Türkçe'nin Başkenti Kırşehir'e, Bu Durum Hiç Yakışmıyor !

DİĞER (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 21.10.2016 - 14:12, Güncelleme: 05.05.2023 - 17:12
 

Türkçe'nin Başkenti Kırşehir'e, Bu Durum Hiç Yakışmıyor !

Geçtiğimiz günlerde ''Kırşehir Ansiklopedisi'' tanıtımında konuşan Prof. Dr. İlhan Şahin Kırşehir için ''Türkçe'nin Başkenti'' ifadesini kullanmıştı. Kırşehir'in böyle özelliği tabi ki  vardı ama  dile getirilmeyen bir durumdu. Alplerin, Erenlerin, Ozanların vatanı Kırşehir, elbette Türkçe'nin başkenti olmalıdır. Peki, Kırşehir bu değerinin kıymetini ne kadar biliyor ? Kırşehir'e Türkçe'nin başkentidir demek hepimizi gerçekten mutlu etti, onurlandırdı ama gelin görün ki yabancı ve Türkçe kelimeler bir araya getirilerek oluşturulan yozlaşmış iş yeri ve kurum tabelaları Kırşehir'e hiç yakışmıyor. Şehir merkezine şöyle bir çıkın, bakın. İş yerlerinin tabelalarına iyice bir bakın. Dışarıdan gelen bir turist Kırşehir'in Türkçe'nin Başkenti olduğuna ne kadar inanır sizce... Şimdi burada marka ismi tabela ismi vererek esnafımızı da zor durumda bırakmak istemiyorum elbette ama durum gerçekten vahim. Yerli malı demek sadece kendimizin ürettiği ürünlerle, hizmetlerle değil onlara verdiğimiz isimlerle de ölçülür. Şahıslara da bir yere kadar kızıyorsunuz. Çünkü bu bilincin önceden verilmesi gerekiyor. Peki ya resmi kurumlara ne demeli... Belediye tarafından yapılan tesislerde bile bu konuya dikkat edilmemiş. Nerede '' Bugünden sonra divanda, dergâhta ve bargâhta, mecliste ve meydanda Türkçe'den başka dil kullanılmayacaktır.'' diyen Karamanoğlu Mehmet Bey gibi yöneticiler, nerede ''Tenis Cafe'' diye tesis açan yöneticiler. Mesele turist çekmekse, yöntem yanlış. Yabancı turist kendisine has kültürel öğeler bulmak için gelmiyor hatta bundan hoşnut da olmuyor. Türkiye'ye gelen İngiliz, Fransız, Alman turistler Türk kültürüne has şeyler görmek için geliyor. Bu konuda en önemli görev  yöneticilere, siyasilere düşüyor. Vatandaşa bu konuda kötü örnek olmamaları gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde Ahi Evran Üniversitesi Öğretim görevlisi Osman Karadayı'nın sunduğu öneri gerçekten güzeldi.''Türkçeyi koruma'' kanunu çıkaralım. Belediyeler de bu kanun çerçevesinde bu isim ve tabela kullanan iş yerlerine ruhsat vermesin. Tabi bundan önce kendisini düzeltmesi gerekiyor !          
Geçtiğimiz günlerde ''Kırşehir Ansiklopedisi'' tanıtımında konuşan Prof. Dr. İlhan Şahin Kırşehir için ''Türkçe'nin Başkenti'' ifadesini kullanmıştı. Kırşehir'in böyle özelliği tabi ki  vardı ama  dile getirilmeyen bir durumdu. Alplerin, Erenlerin, Ozanların vatanı Kırşehir, elbette Türkçe'nin başkenti olmalıdır. Peki, Kırşehir bu değerinin kıymetini ne kadar biliyor ? Kırşehir'e Türkçe'nin başkentidir demek hepimizi gerçekten mutlu etti, onurlandırdı ama gelin görün ki yabancı ve Türkçe kelimeler bir araya getirilerek oluşturulan yozlaşmış iş yeri ve kurum tabelaları Kırşehir'e hiç yakışmıyor. Şehir merkezine şöyle bir çıkın, bakın. İş yerlerinin tabelalarına iyice bir bakın. Dışarıdan gelen bir turist Kırşehir'in Türkçe'nin Başkenti olduğuna ne kadar inanır sizce... Şimdi burada marka ismi tabela ismi vererek esnafımızı da zor durumda bırakmak istemiyorum elbette ama durum gerçekten vahim. Yerli malı demek sadece kendimizin ürettiği ürünlerle, hizmetlerle değil onlara verdiğimiz isimlerle de ölçülür. Şahıslara da bir yere kadar kızıyorsunuz. Çünkü bu bilincin önceden verilmesi gerekiyor. Peki ya resmi kurumlara ne demeli... Belediye tarafından yapılan tesislerde bile bu konuya dikkat edilmemiş. Nerede '' Bugünden sonra divanda, dergâhta ve bargâhta, mecliste ve meydanda Türkçe'den başka dil kullanılmayacaktır.'' diyen Karamanoğlu Mehmet Bey gibi yöneticiler, nerede ''Tenis Cafe'' diye tesis açan yöneticiler. Mesele turist çekmekse, yöntem yanlış. Yabancı turist kendisine has kültürel öğeler bulmak için gelmiyor hatta bundan hoşnut da olmuyor. Türkiye'ye gelen İngiliz, Fransız, Alman turistler Türk kültürüne has şeyler görmek için geliyor. Bu konuda en önemli görev  yöneticilere, siyasilere düşüyor. Vatandaşa bu konuda kötü örnek olmamaları gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde Ahi Evran Üniversitesi Öğretim görevlisi Osman Karadayı'nın sunduğu öneri gerçekten güzeldi.''Türkçeyi koruma'' kanunu çıkaralım. Belediyeler de bu kanun çerçevesinde bu isim ve tabela kullanan iş yerlerine ruhsat vermesin. Tabi bundan önce kendisini düzeltmesi gerekiyor !          
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.