Abdal Türkmen Geleneğinin son ve en büyük temsilcisi Neşet Ertaş…   Düşünün ki onunla aynı dönemde yaşama şansına sahip olduk ve tanışma şerefine eriştik.   Yüzlerce yıl sonra tıpkı Karacaoğlan ve Dadaloğlu gibi anılacak bir Ozan’ı kanlı canlı görebildik, ne mutlu bize …   Onun sahip olduğu ve bugünlere taşıdığı gelenek; sanattan öte Türk Kültürü’nün en önemli hazinelerinden birisi.   Bu kültür hazinesi, hiçbir aracıya gerek duymadan geleneğin sahipleri tarafından aktarılarak gelecek nesillere ulaştırılır ve iletilir…   Neşet Ertaş da ismiyle cismiyle herhangi bir aracıya gerek duymadan sadece eserleriyle ve felsefesiyle yüzlerce yıl sonrasına taşınacak ve yaşatılacak bir isim olarak tarihteki yerini almıştır.   Ama daha aramızdan ayrılışının 10. Yıldönümü dolmadan, Neşet Ertaş belki de tarihinin en büyük saygısızlığına uğramaktadır.   Bu öyle bir saygısızlık ki … Onun hatırası, geleneği, kültürü, felsefesi yerle yeksan ediliyor, ayaklar altına alınıyor.   ‘’Ben gençlerin cebindeki sigara parasını almam’’ diyerek paralı konser vermeyi reddeden Neşet Ertaş, hayatını konu alan filme,  para alınarak girilmesine müsaade edecek öyle mi ?   Neşet Ertaş’ı gerçekten idrak edebilmiş, özümsemiş ve kanıksamış her bireyin, buna asla ve asla katiyetle izin vermeyeceğini de bilmesi gerekir.   Çünkü ozanların gelecek nesillere taşınması ve ulaşması için sinema gibi bir aracıya ihtiyacı yoktur.   Bu aktarım en azından bu gelenekte yoktur ve olmayacaktır.   Çünkü öteden beri var olagelen bir işleyiş vardır bu gelenekte…   Bu işleyişe müdahale etmek ve farklı aktarım yollarına girmek ; kapitalizmin, insanların hayatına soktuğu popüler kültürün dönemsel çıkarlar uğruna böylesi işleyişleri deforme etmeye yönelik girişimlerinden ibarettir.   Neşet Ertaş, zamanın ötesinden gelen ve gönüllerimize ışık tutan bir bilgedir.   Bu onun beşeri özellikleri ile birlikte, biriken kültür hazinesini bizlere taşıyan ve daha da değerli hale getiren bir şahsiyet olması ile ilgilidir.   Yazdığı ve bağlamasıyla söylediği türküler hem duygulandırır hem düşündürür.   Her konuşması bizim için ders niteliğindedir çünkü binlerce yıllık deneyimlerin destanını sözlerle bize aktarır ve taşır.   Neşet Ertaş, zamanın ötesinden gelen bir bilge olmasının getirdiği iyi niyetliliği nedeniyle dönemimizde iyice ayyuka çıkan art niyetli bazı kesimlerin de kurbanı olmuştur.   Bu topluluk, Neşet Ertaş’ın etrafında bulunup, sanatına değer veriyor imajıyla ondan nemalanmaya çalışanlardan başkası değildir.   Nitekim hayatını kaleme aldığını ve türkülerini notalarıyla yazacağını söyleyerek Neşet Ertaş’ın iyi niyetini suistimal edercesine ona sürekli evrak imzalatma derdine düşenlerin asıl amacının da ne olduğu ayan beyan ortadadır.   Meğer amaçları Neşet Ertaş’ın üzerinden rant elde etmek ve kendilerine dünyalık kurmakmış…   "İnsana lazım olan iki sokum ekmek ve yatacak bir yer. Fazlası haramdır." Diyen Neşet Ertaş, birileri köşeyi dönsün diye filmine izin verecek öyle mi ?   Bu tiplere inanan, bunları destekleyenlere yazıklar olsun !   Kapitalizmin kölesi olmuşsunuz , farkında mısınız ? Kendinize gelin…   ‘’Rızasız Bahçenin gülü derilmez’’ diyen bir ozanın ailesine yapılan zulüm ortada iken bu zulme destek veren ve sesini çıkarmayan, engel olmayanlar… Şeytanın, aracılığını yapmaktan vazgeçin !   Neşet Ertaş’ın rıza göstermediği, ‘’çekilmesin’’ diye vasiyet ettiği filme engel olmamak, bu günaha ortak olmaktır.   Bu günaha ortak olmayın, protesto edin, boykot edin asla rıza göstermeyin.   Bu bizim Büyük Usta’ya karşı tarihi görevimizdir unutmayın !   Ömer Duran