Köylerimizde Maden Ocağı İstemiyoruz

YAŞAM 11.10.2020 - 21:14, Güncelleme: 05.05.2023 - 17:12
 

Köylerimizde Maden Ocağı İstemiyoruz

Hacıbektaş İlçesi'ne bağlı Karaburç ve Karaburna Köylerinde başlatılan moloz bazalt maden ocağı projesine karşı köylüler koyun sürüleri , eşekleri ve traktörleriyle miting düzenledi.

Hacıbektaş ilçesine bağlı Karaburç ve Karaburna köylaleri, "Halkı Bilgilendirme Toplantısı' yapılmadan verilen 'ÇED gerekli değildir' raporu ile çalışmaya başlayan Moloz Bazalt maden ocağına karşı koyun sürüleri ve eşekleri ile birlikte eylem yaptı. Bölgenin SİT alanı olduğunu, maden ocağının tarihi dokuyu, tarım alanlarını ve kayalıklarda yaşayan başta kızıl kartal olmak üzere canlı türlerinin yaşam alanlarını tehdit ettiğini belirten köylüler yürütmeyi durdurma ve iptali istemiyle dava açtı.     Tarım ve hayvanlıkla geçimlerini sağlayan köylüler ise bölgelerinde maden ocağının faaliyetlerine karşı tepkililer. Karaburç Kalesi'nin Birinci Dereceden Arkeolojik SİT Alanı olduğunu söyleyen köylüler, maden ocağının hem tarihi dokuyu hem tarım alanlarını hem de kayalıklarda yaşayan başta kızıl kartal olmak üzere canlı türlerinin yaşam alanlarını tehdit ettiğini belirtiyorlar.      Köylüler, Maden ocağına karşı 'Karaburç Köyü Doğayı Koruma ve Geliştirme Platformu'nu kurarak mücadeleye başladılar. Karaburna ve Karaburç köylerinde 24 kişi 'yürütmeyi durdurma ve iptali' istemiyle dava açtı. Maden ocağı önünde bir araya gelen köylüler miting düzenledi. Mitingte köylülerin avukatı Mevşir Tekin, 25 Eylül günü maden ocağının iptali için yargıya başvurduklarını belirtti.    'KÖYDEKİ KÜÇÜKBAŞ HAYVAN, MADENDEN ÜÇ KAT DAHA DEĞERLİ'   Köylüler adına açıklama yapan Karaburç Köyü Doğayı Koruma ve Geliştirme Platformu Sözcüsü Dönsel Can, birkaç kişinin kazancı için bir toplumu, kültürü, tarihi, tarım ve mera alanlarının hedef alındığını dile getirerek, “Anadolumuzun kadim nimetleri olan üzüm bağları ve buğday tarlaları ile ün salmış bu köylerde ülke ekonomisine büyük katkı sağlayan tarım alanlarımız risk altındadır. Daha çarpıcı olması açısından, sadece köyümüzde mevcut olan 1616 küçükbaş hayvanın ekonomik değeri bile bu madenden üç kat daha değerlidir” dedi.     'DOĞAMIZI, BİR PARÇA KAĞIT ÜZERİNDEKİ RUHSATA HAPSETMEYİN'   Bölgenin su kaynağının kayalar olduğunu, su olmadan da yaşamın, tarımın olmayacağını vurgulayan Can, şöyle konuştu: “Yabani hayatın sığınağıdır, yabani hayat olmadan çiçek açmaz, bal olmaz. Kayalar ve meralar koyunlarımızın otlağıdır. Koyun olmadan et olmaz, süt olmaz. Kayalar köyümüzün kalbidir, kalbimizi kırmayın, köyümüzü bizden almayın. Köylerimizi, doğamızı ve yaşamımızı, herkesten habersiz, sessizce masa başında hazırlanan bir parça kağıt üzerindeki ruhsata hapsetmeyin” diyerek çağrıda bulundu.” Platform üyesi Mehmet Yüksel ise, konunun sonuna kadar takipçisi olacaklarını, doğayı, canlı yaşamını savunmaya sonuna kadar devam edeceklerini belirtti.      MADEN OCAĞI İLE İLGİLİ ÇARPICI RAPOR Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Eşref Atabey madenin çevreye ve insanlara etkisi üzerine çarpıcı bir rapor hazırladı.Buna göre maden ocağı su kaynaklarını kurutacak.Ayrıca maden faaliyete başladığı takdirde ortaya çıkacak arsenik insanlarda kanseri artıracak.İşte o rapordan çıkan çarpıcı sonuçlar ;   SU KAYNAKLARINI KURUTUYOR   Karaburç köyü ve civarında bazalt kayaları bulunur. Taş ocağı da bazalt kayalarında faaliyet göstermektedir. Bu bazalt kayaları kırıklı, çatlaklı, yoğun gözenekli 3 yapıdadır. Yağan yağmur suları ile kar suları bu kayaların çatlak ve gözeneklerinde birikerek, birer su deposu oluştururlar. Kaynaklar şeklinde yüzeye çıkarlar. Nitekim Karaburç su kaynağı da böyle bir sistemden beslenmektedir.   SULARDA FLORÜR VE ARSENİK SORUNU   Karaburna ve Karaburç köyü içme suyundaki florür ile arsenik sorunu henüz çözülememişken, şimdi de başka bir sağlık sorununa yol açabilecek, bu iki köyün arasında taş ocağı faaliyete başlamıştır. Türkiye’de en çok arsenik Nevşehir’de bulunmaktadır. Bu da kansere yol açmaktadır.     KANSER KANSER KANSER !   Taş ocağı alanındaki bazalt kayaları altında tüf kayası bulunur. Bu tüf içinde Tuzköy, Karain köylerinde ve Nevşehir’in birçok köyünde tespit edildiği gibi, karın zarı kanseri (mezotelyoma) nedeni eriyonit minerali Kızılırmak Nehri kuzey yamacında bazalt kayaları altındaki tüflerde tespit edilmiştir. (Eşref Atabey, 2009, 2013). Dolayısıyla bu yönüyle de Tıbbi Jeolojik Rapor olmadan taş ocağı faaliyete geçemez. Bu konuda Nevşehir ili sınırları içinde AFAD’ın 10337 sayılı genelge hükümleri gayet açıktır.   TOPRAĞA VE TARIM ALANLARINA ZARARLARI   Toprağın ana maddesi kayaçlardır. Kayaçlar olmazsa toprakta, bitkilerde, su da olmaz. Tarım alanlarında toprağın nemi azalacak ve toprak kuruyacak, tarımsal faaliyette ve içme amaçlı kullanılan yer altı suyu azalacak, kuyuların su seviyeleri düşecek, ağaçlar, bitkiler, ekinler, asma bahçeleri kuruyacaktır. Toz, bitkilerin yapraklarında solunumu ve fotosentezi engeller; döllenmeyi önler ve meyve oluşumunu azaltır (Doğan Kantarcı, 1999).   Kırşehir Milletvekili Metin İlhan da Nevşehir Milletveki Faruk Sarıaslan ve Hacıbektaş Belediye Başkanı Yoldaş Altıok İle Birlikte Bölgede İncelemede Bulundu   TARİHSEL VE KÜLTÜREL MİRASA ZARAR   Karaburna Köyü Kalesi maden ruhsatlı alan içerisinde yer almakta olup, 1. Derece Arkeolojik Sit alanıdır. Taş ocağındaki patlatmalar ve tozlarından bu tarihi objeler zarar görecektir. Ortaya çıkartılmamış eserler, kayaların tahribi ve çıkarılmasından dolayı yok olacaktır.   YABANİ HAYATA ZARARLARI   Taş ocağı yaban hayatını olumsuz etkileyecek, hayvanların, kuşların barınma ve beslenme alanları yok olacaktır.   TAŞ OCAĞI EROZYONA NEDEN OLACAK   Taş ocağı faaliyetiyle kaya katmanları ve bitki örtüsü kaldırılacağından, toprağın sellenmelerle taşınmasını engelleyen kayalar yok olacağından, yerin fiziki yapısı bozulacağından çıplak kalan ve özelliğini kaybetmiş zemin, yağmur suları, kar ve buzlanmayla daha çabuk parçalanacak, ufalanacak, kazınan malzeme sellerle taşınarak erozyona yol açacaktır. Erozyon sel baskınlarını hızlandıracak, köy halkı, tarım alanları, ekili alanlar, hayvanlar zarar görecektir”  
Hacıbektaş İlçesi'ne bağlı Karaburç ve Karaburna Köylerinde başlatılan moloz bazalt maden ocağı projesine karşı köylüler koyun sürüleri , eşekleri ve traktörleriyle miting düzenledi.

Hacıbektaş ilçesine bağlı Karaburç ve Karaburna köylaleri, "Halkı Bilgilendirme Toplantısı' yapılmadan verilen 'ÇED gerekli değildir' raporu ile çalışmaya başlayan Moloz Bazalt maden ocağına karşı koyun sürüleri ve eşekleri ile birlikte eylem yaptı. Bölgenin SİT alanı olduğunu, maden ocağının tarihi dokuyu, tarım alanlarını ve kayalıklarda yaşayan başta kızıl kartal olmak üzere canlı türlerinin yaşam alanlarını tehdit ettiğini belirten köylüler yürütmeyi durdurma ve iptali istemiyle dava açtı.

 

 

Tarım ve hayvanlıkla geçimlerini sağlayan köylüler ise bölgelerinde maden ocağının faaliyetlerine karşı tepkililer. Karaburç Kalesi'nin Birinci Dereceden Arkeolojik SİT Alanı olduğunu söyleyen köylüler, maden ocağının hem tarihi dokuyu hem tarım alanlarını hem de kayalıklarda yaşayan başta kızıl kartal olmak üzere canlı türlerinin yaşam alanlarını tehdit ettiğini belirtiyorlar. 

 

 

Köylüler, Maden ocağına karşı 'Karaburç Köyü Doğayı Koruma ve Geliştirme Platformu'nu kurarak mücadeleye başladılar. Karaburna ve Karaburç köylerinde 24 kişi 'yürütmeyi durdurma ve iptali' istemiyle dava açtı. Maden ocağı önünde bir araya gelen köylüler miting düzenledi. Mitingte köylülerin avukatı Mevşir Tekin, 25 Eylül günü maden ocağının iptali için yargıya başvurduklarını belirtti. 

 

'KÖYDEKİ KÜÇÜKBAŞ HAYVAN, MADENDEN ÜÇ KAT DAHA DEĞERLİ'

 

Köylüler adına açıklama yapan Karaburç Köyü Doğayı Koruma ve Geliştirme Platformu Sözcüsü Dönsel Can, birkaç kişinin kazancı için bir toplumu, kültürü, tarihi, tarım ve mera alanlarının hedef alındığını dile getirerek, “Anadolumuzun kadim nimetleri olan üzüm bağları ve buğday tarlaları ile ün salmış bu köylerde ülke ekonomisine büyük katkı sağlayan tarım alanlarımız risk altındadır. Daha çarpıcı olması açısından, sadece köyümüzde mevcut olan 1616 küçükbaş hayvanın ekonomik değeri bile bu madenden üç kat daha değerlidir” dedi.

 

 

'DOĞAMIZI, BİR PARÇA KAĞIT ÜZERİNDEKİ RUHSATA HAPSETMEYİN'

 

Bölgenin su kaynağının kayalar olduğunu, su olmadan da yaşamın, tarımın olmayacağını vurgulayan Can, şöyle konuştu: “Yabani hayatın sığınağıdır, yabani hayat olmadan çiçek açmaz, bal olmaz. Kayalar ve meralar koyunlarımızın otlağıdır. Koyun olmadan et olmaz, süt olmaz. Kayalar köyümüzün kalbidir, kalbimizi kırmayın, köyümüzü bizden almayın. Köylerimizi, doğamızı ve yaşamımızı, herkesten habersiz, sessizce masa başında hazırlanan bir parça kağıt üzerindeki ruhsata hapsetmeyin” diyerek çağrıda bulundu.”

Platform üyesi Mehmet Yüksel ise, konunun sonuna kadar takipçisi olacaklarını, doğayı, canlı yaşamını savunmaya sonuna kadar devam edeceklerini belirtti. 

 

 

MADEN OCAĞI İLE İLGİLİ ÇARPICI RAPOR

Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Eşref Atabey madenin çevreye ve insanlara etkisi üzerine çarpıcı bir rapor hazırladı.Buna göre maden ocağı su kaynaklarını kurutacak.Ayrıca maden faaliyete başladığı takdirde ortaya çıkacak arsenik insanlarda kanseri artıracak.İşte o rapordan çıkan çarpıcı sonuçlar ;

 

SU KAYNAKLARINI KURUTUYOR

 

Karaburç köyü ve civarında bazalt kayaları bulunur. Taş ocağı da bazalt kayalarında faaliyet göstermektedir. Bu bazalt kayaları kırıklı, çatlaklı, yoğun gözenekli 3 yapıdadır. Yağan yağmur suları ile kar suları bu kayaların çatlak ve gözeneklerinde birikerek, birer su deposu oluştururlar. Kaynaklar şeklinde yüzeye çıkarlar. Nitekim Karaburç su kaynağı da böyle bir sistemden beslenmektedir.

 

SULARDA FLORÜR VE ARSENİK SORUNU

 

Karaburna ve Karaburç köyü içme suyundaki florür ile arsenik sorunu henüz çözülememişken, şimdi de başka bir sağlık sorununa yol açabilecek, bu iki köyün arasında taş ocağı faaliyete başlamıştır. Türkiye’de en çok arsenik Nevşehir’de bulunmaktadır. Bu da kansere yol açmaktadır.

 

 

KANSER KANSER KANSER !

 

Taş ocağı alanındaki bazalt kayaları altında tüf kayası bulunur. Bu tüf içinde Tuzköy, Karain köylerinde ve Nevşehir’in birçok köyünde tespit edildiği gibi, karın zarı kanseri (mezotelyoma) nedeni eriyonit minerali Kızılırmak Nehri kuzey yamacında bazalt kayaları altındaki tüflerde tespit edilmiştir. (Eşref Atabey, 2009, 2013). Dolayısıyla bu yönüyle de Tıbbi Jeolojik Rapor olmadan taş ocağı faaliyete geçemez. Bu konuda Nevşehir ili sınırları içinde AFAD’ın 10337 sayılı genelge hükümleri gayet açıktır.

 

TOPRAĞA VE TARIM ALANLARINA ZARARLARI

 

Toprağın ana maddesi kayaçlardır. Kayaçlar olmazsa toprakta, bitkilerde, su da olmaz.

Tarım alanlarında toprağın nemi azalacak ve toprak kuruyacak, tarımsal faaliyette ve içme amaçlı kullanılan yer altı suyu azalacak, kuyuların su seviyeleri düşecek, ağaçlar, bitkiler, ekinler, asma bahçeleri kuruyacaktır.

Toz, bitkilerin yapraklarında solunumu ve fotosentezi engeller; döllenmeyi önler ve meyve oluşumunu azaltır (Doğan Kantarcı, 1999).

 

Kırşehir Milletvekili Metin İlhan da Nevşehir Milletveki Faruk Sarıaslan ve Hacıbektaş Belediye Başkanı Yoldaş Altıok İle Birlikte Bölgede İncelemede Bulundu

 

TARİHSEL VE KÜLTÜREL MİRASA ZARAR

 

Karaburna Köyü Kalesi maden ruhsatlı alan içerisinde yer almakta olup, 1. Derece Arkeolojik Sit alanıdır. Taş ocağındaki patlatmalar ve tozlarından bu tarihi objeler zarar görecektir. Ortaya çıkartılmamış eserler, kayaların tahribi ve çıkarılmasından dolayı yok olacaktır.

 

YABANİ HAYATA ZARARLARI

 

Taş ocağı yaban hayatını olumsuz etkileyecek, hayvanların, kuşların barınma ve beslenme alanları yok olacaktır.

 

TAŞ OCAĞI EROZYONA NEDEN OLACAK

 

Taş ocağı faaliyetiyle kaya katmanları ve bitki örtüsü kaldırılacağından, toprağın sellenmelerle taşınmasını engelleyen kayalar yok olacağından, yerin fiziki yapısı bozulacağından çıplak kalan ve özelliğini kaybetmiş zemin, yağmur suları, kar ve buzlanmayla daha çabuk parçalanacak, ufalanacak, kazınan malzeme sellerle taşınarak erozyona yol açacaktır. Erozyon sel baskınlarını hızlandıracak, köy halkı, tarım alanları, ekili alanlar, hayvanlar zarar görecektir”

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.