Murat Toprak Yazdı : Unutma

YAŞAM 16.11.2024 - 23:06, Güncelleme: 16.11.2024 - 23:06
 

Murat Toprak Yazdı : Unutma

Unutmak yaşanılan anları silmek demektir. İnsanın özel yaşantısında hangi acısı kabuk bağladı?

Unutmak geçmişe sünger çekmek demektir. Kişinin geçmişi, kişinin kendi hayatı çerçevesinde değerlendirme konusudur. Toplumu ilgilendiren, Milli hassasiyetlerin unutulması başımızdan geçen acı olayların yenisini beklemekle aynı şeydir. Toprağa koyduğumuz fidanlarımızın kökünü kurutmaktır. Küçücük yavrularımızın gözlerinin içine bakıp bir sarsıntı daha yaşayabilirsin demektir. Üzüldük ama ateş düştüğü yerin yaksın. Aman ağzımızın tadı bozulmasın. En tehlikelisi de bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın demektir. O yılan en mutlu gününüzde ağzınızın tadını bozmadan. Komşunuz açken tıka basa yattığınız gecelerin en sessiz anında ortaya çıkmadan, Millî ve manevi değerlerimizi, bizi biz yapan bir Millet bilinci olmamızı sağlayan, kültürümüz yok olmadan derim ki…… UNUTMA! Binlerce yıl öteye gitmeyeceğim. Taşlara yazılmış ibret vesikaları yazmayacağım. Çok ötelere gitmeye çok gerek var. Âmâ önce yakını daha yakın edelim. Şairin dili ile ifade edelim. Mehmet Akif Ersoy ne diyor şiirinde: Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer; O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkâz-ı beşer... Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak, Boşanır sırtlara, vâdîlere, sağnak sağnak. Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller Veriyor yangını, durmuş da açık sînelere, Sürü hâlinde gezerken sayısız tayyâre . Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermîler... Kahraman orduyu seyret ki bu tehdîde güler! Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından; Alınır kal’a mı göğsündeki kat kat îman? Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm? Çünkü te’sîs-i İlâhî o metîn istihkâm. Medeniyetten nasibini almamış harami ordularının memleketimizi ateşe verdiği, ciğerlerimizde ki havayı süngülerle bedenlerimizi yararak boşalttığı, ellerinde ki su testileriyle kaçışan kadınları, çamura buladığı, gülmeyi yavruların yüzlerine haram kıldığı, bir kanlı bir çağdır. Adı binlerce yıl anılacak, bebelere daha beşikte iken anlatılacak bir destandır. İlk önlüğünü giyen öğrencinin okula ayak basmadan önce toprağında gezinmesi Atalarına söz vermesi gereken yerin adıdır Çanakkale. UNUTMA! 1453 de Peygamber müjdesi şiarıyla Fatih Sultan Mehmet Han tarafından fethedilen Osmanlı başkenti İstanbul, önce 13 Kasım 1918, sonra 16 Mart 1920'de olmak üzere iki kez işgal edildi. İlk işgalde, İstanbul'un önemli ve stratejik noktaları kontrol altına alındı ancak idareye el konulmadı; ikinci işgal ile idareye el konuldu.(Özgür Ansiklopedi) UNUTMA! İstanbul’un işgali sırasında Boğaz'a demirli düşman savaş gemilerini gördüğünde, ünlü "Geldikleri gibi giderler" sözünü söyledi. Yıldırım Ordular Grubu Komutanı Mustafa Kemal Paşa sözünün eri bir Komutan olarak gereğini yaptı. İşgal altında ki ülkeye umut veren, ölümü esarete tercih eden Liderini. UNUTMA! Vatan Şairi Namık Kemalin Osmanlı-Rus savaşı sırasında yazdığı şu mısralarına Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini Yok imiş kurturacak bahtı kara maderini. Diye seslendiği ünlü şiirine Aralık 1919'da arkadaşlarıyla beraber Sivas’tan ayrılan, 24 Aralık'ta Kırşehir'e gelen Mustafa Kemal burada Gençler Derne­ği'nde bir konuşma yapmış. Geceleyin şerefine fener alayları tertip eden halka, yukarıdaki mısraları aşağıdaki şekilde değiştirerek okumuştur. Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini Elbet bulunur kurtaracak bahtı kara maderini. Alemde şer Oğuzda er tükenmez. UNUTMA! Sevr Anlaşmasını kabul eden İstanbul hükümetine ve memleketi bilfiil işgal eden düşman ordularına karşı, İstanbul hükümetinin fetvalarla düşmana karşı duranlara ölüm emri verdiği, Türkün ölüm emrini verip Sevr’i imzalayanlara karşı, haykırarak Kurtuluş Mücadelesine başlayan yiğit askerlerimizi. UNUTMA! İlk Kurşunu atan Hasan Tahsin’i Düşman cesedimi çiğnemeden Antep’e giremez!” sözüyle tarihe geçen Şahin Bey’i 19 yaşında eşiyle Milli Mücadeleye katılan henüz 22 yaşında iken Akhisar’da şehit düşen Gördesli Makbule Hanımı Maraş’ta imamlık ve süt satarak geçimini sağlayan İşgal edilen şehirde düşman askerinin üç Türk kadınına saldırıp peçelerini açmaya çalışırken namusumuzu, şerefimizi koruyan. Düşmana kurşunu boşaltan Sütçü İmamı Cepheye silah taşıyan, bileğinde ki bileziği, boynundaki gerdanlığı, sandığında ki çorabı hiç düşünmeden veren. Cepheden cepheye koşan Anadolu kadınlarımızdan Satı Çırpanı 12 yaşında Onbaşı rütbesini hak etmiş Türk kadınının azim ve fedakârlık timsallerinden biri olan Nezahat Onbaşı’yı  Malgaç baskını ile düşmana darbe vuran adına türküler yazılan Efelerin efesi Yörük Ali Efeyi Kurtuluş savaşının yiğit kahramanı 300 kişilik milis kuvveti ile Bursa’nın kurtulmasında büyük emeği olan işgalcilerin korkulu rüyası Kara Fatma’yı UNUTMA! Daha saymakla bitiremeyeceğimiz ebedi kahramanlarımız fedakârlığın, cesaretin, umudun, özgürlüğün adıdır. Kurtuluş Mücadelesi kanla yazılmış, nice yiğit canlar feda edilmiş, uğrunda başı dik alnı açık Allahtan gayrısına boyun eğmemek için verilmiş bir destandır. Destanı yazan kahramanlar bu boyun eğmez, esaret kabul etmez Milletimize 29 EKİM 1923 yılında Cumhuriyeti armağan etmişlerdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyet ile ilgili Türk Milletinin geçmişini ele alarak geleceğine işaret eden şu sözleri dile getirmiştir. Türk milletinin tabiat ve âdetlerine en uygun olan idare Cumhuriyet idaresidir. UNUTMA! Bizler 101 yıllık bir Ülke değil. Tarihi binlerce yıl ötesine dayanan, köklü bir geçmişi, kutlu bir davası, olan güçlü ve haklı bir medeniyetiz. UNUTMA!  En büyük yok oluş unutmaktır. Bizi biz yapan değerlerimiz olduğu sürece, hiçbir güç bizi bizden koparmaya muvaffak olamayacaktır. Dünya da hiçbir millet yoktur ki geçmişine söverek geleceğine umut aşılasın. Kökü toprağın derinliklerinde olan güçlü bir medeniyetiz. Geçmişe bakıp İlim ve bilim ışığında geleceği tesis edecek neslimizin ihyası unutmamakla mümkündür. UNUTMA! MURAT TOPRAK
Unutmak yaşanılan anları silmek demektir. İnsanın özel yaşantısında hangi acısı kabuk bağladı?

Unutmak geçmişe sünger çekmek demektir. Kişinin geçmişi, kişinin kendi hayatı çerçevesinde değerlendirme konusudur. Toplumu ilgilendiren, Milli hassasiyetlerin unutulması başımızdan geçen acı olayların yenisini beklemekle aynı şeydir. Toprağa koyduğumuz fidanlarımızın kökünü kurutmaktır. Küçücük yavrularımızın gözlerinin içine bakıp bir sarsıntı daha yaşayabilirsin demektir. Üzüldük ama ateş düştüğü yerin yaksın. Aman ağzımızın tadı bozulmasın. En tehlikelisi de bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın demektir.

O yılan en mutlu gününüzde ağzınızın tadını bozmadan. Komşunuz açken tıka basa yattığınız gecelerin en sessiz anında ortaya çıkmadan, Millî ve manevi değerlerimizi, bizi biz yapan bir Millet bilinci olmamızı sağlayan, kültürümüz yok olmadan derim ki……

UNUTMA!

Binlerce yıl öteye gitmeyeceğim. Taşlara yazılmış ibret vesikaları yazmayacağım. Çok ötelere gitmeye çok gerek var. Âmâ önce yakını daha yakın edelim.

Şairin dili ile ifade edelim. Mehmet Akif Ersoy ne diyor şiirinde:

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkâz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vâdîlere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller
Veriyor yangını, durmuş da açık sînelere,
Sürü hâlinde gezerken sayısız tayyâre .
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermîler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdîde güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal’a mı göğsündeki kat kat îman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te’sîs-i İlâhî o metîn istihkâm.

Medeniyetten nasibini almamış harami ordularının memleketimizi ateşe verdiği, ciğerlerimizde ki havayı süngülerle bedenlerimizi yararak boşalttığı, ellerinde ki su testileriyle kaçışan kadınları, çamura buladığı, gülmeyi yavruların yüzlerine haram kıldığı, bir kanlı bir çağdır.

Adı binlerce yıl anılacak, bebelere daha beşikte iken anlatılacak bir destandır. İlk önlüğünü giyen öğrencinin okula ayak basmadan önce toprağında gezinmesi Atalarına söz vermesi gereken yerin adıdır Çanakkale.

UNUTMA!

1453 de Peygamber müjdesi şiarıyla Fatih Sultan Mehmet Han tarafından fethedilen Osmanlı başkenti İstanbul, önce 13 Kasım 1918, sonra 16 Mart 1920'de olmak üzere iki kez işgal edildi. İlk işgalde, İstanbul'un önemli ve stratejik noktaları kontrol altına alındı ancak idareye el konulmadı; ikinci işgal ile idareye el konuldu.(Özgür Ansiklopedi)

UNUTMA!

İstanbul’un işgali sırasında Boğaz'a demirli düşman savaş gemilerini gördüğünde, ünlü "Geldikleri gibi giderler" sözünü söyledi. Yıldırım Ordular Grubu Komutanı Mustafa Kemal Paşa sözünün eri bir Komutan olarak gereğini yaptı.

İşgal altında ki ülkeye umut veren, ölümü esarete tercih eden Liderini.

UNUTMA!

Vatan Şairi Namık Kemalin Osmanlı-Rus savaşı sırasında yazdığı şu mısralarına

Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini

Yok imiş kurturacak bahtı kara maderini.

Diye seslendiği ünlü şiirine Aralık 1919'da arkadaşlarıyla beraber Sivas’tan ayrılan, 24 Aralık'ta Kırşehir'e gelen Mustafa Kemal burada Gençler Derne­ği'nde bir konuşma yapmış. Geceleyin şerefine fener alayları tertip eden halka, yukarıdaki mısraları aşağıdaki şekilde değiştirerek okumuştur.

Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini

Elbet bulunur kurtaracak bahtı kara maderini.

Alemde şer Oğuzda er tükenmez.

UNUTMA!

Sevr Anlaşmasını kabul eden İstanbul hükümetine ve memleketi bilfiil işgal eden düşman ordularına karşı, İstanbul hükümetinin fetvalarla düşmana karşı duranlara ölüm emri verdiği, Türkün ölüm emrini verip Sevr’i imzalayanlara karşı, haykırarak Kurtuluş Mücadelesine başlayan yiğit askerlerimizi.

UNUTMA!

İlk Kurşunu atan Hasan Tahsin’i

Düşman cesedimi çiğnemeden Antep’e giremez!” sözüyle tarihe geçen Şahin Bey’i

19 yaşında eşiyle Milli Mücadeleye katılan henüz 22 yaşında iken Akhisar’da şehit düşen Gördesli Makbule Hanımı

Maraş’ta imamlık ve süt satarak geçimini sağlayan İşgal edilen şehirde düşman askerinin üç Türk kadınına saldırıp peçelerini açmaya çalışırken namusumuzu, şerefimizi koruyan. Düşmana kurşunu boşaltan Sütçü İmamı

Cepheye silah taşıyan, bileğinde ki bileziği, boynundaki gerdanlığı, sandığında ki çorabı hiç düşünmeden veren. Cepheden cepheye koşan Anadolu kadınlarımızdan Satı Çırpanı

12 yaşında Onbaşı rütbesini hak etmiş Türk kadınının azim ve fedakârlık timsallerinden biri olan Nezahat Onbaşı’yı 

Malgaç baskını ile düşmana darbe vuran adına türküler yazılan Efelerin efesi Yörük Ali Efeyi

Kurtuluş savaşının yiğit kahramanı 300 kişilik milis kuvveti ile Bursa’nın kurtulmasında büyük emeği olan işgalcilerin korkulu rüyası Kara Fatma’yı

UNUTMA!

Daha saymakla bitiremeyeceğimiz ebedi kahramanlarımız fedakârlığın, cesaretin, umudun, özgürlüğün adıdır. Kurtuluş Mücadelesi kanla yazılmış, nice yiğit canlar feda edilmiş, uğrunda başı dik alnı açık Allahtan gayrısına boyun eğmemek için verilmiş bir destandır.

Destanı yazan kahramanlar bu boyun eğmez, esaret kabul etmez Milletimize 29 EKİM 1923 yılında Cumhuriyeti armağan etmişlerdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyet ile ilgili Türk Milletinin geçmişini ele alarak geleceğine işaret eden şu sözleri dile getirmiştir.

Türk milletinin tabiat ve âdetlerine en uygun olan idare Cumhuriyet idaresidir.

UNUTMA!

Bizler 101 yıllık bir Ülke değil. Tarihi binlerce yıl ötesine dayanan, köklü bir geçmişi, kutlu bir davası, olan güçlü ve haklı bir medeniyetiz.

UNUTMA! 

En büyük yok oluş unutmaktır.

Bizi biz yapan değerlerimiz olduğu sürece, hiçbir güç bizi bizden koparmaya muvaffak olamayacaktır. Dünya da hiçbir millet yoktur ki geçmişine söverek geleceğine umut aşılasın. Kökü toprağın derinliklerinde olan güçlü bir medeniyetiz. Geçmişe bakıp İlim ve bilim ışığında geleceği tesis edecek neslimizin ihyası unutmamakla mümkündür.

UNUTMA!

MURAT TOPRAK

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (2 )

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Ay Yıldız Tim
(17.11.2024 13:35 - #11095)
Terörist başı, bebek katili Apo 'yu; Gazi Meclisimize konuşmaya davet eden milliyetçilik iddiasında bir partimiz oldu, elhamdülillah çok şükür... Bundan sonra sırtımız yere gelmez gari.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Ulu Vezir Tonyukuk
(18.11.2024 11:52 - #11120)
Türklük; MÖ(Milattan Öncesine) dayanan, Bilge Kağan ve akıl hocası Vezir Tonyukuk döneminde meydan savaşlarıyla büyüyen, Malazgirt 'te Anadolu 'ya yayılan, Fatih Sultan Mehmet Han ile Avrupa 'ya boy salan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile çağdaş bir devlet görünümüne bürünen, ebediyete kadar sürecek kadim ve ulu bir anlayıştır... Aslında, Türklük 'ten nefret eden, Arapçı-Vahhabi zihniyet sahiplerinin, tilki gibi davranarak, yılan gibi kıvrılarak içimize sızmaları ve sinsi sinsi devletimizi dönüştürmeye çalışmalarını eshefle takip ediyoruz... Biliyoruz ki ve eminiz ki, Türk Milleti, fetö.cü hainlere verdiği dersin tıpkısının aynısını bu zihniyete de verecektir.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.