Kırşehir İçin Bir Dönüm Noktası: Ekicioğlu

GÜNDEM 05.08.2022 - 07:00, Güncelleme: 05.05.2023 - 17:12
 

Kırşehir İçin Bir Dönüm Noktası: Ekicioğlu

Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, görevi Yaşar Bahçeci'den devraldıktan sonra borç tablosunu belediye hizmet binasın astırdığında İller Bankasına olan borç miktarı 254 Milyon TL idi.   Diğer borçlarla birlikte bu rakam 462 Milyon TL'ye çıkıyordu.   Kırşehir Belediyesi, kişi başına düşen borç miktarı bakımından Türkiye'nin en borçlu şehri konumundaydı.   İller bankasına olan borç miktarı Bahçeci'nin son döneminde alt yapı ve üst yapı çalışmaları nedeniyle iyice artmıştı.   İller Bankası kredi veriyor, Yaşar Bahçeci yapıyordu.   Ancak o kadar hızlı ve ivedi bir çalışma oldu ki kent merkezi bir anda şantiye alanına döndü.   Asbestli borular değiştirildi dendi ancak onun için de Dünya Bankası'ndan 12 Milyon Avro kredi çekildiği ortaya çıktı.   Kredi üzerine kredi çekildi.   Belediye tam anlamıyla batağa sürüklendi.   Olsun ma Yaşar Bahçeci şehre hizmet yapıyordu.   Alt yapı çalışmaları o kadar amatörce yapılmıştı ki şehir köstebek yuvasına dönmüştü.   Dışarıdan birisini getirsen herhalde çok büyük bir proje yapılıyor diyebilirdi.   Mesela tünel tipi kanalizasyon yapılıyor olabilirdi ancak hayır, 50 yıl önceki alt yapı sisteminin aynısı yapıldı ve sıra üst yapı çalışmalarına geldi.   Şehir o kadar berbat durumdaydı ki acil olarak üst yapı çalışmalarının başlaması  gerekiyordu.   Sadece savaş ve doğal afet durumlarında yürürlüğe konan 21/B yani pazarlık usulü ile üst yapı çalışmaları bir firmaya verildi.   Yaşar Bahçeci, ''Şehrin 50 yıllık alt yapı sorununu çözdük'' dedi ama ilk selde şehir merkezi göle döndü.   Sonra ''biz alt yapıyı sele göre yapmadık'' dedi, büyük tepki aldı. 10 yıllık belediye başkanlığı 2019 yılında yapılan yerel seçimle sona erdi.   Geriye ise devasa bir borç kaldı.   Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu göreve geldiğinde alacaklarını sürekli erteleyen kurumlar bir anda Belediyenin üzerine çöreklendi.   Herkes borcunu istiyor, arsaların üzerine hacizler geliyordu.   Kırşehir Belediyesi'ne devletten gelen 12 Milyon TL'den kesile kesile 1 ya da 1,5 Milyon TL para kalıyordu.   Onunla da maaşlar ödenmeye çalışılıyor ve şehrin ihtiyacı olan hizmetler gerçekleştiriliyordu.   Başkan Ekicioğlu borç yükünü hafifletmek için arsa satışına çıktı ama türlü oyunlarla bunların satışı da engelleniyordu.   Ha bir de maaşları devlet tarafından ödenen ve Kırşehir Belediyesi'nde çalışan en az 500 personel de İŞKUR tarafından verilmez oldu.   Personel sayısı bir anda 3'te 1 azaldı.   Eldeki kısıtlı bütçe ve azalan personelle Kırşehir'e hizmet etmeye çalıştı.   Siyasi rakipleri, ''dayanamaz kaçar dedi'' ancak o mücadeleyi elden bırakmadı.   Seçimden önce bu kadar borç var nasıl işin içinden çıkacaksınız dediğimde ''O işler bizim için çocuk oyuncağı yaparız hallederiz sen canını sıkma '' demişti.   Yani en başından inanmıştı.   Çalmadı, çaldırmadı, kamunun malını heba ettirmedi.   Herkes tıkır tıkır borçlarını kesti aldı ama Kırşehir birkaç sorun dışında yaşananları hissetmedi bile...   Yani Ekicioğlu ve ekibi hissettirmedi.   Borçlar ödendi kasada para birikmeye başladı.   ''Bitimiz kanlandı, girilmedik mahalle sokak bırakmayacağız'' deyip daha önce dokunulmayan bölgelere hizmet götürmeye başladı.   Dahası atıl durumdaki fabrika binasını satın aldı.Kırköy gibi ödüllü bir proje yaptı.Yanına bir de mesire alanı kondurdu.Atıl durumdaki asfalt plent tesisini devreye soktu.   Yetmedi üretime katkı olsun diye belediyenin boş arazilerine nohut, lavanta ektirdi.   Kırşehirlileri sosyal ve kültürel aktivitelerden bile mahrum bırakmadı hatta sayılarını kat ve kat artırdı.   Halkın içinden geldiğini bildiği için vatandaştan kopmadı her zaman vatandaşla iç içe oldu.Hallerini hatırlarını sordu; varsa şikayetlerini, taleplerini dinledi.Takıldı, şakalaştı, birlikte güldü...   Tabi bu arada İller Bankasını da yokladı.   Ne de olsa borçlar tıkır tıkır ödeniyordu.   Batık gördüğü için Kırşehir Belediyesi'nin geldiği duruma bir hayli şaşıran ve mali yapısına hayretle bakan İller Bankası, yine de Kırşehir Belediyesi'ne kredi vermeyi reddetti.   Aslında Başkan Ekicioğlu krediye karşıydı ancak şehrin sorunlarını da bir an önce çözelim diyerek bir umut İller Bankasının da kapısını çalmaktan geri durmadı ancak aldığı cevap hep olumsuz oldu.Hatta ne olumsuzu cevap bile vermediler.   Bu devletin halka hizmet gitsin diye kaynak aktardığı banka değil miydi ?   Evet öyleydi ancak Anayasaya aykırı biçimde ayrımcılık yapıyordu.   Mali yapısı Kırşehir ile karşılaştırıldığında berbat durumda olan AK Partili belediyelere borçlarını ödemedikleri halde tıkır tıkır kredi veren Banka, konu CHP'li belediye olunca olumsuz cevap dahi vermiyordu.Çünkü verecekleri olumsuz cevap anayasaya aykırıydı.   Geçtiğimiz günlerde Ekicioğlu, ''İller Bankasına borcumuz 76 Milyon TL, kasamızda ise 100 Milyon TL para var'' diyerek aslında başarısını hepimizin yüzüne vurdu.   Başkası olsa inanın içinden çıkamazdı.Ama o başardı.   Kişi başına borç miktarı en fazla olan belediyeden, mali yapısı düzgün kredi çekmeden de işini yapabilen bir belediye ortaya çıkardı.   Peki ya Yaşar Bahçeci'ye verilen krediler, gösterilen toleranslar, fazladan verilen işçiler ona verilseydi ...   Ne yapardı düşünün...   Ömer Duran      

Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, görevi Yaşar Bahçeci'den devraldıktan sonra borç tablosunu belediye hizmet binasın astırdığında İller Bankasına olan borç miktarı 254 Milyon TL idi.

 

Diğer borçlarla birlikte bu rakam 462 Milyon TL'ye çıkıyordu.

 

Kırşehir Belediyesi, kişi başına düşen borç miktarı bakımından Türkiye'nin en borçlu şehri konumundaydı.

 

İller bankasına olan borç miktarı Bahçeci'nin son döneminde alt yapı ve üst yapı çalışmaları nedeniyle iyice artmıştı.

 

İller Bankası kredi veriyor, Yaşar Bahçeci yapıyordu.

 

Ancak o kadar hızlı ve ivedi bir çalışma oldu ki kent merkezi bir anda şantiye alanına döndü.

 

Asbestli borular değiştirildi dendi ancak onun için de Dünya Bankası'ndan 12 Milyon Avro kredi çekildiği ortaya çıktı.

 

Kredi üzerine kredi çekildi.

 

Belediye tam anlamıyla batağa sürüklendi.

 

Olsun ma Yaşar Bahçeci şehre hizmet yapıyordu.

 

Alt yapı çalışmaları o kadar amatörce yapılmıştı ki şehir köstebek yuvasına dönmüştü.

 

Dışarıdan birisini getirsen herhalde çok büyük bir proje yapılıyor diyebilirdi.

 

Mesela tünel tipi kanalizasyon yapılıyor olabilirdi ancak hayır, 50 yıl önceki alt yapı sisteminin aynısı yapıldı ve sıra üst yapı çalışmalarına geldi.

 

Şehir o kadar berbat durumdaydı ki acil olarak üst yapı çalışmalarının başlaması  gerekiyordu.

 

Sadece savaş ve doğal afet durumlarında yürürlüğe konan 21/B yani pazarlık usulü ile üst yapı çalışmaları bir firmaya verildi.

 

Yaşar Bahçeci, ''Şehrin 50 yıllık alt yapı sorununu çözdük'' dedi ama ilk selde şehir merkezi göle döndü.

 

Sonra ''biz alt yapıyı sele göre yapmadık'' dedi, büyük tepki aldı.


10 yıllık belediye başkanlığı 2019 yılında yapılan yerel seçimle sona erdi.

 

Geriye ise devasa bir borç kaldı.

 

Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu göreve geldiğinde alacaklarını sürekli erteleyen kurumlar bir anda Belediyenin üzerine çöreklendi.

 

Herkes borcunu istiyor, arsaların üzerine hacizler geliyordu.

 

Kırşehir Belediyesi'ne devletten gelen 12 Milyon TL'den kesile kesile 1 ya da 1,5 Milyon TL para kalıyordu.

 

Onunla da maaşlar ödenmeye çalışılıyor ve şehrin ihtiyacı olan hizmetler gerçekleştiriliyordu.

 

Başkan Ekicioğlu borç yükünü hafifletmek için arsa satışına çıktı ama türlü oyunlarla bunların satışı da engelleniyordu.

 

Ha bir de maaşları devlet tarafından ödenen ve Kırşehir Belediyesi'nde çalışan en az 500 personel de İŞKUR tarafından verilmez oldu.

 

Personel sayısı bir anda 3'te 1 azaldı.

 

Eldeki kısıtlı bütçe ve azalan personelle Kırşehir'e hizmet etmeye çalıştı.

 

Siyasi rakipleri, ''dayanamaz kaçar dedi'' ancak o mücadeleyi elden bırakmadı.

 

Seçimden önce bu kadar borç var nasıl işin içinden çıkacaksınız dediğimde ''O işler bizim için çocuk oyuncağı yaparız hallederiz sen canını sıkma '' demişti.

 

Yani en başından inanmıştı.

 

Çalmadı, çaldırmadı, kamunun malını heba ettirmedi.

 

Herkes tıkır tıkır borçlarını kesti aldı ama Kırşehir birkaç sorun dışında yaşananları hissetmedi bile...

 

Yani Ekicioğlu ve ekibi hissettirmedi.

 

Borçlar ödendi kasada para birikmeye başladı.

 

''Bitimiz kanlandı, girilmedik mahalle sokak bırakmayacağız'' deyip daha önce dokunulmayan bölgelere hizmet götürmeye başladı.

 

Dahası atıl durumdaki fabrika binasını satın aldı.Kırköy gibi ödüllü bir proje yaptı.Yanına bir de mesire alanı kondurdu.Atıl durumdaki asfalt plent tesisini devreye soktu.

 

Yetmedi üretime katkı olsun diye belediyenin boş arazilerine nohut, lavanta ektirdi.

 

Kırşehirlileri sosyal ve kültürel aktivitelerden bile mahrum bırakmadı hatta sayılarını kat ve kat artırdı.

 

Halkın içinden geldiğini bildiği için vatandaştan kopmadı her zaman vatandaşla iç içe oldu.Hallerini hatırlarını sordu; varsa şikayetlerini, taleplerini dinledi.Takıldı, şakalaştı, birlikte güldü...

 

Tabi bu arada İller Bankasını da yokladı.

 

Ne de olsa borçlar tıkır tıkır ödeniyordu.

 

Batık gördüğü için Kırşehir Belediyesi'nin geldiği duruma bir hayli şaşıran ve mali yapısına hayretle bakan İller Bankası, yine de Kırşehir Belediyesi'ne kredi vermeyi reddetti.

 

Aslında Başkan Ekicioğlu krediye karşıydı ancak şehrin sorunlarını da bir an önce çözelim diyerek bir umut İller Bankasının da kapısını çalmaktan geri durmadı ancak aldığı cevap hep olumsuz oldu.Hatta ne olumsuzu cevap bile vermediler.

 

Bu devletin halka hizmet gitsin diye kaynak aktardığı banka değil miydi ?

 

Evet öyleydi ancak Anayasaya aykırı biçimde ayrımcılık yapıyordu.

 

Mali yapısı Kırşehir ile karşılaştırıldığında berbat durumda olan AK Partili belediyelere borçlarını ödemedikleri halde tıkır tıkır kredi veren Banka, konu CHP'li belediye olunca olumsuz cevap dahi vermiyordu.Çünkü verecekleri olumsuz cevap anayasaya aykırıydı.

 

Geçtiğimiz günlerde Ekicioğlu, ''İller Bankasına borcumuz 76 Milyon TL, kasamızda ise 100 Milyon TL para var'' diyerek aslında başarısını hepimizin yüzüne vurdu.

 

Başkası olsa inanın içinden çıkamazdı.Ama o başardı.

 

Kişi başına borç miktarı en fazla olan belediyeden, mali yapısı düzgün kredi çekmeden de işini yapabilen bir belediye ortaya çıkardı.

 

Peki ya Yaşar Bahçeci'ye verilen krediler, gösterilen toleranslar, fazladan verilen işçiler ona verilseydi ...

 

Ne yapardı düşünün...

 

Ömer Duran

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.