi hareket etrafında birleşen insan topluluğu anlaşılır.” (Teziç,1976:5-6).Siyasal parti, aynı görüş etrafında biraya gelen insanların, siyasal iktidarı ele geçirmek niyetiyle kurdukları organizasyondur. Siyasal partiler, belirli insan gruplarının ortak çıkarlarını demokratik düzen içerisinde etkili kılma amacı ile kurulurlar. Bu ortak çıkarlar, toplum ve devlet düzenine yön verme ve etkileme odaklıdır (Perinçek,1985:93). Siyasal partiler, siyasal temsilin en önemli unsurlarındandırlar (Aliefendioğlu,1999:96). Ülkemizdeki Siyasi Partiler Kanunu’nda siyasi partiler şöyle tanımlanmıştır:

Tanım: Madde 3 – Siyasi partiler, Anayasa ve kanunlara uygun olarak; milletvekili ve mahalli idareler seçimleri yoluyla, tüzük ve programlarında belirlenen görüşleri doğrultusunda çalışmaları ve açık propagandaları ile milli iradenin oluşmasını sağlayarak demokratik bir Devlet ve toplum düzeni içinde ülkenin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması amacını güden ve ülke çapında faaliyet göstermek üzere teşkilatlanan tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır.

            Siyasi partilerin kurulması,seçimlere gidilmesi .bazı yöneticilerin seçimle gelmesi  düzenin gerçekten adil ve halkın iradesi ile mi olmuştur sorusunu da aklımıza getirmektedir. Cevabı hiçbir zaman tereddütsüz evet olmayacaktır. Çünkü bu sadece partilerle oluşan bir durum da değildir. Çünkü partilerin kurulması ve demokratikleşme siyasal değişim ve dönüşüm, sadece seçim sistemleri ile ilgili değil seçmenler ve seçmenlere etki eden siyasi kültür ile de ilgilidir.

            “Siyasi kültürdeki yaşanan değişim ve dönüşümleri görmek ise toplumsal yapıyı ve toplumsal değişim ve dönüşümleri görmekle ancak mümkündür. Örneğin Fransa’da nehir boyunca yolculuk eden Danimarkalı Vikinglere, kıyıdan birinin “Efendiniz kimdir?” diye sorması ve gemidekilerin “Efendimiz yok, hepimiz eşitiz.” diye cevap vermesi, akıllara eşitlik ve demokrasinin ne derece mükemmel ve muazzam olduğu izlenimini verse de, orada bahsedilen eşitliğin sadece ‘özgür erkekler’ ile sınırlı olduğu gerçeğini de gizlememektedir. Yani Vikinglerin övündükleri eşitlik, zenginlik ve konumlarına göre farklılık göstermekle beraber sadece özgür erkekler arasında idi.”(Dahl,)

Av. Bilgehan Altaş

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.