Murat Ağırel, ''Aradığımı Kırşehir'de Buldum''

GÜNDEM 16.05.2022 - 10:28, Güncelleme: 05.05.2023 - 17:12
 

Murat Ağırel, ''Aradığımı Kırşehir'de Buldum''

Yeniçağ Gazetesi Yazarı Murat Ağırel, Kitap Günleri için geldiği Kırşehir'de büyük bir ilgi ile karşılandı.Ağırel söyleşi ve imza programı düzenlediği Kırşehir ile ilgili bir yazı kaleme aldı.İşte Ağırel'in o yazısı...

Hafta sonunda Ahi Evran'ın, Şeyh Edip Ali'nin, Bozkırın tezenesi Neşet Ertaş'ın ve Kutup Yıldızım Uğur Mumcu'nun toprağı Kırşehir'deydim.   İnanın çok şaşırdım.   Halkı bu kadar aydın, bilgiye aç, düşünen ilerici bir toplum görmek beni ne kadar mutlu etti bilemezsiniz.   Yıllardan bu yana yazıp eleştirdiğimiz konuların tam tersi, Kırşehir'de hayata geçirilmiş. Düzenli bir yönetim, ahlaklı bir toplum, sorgulayan bakışlar…   Kırşehir Belediyesinin düzenlediği Kitap Günleri kapsamında Neşet Ertaş Kültür Merkezi'nde söyleşi ve imza etkinliğine katıldım.   Katılım inanılmazdı. Koskoca salonu dolduran Kırşehirlilere özellikle de gençlere teşekkür ediyorum. Bilgiye, öğrenmeye hevesli böyle insanlar oldukça bu ülkenin sırtı yere gelmez.   Kırşehir'in kültürel zenginliğini, Anadolu'da nasıl parladığını görmek için mutlaka gitmenizi öneriyorum.   Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu'nun yaptıklarını anlatmam gerekiyor. Her zaman belediyelerdeki yolsuzlukları, hırsızlıkları anlatıyorum bu kez tam tersini aktarmak istiyorum.   Şunu söyleyeyim Selahattin Ekicioğlu, 39 yıl sonra, CHP'nin Kırşehir'de kazanmasını sağlayan bir isim.   Kazanmasına neden olan etkenlerden bir tanesi de belediyenin kronikleşmiş yolsuzluk sorunları ve dağ gibi olan borcuydu.   Ekicioğlu devraldığında yaklaşık 250 bin nüfuslu belediyenin 409 milyon TL borcu vardı. Yarım milyara yakın borcun nedenlerini sıralayacağım.   Ancak Selahattin Ekicioğlu bu borcu 3 yılda 119 milyon liraya hiç borç almadan düşürmeyi başardı.   Nasıl?   Aslında döne dolaşa, yana yakıla Türkiye'de uygulanmasını istediğimiz bir ekonomi sistemiyle: Yolsuzluğu engelleyerek ve üreterek.   Üstelik bu kadar borcu hiç kredi kullanmadan ödediğini öğrendim.   Mesela Ekim 2021'de 10 yıldır atıl durumda olan boya fabrikasını satın aldı. İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri ile birlikte et entegre, süt ve tarım işleme-paketleme tesisi yapmaya başladı.   Yüzlerce kişiye iş imkânı sağladığı gibi binlerce çiftçiyle de etkileşime geçerek maliyetlerini düşürdü ve üretmelerini sağladı.   Mesela AKP döneminde park bahçeler için inanılmaz harcamalar yapılmış. Şehre yapılacak bir köprü için 1.5 milyon liraya ihaleye çıkılıyor. Seçimden 3-4 ay önce yapıyorlar. Selahattin Ekicioğlu seçilince bakıyor ki ödenecek paralar şişirilmiş. İhaleyi iptal ediyor.   Sonra aynı köprü ne kadara yaptırılıyor biliyor musunuz?   150 bin Türk lirası!   Bir örnek daha vereyim…   AKP'li eski başkan Yaşar Bahçeci'nin kapattığı asfalt üretim tesisini belediye seçimden sonra yeniden faaliyete geçiriyor.   Biliyorsunuz kapatıyorlar ki, dışarıdan özel şirketlerden belediyenin parasıyla asfalt alınsın. İşin sonu her zaman buraya varıyor.   Fakat belediyenin 2019'daki seçimlerden sonra yaptığı hamlenin ardından hem asfalt sorunu çözülüyor, hem de belediye günlük 51 bin TL kâra geçiyor.   Bu konuyla ilgili Selahattin Ekicioğlu 2020 yılında sadece bu fabrika sayesinde yüzde 35'e yakın tasarruf sağladıklarını açıklamıştı.   Bugünkü maliyetleri düşündüğünüzde bu tasarrufun değeri daha da artıyor.   Bir de "Tarımsal Sanayiyi Geliştirme Projesi" var. Aslında CHP'nin hemen hemen tüm belediyelerinde uyguladığı bir program bu…   Tam bir kamusal kalkınma hamlesi. Keşke Türkiye'nin tamamına yayılsa. Türkiye'nin gıda krizi ile karşı karşıya olduğu ve önümüzdeki günlerde gıda ihtiyacının daha da artacağı kaygısıyla da Kırşehir'de 500 dönüme nohut ekilmiş.   Et Entegre, Bakliyat Paketleme ve Süt Ürünleri tesisinin de bu kapsamda faaliyete geçirilmesi bekleniyor. Tabii mesele nohut ekmekle çözülmez ancak bunun bir anlayışla değiştirilmesi ve harekete geçilmesi çok yararlı.   Borca batmış belediyelerin, borca batmış vatandaşları olarak neo-liberal sömürünün pençesinden ancak ve ancak üreterek kurtulabiliriz.   Biz üreten bir toplumuz. Kırşehir halkı bunun en güzel kanıtı. Ürettikçe geçmişimizi kendimizi hatırlayacağız.   Bize kendimizi, ne olduğumuzu unutturdular. Ürettikçe kendimize geleceğiz. Üretmekten başka çaremiz yok.   Bu Kırşehir'de nohut olur, Konya'da buğday olur, Ödemiş'de patates olur, Ege'de zeytin olur, Diyarbakır'da karpuz olur, Trakya'da ayçiçeği olur, Karadeniz'de çay olur, fındık olur fark etmez.   AKP'li belediyeler yapsın onları da alkışlarım.   Buradan Kırşehir halkını, Kırşehir Belediyesi'nin emekçilerini ve Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu'nu kutluyorum.
Yeniçağ Gazetesi Yazarı Murat Ağırel, Kitap Günleri için geldiği Kırşehir'de büyük bir ilgi ile karşılandı.Ağırel söyleşi ve imza programı düzenlediği Kırşehir ile ilgili bir yazı kaleme aldı.İşte Ağırel'in o yazısı...

Hafta sonunda Ahi Evran'ın, Şeyh Edip Ali'nin, Bozkırın tezenesi Neşet Ertaş'ın ve Kutup Yıldızım Uğur Mumcu'nun toprağı Kırşehir'deydim.

 

İnanın çok şaşırdım.

 

Halkı bu kadar aydın, bilgiye aç, düşünen ilerici bir toplum görmek beni ne kadar mutlu etti bilemezsiniz.

 

Yıllardan bu yana yazıp eleştirdiğimiz konuların tam tersi, Kırşehir'de hayata geçirilmiş. Düzenli bir yönetim, ahlaklı bir toplum, sorgulayan bakışlar…

 

Kırşehir Belediyesinin düzenlediği Kitap Günleri kapsamında Neşet Ertaş Kültür Merkezi'nde söyleşi ve imza etkinliğine katıldım.

 

Katılım inanılmazdı. Koskoca salonu dolduran Kırşehirlilere özellikle de gençlere teşekkür ediyorum. Bilgiye, öğrenmeye hevesli böyle insanlar oldukça bu ülkenin sırtı yere gelmez.

 

Kırşehir'in kültürel zenginliğini, Anadolu'da nasıl parladığını görmek için mutlaka gitmenizi öneriyorum.

 

Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu'nun yaptıklarını anlatmam gerekiyor. Her zaman belediyelerdeki yolsuzlukları, hırsızlıkları anlatıyorum bu kez tam tersini aktarmak istiyorum.

 

Şunu söyleyeyim Selahattin Ekicioğlu, 39 yıl sonra, CHP'nin Kırşehir'de kazanmasını sağlayan bir isim.

 

Kazanmasına neden olan etkenlerden bir tanesi de belediyenin kronikleşmiş yolsuzluk sorunları ve dağ gibi olan borcuydu.

 

Ekicioğlu devraldığında yaklaşık 250 bin nüfuslu belediyenin 409 milyon TL borcu vardı. Yarım milyara yakın borcun nedenlerini sıralayacağım.

 

Ancak Selahattin Ekicioğlu bu borcu 3 yılda 119 milyon liraya hiç borç almadan düşürmeyi başardı.

 

Nasıl?

 

Aslında döne dolaşa, yana yakıla Türkiye'de uygulanmasını istediğimiz bir ekonomi sistemiyle: Yolsuzluğu engelleyerek ve üreterek.

 

Üstelik bu kadar borcu hiç kredi kullanmadan ödediğini öğrendim.

 

Mesela Ekim 2021'de 10 yıldır atıl durumda olan boya fabrikasını satın aldı. İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri ile birlikte et entegre, süt ve tarım işleme-paketleme tesisi yapmaya başladı.

 

Yüzlerce kişiye iş imkânı sağladığı gibi binlerce çiftçiyle de etkileşime geçerek maliyetlerini düşürdü ve üretmelerini sağladı.

 

Mesela AKP döneminde park bahçeler için inanılmaz harcamalar yapılmış. Şehre yapılacak bir köprü için 1.5 milyon liraya ihaleye çıkılıyor. Seçimden 3-4 ay önce yapıyorlar. Selahattin Ekicioğlu seçilince bakıyor ki ödenecek paralar şişirilmiş. İhaleyi iptal ediyor.

 

Sonra aynı köprü ne kadara yaptırılıyor biliyor musunuz?

 

150 bin Türk lirası!

 

Bir örnek daha vereyim…

 

AKP'li eski başkan Yaşar Bahçeci'nin kapattığı asfalt üretim tesisini belediye seçimden sonra yeniden faaliyete geçiriyor.

 

Biliyorsunuz kapatıyorlar ki, dışarıdan özel şirketlerden belediyenin parasıyla asfalt alınsın. İşin sonu her zaman buraya varıyor.

 

Fakat belediyenin 2019'daki seçimlerden sonra yaptığı hamlenin ardından hem asfalt sorunu çözülüyor, hem de belediye günlük 51 bin TL kâra geçiyor.

 

Bu konuyla ilgili Selahattin Ekicioğlu 2020 yılında sadece bu fabrika sayesinde yüzde 35'e yakın tasarruf sağladıklarını açıklamıştı.

 

Bugünkü maliyetleri düşündüğünüzde bu tasarrufun değeri daha da artıyor.

 

Bir de "Tarımsal Sanayiyi Geliştirme Projesi" var. Aslında CHP'nin hemen hemen tüm belediyelerinde uyguladığı bir program bu…

 

Tam bir kamusal kalkınma hamlesi. Keşke Türkiye'nin tamamına yayılsa. Türkiye'nin gıda krizi ile karşı karşıya olduğu ve önümüzdeki günlerde gıda ihtiyacının daha da artacağı kaygısıyla da Kırşehir'de 500 dönüme nohut ekilmiş.

 

Et Entegre, Bakliyat Paketleme ve Süt Ürünleri tesisinin de bu kapsamda faaliyete geçirilmesi bekleniyor. Tabii mesele nohut ekmekle çözülmez ancak bunun bir anlayışla değiştirilmesi ve harekete geçilmesi çok yararlı.

 

Borca batmış belediyelerin, borca batmış vatandaşları olarak neo-liberal sömürünün pençesinden ancak ve ancak üreterek kurtulabiliriz.

 

Biz üreten bir toplumuz. Kırşehir halkı bunun en güzel kanıtı. Ürettikçe geçmişimizi kendimizi hatırlayacağız.

 

Bize kendimizi, ne olduğumuzu unutturdular. Ürettikçe kendimize geleceğiz. Üretmekten başka çaremiz yok.

 

Bu Kırşehir'de nohut olur, Konya'da buğday olur, Ödemiş'de patates olur, Ege'de zeytin olur, Diyarbakır'da karpuz olur, Trakya'da ayçiçeği olur, Karadeniz'de çay olur, fındık olur fark etmez.

 

AKP'li belediyeler yapsın onları da alkışlarım.

 

Buradan Kırşehir halkını, Kırşehir Belediyesi'nin emekçilerini ve Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu'nu kutluyorum.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.