Kırşehir halk efsaneleri

KÜLTÜR 23.02.2025 - 00:53, Güncelleme: 23.02.2025 - 01:09
 

Kırşehir halk efsaneleri

Kırşehir'de halk arasında anlatılan 3 afsane derlenerek kayıt altına alınmıştır.Bunlar : Karakurt Kaplıcası Efsanesi, Kurbağaların ötmeyişi efsenesi ve Kalehöyük Efsanesidir.

Karakurt Kaplıcası Efsanesi: Bir zamanlar Kırşehir Emirinin (dönemin valisi) oğlu çaresiz bir hastalığa tutulmuş ve her tarafı akar, kokar olmuş. Hekimler ne yaptıysa fayda etmemiş. Umudu kesilen Emir "Bari gözümün önünde öleceğine götürün bir dağa bırakın orada ölsün. Göz görmeyince gönül katlanır" demiş. Çocuğu alıp Emirburnu Dağının eteklerine bırakmışlar. Böylece çocuk  kurtlar ve kuşlar tarafından parçalanacak ve daha fazla acı çekmeyecektir. Çocuk yapayalnız kol bacak tutmaz şekilde beklediği sırada bir kurt görünmüş. Kurdun karnı kemiklerine yapışmış, uyuzdan tüyleri dökülmüş, her tarafı irin içindeymiş. Sürüne sürüne dağın eteğindeki bataklığa girmiş, çamura bulanmış ve çıkmış.Ertesi gün yine bataklığa gelmiş ve çamura girmiş. Derken iki gün sonra canlı kanlı bir kurt olarak ayağa kalkarak uzaklaşıp gitmiş. Kurdun her hareketini izleyen çocuk, bu çamurdan bir keramet olsa gerek diyerek o da sürüne sürüne bataklığa girmiş. Çamurları yüzüne, gözüne sürmüş, bir köşede kaynayan sudan içmiş. Biraz sonra vücudunda bir dirilik ve canlılık duymaya başlamış. Birkaç gün derken ayağa kalkmış ve yürümüş. Üçüncü günde Kırşehir'in yolunu tutmuş. Babasının kapısını çalmış, görenler şaşırmış; gözlerine inanamamışlar. Çocuk olanı biteni anlatmış. Bey de bataklığı bir kaplıca haline getirerek üzerine bir kubbe, yanına da bir mescit yaptırıp hizmete açmış. Adına da Karakurt Kaplıcası demişler.Bu kaplıca bugün hala ayakta durmakta ve restore edilmeyi beklemektedir. Kaplıcanın bugünkü durumu Kurbağların Ötmeyişi Efsanesi: Aynı dönemde yaşadıkları bilinen Ahi Evran-ı Veli, Hacı Bektaş-i Veli ve Kaya Şeyhi sık sık biraraya gelirler ve sohbet ederlermiş. Kırşehir ve Hacıbektaş'taki toplantıların konusu  genellikle Anadolu'nun sorunları üzerine olurmuş. Bu sohbet ve toplantılardan birisi yine Kırşehir'de yapılır. Hacı Bektaş, Ahi Evran ve Kaya Şeyhi, Ahi Evran Mahallesindeki Kılıçözü Çayının kenarında (Muhtemelen bugünkü Kentpark'ın bulunduğu yer) sohbet ederlerken kurbağa sesleri o kadar çoğalmış ki, birbirlerinin seslerini duyamaz hale gelmişler.  Bunun üzerine Ahi Evran-ı Veli'nin  "Susun ya mübarekler, ya siz konuşun biz dinleyelim ya biz konuşalım siz dinleyin " sözleri üzerine kurbağaların sesi kesilir. O gün, bugündür Kırşehir'den geçen Kılıçözü Suyu etrafında kurbağalar öttüğü halde, Ahi Evran Mahallesi değirmen civarında yüzyıllardır kurbağaların ötmediği bilinmektedir. Kalehöyük Efsanesi: Günümüzde şehrin ortasında yükselen Kalehöyük'ün çok eski yıllarda bataklık olduğu rivayet edilmektedir. Zamanın beyinin oğlu atıyla birlikte bataklığa girer ve bir daha çıkamaz. Bunun üzerine dönemin beyi bu bataklığın kurutulmasını ister. Bütün halk seferber olur. Kağnılarla taş, toprak taşınarak bataklık olduğu rivayet edilen yeri doldururlar. Hala halk arasında İlimizde Cemele (Çayağzı) kasabasının 15 kağnı, başka bir köyün de 30 kağnı borcu olduğu belirtilir.Ayrıca çalışma tamamlandığı için bir köyden yüklenen toprak yüklü kağnılar geri gönderildiği için o köye Kalankaldı ismi verildiği belirtilir. Kılıçözü Çayı ve Kalehöyük aynı karede   Kaynak : İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü  
Kırşehir'de halk arasında anlatılan 3 afsane derlenerek kayıt altına alınmıştır.Bunlar : Karakurt Kaplıcası Efsanesi, Kurbağaların ötmeyişi efsenesi ve Kalehöyük Efsanesidir.

Karakurt Kaplıcası Efsanesi:

Bir zamanlar Kırşehir Emirinin (dönemin valisi) oğlu çaresiz bir hastalığa tutulmuş ve her tarafı akar, kokar olmuş. Hekimler ne yaptıysa fayda etmemiş. Umudu kesilen Emir "Bari gözümün önünde öleceğine götürün bir dağa bırakın orada ölsün. Göz görmeyince gönül katlanır" demiş. Çocuğu alıp Emirburnu Dağının eteklerine bırakmışlar. Böylece çocuk  kurtlar ve kuşlar tarafından parçalanacak ve daha fazla acı çekmeyecektir. Çocuk yapayalnız kol bacak tutmaz şekilde beklediği sırada bir kurt görünmüş. Kurdun karnı kemiklerine yapışmış, uyuzdan tüyleri dökülmüş, her tarafı irin içindeymiş. Sürüne sürüne dağın eteğindeki bataklığa girmiş, çamura bulanmış ve çıkmış.Ertesi gün yine bataklığa gelmiş ve çamura girmiş. Derken iki gün sonra canlı kanlı bir kurt olarak ayağa kalkarak uzaklaşıp gitmiş. Kurdun her hareketini izleyen çocuk, bu çamurdan bir keramet olsa gerek diyerek o da sürüne sürüne bataklığa girmiş. Çamurları yüzüne, gözüne sürmüş, bir köşede kaynayan sudan içmiş. Biraz sonra vücudunda bir dirilik ve canlılık duymaya başlamış. Birkaç gün derken ayağa kalkmış ve yürümüş. Üçüncü günde Kırşehir'in yolunu tutmuş. Babasının kapısını çalmış, görenler şaşırmış; gözlerine inanamamışlar. Çocuk olanı biteni anlatmış. Bey de bataklığı bir kaplıca haline getirerek üzerine bir kubbe, yanına da bir mescit yaptırıp hizmete açmış. Adına da Karakurt Kaplıcası demişler.Bu kaplıca bugün hala ayakta durmakta ve restore edilmeyi beklemektedir.

Kaplıcanın bugünkü durumu

Kurbağların Ötmeyişi Efsanesi:

Aynı dönemde yaşadıkları bilinen Ahi Evran-ı Veli, Hacı Bektaş-i Veli ve Kaya Şeyhi sık sık biraraya gelirler ve sohbet ederlermiş. Kırşehir ve Hacıbektaş'taki toplantıların konusu  genellikle Anadolu'nun sorunları üzerine olurmuş. Bu sohbet ve toplantılardan birisi yine Kırşehir'de yapılır. Hacı Bektaş, Ahi Evran ve Kaya Şeyhi, Ahi Evran Mahallesindeki Kılıçözü Çayının kenarında (Muhtemelen bugünkü Kentpark'ın bulunduğu yer) sohbet ederlerken kurbağa sesleri o kadar çoğalmış ki, birbirlerinin seslerini duyamaz hale gelmişler.  Bunun üzerine Ahi Evran-ı Veli'nin  "Susun ya mübarekler, ya siz konuşun biz dinleyelim ya biz konuşalım siz dinleyin " sözleri üzerine kurbağaların sesi kesilir. O gün, bugündür Kırşehir'den geçen Kılıçözü Suyu etrafında kurbağalar öttüğü halde, Ahi Evran Mahallesi değirmen civarında yüzyıllardır kurbağaların ötmediği bilinmektedir.

Kalehöyük Efsanesi:

Günümüzde şehrin ortasında yükselen Kalehöyük'ün çok eski yıllarda bataklık olduğu rivayet edilmektedir. Zamanın beyinin oğlu atıyla birlikte bataklığa girer ve bir daha çıkamaz. Bunun üzerine dönemin beyi bu bataklığın kurutulmasını ister. Bütün halk seferber olur. Kağnılarla taş, toprak taşınarak bataklık olduğu rivayet edilen yeri doldururlar. Hala halk arasında İlimizde Cemele (Çayağzı) kasabasının 15 kağnı, başka bir köyün de 30 kağnı borcu olduğu belirtilir.Ayrıca çalışma tamamlandığı için bir köyden yüklenen toprak yüklü kağnılar geri gönderildiği için o köye Kalankaldı ismi verildiği belirtilir.

Kılıçözü Çayı ve Kalehöyük aynı karede

 

Kaynak : İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.