Orta Anadolu Kıta İçi Fay Sistemi Diri Fayları

BİLİM 04.06.2020 - 19:04, Güncelleme: 05.05.2023 - 17:12
 

Orta Anadolu Kıta İçi Fay Sistemi Diri Fayları

Orta Anadolu Ova Bölgesi, kuzeyde KAFZ, doğuda DAFZ, güneyde Ege Kıbrıs Yayı ve batıda Ege Açılma Sistemi arasında kalmış geniş bir bölgeyi kapsar. Bu bölgede KD-GB ve KB-GD doğrultulu bağımsız doğrultu atımlı faylar ile KAFZ ve DAFZ'den ayrılan faylar bulunur.

Kırşehir Yöresi Diri Fayları: Kırşehir yöresinde, Keskin-Yerköy-Mucur-Kaman arasında küçük boyutlu, birbirinden bağımsız ve değişik doğrultulara sahip faylar Kırşehir yöresi diri fayları adı altında incelenmiştir (Şaroğlu vd. 1987). Bu yöredeki faylar, Kırşehir-Mucur ve Keskin civarında dağılım göstermektedir. Kırşehir-Mucur yöresindeki en belirgin fay, Mucur’un KD’sunda, Seyfe gölü güneyinde yer alan yaklaşık 7 km uzunlukta, iki kırıktan oluşan KB-GD gidişli faylardır (Şaroğlu vd. 1987). Mucur yöresindeki diğer fay, Mucur-Kırşehir karayolunun 8. km’sinde izlenebilen KB-GD gidişli faydır. Batı tarafı aşağıya düşmüş olan fay, Neojen yaşlı birimleri kesmektedir. Ayrıca Kırşehir batısında Neojen yaşlı çökelleri kesen küçük boyutlarda üç fay daha bulunmaktadır (Şaroğlu vd. 1987). Keskin civarında ise egemen olarak KKB-GGD ve KD-GB gidişli birbirinden bağımsız ya da paralel olan iki kırık takımı uzanmaktadır (Şaroğlu vd. 1987). Bu fayların en büyükleri yaklaşık 6 km civarındadır. Arni (1940), 1938 depreminde, Keskin yakınlarında uzanan faylarda yüzey kırıklarının geliştiğini belirtmektedir. Şaroğlu vd. (1987), 1938 depreminden dolayı bu fayların tümünü olası diri fay olarak nitelendirmişlerdir. Jackson ve McKenzie (1984) söz konusu depreminin fay düzlemini sağ yönlü doğrultu atımlı faylanma olarak tespit etmişlerdir.     Gümüşkent (Nevşehir) Fayı: Nevşehir’in 25 km batısında, Gümüşkent’in 2 km kuzeyinde, yaklaşık 19 km uzunluktaki K60B gidişli fay, Gümüşkent fayı olarak adlandırılmıştır (Şaroğlu vd. 1987). Fay, güney bloğu düşmüş normal fay karakterindedir. Şaroğlu vd. (1987), fayın Kuvaterner yaşlı birimleri etkileyip etkilemediğini saptayamadıklarını fakat Kuvaterner morfolojisini etkilediklerini ileri sürmektedirler. Bu nedenle fay diri olarak kabul edilmiştir.   Tuzgölü (Konya) Fayı: Tuzgölü’nün doğusunda, Kulu KD’su ile Bor arasında uzanan yaklaşık 180 km uzunlukta, KB-GD genel gidişli fay Tuzgölü fayı (Şengör 1980, Şaroğlu vd. 1987), Şereflikoçhisar-Aksaray fayı (Uygun 1981) olarak adlandırılmıştır. Tuzgölü fayının Kulu KD’su ile Boğazkaya köyü (Aksaray) arasında uzanan 100 km’lik bölümü morfolojik olarak doğudan Tuzgölü’nü sınırlamaktadır. 21.4.1983 Kulu-Köşker depremi, bu bölümün batı ucunda olmuş ve Kulu ile Bala ilçelerine bağlı Köşker, Karahamzalı, Aktaş ve Abdülgediği köylerinde hasar yapmıştır. Çok eski tarihsel kayıtlarda Şereflikoçhisar ve Aksaray’ı yıkan büyük depremlerin olduğu görülmektedir. Şaroğlu vd. (1987), morfolojik verilere göre Tuzgölü fayı’nın bu kuzey bölümünün olası diri olduğunu belirtmişlerdir. Tuzgölü fayının güney bölümü, yaklaşık 80 km uzunlukta olup, Boğazkaya (Aksaray) ile Bor arasında uzanır. Fay, bu bölümde K42B gidişlidir ve Boğazkaya ile Altunhisar arasında morfolojik olarak çok belirgindir. Şaroğlu vd. (1987), Tuzgölü fayının sağ yönlü doğrultu atım bileşenli eğim atımlı fay olduğunu, ancak bölgesel tektonik rejime göre eğim atımın ters fay olması gerektiğini söylemektedirler.     Kilbasan-Hotamiş Gölü (Konya) Fay Zonu: Karaman kuzeyinde, yaklaşık 25 km uzunlukta, birkaç faydan oluşan KKB-GGD gidişli fay zonu Kılbasan-Hotamışgölü (Konya) fay zonu olarak adlandırılmıştır (ġaroğlu vd. 1987). Bu zonun iki önemli fayından birisi, Madenşehri-Eğilmez köyleri arasında uzanan yaklaşık 10 km uzunlukta, ortası çöken mercek şekilli bir faydır (Şaroğlu vd. 1987). Bu zonun diğer fayı, Uzunkuyu-Firuz arasında uzanan yaklaşık 5 km uzunlukta, K-G gidişli bir faydır (Şaroğlu vd. 1987). Alüvyonlar içinden geçen fayın doğu tarafı yüksekte bulunmaktadır. Kılbasan-Hotamışgölü fay zonunun ikincisi, Adakale-Süleymanhacı köyleri arasında uzanan yaklaşık 8.5 km uzunlukta, K10B gidişli faydır. Şaroğlu vd. (1987), normal fay karakterinde olan bu iki fay arasında bulunan Acıgöl’ün fay denetiminde gelişmiş tektonik kökenli bir göl olduğunu belirtmektedir. araştırmacılar, morfolojik verilere ve Pliyo-Kuvaterner yaşlı birimleri kesmelerine bağlı olarak,fayın diri olduğunu ileri sürmektedirler.   Ecemiş (Niğde) Fayı: Adana’nın kuzeyinde, KKD-GGB genel gidişli, değişik jeolojik birimleri yan yana getiren uzun bir tektonik kuşak Ecemiş Koridoru olarak adlandırılmıştır (Blumenthal 1952, Arpat ve Şaroğlu 1975, Özgül 1976, Yetiş 1978, Tekeli vd. 1984, Şaroğlu vd. 1987). Yetiş (1978), Ecemiş fayının Lütesiyen öncesi-Paleosen sonrası bir dönemde oluştuğunu; fayın hem düşey hem de doğrultu atım bileşenli olduğunu; düşey bileşenin günümüzde geliştiğini; doğu bloğunun batı bloğa göre 10 metreden daha fazla yükseldiğini ve toplam sol yönlü atımın 80 +/- 10 km olduğunu ileri sürmektedir. Tekeli vd. (1984), Ecemiş fayının Aladağlar’ın yapısal evriminde önemli rol oynadığını ve en son hareketinin sol yönlü doğrultu atımlı olduğunu belirtmektedir.     Erciyes Fayı: Kayseri'nin KD'sunda, Sarımsaklı köyü ile güneyde Develi KD'sundaki Kızık köyü arasında uzanan yaklaşık 63 km uzunlukta, KD-GB gidişli fay Erciyes Fayı olarak adlandırılımıştır (Güner vd. 1984, Şaroğlu vd. 1987). Erciyes fayı, Ecemiş fayı ile aynı doğrultuya sahip olması nedeniyle, Ecemiş fayının devamı niteliğinde görünmektedir. Şaroğlu vd. (1987), Erciyes fayının düşey bileşenli sol yönlü doğrultu atımlı fay olduğunu ileri sürmektedir. 20 Şubat 1940 depremi, Erciyes fayının en belirgin olduğu bir bölümde meydana gelmiştir.   Deliler (Çorum) Fayı: Sarıoğlan ile Tuzla gölü arasında uzanan yaklaşık 70 km uzunlukta K76D gidişli fay, Deliler fayı olarak adlandırılmıştır (Erkan vd. 1978, Şaroğlu vd. 1987). Şaroğlu vd. (1987), 30 km güneybatısında yer alan sol yönlü doğrultu atımlı Erciyes fayına bağlı olarak, Deliler fayının da düşey bileşenli sol yönlü doğrultu atımlı olacağını belirtmektedirler. Aynı araştırmacılar, morfolojik verilere göre, fayın olası diri fay olarak nitelendirmişlerdir.     Salhançayı Fayı: 14 Ağustos 1996 depremine neden olan Salhançayı fayı olarak adlandırılmıştır (Demirtaş 1996). Fay, yaklaşık 35-40 km uzunluktadır. Bu fay, Merzifon ovasının güneyini sınırlayarak Salhançayı deresini izleyerek Saraycık ve Kamışlı köyleri yakınından geçmekte ve Çaybaşı köyüne kadar uzanmaktadır. Fay Pliyosen yaşlı birimleri kesdiği için Pliyosen'den daha genç olduğu söylenebilir. Fay boyunca gözlenen iki çek-ayır havza, fayın sağ yönlü doğrultu atımlı fay olduğunu göstermektedir.
Orta Anadolu Ova Bölgesi, kuzeyde KAFZ, doğuda DAFZ, güneyde Ege Kıbrıs Yayı ve batıda Ege Açılma Sistemi arasında kalmış geniş bir bölgeyi kapsar. Bu bölgede KD-GB ve KB-GD doğrultulu bağımsız doğrultu atımlı faylar ile KAFZ ve DAFZ'den ayrılan faylar bulunur.

Kırşehir Yöresi Diri Fayları: Kırşehir yöresinde, Keskin-Yerköy-Mucur-Kaman arasında küçük boyutlu, birbirinden bağımsız ve değişik doğrultulara sahip faylar Kırşehir yöresi diri fayları adı altında incelenmiştir (Şaroğlu vd. 1987). Bu yöredeki faylar, Kırşehir-Mucur ve Keskin civarında dağılım göstermektedir. Kırşehir-Mucur yöresindeki en belirgin fay, Mucur’un KD’sunda, Seyfe gölü güneyinde yer alan yaklaşık 7 km uzunlukta, iki kırıktan oluşan KB-GD gidişli faylardır (Şaroğlu vd. 1987). Mucur yöresindeki diğer fay, Mucur-Kırşehir karayolunun 8. km’sinde izlenebilen KB-GD gidişli faydır. Batı tarafı aşağıya düşmüş olan fay, Neojen yaşlı birimleri kesmektedir. Ayrıca Kırşehir batısında Neojen yaşlı çökelleri kesen küçük boyutlarda üç fay daha bulunmaktadır (Şaroğlu vd. 1987). Keskin civarında ise egemen olarak KKB-GGD ve KD-GB gidişli birbirinden bağımsız ya da paralel olan iki kırık takımı uzanmaktadır (Şaroğlu vd. 1987). Bu fayların en büyükleri yaklaşık 6 km civarındadır. Arni (1940), 1938 depreminde, Keskin yakınlarında uzanan faylarda yüzey kırıklarının geliştiğini belirtmektedir. Şaroğlu vd. (1987), 1938 depreminden dolayı bu fayların tümünü olası diri fay olarak nitelendirmişlerdir. Jackson ve McKenzie (1984) söz konusu depreminin fay düzlemini sağ yönlü doğrultu atımlı faylanma olarak tespit etmişlerdir.

 

 

Gümüşkent (Nevşehir) Fayı: Nevşehir’in 25 km batısında, Gümüşkent’in 2 km kuzeyinde, yaklaşık 19 km uzunluktaki K60B gidişli fay, Gümüşkent fayı olarak adlandırılmıştır (Şaroğlu vd. 1987). Fay, güney bloğu düşmüş normal fay karakterindedir. Şaroğlu vd. (1987), fayın Kuvaterner yaşlı birimleri etkileyip etkilemediğini saptayamadıklarını fakat Kuvaterner morfolojisini etkilediklerini ileri sürmektedirler. Bu nedenle fay diri olarak kabul edilmiştir.

 

Tuzgölü (Konya) Fayı: Tuzgölü’nün doğusunda, Kulu KD’su ile Bor arasında uzanan yaklaşık 180 km uzunlukta, KB-GD genel gidişli fay Tuzgölü fayı (Şengör 1980, Şaroğlu vd. 1987), Şereflikoçhisar-Aksaray fayı (Uygun 1981) olarak adlandırılmıştır. Tuzgölü fayının Kulu KD’su ile Boğazkaya köyü (Aksaray) arasında uzanan 100 km’lik bölümü morfolojik olarak doğudan Tuzgölü’nü sınırlamaktadır. 21.4.1983 Kulu-Köşker depremi, bu bölümün batı ucunda olmuş ve Kulu ile Bala ilçelerine bağlı Köşker, Karahamzalı, Aktaş ve Abdülgediği köylerinde hasar yapmıştır. Çok eski tarihsel kayıtlarda Şereflikoçhisar ve Aksaray’ı yıkan büyük depremlerin olduğu görülmektedir. Şaroğlu vd. (1987), morfolojik verilere göre Tuzgölü fayı’nın bu kuzey bölümünün olası diri olduğunu belirtmişlerdir. Tuzgölü fayının güney bölümü, yaklaşık 80 km uzunlukta olup, Boğazkaya (Aksaray) ile Bor arasında uzanır. Fay, bu bölümde K42B gidişlidir ve Boğazkaya ile Altunhisar arasında morfolojik olarak çok belirgindir. Şaroğlu vd. (1987), Tuzgölü fayının sağ yönlü doğrultu atım bileşenli eğim atımlı fay olduğunu, ancak bölgesel tektonik rejime göre eğim atımın ters fay olması gerektiğini söylemektedirler.

 

 

Kilbasan-Hotamiş Gölü (Konya) Fay Zonu: Karaman kuzeyinde, yaklaşık 25 km uzunlukta, birkaç faydan oluşan KKB-GGD gidişli fay zonu Kılbasan-Hotamışgölü (Konya) fay zonu olarak adlandırılmıştır (ġaroğlu vd. 1987). Bu zonun iki önemli fayından birisi, Madenşehri-Eğilmez köyleri arasında uzanan yaklaşık 10 km uzunlukta, ortası çöken mercek şekilli bir faydır (Şaroğlu vd. 1987). Bu zonun diğer fayı, Uzunkuyu-Firuz arasında uzanan yaklaşık 5 km uzunlukta, K-G gidişli bir faydır (Şaroğlu vd. 1987). Alüvyonlar içinden geçen fayın doğu tarafı yüksekte bulunmaktadır. Kılbasan-Hotamışgölü fay zonunun ikincisi, Adakale-Süleymanhacı köyleri arasında uzanan yaklaşık 8.5 km uzunlukta, K10B gidişli faydır. Şaroğlu vd. (1987), normal fay karakterinde olan bu iki fay arasında bulunan Acıgöl’ün fay denetiminde gelişmiş tektonik kökenli bir göl olduğunu belirtmektedir. araştırmacılar, morfolojik verilere ve Pliyo-Kuvaterner yaşlı birimleri kesmelerine bağlı olarak,fayın diri olduğunu ileri sürmektedirler.

 

Ecemiş (Niğde) Fayı: Adana’nın kuzeyinde, KKD-GGB genel gidişli, değişik jeolojik birimleri yan yana getiren uzun bir tektonik kuşak Ecemiş Koridoru olarak adlandırılmıştır (Blumenthal 1952, Arpat ve Şaroğlu 1975, Özgül 1976, Yetiş 1978, Tekeli vd. 1984, Şaroğlu vd. 1987). Yetiş (1978), Ecemiş fayının Lütesiyen öncesi-Paleosen sonrası bir dönemde oluştuğunu; fayın hem düşey hem de doğrultu atım bileşenli olduğunu; düşey bileşenin günümüzde geliştiğini; doğu bloğunun batı bloğa göre 10 metreden daha fazla yükseldiğini ve toplam sol yönlü atımın 80 +/- 10 km olduğunu ileri sürmektedir. Tekeli vd. (1984), Ecemiş fayının Aladağlar’ın yapısal evriminde önemli rol oynadığını ve en son hareketinin sol yönlü doğrultu atımlı olduğunu belirtmektedir.

 

 

Erciyes Fayı: Kayseri'nin KD'sunda, Sarımsaklı köyü ile güneyde Develi KD'sundaki Kızık köyü arasında uzanan yaklaşık 63 km uzunlukta, KD-GB gidişli fay Erciyes Fayı olarak adlandırılımıştır (Güner vd. 1984, Şaroğlu vd. 1987). Erciyes fayı, Ecemiş fayı ile aynı doğrultuya sahip olması nedeniyle, Ecemiş fayının devamı niteliğinde görünmektedir. Şaroğlu vd. (1987), Erciyes fayının düşey bileşenli sol yönlü doğrultu atımlı fay olduğunu ileri sürmektedir. 20 Şubat 1940 depremi, Erciyes fayının en belirgin olduğu bir bölümde meydana gelmiştir.

 

Deliler (Çorum) Fayı: Sarıoğlan ile Tuzla gölü arasında uzanan yaklaşık 70 km uzunlukta K76D gidişli fay, Deliler fayı olarak adlandırılmıştır (Erkan vd. 1978, Şaroğlu vd. 1987). Şaroğlu vd. (1987), 30 km güneybatısında yer alan sol yönlü doğrultu atımlı Erciyes fayına bağlı olarak, Deliler fayının da düşey bileşenli sol yönlü doğrultu atımlı olacağını belirtmektedirler. Aynı araştırmacılar, morfolojik verilere göre, fayın olası diri fay olarak nitelendirmişlerdir.

 

 

Salhançayı Fayı: 14 Ağustos 1996 depremine neden olan Salhançayı fayı olarak adlandırılmıştır (Demirtaş 1996). Fay, yaklaşık 35-40 km uzunluktadır. Bu fay, Merzifon ovasının güneyini sınırlayarak Salhançayı deresini izleyerek Saraycık ve Kamışlı köyleri yakınından geçmekte ve Çaybaşı köyüne kadar uzanmaktadır. Fay Pliyosen yaşlı birimleri kesdiği için Pliyosen'den daha genç olduğu söylenebilir. Fay boyunca gözlenen iki çek-ayır havza, fayın sağ yönlü doğrultu atımlı fay olduğunu göstermektedir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.