Kırşehir'e Gelen Gazetecileri Duygulandıran Soru

KÜLTÜR 10.11.2024 - 23:38, Güncelleme: 10.11.2024 - 23:24
 

Kırşehir'e Gelen Gazetecileri Duygulandıran Soru

19 Nisan 1938 tarihinde yaşanan Akpınar Depremi nedeniyle Kırşehir'e gelen gazetecilerden Cemal Işıksel, korkunç manzara ile karşılaşır.Işıksel, kendisinin gazeteci olduğunu öğrenen köylülerin sorusu karşısında ise tüyleri diken diken olur ve hayretler içerisinde kalır.

1938 ilkbaharında Kırşehir'de 6,7 büyüklüğünde deprem olur. 200'den fazla kişinin ölümüne yol açan zelzele binlerce binayı da yıkar. Ulus gazetesinin bölgeye gönderdiği gazetecilerden biri de Cemal Işıksel'dir. Işıksel Akpınar Depremi'nin ardından yaşanan faciayı görüntülemek ve aktarmak için Kırşehir'e gelir.1972 yılında Abdi İpekçi'ye verdiği röportajında Işıklsel başından geçenleri şöyle anlatır: "Şafak sökerken zelzele sahasına geldik. İniltiler, ahlar, vahlar, yangınlar… Böyle bir manzara… Ve oraya giden ilk yardım diyeceğim veyahut da zelzeleden sonra ilk giden kimse olmak dolayısı ile hemen etrafımızı aldılar. Bizim kim olduğumuzu sordular. Sağ kalanlar, kimi yaralı, kimi yarasızdı. Gazeteci olduğumuzu öğrendikten sonra köylülerin bize sordukları sual şu oldu: ‘Atatürk’e hasta diyorlar. Nasıl hastalığı?’ Orada bütün tüylerim diken diken oldu. Ve bir de orada duyduğum heyecanı hiçbir zaman unutamayacağım.Adamlar kendi dertlerini unutmuş, Atatürk’ü soruyorlar. Bunun mânası çok büyük". 
19 Nisan 1938 tarihinde yaşanan Akpınar Depremi nedeniyle Kırşehir'e gelen gazetecilerden Cemal Işıksel, korkunç manzara ile karşılaşır.Işıksel, kendisinin gazeteci olduğunu öğrenen köylülerin sorusu karşısında ise tüyleri diken diken olur ve hayretler içerisinde kalır.

1938 ilkbaharında Kırşehir'de 6,7 büyüklüğünde deprem olur. 200'den fazla kişinin ölümüne yol açan zelzele binlerce binayı da yıkar. Ulus gazetesinin bölgeye gönderdiği gazetecilerden biri de Cemal Işıksel'dir.

Işıksel Akpınar Depremi'nin ardından yaşanan faciayı görüntülemek ve aktarmak için Kırşehir'e gelir.1972 yılında Abdi İpekçi'ye verdiği röportajında Işıklsel başından geçenleri şöyle anlatır:

"Şafak sökerken zelzele sahasına geldik. İniltiler, ahlar, vahlar, yangınlar… Böyle bir manzara… Ve oraya giden ilk yardım diyeceğim veyahut da zelzeleden sonra ilk giden kimse olmak dolayısı ile hemen etrafımızı aldılar. Bizim kim olduğumuzu sordular. Sağ kalanlar, kimi yaralı, kimi yarasızdı. Gazeteci olduğumuzu öğrendikten sonra köylülerin bize sordukları sual şu oldu: ‘Atatürk’e hasta diyorlar. Nasıl hastalığı?’ Orada bütün tüylerim diken diken oldu. Ve bir de orada duyduğum heyecanı hiçbir zaman unutamayacağım.Adamlar kendi dertlerini unutmuş, Atatürk’ü soruyorlar. Bunun mânası çok büyük". 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.