KÜLTÜRÜMÜZÜN 40 PINARLARI : ŞAİR VEDAT FİDANBOY RÖPORTAJI

DİĞER 05.08.2016 - 10:36, Güncelleme: 05.05.2023 - 17:12
 

KÜLTÜRÜMÜZÜN 40 PINARLARI : ŞAİR VEDAT FİDANBOY RÖPORTAJI

      *Kimdir Vedat Fidanboy? Kısa özgeçmiş, lütfen!   1944 yılında Kırşehir’de doğdum. Kırşehir Lisesi mezunuyum. Erzurum Nene Hatun İlköğretmen Okulunu dışarıdan bitirerek öğretmen oldum. 1968 yılında öğretmenlikten ayrılarak Ankara’ya yerleştim. Birçok kurum ve kuruluşlarda çalıştım. Mûsikî Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM), Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı (TÜRKSAV), İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (İLESAM), Dünya Söz Akademisi Derneği (DÜSA) üyesiyim. 2006 yılında İLESAM’ın yönetim kurulu üyeliğine seçildim.  Aynı yıl bu görevimden kendi isteğimle ayrıldım. Sanat ve Sanatkârlar Topluluğu Kültür Derneği’nin (SAKÜDER) kurucu üyesiyim. Bir kız, bir de oğlum var.  Kızımdan ve oğlumdan birer kız torunum var.   *Size, şiir-edebiyat ve güzel sanatlarla aranız nasıl diye sorulmaz; ama yine de tanımayanlar için soralım. Ne dersiniz?   Bunlarla aram kötü sayılmaz. 1974 yılında “Sefil Savaşçılar”, 1998 yılında “Sevda Ayları”, 2004 yılında “A’dan Öncesi”, 2007 yılında “Mabet”, 2010 yılında “Kardelensin Kalpte Açtın”, 2013 yılında “Küçük Dünyamdaki Büyük Aşklarım, 2016 yılında “ Bestekârın Aşkı-Güfte Tadında Şiirler” adlı yedi şiir kitabı yayımladım. Şiirlerim, otuzun üzerinde dergi ve yirminin üzerinde antolojide de yayımlandı. İhsan IŞIK’ın hazırladığı 3 ciltlik “Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi” ile 10 ciltlik “Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi”nde yer aldı. Üçyüzü aşkın şiirim, ellinin üzerinde çok değerli bestekârlarımız tarafından TSM’nin 46 değişik makamında bestelenmiştir. Bunlardan 48 tanesi TRT Türk Sanat Müziği Repertuarına girmiştir.   *Türkü-Şarkı söyler misiniz? Mûsikî zevkiniz?   Türkü söyleyemem, ama Kırşehir türkülerini de dinlemeden yapamam. Şarkı söyleyemem, ama fevkalâde Türk Sanat müziği sevdalısıyım.   *Birçok ödül aldığınızı biliyorum. Açıklar mısınız detaylarını?   Sanat etkinlikleri dolaysıyla çeşitli kurum, kuruluş ve kişilerce verilmiş 52 adet ödül ve plâket, 48 adet de onur, tebrik-teşekkür,  katılım ve katkı belgesine sahibim.   *Doğal mısınız? Aynaya bakınca kendinizi nasıl buluyorsunuz?   Evet doğalım. Aynaya bakınca da fena değilim hani.   *Bir fıkra anlat dersem ne anlatırsınız?   Çok fıkra bilirim. Ancak anlatmasını bilmem. Fıkra anlatmakta ayrı bir sanattır.   * En sevdiğiniz yemek-şair-yazar-coğrafi bölge. vs.   İçinde et olan her yemeği severim. Şair-Yazar ayırmam. Bence yurdumun her yeri yeryüzünün cennetidir.   *“Mucurluysan geç yukarı!” deyimini irdeler misiniz?   Mucur’luların baş tacı edilmesi, başköşede oturtulması gereken erdemli kişiler olduklarını belirtmek için söylenen bir söz olsa gerek. Bu sözün hikâyesi değil, Mucurlu’ların kişiliği benim için önemli.   *Pekmez akıllı Kırşehirli sözünü duydunuz mu? Ne dersiniz?   Elin ne dediği beni ilgilendirmez. İnsanları, türküler gibi; Kırşehirli’nin aklı da “pekmez gibi tatlıdır” bence.   *Olmazsa olmaz özel zevkleriniz, kurallarınız, prensipleriniz var mı?   Şiirsiz bir dünya düşünemem. Katı kurallarım yok.  Doğrusu: Gönül dostlarının öyle katı kurallarının olmasını kabul etmiyorum.   *En son okuduğunuz kitap?   Hayrettin İvgin’in “Tarihi Şiir ve Ağıtlarda Ermeni Katliamı” kitabı.   *İçki-sigara, alkol ve sair madde bağımlılıklarınız var mı?   Kötü alışkanlıklarım asla yok. Herkese de bunlardan uzak durmalarını tavsiye ederim.   *Sizce internet-akıllı telefon-televizyon nedir ne değildir? Fayda ve zararları var mı?   Hepsinin de iyi ve kötü yönleri var. Kullanıcısına göre değişir bu…   *Sporla aranız nasıl hangi takıma ilgi duyarsınız?   Zaman buldukça düzenli yürüyüş yaparım. Millî takım taraftarıyım.   *Samimiyet ve öfke denilince ne anlatırsınız?   “Güzel” ve “çirkin” sözcüklerinin yan yana geliş hali olsa gerek.   *“İyi ki”leriniz nelerdir?   ‘İyi ki’ annemden şair doğmuşum.   *“Keşke”leriniz nelerdir?   ‘Keşke’, çok duygusal, alçak gönüllü ve mutevazı karakterli olarak dünyaya gelmiş olmasaydım!   *Hayvan, tabiat, toprak, ağaç, çiçek sevginiz, dersem; bize bu konuda ne söylersiniz?   Bu saydıklarınıza karşı muhteşem, eski deyimle ‘harîkûlâde’ sevgi ve sempati duyarım. Üstadım, ben bir gönül adamıyım! Bunlara âşık olmazsam, nasıl konsantre olabilirim, nasıl yazabilirim?   *Kendinizi zengin mi? Fakir mi? Cömert mi? Cimri mi görürsünüz?   Klasik bir söz ama gönül ve duygu zenginiyim   *Neden korkarsınız?   İftiradan.   *Sizce mutlu ve mükemmel yaşantının formülü var mı, nedir? Böyle bir formül yoktur. Mutluluk, insanın kendi içindedir. Onu dışarıda arayan insan mutlu olamaz.   *Samimiyet ve öfke denilince ne anlatırsınız?   “Güzel” ve “çirkin” sözcüklerinin yan yana geliş hali olsa gerek.   *Kaza ve kader sizce ne anlama gelir?   Tanrının yazgısını, O’na isyan etmeden kabulleniştir.   *Ölüm ve ölümsüzlüğü tarif eder misiniz?   Ölüm: En büyük sevgiliye, yaratana kavuşmaktır. Ölümsüzlük ise;  yaratılmışlığın kıymetini bilerek, fani olan dünyada fani olmayan bir eser bırakabilmektir.   *Hedefleriniz?   Ömrüm oldukça birkaç kitap daha yayımlamak.   *Eğer yetkili birisi olsaydım Kırşehir’e şunu mutlaka yapardım dediğiniz olur mu? Meselâ neler?   Mevcut Belediye Başkanlarımız oldukça güzel işler yapıyorlar. Ben, olmayacak işler için hayal kurmayı sevmem..Belki biraz bencil davranır; sanata, sanatçıya daha fazla önem verir, onların her sorununu çözmeye çalışırdım.   *Kırşehir devamlı göç veriyor… Bu göç nasıl durdurulur?   Nedenini enine, boyuna ve derinliğine bilmediğim bir konuda; ahkâm kesmem yanlış olur.   *Ankara’da yaşayan bir Kırşehirlisiniz. Sizce Kırşehir’in eksiği ve fazlası neler?   Elli yılı aşkın bir süredir Ankara’da yaşıyorum. Memleketimden uzağım. Zaman-zaman akrabalarımı ziyarete gidiyorum. Doğrusunu söylemem gerekirse; eksiğini-fazlasını pek bilmiyorum. Gördüğüm kadarıyla, her geçen yıl çehresi bir “Ahi Şehri” olma hüviyetine hızla bürünüyor. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.   *Şiirlerinizde ve bestelenen şarkı sözü eserlerinizde ‘Hece ve Aruz veznini’ ustaca kullanmanızla ünlüsünüz.  Her kitabınızda da mutlaka “Dandini” başlıklı bir şiiriniz var. Okurlarımıza ‘Dandini’den örnek istiyorum:   //Şehirleri magandalar bastılar, Sokaklara tükürdüler kustular, Musluklardan akan sular sustular, Kanallar dandini, büzler dandini... Bir kitap açıp da okumaz cahil, Bu yüzden yalaka, bu yüzden gafil, Yediği kazıklar çuvaldız dahil, İğneler dandini, biz’ler dandini./   *Sevgi üzerine de içinizden ne geliyorsa, rica ediyorum?   //Bir kimse eğer seni, benim kadar severse, Uğramam hiç semtine, başım alıp giderim. Şiirler yazıp sana, benden güzel överse; Lânet okur kendime, ona hürmet ederim. Bir kimse eğer seni, benim kadar severse, Cennet yüzü görmeyim, cehennem olsun yerim. Ancak böyle bir âşık, doğmadı doğmayacak; Ben var iken dünyada, sana yemin ederim.//   *Unuttuklarım, soramadıklarım olabilir. Son mesajınızı alabilir miyim?   Ankara’da yaşayan bir Kırşehirli olarak,  memleketim’deki bütün aktivitelere senin davetinle katıldım. Beni hemşerilerimle buluşturduğun, Anadolu Gazetemizin okurlarına takdim edip, tanıttığın için sana ne kadar teşekkür etsem az üstadım.   *Değerli Fidanboy Hocam, size zahmet verip, kıymetli zamanınızı aldım. İlginize ve iltifatınıza asıl ben çok teşekkür ediyorum. Yolunuz, ufkunuz hep açık olsun. Rabb’im sağlık, afiyet versin de inşallah daha nice aktivitelerde buluşalım.   Duran ERDOĞAN 

 

 

  *Kimdir Vedat Fidanboy? Kısa özgeçmiş, lütfen!   1944 yılında Kırşehir’de doğdum. Kırşehir Lisesi mezunuyum. Erzurum Nene Hatun İlköğretmen Okulunu dışarıdan bitirerek öğretmen oldum. 1968 yılında öğretmenlikten ayrılarak Ankara’ya yerleştim. Birçok kurum ve kuruluşlarda çalıştım. Mûsikî Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM), Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı (TÜRKSAV), İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (İLESAM), Dünya Söz Akademisi Derneği (DÜSA) üyesiyim. 2006 yılında İLESAM’ın yönetim kurulu üyeliğine seçildim.  Aynı yıl bu görevimden kendi isteğimle ayrıldım. Sanat ve Sanatkârlar Topluluğu Kültür Derneği’nin (SAKÜDER) kurucu üyesiyim. Bir kız, bir de oğlum var.  Kızımdan ve oğlumdan birer kız torunum var.   *Size, şiir-edebiyat ve güzel sanatlarla aranız nasıl diye sorulmaz; ama yine de tanımayanlar için soralım. Ne dersiniz?   Bunlarla aram kötü sayılmaz. 1974 yılında “Sefil Savaşçılar”, 1998 yılında “Sevda Ayları”, 2004 yılında “A’dan Öncesi”, 2007 yılında “Mabet”, 2010 yılında “Kardelensin Kalpte Açtın”, 2013 yılında “Küçük Dünyamdaki Büyük Aşklarım, 2016 yılında “ Bestekârın Aşkı-Güfte Tadında Şiirler” adlı yedi şiir kitabı yayımladım. Şiirlerim, otuzun üzerinde dergi ve yirminin üzerinde antolojide de yayımlandı. İhsan IŞIK’ın hazırladığı 3 ciltlik “Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi” ile 10 ciltlik “Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi”nde yer aldı. Üçyüzü aşkın şiirim, ellinin üzerinde çok değerli bestekârlarımız tarafından TSM’nin 46 değişik makamında bestelenmiştir. Bunlardan 48 tanesi TRT Türk Sanat Müziği Repertuarına girmiştir.   *Türkü-Şarkı söyler misiniz? Mûsikî zevkiniz?   Türkü söyleyemem, ama Kırşehir türkülerini de dinlemeden yapamam. Şarkı söyleyemem, ama fevkalâde Türk Sanat müziği sevdalısıyım.   *Birçok ödül aldığınızı biliyorum. Açıklar mısınız detaylarını?   Sanat etkinlikleri dolaysıyla çeşitli kurum, kuruluş ve kişilerce verilmiş 52 adet ödül ve plâket, 48 adet de onur, tebrik-teşekkür,  katılım ve katkı belgesine sahibim.   *Doğal mısınız? Aynaya bakınca kendinizi nasıl buluyorsunuz?   Evet doğalım. Aynaya bakınca da fena değilim hani.   *Bir fıkra anlat dersem ne anlatırsınız?   Çok fıkra bilirim. Ancak anlatmasını bilmem. Fıkra anlatmakta ayrı bir sanattır.   * En sevdiğiniz yemek-şair-yazar-coğrafi bölge. vs.   İçinde et olan her yemeği severim. Şair-Yazar ayırmam. Bence yurdumun her yeri yeryüzünün cennetidir.   *“Mucurluysan geç yukarı!” deyimini irdeler misiniz?   Mucur’luların baş tacı edilmesi, başköşede oturtulması gereken erdemli kişiler olduklarını belirtmek için söylenen bir söz olsa gerek. Bu sözün hikâyesi değil, Mucurlu’ların kişiliği benim için önemli.   *Pekmez akıllı Kırşehirli sözünü duydunuz mu? Ne dersiniz?   Elin ne dediği beni ilgilendirmez. İnsanları, türküler gibi; Kırşehirli’nin aklı da “pekmez gibi tatlıdır” bence.   *Olmazsa olmaz özel zevkleriniz, kurallarınız, prensipleriniz var mı?   Şiirsiz bir dünya düşünemem. Katı kurallarım yok.  Doğrusu: Gönül dostlarının öyle katı kurallarının olmasını kabul etmiyorum.   *En son okuduğunuz kitap?   Hayrettin İvgin’in “Tarihi Şiir ve Ağıtlarda Ermeni Katliamı” kitabı.   *İçki-sigara, alkol ve sair madde bağımlılıklarınız var mı?   Kötü alışkanlıklarım asla yok. Herkese de bunlardan uzak durmalarını tavsiye ederim.   *Sizce internet-akıllı telefon-televizyon nedir ne değildir? Fayda ve zararları var mı?   Hepsinin de iyi ve kötü yönleri var. Kullanıcısına göre değişir bu…   *Sporla aranız nasıl hangi takıma ilgi duyarsınız?   Zaman buldukça düzenli yürüyüş yaparım. Millî takım taraftarıyım.   *Samimiyet ve öfke denilince ne anlatırsınız?   “Güzel” ve “çirkin” sözcüklerinin yan yana geliş hali olsa gerek.   *“İyi ki”leriniz nelerdir?   ‘İyi ki’ annemden şair doğmuşum.   *“Keşke”leriniz nelerdir?   ‘Keşke’, çok duygusal, alçak gönüllü ve mutevazı karakterli olarak dünyaya gelmiş olmasaydım!   *Hayvan, tabiat, toprak, ağaç, çiçek sevginiz, dersem; bize bu konuda ne söylersiniz?   Bu saydıklarınıza karşı muhteşem, eski deyimle ‘harîkûlâde’ sevgi ve sempati duyarım. Üstadım, ben bir gönül adamıyım! Bunlara âşık olmazsam, nasıl konsantre olabilirim, nasıl yazabilirim?   *Kendinizi zengin mi? Fakir mi? Cömert mi? Cimri mi görürsünüz?   Klasik bir söz ama gönül ve duygu zenginiyim   *Neden korkarsınız?   İftiradan.   *Sizce mutlu ve mükemmel yaşantının formülü var mı, nedir? Böyle bir formül yoktur. Mutluluk, insanın kendi içindedir. Onu dışarıda arayan insan mutlu olamaz.   *Samimiyet ve öfke denilince ne anlatırsınız?   “Güzel” ve “çirkin” sözcüklerinin yan yana geliş hali olsa gerek.   *Kaza ve kader sizce ne anlama gelir?   Tanrının yazgısını, O’na isyan etmeden kabulleniştir.   *Ölüm ve ölümsüzlüğü tarif eder misiniz?   Ölüm: En büyük sevgiliye, yaratana kavuşmaktır. Ölümsüzlük ise;  yaratılmışlığın kıymetini bilerek, fani olan dünyada fani olmayan bir eser bırakabilmektir.   *Hedefleriniz?   Ömrüm oldukça birkaç kitap daha yayımlamak.   *Eğer yetkili birisi olsaydım Kırşehir’e şunu mutlaka yapardım dediğiniz olur mu? Meselâ neler?   Mevcut Belediye Başkanlarımız oldukça güzel işler yapıyorlar. Ben, olmayacak işler için hayal kurmayı sevmem..Belki biraz bencil davranır; sanata, sanatçıya daha fazla önem verir, onların her sorununu çözmeye çalışırdım.   *Kırşehir devamlı göç veriyor… Bu göç nasıl durdurulur?   Nedenini enine, boyuna ve derinliğine bilmediğim bir konuda; ahkâm kesmem yanlış olur.   *Ankara’da yaşayan bir Kırşehirlisiniz. Sizce Kırşehir’in eksiği ve fazlası neler?   Elli yılı aşkın bir süredir Ankara’da yaşıyorum. Memleketimden uzağım. Zaman-zaman akrabalarımı ziyarete gidiyorum. Doğrusunu söylemem gerekirse; eksiğini-fazlasını pek bilmiyorum. Gördüğüm kadarıyla, her geçen yıl çehresi bir “Ahi Şehri” olma hüviyetine hızla bürünüyor. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.   *Şiirlerinizde ve bestelenen şarkı sözü eserlerinizde ‘Hece ve Aruz veznini’ ustaca kullanmanızla ünlüsünüz.  Her kitabınızda da mutlaka “Dandini” başlıklı bir şiiriniz var. Okurlarımıza ‘Dandini’den örnek istiyorum:   //Şehirleri magandalar bastılar, Sokaklara tükürdüler kustular, Musluklardan akan sular sustular, Kanallar dandini, büzler dandini... Bir kitap açıp da okumaz cahil, Bu yüzden yalaka, bu yüzden gafil, Yediği kazıklar çuvaldız dahil, İğneler dandini, biz’ler dandini./   *Sevgi üzerine de içinizden ne geliyorsa, rica ediyorum?   //Bir kimse eğer seni, benim kadar severse, Uğramam hiç semtine, başım alıp giderim. Şiirler yazıp sana, benden güzel överse; Lânet okur kendime, ona hürmet ederim. Bir kimse eğer seni, benim kadar severse, Cennet yüzü görmeyim, cehennem olsun yerim. Ancak böyle bir âşık, doğmadı doğmayacak; Ben var iken dünyada, sana yemin ederim.//   *Unuttuklarım, soramadıklarım olabilir. Son mesajınızı alabilir miyim?   Ankara’da yaşayan bir Kırşehirli olarak,  memleketim’deki bütün aktivitelere senin davetinle katıldım. Beni hemşerilerimle buluşturduğun, Anadolu Gazetemizin okurlarına takdim edip, tanıttığın için sana ne kadar teşekkür etsem az üstadım.   *Değerli Fidanboy Hocam, size zahmet verip, kıymetli zamanınızı aldım. İlginize ve iltifatınıza asıl ben çok teşekkür ediyorum. Yolunuz, ufkunuz hep açık olsun. Rabb’im sağlık, afiyet versin de inşallah daha nice aktivitelerde buluşalım.   Duran ERDOĞAN 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.