KILIÇDAROĞLU CHP’yi NEREYE GÖTÜRÜYOR?

DİĞER (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 15.11.2016 - 09:36, Güncelleme: 05.05.2023 - 17:12
 

KILIÇDAROĞLU CHP’yi NEREYE GÖTÜRÜYOR?

Dört tarafımız düşmanla sarılmış,  AB ülkeleri başta olmak üzere neredeyse tüm dünya PKK’ya destek vererek ülkeyi alenen bölmek için birleşmiş; dahası bu ülkelerin ‘Büyükelçileri’ PKK uzantısı olarak bilinen HDP’nin Grup Toplantısında bir araya gelerek sorunu benim Meclisimde toplanarak tartışmış; acaba “Bulanık sudan balık avlayabilir miyim?” bahanesiyle, yani bir oy fazla alabilir miyim mantığıyla CHP,  HDP’nin avukatlığına soyunmaktadır…      Uzun cümleli bu girizgâhtan sonra sadede geliyor; sormak ve cevap almak istiyorum? Kılıçdaroğlu nereye koşuyor? Girdiği bütün seçimleri kaybeden Kılıçdaroğlu, her şeye muhalif ve herkese muarız Kılıçdaroğlu partiyi bilerek ve isteyerek mi yanlışa götürüyor? Lider edasıyla değil, sempatizan zannıyla konuşmak, fikir üretmek, bunları savunmanın taraftar kazandıracağını sanmak gafillik değil ise acaba nedir Kılıçdaroğlu?      CHP’de gündem belirlenirken yapılanlar, söylemler, gerekçeler, patavatsızlık ve gaf nitelikli. Ortaya atılan veriler hiç de inandırıcı değil. Tarafsızlık penceresinden bakarsak; ne kadar acı bir bakış açısı! Doğrusu ne kadar çirkin, hatalı bir yaklaşım bunlar Kılıçdaroğlu?      Söyleye-söyleye dilimizde tüy bitti! Yaza-yaza kalemlerimizin mürekkebi bitti! Sorunları “Bursa’daki sağır Sultan bile duydu!” uyandı, silkindi, kendine geldi. Kılıçdaroğlu, şürekâsı, hempaları -ne hikmetse- bir türlü ayılıp kendilerini toparlayamadılar. Yanlıştan, hatadan dönmediler, dönemediler! Ne kadar acı bir gerçek!      Atatürk’ün kurduğu bu partiye, Atatürk’ten miras kalan “Menkul ve Gayrimenkul” gelirleri de olmasaydı; CHP daha dünden yıkılıp, yerle yeksan olurdu. Bir bahaneyle “Genel Başkan” koltuğuna kurulanlar, yönetime gelenler sayesinde Atatürk’ün saf ve temiz duyguları sömürülerek, Atatürkçüler’den alınan oylarla CHP adı yaşıyor ve yaşatılıyor… Hal böyle iken CHP’nin “Kanarya Sevenler Derneği’nden”  ne farkı var?      Kılıçdaroğlu basın toplantısı düzenliyor: “Türkiye’de ‘Basın Özgürlüğü’nün olmadığını, basın mensuplarının hapishanelerde olduğunu” söylüyor… Kendisi de gazetecilerin sorularına cevap vermemek için, gazeteciyi azarlayıp, tersleyip, soru almıyor, gazeteciyi huzurda reddedip susturuyor. Bu ne perhiz böyle, bu nasıl lâhana turşusu Kılıçdaroğlu? Alman Cumhurbaşkanı’nın kaçkın bir haini ‘Saray’ında kabul etmesi!’ hiç mi vicdanınızı sızlatmadı? Türkiye’nin sırlarını ifşa etmek gazetecilik mi?        Efendiler! Siz bu necip milleti ne sanıyorsunuz? Atatürk bu partiyi kurmuş olabilir? İsmet Paşa’yı bile kendi partilileri -tabir caizse- Genel Başkanlıktan “hallaç pamuğu gibi atmadılar mı?” Ecevit; hangi gerekçelerle CHP’den ayrıldı, DSP’yi kurdu, bilmiyor muyuz?  İşte dünden-bu güne CHP ve bu partinin başındaki Kılıçdaroğlu gidişatı… Bu kafa ile Kılıçdaroğlu, her yerde ve her zaman ilk cümle olarak “Atatürk’ün kurduğu Parti!” diye söylenen “CHP”yi acaba nereye götürüyor?      Sözün özü: Artık yaşadığımız ‘Milenyum Çağı’nda, neredeyse milletin tümünün üniversite mezunu olduğu devirdeyiz… ve Atatürk’ün partisindeki “Atatürkçü’lük  ilke ve inkılaplarını” savunanları görenlere selam olsun.       Akparti üzerinden ülkeye yapılan bölücü-yıkıcı-parçalayıcı saldırıyı herkes görüyor ama acaba neden bu CHP doğruları görmüyor, göremiyor?      Kırşehirli sanatçı Şemsi Yastıman’ın deyimiyle “Daha bunlar bildiğimin yarısı; gelecek yazıya da kalsın gerisi” diyerek yazımı noktalıyorum.        Hoşça kalınız. Duran ERDOĞAN Kırşehir Anekdotları Yazarı E.posta: [email protected] http://www.duranerdogan.com
Dört tarafımız düşmanla sarılmış,  AB ülkeleri başta olmak üzere neredeyse tüm dünya PKK’ya destek vererek ülkeyi alenen bölmek için birleşmiş; dahası bu ülkelerin ‘Büyükelçileri’ PKK uzantısı olarak bilinen HDP’nin Grup Toplantısında bir araya gelerek sorunu benim Meclisimde toplanarak tartışmış; acaba “Bulanık sudan balık avlayabilir miyim?” bahanesiyle, yani bir oy fazla alabilir miyim mantığıyla CHP,  HDP’nin avukatlığına soyunmaktadır…      Uzun cümleli bu girizgâhtan sonra sadede geliyor; sormak ve cevap almak istiyorum? Kılıçdaroğlu nereye koşuyor? Girdiği bütün seçimleri kaybeden Kılıçdaroğlu, her şeye muhalif ve herkese muarız Kılıçdaroğlu partiyi bilerek ve isteyerek mi yanlışa götürüyor? Lider edasıyla değil, sempatizan zannıyla konuşmak, fikir üretmek, bunları savunmanın taraftar kazandıracağını sanmak gafillik değil ise acaba nedir Kılıçdaroğlu?      CHP’de gündem belirlenirken yapılanlar, söylemler, gerekçeler, patavatsızlık ve gaf nitelikli. Ortaya atılan veriler hiç de inandırıcı değil. Tarafsızlık penceresinden bakarsak; ne kadar acı bir bakış açısı! Doğrusu ne kadar çirkin, hatalı bir yaklaşım bunlar Kılıçdaroğlu?      Söyleye-söyleye dilimizde tüy bitti! Yaza-yaza kalemlerimizin mürekkebi bitti! Sorunları “Bursa’daki sağır Sultan bile duydu!” uyandı, silkindi, kendine geldi. Kılıçdaroğlu, şürekâsı, hempaları -ne hikmetse- bir türlü ayılıp kendilerini toparlayamadılar. Yanlıştan, hatadan dönmediler, dönemediler! Ne kadar acı bir gerçek!      Atatürk’ün kurduğu bu partiye, Atatürk’ten miras kalan “Menkul ve Gayrimenkul” gelirleri de olmasaydı; CHP daha dünden yıkılıp, yerle yeksan olurdu. Bir bahaneyle “Genel Başkan” koltuğuna kurulanlar, yönetime gelenler sayesinde Atatürk’ün saf ve temiz duyguları sömürülerek, Atatürkçüler’den alınan oylarla CHP adı yaşıyor ve yaşatılıyor… Hal böyle iken CHP’nin “Kanarya Sevenler Derneği’nden”  ne farkı var?      Kılıçdaroğlu basın toplantısı düzenliyor: “Türkiye’de ‘Basın Özgürlüğü’nün olmadığını, basın mensuplarının hapishanelerde olduğunu” söylüyor… Kendisi de gazetecilerin sorularına cevap vermemek için, gazeteciyi azarlayıp, tersleyip, soru almıyor, gazeteciyi huzurda reddedip susturuyor. Bu ne perhiz böyle, bu nasıl lâhana turşusu Kılıçdaroğlu? Alman Cumhurbaşkanı’nın kaçkın bir haini ‘Saray’ında kabul etmesi!’ hiç mi vicdanınızı sızlatmadı? Türkiye’nin sırlarını ifşa etmek gazetecilik mi?        Efendiler! Siz bu necip milleti ne sanıyorsunuz? Atatürk bu partiyi kurmuş olabilir? İsmet Paşa’yı bile kendi partilileri -tabir caizse- Genel Başkanlıktan “hallaç pamuğu gibi atmadılar mı?” Ecevit; hangi gerekçelerle CHP’den ayrıldı, DSP’yi kurdu, bilmiyor muyuz?  İşte dünden-bu güne CHP ve bu partinin başındaki Kılıçdaroğlu gidişatı… Bu kafa ile Kılıçdaroğlu, her yerde ve her zaman ilk cümle olarak “Atatürk’ün kurduğu Parti!” diye söylenen “CHP”yi acaba nereye götürüyor?      Sözün özü: Artık yaşadığımız ‘Milenyum Çağı’nda, neredeyse milletin tümünün üniversite mezunu olduğu devirdeyiz… ve Atatürk’ün partisindeki “Atatürkçü’lük  ilke ve inkılaplarını” savunanları görenlere selam olsun.       Akparti üzerinden ülkeye yapılan bölücü-yıkıcı-parçalayıcı saldırıyı herkes görüyor ama acaba neden bu CHP doğruları görmüyor, göremiyor?      Kırşehirli sanatçı Şemsi Yastıman’ın deyimiyle “Daha bunlar bildiğimin yarısı; gelecek yazıya da kalsın gerisi” diyerek yazımı noktalıyorum.        Hoşça kalınız. Duran ERDOĞAN Kırşehir Anekdotları Yazarı E.posta: [email protected] http://www.duranerdogan.com
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.