Metin İlhan , ''500 Bin Tanı Kitini ABD'ye Gönderdik , 50 Tanı Kiti Çin'den İthal Ettik''

DİĞER (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 06.04.2020 - 12:01, Güncelleme: 05.05.2023 - 17:12
 

Metin İlhan , ''500 Bin Tanı Kitini ABD'ye Gönderdik , 50 Tanı Kiti Çin'den İthal Ettik''

Kırşehir CHP Milletvekili Dr. Metin İlhan Koronavirüs ile mücadele sürecü konusunda hükümete eleştirilerde bulundu.Koronavirüs ülkeye gelmeden önce hükümeti partisi ve şahsı olarak uyardığını ancak bu uyarıların dikkate alınmadığını vurguladı. Koronavirüs tehlikesinin ülkemize gelmeden önlem alınması ile ilgili TBMM'de şubat ayından itibaren defalarca gerek yazılı gerekse de sözlü olarak ivedilikle yapılması gerekenler konusunda ciddi uyarılarda bulunduklarını belirten İlhan , '' Ancak hükümet yetkilileri bu konuda üzülerek söylüyorum ki geç davrandılar. Tüm sorumluluğu Sağlık Bakanlığının üstüne attılar. Sonradan da anlaşıldığı üzere bu birliktelik gerektiren bir durumdu. Özellikle virüsle mücadelede kullanılacak radyoaktif toz filtreli koruyucu maske, tulum, önlük, gözlük, cerrahi maske ve tıbbi eldiven stoklarının acilen tamamlanması uyarısını yaptım. Ama maalesef bırakın stok kontrolünü mevcut tıbbi malzemenin ihraç edilmesinin önüne bile doğru dürüst geçilemedi. Şu an sağlık personeli bu virüse yakalanıyorsa en önemli sebebi budur.'' dedi. ''500 BİN TANI KİTİNİ GÖNDERDİK 50 BİN TANI KİTİ İTHAL ETTİK'' Unutulmamalı ki bu gibi salgınlarda öncelik sağlık çalışanlarını güvence altına almaktır. Çünkü bu süreci onlarsız anlatmamız imkansızdır. Devlet tüm imkanlarını onlar için seferber etmelidir. Bu anlamda, İtalya örneği bu gerçeği tüm açıklığıyla ortaya koymaktadır zaten. 500 bin tanı kiti ABD'ye gönderildi şimdi ise Çin'den niteliksiz 50 bin kit ithal ediyoruz. Kriz yönetimi böyle olmaz! Hükûmetin virüsle mücadele için oluşturulan Bilim Kurulu'nun işine karışmaması ve kurulun kararlarını uygulamada tereddüte düşmemesi gerekmektedir.'' diye konuştu. ''İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN'' Koronavirüsle mücadelenin bir diğer önemli ayağının da ekonomi olduğunu belirten İlhan, '''Evet, ülke olarak çok zor günlerden geçmekteyiz, bu sorunları dayanışma içinde birlikte atlatacağız, bunda zaten hiçbir şüphe yok . Bu millet her zaman en kötü anda bile her türlü gayret ve fedakârlığı göstermiştir, gösterecektir de ancak devlet geleneğimizin en önemli düsturu "insanı yaşat ki devlet de yaşasın!"dır. Bu unutulmamalıdır!Bu bağlamda, maalesef günümüz iktidarı bu anlayıştan uzak günü kurtarmaya yönelik, devlet olma bilinci ve sorumluluğundan bir haber tavırlar sergilemektedir. Milletimizin fedakarlıktan yana hiçbir sıkıntısı yoktur ancak vatandaşından bağış talep eden ülkelere baktığımızda 3. sınıf dünya ülkeleri (Ortadoğu ve Afrika ülkeleri) olduğunu görürsünüz ayrıca daha önceki vatandaşlarımızın çeşitli toplumsal olaylar için yaptıkları bağışlar ve vatandaşlarımızdan çeşitli adlar altında alınan özel vergilerin akıbetinin üzerindeki şaibeler hala kamuoyunda soru işareti olarak yer almaktadır.Örneğin,1999-2019 yılları arası toplanan deprem kesintilerinden tutun da 15 Temmuz yardım paralarına kadar… Toplanan yüz milyarca liralar ne olmuştur, ne için kullanılmıştır, gerçekten üretime yönelik ihtiyaç duyulan alanlarda mı harcanmıştır… Aldığı her şeyden vergisini veren vatandaşlarımızın bunu bilme ve hesap sorma hakkı vardır elbette.Maalesef hükümetimiz para toplama ve vergi almada gösterdiği engin gönüllülüğü hesap vermede kullanmamaktadır. Bakınız, böyle bir günde bunlar konuşulmaz diyenleriniz olabilir evet keşke her şey yolunda gitse yevmiyeli çalışanlar, zorunlu ücretsiz izne ayrılanlar, işini kaybedenler, batma noktasına gelen esnafımız, çaresizlik içinde çırpınan çiftçimiz, işsizler, garibanlar bu süreçte evinde güllük gülistanlık içinde oturabilme imkanı bulabilseler; keşke sosyal devlet olmanın gereğini hükümet yerine getirebilse de bizler bunları söylemek zorunda kalmasaydık.Evet, herkes fedakarlık yapmalı ama önce milyarlarcalarca lira vergi borçları devletçe silinen; savurganlıklarından ve ultra lüks yaşamlarından hiçbir zaman vazgeçmeyen muhterem zatlar yapmalı bu bağışları hem de vergi borçlarından düşmeden tabii ki. Bizi çok fena kıskanan Avrupalı devletler maalesef bu felaket için bütçelerinden trilyonlarca euro ayırmaktalar. Örneğin İsveç'te 10 haftalık dönem için 60 çalışma azaltmaya gidildi. 6 hafta boyunca hiç çalışılmayacak, kalan 4 hafta da haftanın 4 günü çalışılacak (80). Çalışılmayan 6 haftalık bölüm için ise şirketlere devlet 47.5 her çalışan için maaş desteği yapacak. Toplamda çalışanlar sadece 7.5 az maaş almış olacaklar. Ayrıca işten çıkartılan insanlara 360 gün boyunca ya da tekrar iş bulana kadar maaşının 80'ini devlet karşılayacak.'' açıklamasında bulundu. ''İHTİYAT AKÇESİ FARKLI AMAÇLAR İÇİN KULLANILDI'' İlhan sözlerine şu şekilde devam etti , ''Umarız ki bu salgın uzun sürmez zira böyle durumlar için ayrılan ihtiyat akçesi bile maalesef başka amaçlar için hükümetçe kullanıldı. Önümüze bakıp kendi potansiyelimizi maksimum verimlilikte nasıl kullanabilirize bakacağız. İlk olarak devlette araç saltanatı ve makam giderleri başta olmak üzere israfın önüne geçmemiz gerekiyor. Hiçbir ihtiyacımız olmayan süper-mega projelerden kesinlikle vazgeçmeliyiz, hasta ve yolcu garantili birilerini miltimilyoner yaparken halkımızın üzerine ağır yükler getiren gereksiz yapılaşmalardan vazgeçmeliyiz.Salgın bize gösterdi ki şatafatlı binalar, siyasilerin kullandığı ultra lüks araçlar, milyonlarca liralık gösteriş ve itibar amaçlı yapılan davetler bizi kötü günde hiçbir şekilde kurtarmamaktadır. Dolayısıyla krizle mücadele eylem planı hükümetçe yeniden revize edilerek başta tarımsal alan olmak üzere tüm üreticilerimiz planlı bir şekilde desteklenmeli, gerekli teşvikler sağlanmalıdır. Salgın sebebiyle ekonomik kayba uğramış ihtiyaç sahiplerinin zararları da ivedilikle karşılanmalıdır. Aksi durum, gerçekten de hepimiz için felaket olur…''

Kırşehir CHP Milletvekili Dr. Metin İlhan Koronavirüs ile mücadele sürecü konusunda hükümete eleştirilerde bulundu.Koronavirüs ülkeye gelmeden önce hükümeti partisi ve şahsı olarak uyardığını ancak bu uyarıların dikkate alınmadığını vurguladı.

Koronavirüs tehlikesinin ülkemize gelmeden önlem alınması ile ilgili TBMM'de şubat ayından itibaren defalarca gerek yazılı gerekse de sözlü olarak ivedilikle yapılması gerekenler konusunda ciddi uyarılarda bulunduklarını belirten İlhan , '' Ancak hükümet yetkilileri bu konuda üzülerek söylüyorum ki geç davrandılar. Tüm sorumluluğu Sağlık Bakanlığının üstüne attılar. Sonradan da anlaşıldığı üzere bu birliktelik gerektiren bir durumdu. Özellikle virüsle mücadelede kullanılacak radyoaktif toz filtreli koruyucu maske, tulum, önlük, gözlük, cerrahi maske ve tıbbi eldiven stoklarının acilen tamamlanması uyarısını yaptım. Ama maalesef bırakın stok kontrolünü mevcut tıbbi malzemenin ihraç edilmesinin önüne bile doğru dürüst geçilemedi. Şu an sağlık personeli bu virüse yakalanıyorsa en önemli sebebi budur.'' dedi.

''500 BİN TANI KİTİNİ GÖNDERDİK 50 BİN TANI KİTİ İTHAL ETTİK''

Unutulmamalı ki bu gibi salgınlarda öncelik sağlık çalışanlarını güvence altına almaktır. Çünkü bu süreci onlarsız anlatmamız imkansızdır. Devlet tüm imkanlarını onlar için seferber etmelidir. Bu anlamda, İtalya örneği bu gerçeği tüm açıklığıyla ortaya koymaktadır zaten. 500 bin tanı kiti ABD'ye gönderildi şimdi ise Çin'den niteliksiz 50 bin kit ithal ediyoruz. Kriz yönetimi böyle olmaz! Hükûmetin virüsle mücadele için oluşturulan Bilim Kurulu'nun işine karışmaması ve kurulun kararlarını uygulamada tereddüte düşmemesi gerekmektedir.'' diye konuştu.

''İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN''

Koronavirüsle mücadelenin bir diğer önemli ayağının da ekonomi olduğunu belirten İlhan, '''Evet, ülke olarak çok zor günlerden geçmekteyiz, bu sorunları dayanışma içinde birlikte atlatacağız, bunda zaten hiçbir şüphe yok . Bu millet her zaman en kötü anda bile her türlü gayret ve fedakârlığı göstermiştir, gösterecektir de ancak devlet geleneğimizin en önemli düsturu "insanı yaşat ki devlet de yaşasın!"dır. Bu unutulmamalıdır!Bu bağlamda, maalesef günümüz iktidarı bu anlayıştan uzak günü kurtarmaya yönelik, devlet olma bilinci ve sorumluluğundan bir haber tavırlar sergilemektedir. Milletimizin fedakarlıktan yana hiçbir sıkıntısı yoktur ancak vatandaşından bağış talep eden ülkelere baktığımızda 3. sınıf dünya ülkeleri (Ortadoğu ve Afrika ülkeleri) olduğunu görürsünüz ayrıca daha önceki vatandaşlarımızın çeşitli toplumsal olaylar için yaptıkları bağışlar ve vatandaşlarımızdan çeşitli adlar altında alınan özel vergilerin akıbetinin üzerindeki şaibeler hala kamuoyunda soru işareti olarak yer almaktadır.Örneğin,1999-2019 yılları arası toplanan deprem kesintilerinden tutun da 15 Temmuz yardım paralarına kadar… Toplanan yüz milyarca liralar ne olmuştur, ne için kullanılmıştır, gerçekten üretime yönelik ihtiyaç duyulan alanlarda mı harcanmıştır… Aldığı her şeyden vergisini veren vatandaşlarımızın bunu bilme ve hesap sorma hakkı vardır elbette.Maalesef hükümetimiz para toplama ve vergi almada gösterdiği engin gönüllülüğü hesap vermede kullanmamaktadır. Bakınız, böyle bir günde bunlar konuşulmaz diyenleriniz olabilir evet keşke her şey yolunda gitse yevmiyeli çalışanlar, zorunlu ücretsiz izne ayrılanlar, işini kaybedenler, batma noktasına gelen esnafımız, çaresizlik içinde çırpınan çiftçimiz, işsizler, garibanlar bu süreçte evinde güllük gülistanlık içinde oturabilme imkanı bulabilseler; keşke sosyal devlet olmanın gereğini hükümet yerine getirebilse de bizler bunları söylemek zorunda kalmasaydık.Evet, herkes fedakarlık yapmalı ama önce milyarlarcalarca lira vergi borçları devletçe silinen; savurganlıklarından ve ultra lüks yaşamlarından hiçbir zaman vazgeçmeyen muhterem zatlar yapmalı bu bağışları hem de vergi borçlarından düşmeden tabii ki. Bizi çok fena kıskanan Avrupalı devletler maalesef bu felaket için bütçelerinden trilyonlarca euro ayırmaktalar. Örneğin İsveç'te 10 haftalık dönem için 60 çalışma azaltmaya gidildi. 6 hafta boyunca hiç çalışılmayacak, kalan 4 hafta da haftanın 4 günü çalışılacak (80). Çalışılmayan 6 haftalık bölüm için ise şirketlere devlet 47.5 her çalışan için maaş desteği yapacak. Toplamda çalışanlar sadece 7.5 az maaş almış olacaklar. Ayrıca işten çıkartılan insanlara 360 gün boyunca ya da tekrar iş bulana kadar maaşının 80'ini devlet karşılayacak.'' açıklamasında bulundu.

''İHTİYAT AKÇESİ FARKLI AMAÇLAR İÇİN KULLANILDI''

İlhan sözlerine şu şekilde devam etti , ''Umarız ki bu salgın uzun sürmez zira böyle durumlar için ayrılan ihtiyat akçesi bile maalesef başka amaçlar için hükümetçe kullanıldı. Önümüze bakıp kendi potansiyelimizi maksimum verimlilikte nasıl kullanabilirize bakacağız. İlk olarak devlette araç saltanatı ve makam giderleri başta olmak üzere israfın önüne geçmemiz gerekiyor. Hiçbir ihtiyacımız olmayan süper-mega projelerden kesinlikle vazgeçmeliyiz, hasta ve yolcu garantili birilerini miltimilyoner yaparken halkımızın üzerine ağır yükler getiren gereksiz yapılaşmalardan vazgeçmeliyiz.Salgın bize gösterdi ki şatafatlı binalar, siyasilerin kullandığı ultra lüks araçlar, milyonlarca liralık gösteriş ve itibar amaçlı yapılan davetler bizi kötü günde hiçbir şekilde kurtarmamaktadır.

Dolayısıyla krizle mücadele eylem planı hükümetçe yeniden revize edilerek başta tarımsal alan olmak üzere tüm üreticilerimiz planlı bir şekilde desteklenmeli, gerekli teşvikler sağlanmalıdır. Salgın sebebiyle ekonomik kayba uğramış ihtiyaç sahiplerinin zararları da ivedilikle karşılanmalıdır. Aksi durum, gerçekten de hepimiz için felaket olur…''

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.