Zenginin Borcu Siliniyor Amerika'ya Maske Gönderiliyor , Bu Vatandaşı Aklıyla Dalga Geçmek Değil mi ?

  Çiftçilerin desteklenmesi ve kredi borçlarının ertelenmesi hususuna değinen İlhan, salgın ile birlikte özellikle  yerli üretime yönelimin artacağını belirterek sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Geçen ayki 20 milyon gibi çok trajik düzeyde kalan tohum hibe desteğinin ardından bu ay da çiftçimizin, Mayıs-Haziran aylarına denk gelen kredi ödemelerinin faizsiz olarak 6 ay erteleneceği açıklandı. Bu mutlaka ki önemli bir adım ancak maalesef bu erteleme tohum hibe desteğinde olduğu gibi beklentileri karşılamaktan uzaktır. Sadece hazine destekli kredileri kapsaması, normal tarım kredilerinin kapsam dışında tutulması sebebiyle bu uygulamadan maalesef çok cüzzi sayıda çiftçimiz yararlanabilmektedir.”   “DEVLETİN YETKİLİ ORGANLARI YAKIN ZAMANDA YAŞANABİLECEK GIDA SORUNUNDAN MAALESEF BİHABER...”   Virüsün sona ermesi ile ilgili Dünya Sağlık Örgütü de dahil olmak üzere net bir açıklama yapılmadığını ve sürekli aşının en erken 1 yıl sonra bulunabileceğinin otoritelerce ifade edilmesinin gıdada ve neredeyse tüm sektörlerde dışa bağımlı olan Türkiye için alarm zillerini çaldırdığını vurgulayan İlhan, ''Bu seneki gıda üretimi sağlıktan sonra  hayati derecede önem arz ediyor ve maalesef  gerek bakanlık gerekse de il müdürlükleri yaşanılabilecek olan gıda sorunundan bihaber yoğun bürokratik işlerle zamanlarını geçirmeye devam ediyor.'' dedi İlhan ayrıca yaşanılan bu durumlara ilişkin sürenin uzayacağının tüm bilim çevrelerince dile getirildiğini, öngörülenden daha az bile sürse yevmiyeli, gündelik işe (şoför, berber, kuaför, inşaat, tarla işçileri, pazar ve AVM çalışanları, sanayi emekçileri vb) dayalı  kazançları olan çalışanların ve bu sektörlerin eski işlerindeki randımanı yakalamalarının en azından önümüzdeki yıla kadar çok zor olacağını ve özellikle de devlete bu kadar ihtiyaç duydukları zamanda bu insanların görmezden gelinemeyeceğini belirtti.   ''SON DÖNEMDE YAŞANAN EKONOMİK KRİZİN SALGIN SÜRECİ İLE BİRLİKTE DAHA DA DERİN YANSIMALARI OLDU''   Son dönemde hali hazırda dünyada olduğu gibi Türkiye’de de başa çıkılmaya çalışılan ekonomik krize, bir de dünyada pandemi halini alan salgın sürecinin eklendiği belirten İlhan , salgınla mücadeleye karşı zaruri olarak alınan tedbirler ve aciliyet gerektiren uygulamaların, tüm sektörlere nüfuz ederek büyük bir çöküntü yaratacak ekonomik gidişata dönüştüğünü belirterek “Sürenin uzaması ihtimali çok yüksek olan bir felaketle kısa vadeli çözümler üreterek baş etmek imkansızdır. Bu sebeple salgınla mücadelenin ekonomi ve tarım ayağı iyi yönetilmemektedir. Dolasıyla bu gibi zamanlarda önemli olan iyi bir kriz yönetimi ve devletin asli vazifesi gereği vatandaşların temel ihtiyaçlarını karşılama noktasında gerekeni yapmasıdır.Herkes kendi karantinasını sağlasın güzel günler yakın, bankaların IBAN numaralarını paylaştık devletiniz sizden bağış bekliyor, birbirinize yardım edin gibi artık hamasetin bile taşıyamayacağı süslü söylemler maalesef zor olan durumu daha da zorlaştırmaktadır. İnsanlar devlete karşı olan sorumluluklarını hükümetler keyfe keder kullansınlar diye yerine getirmezler. Vatandaşlık görevleri, devletin işte tam da bu gibi zamanlarda vatandaşına karşı olan sorumluluklarının gereğini yapması içindir.” dedi.   ÜST GELİR GURUBUNUN VERGİ BORCU SİLİNİYOR, DÜNYA ÜLKELERİNE TIBBİ MALZEME BAĞIŞINDA BULUNULUYOR... BUNLAR, VATANDAŞIN AKLIYLA ALAY ETMEK DEĞİL DE NEDİR?   ''Ultra zenginlerin milyarlarca liralık vergi borçlarının silinmesi, birilerinin istikbali için hiç de ihtiyaç yokken ve kimsenin kullanmadığı gösterişli köprüler, binalar, yapılar, projeler vb için harcanan paralar bu ülke vatandaşlarının parası yani insanların devlete karşı görevinin gereği olarak ödediği vergilerle yapıldığı unutulmamalı diyen İlhan '' kendi sağlık personelimizin ve vatandaşlarımızın ihtiyacı varken sadece şov amaçlı hele de vatandaşları için trilyonlarca dolar ve euro ayıran ülkelere tıbbi malzemeleri bağış adı altında göndermenin artık toplum tarafından yenilip yutulamayacak kadar  abesle iştigaldir.'' dedi. Türkiye'de işçi, memur, köylü, esnaf ve diğer tüm çalışanlar ülkeleri için üzerine düşeni fedakârca yıllardır yaptığını belirten İlhan, vatandaşların aldığı arabadan kullandığı mazota, içtiği sudan yediği simite kadar devlete vergisini veren vatandaşın artık tahammülü ve direnecek gücü kalmadığını vurguladı.   “İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET DE YAŞASIN!” GELENEĞİ, DEVLETİN EN TEMEL DÜSTURUDUR   İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın'' ilkesinin Türk Devlet geleneğinin temel düsturu olduğunu belirten ilhan, ''geçtiğimiz 1.5 aylık süreçte hükümet sınıfta kalmıştır.Devleti temsil eden hükümetin , ''herkes kendi başının çaresine baksın, birbirinize yardım edin'' gibi pervasızca bir üslubu kullanmaya hakkı yoktur olamaz da...Unutulmamalıdır ki devletin ham maddesi insanıdır, insan olmadan devlet de olmaz. Şu zor günlerde hükümet yine sırtını vatandaşa dayamıştır ancak kibirlerinden ve çok kötü olan 18 yıllık yönetimlerinin vatandaş üzerinde oluşturduğu ağır yükün farkında olmamış olacaklar ki eli, kolu, beli, bacağı kırılmış ve artık ayakta duramayacak hâle gelmiş vatandaşa yaslanma aymazlığını göstermişlerdir. Yazık! Türk insanı bu kötü yönetimi hâk etmiyor! Liyakat bitti, adalet vicdanları kararttı, eşitlik ölümde bile ayrıldı, masumiyet mazlumların ahı olarak kaldı sadece.... Kısacası her şey, hâk düzenin dışına çıktı. Tıraş olduğunuz berber, musluk taktırdığınız sucu, size ekmek arası yapan döner ustası, kahvede çayınızı dolduran ocakçı, evinizi taşıttığınız insan, yüzünü eline alıp kendi için değil ekmek götürmediği çoluğu çocuğu için biçare şekilde siyasileri ve kamu görevlilerini aramak zorunda kalınca inanın insanlığınızdan utanıyorsunuz. Ülke olarak güçlü olmadıktan sonra gelen misafiri 1000 odalı sarayda ağırlamak evine ekmek götüremeyen baba için öfkeden başka bir anlam oluşturmamaktadır.” dedi.    “TÜRKİYE KADERİNE TERK EDİLECEK 3. SINIF BİR DÜNYA ÜLKESİ DEĞİLDİR!”   Türkiye’nin reel ekonomi anlamında ciddi oranda savrulduğunu yineleyen İlhan , ''lira basıp döviz borcunu ödeme planları yapılıyor.Bunun sonucu olarak da 1.5 ayda Türk lirası dolar karşısında 20'yi aşkın değer kaybediyor. Ayrıca daha da kötüsü, 2016'da yaşanan hain darbe girişimi ortamında bile Türkiye'den ayrılmayan  sermaye, şu an ayrılıyor. 18 yıldır iktidarın beton ekonomisiyle zenginlik kelimesine yeni anlamlar katanların yüksek kazançlı işleri  bu virüsle  mücadele sürecinde bekleyebilir.Böylece hükümet yetkilileri ve devletin üst düzey organları tarafından bir an önce koronavirüs salgını ile mücadele kapsamında mevcut plânların gözden geçirilerek ülkemiz gerçeklerine göre revize edilmesi gerekiyor. Türkiye’nin kaderine terk edilebilecek 3. sınıf bir dünya ülkesi değildir.'' diyerek sözlerini tamamladı.