Aksaray ve Kırşehir arasındaki sınırda bulunan ziyaret tepede Yunus Emre'ye ait olduğu sanılan ve tepenin yamacında bulunan mezar , Kırşehir tarafından inşa ettirilen bugünkü türbeye alındı.Türbeye taşınmadan önce mezarlıktaki kişi ile ilgili Ankara'dan rapor alındı ve raporda ,''uzun boylu, çok yürüyen ve çok çok namaz kılıp zikreden bir kişi'' olduğu da belirtilince bu kişinin Yunus Emre olduğuna kanaat getirildi.Zaten bölge hem Hacı Bektaş-ı Veli Türbesine hem de Yunus Emre'nin hocası olan Tapduk Emre Türbesi'ne yakın bir noktadaydı.Daha sonra yine Kırşehir tarafından burada etkinlikler düzenlenmesi için tçalışma başlatıldı ve bir tribün inşa edildi.Yine Kırşehir tarafından türbede çok sayıda çalışma yapıldı ve bu çalışmalara ait tabela ve isimlikler de türbenin dört bir tarafına asıldı.Ancak Aksaray da bu süre içerisinde boş durmayarak kendi sınırları içerisinde kalan kısma ibadet alanı gibi yerler inşa etti.Kırşehir tarafından her yıl düzenlenen Yunus Emre'yi anma etkinlikleri taraflar arasında krize neden olmamak adına 1998 yılından itibaren Aksaray ile ortak düzenlenmeye başladı.   KIRŞEHİR'İN ADI TAMAMEN SİLİNDİ   Ancak son dönemde Aksaray İl Özel idresi tarafından ziyaret tepede büyük bir çalışma başlatıldı.Türbe ve etrafında başlatılan restorasyon çalışması kapsamında eski yapıların yerine yenileri yapılmaya başlandı.Ancak bu yapılırken Kırşehir'e ait tabela ve isimlikler de yavaş yavaş yerini Aksaray olarak değiştirmeye başladı.Halbuki Yunus Emre'nin mezarının yerini tespit ettiren ve buraya türbe yaptırıp bir külliye halini almasını sağlayan Kırşehir olmuştu ancak bir anlamda Aksaray burayı sahiplenmiş oldu.Daha önce Kırşehir'e ait olan Hacıbektaş-ı Veli'nin koparıldığı gibi bugün de Yunus Emre Kırşehir'den koparılmaya çalışılıyor.Yunus Emre'nin evrensel bir değer olduğunu tabiki kabul ediyoruz ; ancak burada Kırşehir'in büyük emeği bulunmasına rağmen Kırşehir'e ait izlerin de tamamen ortada kaldırılması kabul edilebilir bir durum değil.