KÜLTÜRÜMÜZÜN 40 PINARLARI : ŞAİRE GÜLER BEDEL RÖPORTAJI

DİĞER 01.08.2016 - 09:58, Güncelleme: 05.05.2023 - 17:12
 

KÜLTÜRÜMÜZÜN 40 PINARLARI : ŞAİRE GÜLER BEDEL RÖPORTAJI

        *Kimdir Şaire Güler Bedel?  Kısa özgeçmiş lütfen!   1 Ekim 1961 tarihinde Kırşehir ilimizin, Mucur ilçesi Kurugöl Köyünde doğdum. Babam eşraftan tüccar Ahmet Çavuştur. İlkokul mezunuyum. Evli ve ev kadınıyım. 2 erkek çocuk annesiyim.  2 torunum var.   *Kadın şair ya da bilinen diğer adıyla ‘şaire’ toplumda çok az. Siz bu yeteneğinizi nasıl anladınız, bu özelliğinizi bizlere nasıl anlatır mısınız dersem; neler anlatacaksınız?   Şiir yazmaya çok erken yaşlarda başladım. Babam şairdir. Ağabeyim Âşık Selami Erdemir’de çalıp-söyler. Bu özelliklerimiz genetik olup, büyüklerimizden gelmektedir. Ben sadece içimden ilham olarak gelen kelâmı kaleme dökmekten başkaca bir şey yapmıyorum.   *Yazıp yayımladıklarınızı ağabeyiniz Âşık Selami Erdemir gibi türkü formunda da söyler misiniz? Ben ağabeyim gibi kendi sözlerimi çok istememe rağmen sazla çalıp söyleyemem. Ancak şiirlerimi farkında olmadan türkü formatında yazmış olmalıyım ki, kendim yazdıktan sonra türkü gibi mırıldanırım ki ortaya böyle çıkmaktadır.   *Doğal mısınız? Aynaya bakınca kendinizi nasıl bulursunuz, neleri sorgularsınız?   Ben hep doğallıktan yanayım. Kişiliğimle yaşantımla ve yaptığım işle yapmacık olanı sevmem. Aynaya bakınca kendimi hep güler yüzlü bulurum. Fakat geçen her yılların izini görürüm. Şükrederim. Beterin-beterini düşünürüm.   *Aslında köy kökenlisiniz, yani köylü kızısınız... Tabiat, toprak-ağaç-çiçek, börtü-böcek hayvanlarla iç-içe oldunuz. Bu sevgiyi, bu yaşanmışlıkları da şiirlerinizde işler misiniz?   Hayvanları, börtü-böceği severim. Canlıları sevmeyen insanları sevmem. Tabiata gelince beni hep düşündürür. İlkbaharı yeni doğmuş bebeğe benzetirim. Yazı gençliğe benzetirim. Sonbaharı orta yaşa, kışı ise yaşlanmaya-hazana-ölüme benzetirim. Toprak deyince de toprak bizi doyurur, bizim kahrımızı çeker ve dönüş karatopraktır. Ağaç-çiçek sevgim çoktur. Ağacı görür başka düşünürüm, çiçeği görür bir başka dalarım, işin içinden çıkamam. Doğayı çok severim. “Benim bu âleme aklım ermiyor” başlıklı şiirim bile var.               *Mûsikî zevkiniz?   Mûsikîyi severim. Şiirle ilgilenenler aslında mûsikîşinastır. Kendime THM en yakın bulurum. Âşıkları, Halk ozanları ve atışmalarını severek dinlerim.   *Şiir-edebiyat-güzel sanatlarla ilgili olduğunuz belli. Ne dersiniz?   Zaten şiir yazan kişi edebiyatla iç-içedir. Ruhunda, yüreğinde, gönlünde hep güzellikler, güzel sanatlar olmalı diye düşünüyorum.   *Kitaplaştırılmış eserleriniz var mı? 300’e yakın şiirim var. Henüz hepsini bir kitapta toplayamadım.  Ancak bunlardan bazıları “Şiirimizde Kırşehir” kitabında ve bazı gazetelerde yayımlandı. Ayrıca G. Üniversitesi öğretim elemanlarından Fatma Ahsen Turan hanımefendi bana ulaşarak şiirlerimi “Geçmişten Günümüze-Sazda-Sözde Usta Kadınlar” adıyla kitaplaştırıldı.   Hiç ödül aldınız mı?   Hiç ödül almadım. Yalnız bazı etkinliklerde davet aldım ve şiirlerimi buradaki şiir sever gönül dostlarına okudum ve bol alkış aldım.    *Olmazsa-olmaz özel zevkleriniz, prensipleriniz, kurallarınız var mı?   Yaşantımın her bölümünde düzeni, tertibi, intizamı severim. Bu günün işini yarına bırakmam. Kurallara gelince başkalarını dinlerim. İyi olanı alır, uygularım. Amma yine de doğru bildiklerimden taviz vermem. Bu gibi hallerde kendi kurallarım geçerlidir.   *Gönül dostu bir şaireye, dahası bir kadına sormak bilmem doğru olur mu? En sevdiğiniz yemek?   Bu sorunuzu şöyle cevaplamak istiyorum: Ben yemek’ten ziyade, yemek yapmayı ve misafirlerime sunmayı çok seviyorum. Esasen işim ev kadınlığımın dışındadır. Yani Ankara’nın mutena semti Eryaman’da “Güler Ablanın Ev Yemekleri” adıyla hizmet veren kendime ait işyerinin sahibi bir iş kadınıyım.   *Şiirle iç-içe bu kadar ilgili olduğunuza göre ulusal düzeyde en beğendiğiniz şair-yazar dersem, ne dersiniz?   Karacaoğlan, Âşık Veysel başta olmak üzere hemen-hemen bütün Halk şairleri severim.   *Evlilikler günümüzde sanki evcilik oyunu gibi… Boşanmalar aldı başını gidiyor. Şaire bir anne olarak ne diyeceksiniz?   Uzun bir şiir ama bir dörtlüğü ile cevap veriyorum: //Baban niye verdi seni zalime Altınlar döşese gitme yoluna Takma sakın o nemrudu koluna Bir gelin ağlıyor gurbet elinde//   *Şu güzel ülkemizin huzurunu maalesef bazı hainler terörle bozmak istiyorlar. Anne sıfatınızla nasıl görüyorsunuz?   Bu terör belâsına da ait pek çok deyişlerim var: Birisinden kısa şöyle diyorum:    //Ahmedi Mehmedi benim kardeşim Anası-Bacısı dostum sırdaşım Türkü, Kürdü hepsi benim yoldaşım Size vuran eller kırılsın oğul!//   *Bir şaireden ziyade, bir anne ve torun görmüş nine olarak cevaplamanızı istiyorum: İçki-sigara, alkol  ve sair bağımlılıklar dersem? Bizlerle neleri paylaşırsınız?   Asla sigara, içki bağımlılığım yoktur. İçene de savaş açarım. Neden insan kendine bile-bile en büyük zararı veriyor bunu anlamaktan zorlanıyorum.   *Çağımızın harikası mı, belâsı mı? Sizce internet-akıllı telefon-televizyon nedir ne değildir? Faydalı mı? Zararlı mı?   Bunlar kitle iletişim aracıdır. Gerektiğinde kullanılırsa güzeldir. Gereksiz olan, yani bunu ihtiyaç hissetmeyen sorumsuz insanlarımız da kendi odalarına çekilip, bu aletin oyuncağı oluyorlar. Aileler dalmış gidiyor ve ancak yemekten yemeğe yüz-yüze görüşüyorlar. Ne kadar acı!                            *Samimiyet ve öfke denilince ne anlatırsınız?   Samimiyet aklıma güvenmek geliyor. Güvenmişsem çok bağlanırım. Karşı tarafa da o güveni veririm. Samimiyet dürüstlüktür. Samimiyeti ben böyle algılıyorum. Öfke dediniz de… “Keskin sirke küpüne zarar verir.” Yaratılışımızda var olan bu olgu dozunda tutulmalı.   * Hobisi olmayan insan düşünemiyorum: Sizin de‘Hobiniz’ vardır mutlaka?   Dikkat ederseniz, bu sorunuza ev halkı benden önce  “Tertip, düzen, nizam, intizam, yemek yapmak” şeklinde cevap verdiler. Aynen bu deyişlerine katılıyorum.     *“Keşke” leriniz var mı nelerdir?   Yarama tuz bastınız. İlkokuldan yukarısını okuyamadığıma çok pişmanım. Keşke okuyabilseydim.   *Şaire olmanın yanında şimdilerde bir iş kadınısınız. Kendinizi,  zengin mi cimri mi buluyorsunuz?   Ben her şeyden önce orta yolu seçenlerdenim. Zoru başararak, emek vererek, mücadele ederek sona ulaşmışımdır. İsrafı sevmem, cimriliği de sevmem.   *Dindar mısınız?   Dindarlık Allah’la kul arasındadır. Her zaman doğru-dürüst hakkaniyete uyanlardan olmaya gayret ederim. Elhamdülillah müslümanım.              *Neden korkarsınız?   Allah’tan korkmaz, kuldan utanmazlardan korkarım.Yalan ve kuru  iftiradan korkarım.   *Sizce mutlu ve mükemmel yaşantının formülü var mı, nedir?   Bence mutlu yaşamak için küçük şeylerden büyük mutluluk aranmalı. Şairce cevap: “Hayatı akışına bırakırım. Sular damlalardan oluşur; damlalar da okyanus’ta buluşur.   *Kaza ve Kader sizce ne anlama gelir?   Sen merkebini sağlam kazığa bağlarsan, gerisi Allah’tandır. Kadere gelince: Kul alnına yazılan yaşar.             *Ölüm ve Ölümsüzlüğü tarif eder misiniz?   Ölüm: Yalan dünyan’dan gerçek âleme geçiştir. Ölümsüzlük: Eser bırakmak, iyilik etmektir.   Hedefleriniz vardır mutlaka?   Ölmeden önce kitabımı çıkarıp, okurlarımla bunu paylaşmak.   *Unuttuklarım, soramadıklarım olabilir. Son mesajınızı alabilir miyim?   Sevgili Duran abiciğim! Kırşehir’imizin medar-ı iftiharı, gönül dostu yazarları, çizenleri, şairleri arayıp bulup ortaya çıkarıyorsunuz. Size çok teşekkür ediyorum. Anadolu Gazetesi aracılığıyla da Seni bir dörtlükte özetle şöyle tarif etmek istiyorum: “ Sohbeti güzeldir, asildir soyu İlim-irfan yüklü derin bir kuyu, Mucur kazası da Kurugöl Köyü, Bizim Köyün Duran Beyi.”   *Asıl ben siz sevgili Güler Bedel’e  ilgi ve  zahmetiniz için  çok teşekkür ediyorum.   Duran ERDOĞAN

        *Kimdir Şaire Güler Bedel?  Kısa özgeçmiş lütfen!   1 Ekim 1961 tarihinde Kırşehir ilimizin, Mucur ilçesi Kurugöl Köyünde doğdum. Babam eşraftan tüccar Ahmet Çavuştur. İlkokul mezunuyum. Evli ve ev kadınıyım. 2 erkek çocuk annesiyim.  2 torunum var.   *Kadın şair ya da bilinen diğer adıyla ‘şaire’ toplumda çok az. Siz bu yeteneğinizi nasıl anladınız, bu özelliğinizi bizlere nasıl anlatır mısınız dersem; neler anlatacaksınız?   Şiir yazmaya çok erken yaşlarda başladım. Babam şairdir. Ağabeyim Âşık Selami Erdemir’de çalıp-söyler. Bu özelliklerimiz genetik olup, büyüklerimizden gelmektedir. Ben sadece içimden ilham olarak gelen kelâmı kaleme dökmekten başkaca bir şey yapmıyorum.   *Yazıp yayımladıklarınızı ağabeyiniz Âşık Selami Erdemir gibi türkü formunda da söyler misiniz? Ben ağabeyim gibi kendi sözlerimi çok istememe rağmen sazla çalıp söyleyemem. Ancak şiirlerimi farkında olmadan türkü formatında yazmış olmalıyım ki, kendim yazdıktan sonra türkü gibi mırıldanırım ki ortaya böyle çıkmaktadır.   *Doğal mısınız? Aynaya bakınca kendinizi nasıl bulursunuz, neleri sorgularsınız?   Ben hep doğallıktan yanayım. Kişiliğimle yaşantımla ve yaptığım işle yapmacık olanı sevmem. Aynaya bakınca kendimi hep güler yüzlü bulurum. Fakat geçen her yılların izini görürüm. Şükrederim. Beterin-beterini düşünürüm.   *Aslında köy kökenlisiniz, yani köylü kızısınız... Tabiat, toprak-ağaç-çiçek, börtü-böcek hayvanlarla iç-içe oldunuz. Bu sevgiyi, bu yaşanmışlıkları da şiirlerinizde işler misiniz?   Hayvanları, börtü-böceği severim. Canlıları sevmeyen insanları sevmem. Tabiata gelince beni hep düşündürür. İlkbaharı yeni doğmuş bebeğe benzetirim. Yazı gençliğe benzetirim. Sonbaharı orta yaşa, kışı ise yaşlanmaya-hazana-ölüme benzetirim. Toprak deyince de toprak bizi doyurur, bizim kahrımızı çeker ve dönüş karatopraktır. Ağaç-çiçek sevgim çoktur. Ağacı görür başka düşünürüm, çiçeği görür bir başka dalarım, işin içinden çıkamam. Doğayı çok severim. “Benim bu âleme aklım ermiyor” başlıklı şiirim bile var.               *Mûsikî zevkiniz?   Mûsikîyi severim. Şiirle ilgilenenler aslında mûsikîşinastır. Kendime THM en yakın bulurum. Âşıkları, Halk ozanları ve atışmalarını severek dinlerim.   *Şiir-edebiyat-güzel sanatlarla ilgili olduğunuz belli. Ne dersiniz?   Zaten şiir yazan kişi edebiyatla iç-içedir. Ruhunda, yüreğinde, gönlünde hep güzellikler, güzel sanatlar olmalı diye düşünüyorum.   *Kitaplaştırılmış eserleriniz var mı? 300’e yakın şiirim var. Henüz hepsini bir kitapta toplayamadım.  Ancak bunlardan bazıları “Şiirimizde Kırşehir” kitabında ve bazı gazetelerde yayımlandı. Ayrıca G. Üniversitesi öğretim elemanlarından Fatma Ahsen Turan hanımefendi bana ulaşarak şiirlerimi “Geçmişten Günümüze-Sazda-Sözde Usta Kadınlar” adıyla kitaplaştırıldı.   Hiç ödül aldınız mı?   Hiç ödül almadım. Yalnız bazı etkinliklerde davet aldım ve şiirlerimi buradaki şiir sever gönül dostlarına okudum ve bol alkış aldım.    *Olmazsa-olmaz özel zevkleriniz, prensipleriniz, kurallarınız var mı?   Yaşantımın her bölümünde düzeni, tertibi, intizamı severim. Bu günün işini yarına bırakmam. Kurallara gelince başkalarını dinlerim. İyi olanı alır, uygularım. Amma yine de doğru bildiklerimden taviz vermem. Bu gibi hallerde kendi kurallarım geçerlidir.   *Gönül dostu bir şaireye, dahası bir kadına sormak bilmem doğru olur mu? En sevdiğiniz yemek?   Bu sorunuzu şöyle cevaplamak istiyorum: Ben yemek’ten ziyade, yemek yapmayı ve misafirlerime sunmayı çok seviyorum. Esasen işim ev kadınlığımın dışındadır. Yani Ankara’nın mutena semti Eryaman’da “Güler Ablanın Ev Yemekleri” adıyla hizmet veren kendime ait işyerinin sahibi bir iş kadınıyım.   *Şiirle iç-içe bu kadar ilgili olduğunuza göre ulusal düzeyde en beğendiğiniz şair-yazar dersem, ne dersiniz?   Karacaoğlan, Âşık Veysel başta olmak üzere hemen-hemen bütün Halk şairleri severim.   *Evlilikler günümüzde sanki evcilik oyunu gibi… Boşanmalar aldı başını gidiyor. Şaire bir anne olarak ne diyeceksiniz?   Uzun bir şiir ama bir dörtlüğü ile cevap veriyorum: //Baban niye verdi seni zalime Altınlar döşese gitme yoluna Takma sakın o nemrudu koluna Bir gelin ağlıyor gurbet elinde//   *Şu güzel ülkemizin huzurunu maalesef bazı hainler terörle bozmak istiyorlar. Anne sıfatınızla nasıl görüyorsunuz?   Bu terör belâsına da ait pek çok deyişlerim var: Birisinden kısa şöyle diyorum:    //Ahmedi Mehmedi benim kardeşim Anası-Bacısı dostum sırdaşım Türkü, Kürdü hepsi benim yoldaşım Size vuran eller kırılsın oğul!//   *Bir şaireden ziyade, bir anne ve torun görmüş nine olarak cevaplamanızı istiyorum: İçki-sigara, alkol  ve sair bağımlılıklar dersem? Bizlerle neleri paylaşırsınız?   Asla sigara, içki bağımlılığım yoktur. İçene de savaş açarım. Neden insan kendine bile-bile en büyük zararı veriyor bunu anlamaktan zorlanıyorum.   *Çağımızın harikası mı, belâsı mı? Sizce internet-akıllı telefon-televizyon nedir ne değildir? Faydalı mı? Zararlı mı?   Bunlar kitle iletişim aracıdır. Gerektiğinde kullanılırsa güzeldir. Gereksiz olan, yani bunu ihtiyaç hissetmeyen sorumsuz insanlarımız da kendi odalarına çekilip, bu aletin oyuncağı oluyorlar. Aileler dalmış gidiyor ve ancak yemekten yemeğe yüz-yüze görüşüyorlar. Ne kadar acı!                            *Samimiyet ve öfke denilince ne anlatırsınız?   Samimiyet aklıma güvenmek geliyor. Güvenmişsem çok bağlanırım. Karşı tarafa da o güveni veririm. Samimiyet dürüstlüktür. Samimiyeti ben böyle algılıyorum. Öfke dediniz de… “Keskin sirke küpüne zarar verir.” Yaratılışımızda var olan bu olgu dozunda tutulmalı.   * Hobisi olmayan insan düşünemiyorum: Sizin de‘Hobiniz’ vardır mutlaka?   Dikkat ederseniz, bu sorunuza ev halkı benden önce  “Tertip, düzen, nizam, intizam, yemek yapmak” şeklinde cevap verdiler. Aynen bu deyişlerine katılıyorum.     *“Keşke” leriniz var mı nelerdir?   Yarama tuz bastınız. İlkokuldan yukarısını okuyamadığıma çok pişmanım. Keşke okuyabilseydim.   *Şaire olmanın yanında şimdilerde bir iş kadınısınız. Kendinizi,  zengin mi cimri mi buluyorsunuz?   Ben her şeyden önce orta yolu seçenlerdenim. Zoru başararak, emek vererek, mücadele ederek sona ulaşmışımdır. İsrafı sevmem, cimriliği de sevmem.   *Dindar mısınız?   Dindarlık Allah’la kul arasındadır. Her zaman doğru-dürüst hakkaniyete uyanlardan olmaya gayret ederim. Elhamdülillah müslümanım.              *Neden korkarsınız?   Allah’tan korkmaz, kuldan utanmazlardan korkarım.Yalan ve kuru  iftiradan korkarım.   *Sizce mutlu ve mükemmel yaşantının formülü var mı, nedir?   Bence mutlu yaşamak için küçük şeylerden büyük mutluluk aranmalı. Şairce cevap: “Hayatı akışına bırakırım. Sular damlalardan oluşur; damlalar da okyanus’ta buluşur.   *Kaza ve Kader sizce ne anlama gelir?   Sen merkebini sağlam kazığa bağlarsan, gerisi Allah’tandır. Kadere gelince: Kul alnına yazılan yaşar.             *Ölüm ve Ölümsüzlüğü tarif eder misiniz?   Ölüm: Yalan dünyan’dan gerçek âleme geçiştir. Ölümsüzlük: Eser bırakmak, iyilik etmektir.   Hedefleriniz vardır mutlaka?   Ölmeden önce kitabımı çıkarıp, okurlarımla bunu paylaşmak.   *Unuttuklarım, soramadıklarım olabilir. Son mesajınızı alabilir miyim?   Sevgili Duran abiciğim! Kırşehir’imizin medar-ı iftiharı, gönül dostu yazarları, çizenleri, şairleri arayıp bulup ortaya çıkarıyorsunuz. Size çok teşekkür ediyorum. Anadolu Gazetesi aracılığıyla da Seni bir dörtlükte özetle şöyle tarif etmek istiyorum: “ Sohbeti güzeldir, asildir soyu İlim-irfan yüklü derin bir kuyu, Mucur kazası da Kurugöl Köyü, Bizim Köyün Duran Beyi.”   *Asıl ben siz sevgili Güler Bedel’e  ilgi ve  zahmetiniz için  çok teşekkür ediyorum.   Duran ERDOĞAN

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.