NE AYASOFYA, NE GAZ MİLLİ MESELE EKONOMİK ENKAZ

GÜNDEM 02.09.2020 - 17:47, Güncelleme: 05.05.2023 - 17:12
 

NE AYASOFYA, NE GAZ MİLLİ MESELE EKONOMİK ENKAZ

Gündemi yakından takip edenler, siyasetle ilgilenenler, ülkedeki ve dünyadaki gelişmeleri takip edenler objektif değerlendirmeler yaptıklarında ortak bir noktada birleşiyorlar; Ak Parti için bir bitiş seremonisinin tınısı yükselmekte! Cumhur İttifakı ise Ülkücü camianın bu ittifaka rağbet etmemesi, Ak Partiye güvenmemesi sebepleri ile adı olan ama tabanı olmayan bir ittifak olma vasfını iyice belirginleştirmiş durumda. İttifakın MHP kanadı sadece Devlet Bey ve etrafındakilerin sürdürdüğü herhangi bir etkinliği ve tabanı olmayan temsili bir ortak durumuna geldi. Şahsen yıllarca MHP kademelerinde Ar-Ge üyelikleri, il başkan yardımcılıkları, il genel meclis üyeliği ve grup başkanlığı gibi çeşitli görevlerde bulunmuş birisi olarak ülkücü camia tabanında bunları gözlemlemem hiç de zor olmuyor. Aktif görev yaptığım yıllar 2007 ve 2017 yıllar arasındadır. Yani MHP’nin Ak Partiye en sert muhalefet yaptığı çözüm süreci yıllarını, 17-25 Aralık hırsız-polis komploları gibi dönemleri siyasi kimlikle yakinen yaşamış ve çalışmış, hain 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrası olan gelişmeleri yakinen gözlemlemiş birisiyim. MHP Genel Merkezi ile temaslarımdan da edindiğim genel intiba, MHP genel merkezi de esasında Ak Partiye güvenmiyor ama şu artık ittifak söyleminden başka arka planı kalmamış olan beka mevzuu nedeniyle el mahkum bir süre bu ittifakı sürdürmeliyiz zorunluluğunda hissediyorlar kendilerini. Ülkücü camia tabanı zaten hak getire; ittifaka samimi olarak inanan ve güveneni zor bulursunuz. Lakin Devlet beyin kesin emri ve talimatları nedeniyle resmi ağızdan bir şeyler konuşmak sızdırmak katiyen yasak. Yoksa… yoksa emsal Sayın Cemal Enginyurt… Fakat siyasi mevkii işgal etmeyen, ihraç korkusu yaşamayan, amiyane tabirle sokaktaki ülkücü gayet rahat ve doğal ifadelerle cumhur İttifakı aleyhine sokakta ve sosyal medya ortamında alabildiğine sesini yükseltiyorlar.   Ayasofya 90 yıldır beklenen bir müjdeydi milletimizde, lakin her ne kadar milletçe mutlu olduysak da Ak Parti lehine umulduğu gibi şaşalı bir atmosfer yaratmadı. Akabinde Karadeniz’de süper güç oluyoruz, eksen kaydırıyoruz tamtamları ile sunulan 65 milyar dolar değerindeki doğal gaz rezervinin coşkusu da çabuk söndü. Zira ne ekonomi ( borsa, Dolar ve Euro ) ne siyasi ve toplumsal atmosfer beklenen ilgiyi göstermedi. Hatta gazın arkasından çıkan söylentilerde Sayın Erdoğan’dan sonra Ak Partini ve devletin başına ekonomiden sorumlu bakanı Berat Albayrak’ın getirilme planları yapıldığı ve damat bakanın yıldızının parlatılması için gaz mevzuunun bu kadar abartıldığı iddia edildi. “Damat Reis” İddiasının kaynağı Ak Parti eski Düzce İl Başkanı Saim Tut, Ankara Ekspresi’ndeki köşe yazısıdır. Peki Ak Partinin her parlama ve atılım iddialı projeleri neden tutmuyor ve toplumda karşılık bulmuyor? Cevap tek kelime; “ekonomi”. Hani ismi parlatılmaya çalışılan damat bakanın sorumlusu olduğu konu. Ekonomiyi takip edenler bilir ki dünyada dolar genel itibariyle değer kaybediyor, ama doların karşısında değer kazandığı tek para TL! TL’nin değer kaybı dış basında ekonomi yazılarında sık sık gündem oldu. Merak edenler google’da kısa bir tarama yapınca bunları görecektir. Doların ateşini düşürmek için sürekli para bastırılan Merkez Bankasının ve kamu bankalarının rezervlerini son bir yıldır satmaya da başladılar. Yılbaşından bu yana 60 milyar dolar satılmış. Hani bize eksen kaydıran, çağ atlatan bulduğumuz gaz rezervi değeri kadar. Kamu bankalarının döviz açığı ise 10 milyar doları aşmış durumda. En acı iddia ise Merkez Bankası'nın rezervi kalmadığı ve eksiye düştüğüdür. Üstüne covid-19 salgının getirdiği ekonomik daralma eklenince ekonomi kırmızı alarm vermeye başladı. İktidara ve ekonomi politikalarına ne içeride ne de dışarıda güven kalmadığı için ülkeye dış kaynak girişi de durmuş bulunuyor. Yabancı yatırımcı artık ülkemize gelmiyor. Zaten ülkede mevcut olanlar da ellerindekilerini de satıp Türkiye'den kaçma yollarını arıyorlar. Hükümet bu krizden çıkış yolu olarak IMF'ye zaten gidemez. Zira giderse siyaseten bugüne değin tüm söylediklerini inkâr etmiş olacağı gibi IMF ile yapılacak görüşmeleri lehimize yapabilecek bir ekonomik yeterliliğe sahip olduğumuz da şüpheli. Yazılacak çok konu var lakin ekonomi ile birlikte ülkemizin en çok sıkıntı çektiği konu hak, hukuk ve adalettir. Ak Parti yönetiminin Hukuksuz tüm eylem ve işlemleri, kendinden farklı her kişi ve toplumsal örgütlenmeye karşı baskıları, keyfi denilebilecek düzeye varan gözaltı ve tutuklamaları, mahkûmiyetleri milletçe hep beraber gözlemliyoruz. Düşünceye, ifade özgürlüğüne, internet ve sosyal medyaya getirilen yasaklarla kendi geçmişlerini güvenceye almaya çalıştıklarına şahit oluyoruz.  Polis devleti uygulamalarını hatırlatan baskılar her gün daha da şiddetini artırıyor. Polisin avukatlara yönelik hukuksuz eylem ve davranışları hafızalardan silinmeden en son Kırşehir’de 30 Ağustos akşamı yürüyüş yapmak isteyen CHP’li topluluğa yapılan baskı ve CHP milletvekili Sayın Metin İlhan’ın tartaklanmasına şahit olduk. Valilik her ne kadar olayı yalanladıysa da Sayın İlhan’ın aldığı darp raporu kafaları tekrar karıştırdı. Bu kabul edilemez olaydaki en büyük traji-komedi ise güya pandemi gerekçesi ile engellenen yürüyüşün ertesi gün Sayın Cumhurbaşkanının Giresun’da tedbirsiz ve sıkışık büyük bir kalabalığa miting yapmış olmasıdır. Yoksa virüs bu aralar sadece Kırşehir’de mi mesai yapıyordu bilemiyoruz. Ancak emin olduğumuz şey korona virüsün milli bayramlara karşı ciddi bir antipatisi olduğudur (!) Ak Parti tüm gücüyle 2023 hedefi olan ülkeyi tekrar yönetme hedefine doğru çalışmaları hızlandırırken, beraberinde toplumumuzda memnuniyetsizlik ve şikayetlerin de tüm siyasi oyun ve manipülasyonlara rağmen günbegün arttığını gözlemliyoruz. Görülen o ki 2023 seçimleri sürprizlere ve değişimlere gebe bir seçim olacağı intibaını şimdiden hissettiriyor bizlere. Bülent Demirbaş

Gündemi yakından takip edenler, siyasetle ilgilenenler, ülkedeki ve dünyadaki gelişmeleri takip edenler objektif değerlendirmeler yaptıklarında ortak bir noktada birleşiyorlar; Ak Parti için bir bitiş seremonisinin tınısı yükselmekte! Cumhur İttifakı ise Ülkücü camianın bu ittifaka rağbet etmemesi, Ak Partiye güvenmemesi sebepleri ile adı olan ama tabanı olmayan bir ittifak olma vasfını iyice belirginleştirmiş durumda. İttifakın MHP kanadı sadece Devlet Bey ve etrafındakilerin sürdürdüğü herhangi bir etkinliği ve tabanı olmayan temsili bir ortak durumuna geldi. Şahsen yıllarca MHP kademelerinde Ar-Ge üyelikleri, il başkan yardımcılıkları, il genel meclis üyeliği ve grup başkanlığı gibi çeşitli görevlerde bulunmuş birisi olarak ülkücü camia tabanında bunları gözlemlemem hiç de zor olmuyor. Aktif görev yaptığım yıllar 2007 ve 2017 yıllar arasındadır. Yani MHP’nin Ak Partiye en sert muhalefet yaptığı çözüm süreci yıllarını, 17-25 Aralık hırsız-polis komploları gibi dönemleri siyasi kimlikle yakinen yaşamış ve çalışmış, hain 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrası olan gelişmeleri yakinen gözlemlemiş birisiyim. MHP Genel Merkezi ile temaslarımdan da edindiğim genel intiba, MHP genel merkezi de esasında Ak Partiye güvenmiyor ama şu artık ittifak söyleminden başka arka planı kalmamış olan beka mevzuu nedeniyle el mahkum bir süre bu ittifakı sürdürmeliyiz zorunluluğunda hissediyorlar kendilerini. Ülkücü camia tabanı zaten hak getire; ittifaka samimi olarak inanan ve güveneni zor bulursunuz. Lakin Devlet beyin kesin emri ve talimatları nedeniyle resmi ağızdan bir şeyler konuşmak sızdırmak katiyen yasak. Yoksa… yoksa emsal Sayın Cemal Enginyurt… Fakat siyasi mevkii işgal etmeyen, ihraç korkusu yaşamayan, amiyane tabirle sokaktaki ülkücü gayet rahat ve doğal ifadelerle cumhur İttifakı aleyhine sokakta ve sosyal medya ortamında alabildiğine sesini yükseltiyorlar.

 

Ayasofya 90 yıldır beklenen bir müjdeydi milletimizde, lakin her ne kadar milletçe mutlu olduysak da Ak Parti lehine umulduğu gibi şaşalı bir atmosfer yaratmadı. Akabinde Karadeniz’de süper güç oluyoruz, eksen kaydırıyoruz tamtamları ile sunulan 65 milyar dolar değerindeki doğal gaz rezervinin coşkusu da çabuk söndü. Zira ne ekonomi ( borsa, Dolar ve Euro ) ne siyasi ve toplumsal atmosfer beklenen ilgiyi göstermedi. Hatta gazın arkasından çıkan söylentilerde Sayın Erdoğan’dan sonra Ak Partini ve devletin başına ekonomiden sorumlu bakanı Berat Albayrak’ın getirilme planları yapıldığı ve damat bakanın yıldızının parlatılması için gaz mevzuunun bu kadar abartıldığı iddia edildi. “Damat Reis” İddiasının kaynağı Ak Parti eski Düzce İl Başkanı Saim Tut, Ankara Ekspresi’ndeki köşe yazısıdır.

Peki Ak Partinin her parlama ve atılım iddialı projeleri neden tutmuyor ve toplumda karşılık bulmuyor? Cevap tek kelime; “ekonomi”. Hani ismi parlatılmaya çalışılan damat bakanın sorumlusu olduğu konu. Ekonomiyi takip edenler bilir ki dünyada dolar genel itibariyle değer kaybediyor, ama doların karşısında değer kazandığı tek para TL! TL’nin değer kaybı dış basında ekonomi yazılarında sık sık gündem oldu. Merak edenler google’da kısa bir tarama yapınca bunları görecektir. Doların ateşini düşürmek için sürekli para bastırılan Merkez Bankasının ve kamu bankalarının rezervlerini son bir yıldır satmaya da başladılar. Yılbaşından bu yana 60 milyar dolar satılmış. Hani bize eksen kaydıran, çağ atlatan bulduğumuz gaz rezervi değeri kadar. Kamu bankalarının döviz açığı ise 10 milyar doları aşmış durumda. En acı iddia ise Merkez Bankası'nın rezervi kalmadığı ve eksiye düştüğüdür. Üstüne covid-19 salgının getirdiği ekonomik daralma eklenince ekonomi kırmızı alarm vermeye başladı. İktidara ve ekonomi politikalarına ne içeride ne de dışarıda güven kalmadığı için ülkeye dış kaynak girişi de durmuş bulunuyor. Yabancı yatırımcı artık ülkemize gelmiyor. Zaten ülkede mevcut olanlar da ellerindekilerini de satıp Türkiye'den kaçma yollarını arıyorlar. Hükümet bu krizden çıkış yolu olarak IMF'ye zaten gidemez. Zira giderse siyaseten bugüne değin tüm söylediklerini inkâr etmiş olacağı gibi IMF ile yapılacak görüşmeleri lehimize yapabilecek bir ekonomik yeterliliğe sahip olduğumuz da şüpheli.

Yazılacak çok konu var lakin ekonomi ile birlikte ülkemizin en çok sıkıntı çektiği konu hak, hukuk ve adalettir. Ak Parti yönetiminin Hukuksuz tüm eylem ve işlemleri, kendinden farklı her kişi ve toplumsal örgütlenmeye karşı baskıları, keyfi denilebilecek düzeye varan gözaltı ve tutuklamaları, mahkûmiyetleri milletçe hep beraber gözlemliyoruz. Düşünceye, ifade özgürlüğüne, internet ve sosyal medyaya getirilen yasaklarla kendi geçmişlerini güvenceye almaya çalıştıklarına şahit oluyoruz.  Polis devleti uygulamalarını hatırlatan baskılar her gün daha da şiddetini artırıyor. Polisin avukatlara yönelik hukuksuz eylem ve davranışları hafızalardan silinmeden en son Kırşehir’de 30 Ağustos akşamı yürüyüş yapmak isteyen CHP’li topluluğa yapılan baskı ve CHP milletvekili Sayın Metin İlhan’ın tartaklanmasına şahit olduk. Valilik her ne kadar olayı yalanladıysa da Sayın İlhan’ın aldığı darp raporu kafaları tekrar karıştırdı. Bu kabul edilemez olaydaki en büyük traji-komedi ise güya pandemi gerekçesi ile engellenen yürüyüşün ertesi gün Sayın Cumhurbaşkanının Giresun’da tedbirsiz ve sıkışık büyük bir kalabalığa miting yapmış olmasıdır. Yoksa virüs bu aralar sadece Kırşehir’de mi mesai yapıyordu bilemiyoruz. Ancak emin olduğumuz şey korona virüsün milli bayramlara karşı ciddi bir antipatisi olduğudur (!)

Ak Parti tüm gücüyle 2023 hedefi olan ülkeyi tekrar yönetme hedefine doğru çalışmaları hızlandırırken, beraberinde toplumumuzda memnuniyetsizlik ve şikayetlerin de tüm siyasi oyun ve manipülasyonlara rağmen günbegün arttığını gözlemliyoruz. Görülen o ki 2023 seçimleri sürprizlere ve değişimlere gebe bir seçim olacağı intibaını şimdiden hissettiriyor bizlere.

Bülent Demirbaş

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.