KÜLTÜRÜMÜZÜN 40 PINARLARI : AŞIK PAŞA ŞAHİN

DİĞER (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 23.05.2016 - 07:57, Güncelleme: 05.05.2023 - 17:12
 

KÜLTÜRÜMÜZÜN 40 PINARLARI : AŞIK PAŞA ŞAHİN

    Röportaj: Duran ERDOĞAN                                                            ÂŞIK PAŞA ŞAHİN RÖPORTAJI                          *Kimdir Âşık Paşa Şahin? Kısa özgeçmiş lütfen!   6 Eylül 1961 tarihinde Mucur’un Karacalı Köyünde Mehmet ve Havva’nın çocukları olarak dünyaya geldim. İlkokulu Köyümde okudum. Başkaca eğitim görmedim. Ömrüm başkalarının işinde çalışmakla geçti. Saz çalıp, türkü söylemeye aşırı merakım vardı. Bu merakımı yerine getirerek yaşadım. Evliyim, İkisi erkek ve birisi kız olmak üzere üç çocuk babasıyım. İçimden gelen her konuda şiir yazıyor bunu da besteleyip, hayranlarıma türkü formunda okuyorum. Emekliyim.    *Doğal mısınız? Aynaya bakınca kendinizi nasıl buluyorsunuz?      Ömrüm zaten el kapısında aşırı çalışmakla geçti. İster-istemez ikinci sınıf vatandaş muamelesi görerek bu günlere geldim. İnsanlara saygı gösterip, hürmet ederek günlerim geçti. Bu nedenle doğal davranmak kendiliğinden gelişti diyebilirim. Her ne kadar sakal bırakmış bir Müslüman olarak aynaya bakınca kendimi asla yaşlı ve işe yaramaz görmüyorum. Daha doğrusu her geçen gün babama benzediğimi algılıyorum.             *Çalıp söyleyen bir Âşık olarak biraz da Mûsikî zevkinizden söz edelim?   Ben her şeyden önce bir Anadolu çocuğuyum. Türkülerin hepsini dinlerim. Doğrusu diğer müzik türlerine yakınlığım ve yatkınlığım yoktur.   *Şiir-edebiyat-güzel sanatlarla ilgili olduğunuz belli. Eserleriniz var mı? Hiç ödül aldınız mı?   Demin söyledim: Bir gönül dostu olarak bu sorduklarınızla elbette yakından ilgiliyim. Bir defasında saymıştım. 300’ ün üzerinde şiirim var. Bir kısmı da tarafımdan bestelenmiştir. Maalesef ödül almadım.             *Hayvan,  tabiat, toprak-ağaç-çiçek sevginizi öğrenmek istersem bizlere ne dersiniz?   Köy kökenli birisi olarak bu tabiat harikalarına meftunum. Çünkü gözümü açtığımda çevremde her şeyi doğal düzen içinde seyrederek bu yaşıma geldim. Esasen bir Âşık bunlara ilgi duymazsa yazamaz. Ne diyor Âşık Veysel: “Güzelliğin on para etmez. Şu bende ki aşk olmasa.”                *Olmazsa olmaz özel zevkleriniz, prensipleriniz, kurallarınız var mı?   Beni bilenler bilir. Ömrüm garibanlıkla geçti. Prensip sahibi olmak, hayata kural koymak ne haddime? Küçük şeylerden mutlu oldum ve daima Rabbime şükrettim.             *İçki-sigara, alkol ve sair bağımlılıklar var mı? Ne dersiniz?   Keşke bu soruyu sormasaydınız. Tam 35 yıl sigara içtim. Şimdi bıraktım. Meğer ben onu değil, sigara beni bırakmış. Çok pişmanım ama son pişmanlık kâr etmiyor. Başkaca bağımlılığım yoktur.   *Sizce internet-akıllı telefon-televizyon nedir, ne değildir? Faydalı mı? Zararlı mı?   Bu saydıkların teknolojinin getirdiği medeniyettir. Faydaları ve zararları saymakla bitmez. Akıllı olup, bu cihazları zamanında, yerinde ve ihtiyaç halinde kullanmalı. Gençlerimize çok acıyorum: Özellikle akıllı telefonun oyuncağı olmuşlar. Eğitimcilere ve ebeveynlere çok iş düşüyor.   *Sporla aranız nasıl, hangi takıma ilgi duyarsınız?   Sporla ilgilenmeye vakit mi bulabildim? Ancak Milli Takımımızın başarıları beni çok etkiler.   *Samimiyet ve öfke denilince ne anlatırsınız?   Karşımızdaki de nihayetinde bir insan. Ona inanmak, güvenmek insanî bir zarurettir. Herkesi kendim gibi bilirim. Bana göre doğrusu da budur. Büyüklerimiz: “Öfke baldan tatlıdır. Amma meyvesi acıdır.” derken, bizlere öfkeyi disipline etmemizi öğütlediler. Bu söz her şeyi anlatıyor. Daha ne deyim.   * Hobisi olmayan insan düşünemiyorum: Sizin de‘Hobiniz’ vardır mutlaka?   Elbette, olmaz olur mu? Her gönülde bir aslan yatarmış. Benim gönlümün aslanı yani hobisi dost meclislerinde saz çalıp-söylemek.   *Paşa ismi size hiç sıkıntı yarattı mı?   “Hem Âşık, hem  Paşa’sın, hem de  amelesin!” diyenler oldu tabii. Ancak yeri gelmişken bir anımı sizlere aktarayım. Âşık Selâmi Erdemir ve birkaç arkadaşımla Hacı Bektaş-ı Velî Hazretlerinin anma etkinliklerine gittik. Âşık Selâmi arabayı kullanıyor. Meğer yanlışlıkla protokol yoluna girmişiz. Polis arabayı durdurdu. Geri dönmemizi söyledi. Âşık Selâmi: “Memur Bey, arkada oturan Paşa!” deyince, Polis memuru yolu açtı ve adımın asilliği sayesinde arkadaşlarımla birlikte protokol kapısından direkt  tören alanına  girdik.   *“İyi ki” leriniz nelerdir?   Beni ayakta tutup, hayata bağlayan üç tane ‘iyi ki’ yapmışım dediğim şey var: 1. Emekliliğim. 2. Evim 3. Arabam. Bunlar benim ‘iyi ki’lerimdir.              *“Keşke” leriniz nelerdir?   Dinlemedim büyüklerimin sözünü:  Keşke sigara içmeseydim.   *Pişmanlığınız var mı? Neler?   Şu anda sigara bağımlılığım yüzünden ciddî sağlık sorunları yaşıyorum. Dost sandığım sigara denen mereti içtiğime çok pişmanım.              *Zengin misiniz?  Cömert misiniz? Cimri misiniz?   Zengin değilim. Gönül zenginiyim. Bulduklarımı da fakirlerle, dostlarla paylaşmaya özen gösterdim. Varımı verdim. Olana asla yok demedim.              *Dindar mısınız?   Çok şükür dindarım. İnançlı birisiyim.              *Neden korkarsınız?   Allah’tan korkarım. Kuru iftiradan korkarım. Allah’tan korkmayandan korkarım. Ölememekten korkarım.              *Kaza ve Kader sizce ne anlama gelir?   Allah’ın bizleri bu yolla sınaması, denemesi, bir nev-î teste tabi tutması.              *Ölüm ve Ölümsüzlüğü tarif eder misiniz?   Ölüm: Bu dünyayı yaşadıktan sonra ahrete göç etmektir. Ölümsüzlük: Yapmış olduğumuz hayırlı hizmetler toplamıdır.              *Hedefleriniz nelerdir?   Hacc’a gitmek ve kitabımı bastırmak en başta gelen hedefimdir.                          *Unuttuklarım, sormadıklarım olabilir. Son mesajınızı alabilir miyim?   Memleketimize, insanlık âlemine mutluluk, huzur dilemek en başta gelen ödevimdir.   *Çalıp söylediğin güncel bir şiirinle bu röportajımı bitirmek istiyorum. Buyurun ne söylersiniz?   Bu vatan toprağı şehit kanıyla sulandı. Bilin dünya ilik bıçağa dayandı. Ermeniler Amerika’ya güvendi. Bizi bu hale getirenler utansın.   *Sevgili Âşık Paşa Şahin kardeşim, bana bir fırsat vererek bu röportajı gerçekleştirmeyi sağladınız. Size şahsım ve Anadolu Gazetesi adına çok teşekkür ediyorum.   Asıl Ben teşekkür borçluyum size üstadım. Sayenizde sesimiz çok uzaklara gidiyor. Allah Senden razı olsun.   Duran ERDOĞAN Kırşehir Anekdotları Yazarı E.posta: [email protected] (Web) http://www.duranerdogan.com                         
   

Röportaj: Duran ERDOĞAN                                                            ÂŞIK PAŞA ŞAHİN RÖPORTAJI                          *Kimdir Âşık Paşa Şahin? Kısa özgeçmiş lütfen!   6 Eylül 1961 tarihinde Mucur’un Karacalı Köyünde Mehmet ve Havva’nın çocukları olarak dünyaya geldim. İlkokulu Köyümde okudum. Başkaca eğitim görmedim. Ömrüm başkalarının işinde çalışmakla geçti. Saz çalıp, türkü söylemeye aşırı merakım vardı. Bu merakımı yerine getirerek yaşadım. Evliyim, İkisi erkek ve birisi kız olmak üzere üç çocuk babasıyım. İçimden gelen her konuda şiir yazıyor bunu da besteleyip, hayranlarıma türkü formunda okuyorum. Emekliyim.    *Doğal mısınız? Aynaya bakınca kendinizi nasıl buluyorsunuz?      Ömrüm zaten el kapısında aşırı çalışmakla geçti. İster-istemez ikinci sınıf vatandaş muamelesi görerek bu günlere geldim. İnsanlara saygı gösterip, hürmet ederek günlerim geçti. Bu nedenle doğal davranmak kendiliğinden gelişti diyebilirim. Her ne kadar sakal bırakmış bir Müslüman olarak aynaya bakınca kendimi asla yaşlı ve işe yaramaz görmüyorum. Daha doğrusu her geçen gün babama benzediğimi algılıyorum.             *Çalıp söyleyen bir Âşık olarak biraz da Mûsikî zevkinizden söz edelim?   Ben her şeyden önce bir Anadolu çocuğuyum. Türkülerin hepsini dinlerim. Doğrusu diğer müzik türlerine yakınlığım ve yatkınlığım yoktur.   *Şiir-edebiyat-güzel sanatlarla ilgili olduğunuz belli. Eserleriniz var mı? Hiç ödül aldınız mı?   Demin söyledim: Bir gönül dostu olarak bu sorduklarınızla elbette yakından ilgiliyim. Bir defasında saymıştım. 300’ ün üzerinde şiirim var. Bir kısmı da tarafımdan bestelenmiştir. Maalesef ödül almadım.

            *Hayvan,  tabiat, toprak-ağaç-çiçek sevginizi öğrenmek istersem bizlere ne dersiniz?   Köy kökenli birisi olarak bu tabiat harikalarına meftunum. Çünkü gözümü açtığımda çevremde her şeyi doğal düzen içinde seyrederek bu yaşıma geldim. Esasen bir Âşık bunlara ilgi duymazsa yazamaz. Ne diyor Âşık Veysel: “Güzelliğin on para etmez. Şu bende ki aşk olmasa.”                *Olmazsa olmaz özel zevkleriniz, prensipleriniz, kurallarınız var mı?   Beni bilenler bilir. Ömrüm garibanlıkla geçti. Prensip sahibi olmak, hayata kural koymak ne haddime? Küçük şeylerden mutlu oldum ve daima Rabbime şükrettim.             *İçki-sigara, alkol ve sair bağımlılıklar var mı? Ne dersiniz?   Keşke bu soruyu sormasaydınız. Tam 35 yıl sigara içtim. Şimdi bıraktım. Meğer ben onu değil, sigara beni bırakmış. Çok pişmanım ama son pişmanlık kâr etmiyor. Başkaca bağımlılığım yoktur.   *Sizce internet-akıllı telefon-televizyon nedir, ne değildir? Faydalı mı? Zararlı mı?   Bu saydıkların teknolojinin getirdiği medeniyettir. Faydaları ve zararları saymakla bitmez. Akıllı olup, bu cihazları zamanında, yerinde ve ihtiyaç halinde kullanmalı. Gençlerimize çok acıyorum: Özellikle akıllı telefonun oyuncağı olmuşlar. Eğitimcilere ve ebeveynlere çok iş düşüyor.   *Sporla aranız nasıl, hangi takıma ilgi duyarsınız?   Sporla ilgilenmeye vakit mi bulabildim? Ancak Milli Takımımızın başarıları beni çok etkiler.

  *Samimiyet ve öfke denilince ne anlatırsınız?   Karşımızdaki de nihayetinde bir insan. Ona inanmak, güvenmek insanî bir zarurettir. Herkesi kendim gibi bilirim. Bana göre doğrusu da budur. Büyüklerimiz: “Öfke baldan tatlıdır. Amma meyvesi acıdır.” derken, bizlere öfkeyi disipline etmemizi öğütlediler. Bu söz her şeyi anlatıyor. Daha ne deyim.   * Hobisi olmayan insan düşünemiyorum: Sizin de‘Hobiniz’ vardır mutlaka?   Elbette, olmaz olur mu? Her gönülde bir aslan yatarmış. Benim gönlümün aslanı yani hobisi dost meclislerinde saz çalıp-söylemek.   *Paşa ismi size hiç sıkıntı yarattı mı?   “Hem Âşık, hem  Paşa’sın, hem de  amelesin!” diyenler oldu tabii. Ancak yeri gelmişken bir anımı sizlere aktarayım. Âşık Selâmi Erdemir ve birkaç arkadaşımla Hacı Bektaş-ı Velî Hazretlerinin anma etkinliklerine gittik. Âşık Selâmi arabayı kullanıyor. Meğer yanlışlıkla protokol yoluna girmişiz. Polis arabayı durdurdu. Geri dönmemizi söyledi. Âşık Selâmi: “Memur Bey, arkada oturan Paşa!” deyince, Polis memuru yolu açtı ve adımın asilliği sayesinde arkadaşlarımla birlikte protokol kapısından direkt  tören alanına  girdik.   *“İyi ki” leriniz nelerdir?   Beni ayakta tutup, hayata bağlayan üç tane ‘iyi ki’ yapmışım dediğim şey var: 1. Emekliliğim. 2. Evim 3. Arabam. Bunlar benim ‘iyi ki’lerimdir.              *“Keşke” leriniz nelerdir?   Dinlemedim büyüklerimin sözünü:  Keşke sigara içmeseydim.   *Pişmanlığınız var mı? Neler?   Şu anda sigara bağımlılığım yüzünden ciddî sağlık sorunları yaşıyorum. Dost sandığım sigara denen mereti içtiğime çok pişmanım.              *Zengin misiniz?  Cömert misiniz? Cimri misiniz?   Zengin değilim. Gönül zenginiyim. Bulduklarımı da fakirlerle, dostlarla paylaşmaya özen gösterdim. Varımı verdim. Olana asla yok demedim.              *Dindar mısınız?   Çok şükür dindarım. İnançlı birisiyim.              *Neden korkarsınız?   Allah’tan korkarım. Kuru iftiradan korkarım. Allah’tan korkmayandan korkarım. Ölememekten korkarım.              *Kaza ve Kader sizce ne anlama gelir?   Allah’ın bizleri bu yolla sınaması, denemesi, bir nev-î teste tabi tutması.              *Ölüm ve Ölümsüzlüğü tarif eder misiniz?   Ölüm: Bu dünyayı yaşadıktan sonra ahrete göç etmektir. Ölümsüzlük: Yapmış olduğumuz hayırlı hizmetler toplamıdır.              *Hedefleriniz nelerdir?   Hacc’a gitmek ve kitabımı bastırmak en başta gelen hedefimdir.                          *Unuttuklarım, sormadıklarım olabilir. Son mesajınızı alabilir miyim?   Memleketimize, insanlık âlemine mutluluk, huzur dilemek en başta gelen ödevimdir.   *Çalıp söylediğin güncel bir şiirinle bu röportajımı bitirmek istiyorum. Buyurun ne söylersiniz?   Bu vatan toprağı şehit kanıyla sulandı. Bilin dünya ilik bıçağa dayandı. Ermeniler Amerika’ya güvendi. Bizi bu hale getirenler utansın.   *Sevgili Âşık Paşa Şahin kardeşim, bana bir fırsat vererek bu röportajı gerçekleştirmeyi sağladınız. Size şahsım ve Anadolu Gazetesi adına çok teşekkür ediyorum.   Asıl Ben teşekkür borçluyum size üstadım. Sayenizde sesimiz çok uzaklara gidiyor. Allah Senden razı olsun.   Duran ERDOĞAN Kırşehir Anekdotları Yazarı E.posta: [email protected] (Web) http://www.duranerdogan.com                         
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.