Müge Anlı Aleyna Çakır Dosyasını Kapattı

GÜNDEM 22.09.2020 - 23:08, Güncelleme: 05.05.2023 - 17:12
 

Müge Anlı Aleyna Çakır Dosyasını Kapattı

Araştırmacı gazeteci Müge Anlı, evinde şüpheli şekilde ölü bulunan Aleyna Çakır ve Gülay Uygun konusunu işlemeyi bir süreliğine bıraktı. Geçtiğimiz günlerde "Olayın peşini bırakmayacağım" diyen Anlı'nın bugün yayınlanan programında Çakır'ın anne ve babası konuk olarak alınmadı.

Hafta içi her gün canlı yayın yapan Müge Anlı, bir süre önce haziran ayında evinde ölü olarak bulunan Aleyna Çakır'ın konusunu işlemeye başladı. Olayın genişlemesi ve farklı konuların eklenmesiyle Çakır olayında baş şüpheli Ümitcan Uygun'un annesinin ölmesinin ardından Anlı'nın "İnsanların acısını yaşamasına müsaade edelim" diyerek konuları bir süre işlememeye karar verdiği ileri sürüldü.   İKİ ŞÜPHELİ ÖLÜM   21 yaşındaki Aleyna Çakır, haziran ayında evinde ölü olarak bulundu. Çakır'ın ölümünde baş şüpheli ise daha önce şiddet görüntüleri çıkan eski sevgilisi Ümitcan Uygun oldu. Hakkındaki iddiaları reddeden Uygun, konu hakkında ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Geçtiğimiz hafta ise canlı yayına bağlanan bazı kadınlar Ümitcan Uygun'un annesinin genç kızları kötü yola düşürmeye çalıştığını iddia etti. Bunun üzerine anne hakkında soruşturma başlatıldı. Bu hafta ifade vermesi gereken anne, cuma akşamı Ankara'da bir ormanda ölü bulundu.   KONULARA ARA VERDİ   Ümitcan Uygun'un annesi Gülay Uygun'un ölmeden önce "Ölümümden Müge Anlı sorumludur" yazılı bir not bıraktığı iddia edilince gözler Anlı'ya çevrildi. Pazartesi günü konu hakkında açıklama yapan Anlı, olayın peşini bırakmayacağını söyledi. Ancak Anlı'nın programında Aleyna Çakır ve Gülay Uygun'un şüpheli ölümlerindeki detaylar bir kez daha işlenerek konuya bir süreliğine ara verildi.   "BEN YOLUMDAN DÖNMEYECEĞİM"   Müge Anlı, pazartesi günü yaptığı açıklamada "Bu yayına başladığımdan beri de hep aynı şeyi söylüyorum. Ne söylerseniz söyleyin, ne yaparsanız yapın ben bu yolumdan dönmeyeceğim. Kim ne kadar tehdit ederse etsin benim için önemli olan Aleyna'nın o gece intihar etmesi ya da öldürülmüş olması Adli Tıptan gelecek rapora bağlıdır. O ayrı bir konudur. Ama onlarca genç kızın şantaj ve tehditle, dayakla kötü yollara sürüklenmesi ve onların üzerinden para kazanılması doğru bir şey değildir ve bunların cezalandırılması gerekiyor. Ne söylerseniz söyleyin. Ben bunu söylemeye devam edeceğim. Başka Aleyna'lar ölsün istemiyorum. Bu bir yıldırma politikası, biliyorum. Keşke hanımefendi hayatta olsaydı. O kadar üzüldüm ki... Keşke hanımefendi bizi arayıp 'Yüzleşebilirim o kızlarla' deseydi. Ben hanımefendiyi bilmem. Konuyu devlete bıraktım, gerekli soruşturma açıldı" ifadelerini kullanmıştı.   ADALET BAKANI, MÜGE ANLI'YI ELEŞTİRDİ   CNN Türk canlı yayınında Hakan Çelik'in konuğu olan Abdülhamit Gül, Aleyna Çakır'ın ölümü ve sonrasında Ümitcan Uygun'un annesi Gülay Uygun'un annesinin intihar etmesiyle ilgili şu ifadelerini kullandı: "Çok trajik üzücü bir hadise. Soruşturma devam ediyor. Biliyorsunuz gizli bir şekilde devam eder. Yapacağım yorum, soruşturmanın titizlikle yapıldığına inanıyoruz. Soruşturma neticesinde aldığı kararlar ile adalet duygusunu tatmin edeceğine inanıyoruz. Hakim savcının sosyal medyası televizyonu yok. Onlar kararlarıyla konuşuyor. Adliye bir beyaz süttür orada bir leke varsa bunu kimse affetmez. Haksız yorumlar yapılabilir ama hakim savcı fiile bakar. Böyle önemli bir konuda saygıyla süreci beklemek lazım. Savcı hangi delile ulaştı bilmiyoruz. Bir TV programcısı değildir savcı. Savcı adaleti yerine getirmeye çalışan bir yargı mensubudur. Hakim öyledir. Varsa bir delilin arkadaş yeri adliyedir karakoldur. Gidip adliye ve karakola konuşacaksın. Adaletin tecelli etmesini istiyorsan savcıya kolluğa elindeki delili vereceksin.   NE SAVCI NE POLİSİM. SADECE İŞİMİ YAPIYORUM"   Gül'ün bu sözlerine cevap veren Müge Anlı ise "Ne savcı, ne hakim, ne de polisim. Sadece gazetecilik yapıyorum. Bunu yaparken de vicdanımın sesini dinliyorum. Programıma katılan mağdurların ne dostu ne de düşmanıyım. 30 yıldır gazetecilik yapıyorum. Gazetecinin görevi haberi ortaya çıkarmak için araştırma yapmak, bilgileri toplamak, doğrulatmak ve bu bilgiler ışığında yorumlamaktır. Biz kimsenin ne yanında ne de karşısındayız. Bizim görevimiz iddiaları ortaya koymaktır" demişti.
Araştırmacı gazeteci Müge Anlı, evinde şüpheli şekilde ölü bulunan Aleyna Çakır ve Gülay Uygun konusunu işlemeyi bir süreliğine bıraktı. Geçtiğimiz günlerde "Olayın peşini bırakmayacağım" diyen Anlı'nın bugün yayınlanan programında Çakır'ın anne ve babası konuk olarak alınmadı.

Hafta içi her gün canlı yayın yapan Müge Anlı, bir süre önce haziran ayında evinde ölü olarak bulunan Aleyna Çakır'ın konusunu işlemeye başladı. Olayın genişlemesi ve farklı konuların eklenmesiyle Çakır olayında baş şüpheli Ümitcan Uygun'un annesinin ölmesinin ardından Anlı'nın "İnsanların acısını yaşamasına müsaade edelim" diyerek konuları bir süre işlememeye karar verdiği ileri sürüldü.

 

İKİ ŞÜPHELİ ÖLÜM

 

21 yaşındaki Aleyna Çakır, haziran ayında evinde ölü olarak bulundu. Çakır'ın ölümünde baş şüpheli ise daha önce şiddet görüntüleri çıkan eski sevgilisi Ümitcan Uygun oldu. Hakkındaki iddiaları reddeden Uygun, konu hakkında ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Geçtiğimiz hafta ise canlı yayına bağlanan bazı kadınlar Ümitcan Uygun'un annesinin genç kızları kötü yola düşürmeye çalıştığını iddia etti. Bunun üzerine anne hakkında soruşturma başlatıldı. Bu hafta ifade vermesi gereken anne, cuma akşamı Ankara'da bir ormanda ölü bulundu.

 

KONULARA ARA VERDİ

 

Ümitcan Uygun'un annesi Gülay Uygun'un ölmeden önce "Ölümümden Müge Anlı sorumludur" yazılı bir not bıraktığı iddia edilince gözler Anlı'ya çevrildi. Pazartesi günü konu hakkında açıklama yapan Anlı, olayın peşini bırakmayacağını söyledi. Ancak Anlı'nın programında Aleyna Çakır ve Gülay Uygun'un şüpheli ölümlerindeki detaylar bir kez daha işlenerek konuya bir süreliğine ara verildi.

 

"BEN YOLUMDAN DÖNMEYECEĞİM"

 

Müge Anlı, pazartesi günü yaptığı açıklamada "Bu yayına başladığımdan beri de hep aynı şeyi söylüyorum. Ne söylerseniz söyleyin, ne yaparsanız yapın ben bu yolumdan dönmeyeceğim. Kim ne kadar tehdit ederse etsin benim için önemli olan Aleyna'nın o gece intihar etmesi ya da öldürülmüş olması Adli Tıptan gelecek rapora bağlıdır. O ayrı bir konudur. Ama onlarca genç kızın şantaj ve tehditle, dayakla kötü yollara sürüklenmesi ve onların üzerinden para kazanılması doğru bir şey değildir ve bunların cezalandırılması gerekiyor. Ne söylerseniz söyleyin. Ben bunu söylemeye devam edeceğim. Başka Aleyna'lar ölsün istemiyorum. Bu bir yıldırma politikası, biliyorum. Keşke hanımefendi hayatta olsaydı. O kadar üzüldüm ki... Keşke hanımefendi bizi arayıp 'Yüzleşebilirim o kızlarla' deseydi. Ben hanımefendiyi bilmem. Konuyu devlete bıraktım, gerekli soruşturma açıldı" ifadelerini kullanmıştı.

 

ADALET BAKANI, MÜGE ANLI'YI ELEŞTİRDİ

 

CNN Türk canlı yayınında Hakan Çelik'in konuğu olan Abdülhamit Gül, Aleyna Çakır'ın ölümü ve sonrasında Ümitcan Uygun'un annesi Gülay Uygun'un annesinin intihar etmesiyle ilgili şu ifadelerini kullandı: "Çok trajik üzücü bir hadise. Soruşturma devam ediyor. Biliyorsunuz gizli bir şekilde devam eder. Yapacağım yorum, soruşturmanın titizlikle yapıldığına inanıyoruz. Soruşturma neticesinde aldığı kararlar ile adalet duygusunu tatmin edeceğine inanıyoruz. Hakim savcının sosyal medyası televizyonu yok. Onlar kararlarıyla konuşuyor. Adliye bir beyaz süttür orada bir leke varsa bunu kimse affetmez.

Haksız yorumlar yapılabilir ama hakim savcı fiile bakar. Böyle önemli bir konuda saygıyla süreci beklemek lazım. Savcı hangi delile ulaştı bilmiyoruz. Bir TV programcısı değildir savcı. Savcı adaleti yerine getirmeye çalışan bir yargı mensubudur. Hakim öyledir. Varsa bir delilin arkadaş yeri adliyedir karakoldur. Gidip adliye ve karakola konuşacaksın. Adaletin tecelli etmesini istiyorsan savcıya kolluğa elindeki delili vereceksin.

 

NE SAVCI NE POLİSİM. SADECE İŞİMİ YAPIYORUM"

 

Gül'ün bu sözlerine cevap veren Müge Anlı ise "Ne savcı, ne hakim, ne de polisim. Sadece gazetecilik yapıyorum. Bunu yaparken de vicdanımın sesini dinliyorum. Programıma katılan mağdurların ne dostu ne de düşmanıyım. 30 yıldır gazetecilik yapıyorum. Gazetecinin görevi haberi ortaya çıkarmak için araştırma yapmak, bilgileri toplamak, doğrulatmak ve bu bilgiler ışığında yorumlamaktır. Biz kimsenin ne yanında ne de karşısındayız. Bizim görevimiz iddiaları ortaya koymaktır" demişti.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.