Kanal İstanbul Depremi Tetikler mi ?

DİĞER (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 11.01.2020 - 18:50, Güncelleme: 05.05.2023 - 17:12
 

Kanal İstanbul Depremi Tetikler mi ?

Silivri'de meydana gelen 4.8 şiddetindeki deprem akıllara yine Kanal İstanbul Projesini getirdi; Kanal İstanbul herhangi bir depremi tetikler mi , zeminin yapısı depreme ne kadar dayanıklı ? İTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü emekli öğretim üyesi ve Bilim Akademisi Kurucu Üyesi Prof. Dr. Naci Görür , Kanal depremi tetiklemez ama deprem kanalı ciddi şekilde etkiler” açıklamasında bulundu. EN SORUNLU BÖLGE Kanalın jeolojik açıdan değerlendiren Görür, şu ifadeleri kullandı; *Güney kısımlarda son derece çürük, zayıf, yumuşak, killi, kabaran, şişen, dağılan, akan bir zemin var. Mühendislerin korktuğu bir zemin. *Daha kuzeye geldiğimizde son derece ayrışmış, dağılmış bir yapı var. Karadeniz'e geldiği zaman da güncel çökeller var. *Genel anlamıyla bu kanal olabilecek en çürük en mühendislik bakımından sorunlu zeminlerden geçiyor. Zaten İstanbul'un zemin bakımından en sorunlu bölgesi de bu alan. 9 ŞİDDETİNDE ETKİLENECEK “Kanal depremi tetikler mi” tartışmasına ilişkin Görür şunları söyledi: *Yok böyle bir şey. Ama bakalım kanal depremi nasıl tetikleyecek? Marmara'nın altındaki fay kırılırsa en az 7.2 deprem üreteceğini düşünüyoruz. Bu depremi ilan ettik, bekliyoruz. *Fay kırıldığında kanal 9 şiddetinde etkilenecektir. Kanal özellikle Küçükçekmece- Marmara arasındaki en zayıf halkaya yapılıyor. Bu kesim depremden en şiddetli şekilde etkilenecek. Kanalın altında canlı fay yok deniliyor. *Bu söylemi de olumlu anlamda kullanıyorlar. Ama gerçekten Marmara kısmında canlı fay yok mu? Araştırma gemileri ile yaptığımız çalışmalar sırasında Küçükçekmece'nin açıklarında kıta sahanlığında ana faya gelen fayların olduğunu tespit ettik. “NEDEN BU KADAR RİSK ALALIM” *Bazıları canlı ve bunlar çok sığ da değil. En az 2-2.5 km derinliğinde. Bu bize neyi gösteriyor? Kanalın Marmara'ya bağlandığı yerin kıta sahanlığı parça parça faylarla kesilmiş durumda. Zafiyet zonu oluşmuş, bir zayıflık zonu oluşmuş. *Asıl büyük canavar da burada. 9 şiddetinde etkilenecek demiştim ya bu faylar da harekete geçerse o kanalın Küçükçekmece ile Marmara arasını hangi güç hangi mühendislik yapısı tutar onu bilemiyorum. *Ama yapılmaz mı? Japonlar yapıyor ama Japonlar da yıkılıyor. Belki yapılır ama neden bu kadar riski alalım? RASTGELE MÜHENDİSLİK YAPAMAZSINIZ Görür “Hiç deprem olmasa bile bir kanal kazıyorsunuz. Burası zemin, jeoloji, heyelan ve sıvılaşma bakımından çok sıkıntı yaratacak bir yer. Burada rastgele bir mühendislik yapamazsınız, aşırı titizlenmeniz aşırı yatırım yapmak zorundasınız” uyarısında bulundu. DEPREM KANALA 10 KM UZAKLIKTA OLACAK Söylediklerinin ideolojik olmadığının altını çizen Görür, bir bilim insanı olarak kanalın yapılmaması gerektiğini düşündüğünü söyledi. Görür kanalın neden yapılmaması gerektiğini de şöyle özetledi: *17 Ağustos 1999 depremi 100 km ötede oldu. O depremde, bugün kanalın bulunduğu noktada 2 bin 600'den fazla ev ağır hasar aldı. 30'dan fazla ev tümüyle çöktü. 300 kişi öldü. *100 km ötedeki depremde bu kadar ağır darbe gören yerde zaten zayıflık var. Neden Beşiktaş'ta Eminönü'nde olmadı? Çünkü burası zayıf halka. *Burada kıta sahanlığı ve kıta yamacı diri faylarla kesilmiş zayıflatılmış durumda. Beklenen 7.2'lik deprem 100 km değil 10 km güneyinde olacağı için kanalı daha fazla etkileyebilir. *Kanalın, Sazlıdere ile Marmara arasındaki kısmını denklemden çıkartır. O zaman Karadeniz'in istilasını engelleyecek hiçbir güç yoktur. ÇED raporunda bu konuların da hiçbiri tartışılmamış. KAZIYLA BİRLİKTE SORUNLAR DA BAŞLAR Daha deprem olmadan kanal kazılmaya başlandığı andan itibaren çeşitli problemlerin ortaya çıkacağına dikkat çeken Görür “Çeşitli zeminlerde şişme, kabarma, heyelan gibi olaylar olacak. Hele hele Marmara Denizi ile Sazlıdere Barajı arası özellikle de Küçükçekmece'yi geçmek bir dert. İnanılmaz sorunlu. Sıvılaşma kanal için başlı başına bir dert. Siz kanalın tabanını güçlendirseniz bile özellikle deprem sırasında sıvılaşma kanala zarar verebilir” dedi. HEYELAN CEHENNEMİ Görür, Büyükçekmece-Küçükçekmece arasındaki alanı “heyelan cehennemi” olarak niteleyerek “Küçükçekmece civarında kazı yapıp oraların tabanıyla oynadığınız zaman yatırımlar yaparak ve inanılmaz önlemler alarak ancak topografyası yüksek zeminlerin kanal içine yürümesini engelleyebilirsiniz. Bu dediğim de daha deprem yokken olacaktır. Deprem ayrı bir parametre” diye konuştu. EVLER DEPREM YOKKEN KAYIYOR Kanalın giriş noktasının sıvılaşmanın en yüksek olduğu alanlar olduğuna dikkat çeken Görür, “Heyelanlar tabanı itibari ile bir faya bağlı. O fayın da bunları tetikleyebileceği unutulmamalı. Deprem yokken bugün bile heyelanlar oluyor o bölgede. Evler kayıyor. Ama depremde olduğu zaman hele hele bir de kanal yapıldığında ben çok korkarım, çok endişelenirim. Ama bir babayiğit mühendis çıkar ben bu işi yaparım der. Yapabilir de ama bir liralık işi bin liraya yapar” dedi. PATLAMALAR 3.8'LİK DEPREME EŞDEĞER İTÜ Jeofizik Mühendisliği bölümü emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan da kanal kazısı sırasında yapılacak patlamalara dikkat çekti. Eyidoğan “ÇED raporunda diyor ki ‘her biri 10.96 tonluk atımla patlatma yapılacak. Bir atımda 57 bin ton hafriyat çıkarılacak.' Bu 4 yıl sürecek. 4 yıl boyunca her gün 57 bin ton hafriyat çıkarılacak. 10 tona yakın dinamit patlatılacak bir atımda. Bu büyüklükte bir dinamit atımı sismik enerji olarak 3.8 büyüklüğünde depreme eş değer enerji çıkacak. Öncelik İstanbul'u depreme hazırlamak olmalı coğrafyamızı parçalayan kanal değil” dedi.

Silivri'de meydana gelen 4.8 şiddetindeki deprem akıllara yine Kanal İstanbul Projesini getirdi; Kanal İstanbul herhangi bir depremi tetikler mi , zeminin yapısı depreme ne kadar dayanıklı ?

İTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü emekli öğretim üyesi ve Bilim Akademisi Kurucu Üyesi Prof. Dr. Naci Görür , Kanal depremi tetiklemez ama deprem kanalı ciddi şekilde etkiler” açıklamasında bulundu.

EN SORUNLU BÖLGE

Kanalın jeolojik açıdan değerlendiren Görür, şu ifadeleri kullandı;

*Güney kısımlarda son derece çürük, zayıf, yumuşak, killi, kabaran, şişen, dağılan, akan bir zemin var. Mühendislerin korktuğu bir zemin.

*Daha kuzeye geldiğimizde son derece ayrışmış, dağılmış bir yapı var. Karadeniz'e geldiği zaman da güncel çökeller var.

*Genel anlamıyla bu kanal olabilecek en çürük en mühendislik bakımından sorunlu zeminlerden geçiyor. Zaten İstanbul'un zemin bakımından en sorunlu bölgesi de bu alan.

9 ŞİDDETİNDE ETKİLENECEK

“Kanal depremi tetikler mi” tartışmasına ilişkin Görür şunları söyledi:

*Yok böyle bir şey. Ama bakalım kanal depremi nasıl tetikleyecek? Marmara'nın altındaki fay kırılırsa en az 7.2 deprem üreteceğini düşünüyoruz. Bu depremi ilan ettik, bekliyoruz.

*Fay kırıldığında kanal 9 şiddetinde etkilenecektir. Kanal özellikle Küçükçekmece- Marmara arasındaki en zayıf halkaya yapılıyor. Bu kesim depremden en şiddetli şekilde etkilenecek. Kanalın altında canlı fay yok deniliyor.

*Bu söylemi de olumlu anlamda kullanıyorlar. Ama gerçekten Marmara kısmında canlı fay yok mu? Araştırma gemileri ile yaptığımız çalışmalar sırasında Küçükçekmece'nin açıklarında kıta sahanlığında ana faya gelen fayların olduğunu tespit ettik.

“NEDEN BU KADAR RİSK ALALIM”

*Bazıları canlı ve bunlar çok sığ da değil. En az 2-2.5 km derinliğinde. Bu bize neyi gösteriyor? Kanalın Marmara'ya bağlandığı yerin kıta sahanlığı parça parça faylarla kesilmiş durumda. Zafiyet zonu oluşmuş, bir zayıflık zonu oluşmuş.

*Asıl büyük canavar da burada. 9 şiddetinde etkilenecek demiştim ya bu faylar da harekete geçerse o kanalın Küçükçekmece ile Marmara arasını hangi güç hangi mühendislik yapısı tutar onu bilemiyorum.

*Ama yapılmaz mı? Japonlar yapıyor ama Japonlar da yıkılıyor. Belki yapılır ama neden bu kadar riski alalım?

RASTGELE MÜHENDİSLİK YAPAMAZSINIZ

Görür “Hiç deprem olmasa bile bir kanal kazıyorsunuz. Burası zemin, jeoloji, heyelan ve sıvılaşma bakımından çok sıkıntı yaratacak bir yer. Burada rastgele bir mühendislik yapamazsınız, aşırı titizlenmeniz aşırı yatırım yapmak zorundasınız” uyarısında bulundu.

DEPREM KANALA 10 KM UZAKLIKTA OLACAK

Söylediklerinin ideolojik olmadığının altını çizen Görür, bir bilim insanı olarak kanalın yapılmaması gerektiğini düşündüğünü söyledi. Görür kanalın neden yapılmaması gerektiğini de şöyle özetledi:

*17 Ağustos 1999 depremi 100 km ötede oldu. O depremde, bugün kanalın bulunduğu noktada 2 bin 600'den fazla ev ağır hasar aldı. 30'dan fazla ev tümüyle çöktü. 300 kişi öldü.

*100 km ötedeki depremde bu kadar ağır darbe gören yerde zaten zayıflık var. Neden Beşiktaş'ta Eminönü'nde olmadı? Çünkü burası zayıf halka.

*Burada kıta sahanlığı ve kıta yamacı diri faylarla kesilmiş zayıflatılmış durumda. Beklenen 7.2'lik deprem 100 km değil 10 km güneyinde olacağı için kanalı daha fazla etkileyebilir.

*Kanalın, Sazlıdere ile Marmara arasındaki kısmını denklemden çıkartır. O zaman Karadeniz'in istilasını engelleyecek hiçbir güç yoktur. ÇED raporunda bu konuların da hiçbiri tartışılmamış.

KAZIYLA BİRLİKTE SORUNLAR DA BAŞLAR

Daha deprem olmadan kanal kazılmaya başlandığı andan itibaren çeşitli problemlerin ortaya çıkacağına dikkat çeken Görür “Çeşitli zeminlerde şişme, kabarma, heyelan gibi olaylar olacak. Hele hele Marmara Denizi ile Sazlıdere Barajı arası özellikle de Küçükçekmece'yi geçmek bir dert. İnanılmaz sorunlu. Sıvılaşma kanal için başlı başına bir dert. Siz kanalın tabanını güçlendirseniz bile özellikle deprem sırasında sıvılaşma kanala zarar verebilir” dedi.

HEYELAN CEHENNEMİ

Görür, Büyükçekmece-Küçükçekmece arasındaki alanı “heyelan cehennemi” olarak niteleyerek “Küçükçekmece civarında kazı yapıp oraların tabanıyla oynadığınız zaman yatırımlar yaparak ve inanılmaz önlemler alarak ancak topografyası yüksek zeminlerin kanal içine yürümesini engelleyebilirsiniz. Bu dediğim de daha deprem yokken olacaktır. Deprem ayrı bir parametre” diye konuştu.

EVLER DEPREM YOKKEN KAYIYOR

Kanalın giriş noktasının sıvılaşmanın en yüksek olduğu alanlar olduğuna dikkat çeken Görür, “Heyelanlar tabanı itibari ile bir faya bağlı. O fayın da bunları tetikleyebileceği unutulmamalı. Deprem yokken bugün bile heyelanlar oluyor o bölgede. Evler kayıyor. Ama depremde olduğu zaman hele hele bir de kanal yapıldığında ben çok korkarım, çok endişelenirim. Ama bir babayiğit mühendis çıkar ben bu işi yaparım der. Yapabilir de ama bir liralık işi bin liraya yapar” dedi.

PATLAMALAR 3.8'LİK DEPREME EŞDEĞER

İTÜ Jeofizik Mühendisliği bölümü emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan da kanal kazısı sırasında yapılacak patlamalara dikkat çekti.

Eyidoğan “ÇED raporunda diyor ki ‘her biri 10.96 tonluk atımla patlatma yapılacak. Bir atımda 57 bin ton hafriyat çıkarılacak.' Bu 4 yıl sürecek. 4 yıl boyunca her gün 57 bin ton hafriyat çıkarılacak. 10 tona yakın dinamit patlatılacak bir atımda. Bu büyüklükte bir dinamit atımı sismik enerji olarak 3.8 büyüklüğünde depreme eş değer enerji çıkacak. Öncelik İstanbul'u depreme hazırlamak olmalı coğrafyamızı parçalayan kanal değil” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.