Türk Demokrasisinde Kara Bir Leke : Kırşehir'in Cezalandırılması
Türk Demokrasisinde Kara Bir Leke : Kırşehir'in Cezalandırılması
30 Haziran, Kırşehir'in Demokrat Parti tarafından ilçe haline getirilerek oy tercihi nedeniyle cezalandırılmasının yıl dönümüdür. Gelin ! Demokraside kara bir leke olarak anılan bu olayı tekrar hatırlayalım...
30 Haziran, Kırşehir'in Demokrat Parti tarafından ilçe haline getirilerek oy tercihi nedeniyle cezalandırılmasının yıl dönümüdür. Gelin ! Demokraside kara bir leke olarak anılan bu olayı tekrar hatırlayalım...
2 Mayıs 1954 tarihinde gerçekleştirilen seçimlerde; o dönemdeki seçim sistemi nedeniyle yüzde 55 alan Demokrat Parti meclise 500'ün üstünde milletvekili göndermeyi başarmıştı.
Demokrat Parti'nin başında Adnan Menderes bulunmakla birlikte yine Demokrat Parti'nin ilk lideri olan Celal Bayar'ın da Cumhurbaşkanı olduğunu hatırlatmak gerekir.
Türk Siyasi tarihinin en önemli isimlerinden birisi olan Osman Bölükbaşı ise Cumhuriyetçi Millet Parti'sinin (CMP) başında Kırşehir'den en fazla oyu olarak meclise 6 milletvekili ile girmeyi başarmıştı.
Daha doğrusu Kırşehir, hemşehrisi olan Osman Bölükbaşı'nın partisini birinci yaparak 6 milletvekili adayını da meclise göndermişti.
Tabi bu durum, Demokrat Parti'yi oldukça rahatsız etti.
Celal Bayar, yaptığı bir konuşmada , '' Millet, CHP’nin Meclis’teki milletvekillerinin sayısını daha azaltıp otuza indirmekle, ne istediğini belli etmiştir. Artık bundan sonra ince demokrasiye paydos’’ ifadelerini kullanarak bundan sonraki süreçte Demokrat Parti'nin nasıl bir politika yürüteceğini baştan belli etmiştir.
CHP'ye yönelik benzer bir yaklaşım CMP'ye karşı da gösterliyordu.
Adnan Menderes'e göre diğer illerde üçüncü olan bir partinin sadece bir ilden birinci çıkması ve milletvekillerinin tamamını meclise göndermesi normal değildi.
Adnan Menderes daha doğrusu; Osman Bölükbaşı'nın Kırşehirlileri siyaseten kandırdığını düşünüyordu.
Ancak sonuç itibariyle bu tamamen demokratik tercihten ibaretti ve Kırşehirliler hemşehrilerinin partisini tercih etmişti.
Daha sonra Anadolu Ajansı eliyle haberler yapılmaya başlandı.
Buna göre Kırşehir İlçe olacak ve Niğde'den ayrılarak yeni il yapılan Nevşehir'e bağlanacaktı.
Bununla birlikte yine Mucur, Hacıbektaş, Avanos da yine Nevşehir'e bağlı ilçeler olacaktı.
Kırşehir'in diğer ilçelerinden Kaman Ankara'ya, Çiçekdağı ve Hamamorta (Kozaklı) ise Yozgat'a dahil edilecekti.
Yani Kırşehir ili, düşman toğrağı muamelesi görürcesine çevredeki illere taksim ediliyordu.
Bunun tek sebebi 500'den fazla milletvekili çıkaran iktidar partisinin, güç zehirlenmesi ve otoriterleşmesi ile birlikte tercihini farklı bir partiden yanan kullanmasaydı.
Yapılan haberleri ardından Osman Bölükbaşı İçişleri Bakanı Namık Gedik’e çektiği telgrafta , ‘ İlkel çağlarda toptan bir köy veya kasaba halkının cezalandırıldığına tarih sayfalarında rastlanabilse de, 20. yüzyılda siyasi tercihinden dolayı bütün bir vilayet halkının cezalandırıldığına dair bir örneği hiçbir medeni ve demokrat memlekette görmek mümkün değildir’ demiştir.
Benzer haberler Anadolu Ajansı aracılığıyla yayınlamaya devam etmiştir.
Dönemin önemli gazetecilerinden Emin Karakuş bizzat o günlerin içinde yaşamış biri olarak, hatıralarında, her partiden Kırşehir halkının büyük bir yas içinde olduğunu, Ramazan Bayramı’nın kutlandığı o günlerde bayramın Kırşehirlilere zehir olduğunu anlatmaktadır.
Kırşehir'den birçok heyet Adnan Menderes ve Celal Bayar ile görüşmek için Ankara'ya gitse de kendilerine bir türlü randevu verilmemiştir.
Bunun üzerine Osman Bölükbaşı bir basın toplantısı düzenlemiştir.
DP'yi sert bir şekilde eleştiren Bölükbaşı'nın konuşmasındaki en dikkat çekici kısım ise , '' Bu karar yalnızca Kırşehir halkından intikam almak hedefini gütmemekte aynı zamanda bütün milleti tehdit eden ve körpe demokrasimiz için büyük bir tehlike teşkil eden bir zihniyeti ortaya koymaktadır.500 milletvekili kazanmalarına rağmen bir vilayette muhalif bir partinin kazanmasına tahammül edemeyen insanların, iktidarı kaybetme tehlikesiyle karşılaştığında nelere başvurabileceklerini kaygı düşünmek gerekir’ olmuştur.
Kırşehir'e yönelik bu tutumda; dönemin Kırşehirli Adalet Bakanı Şevki Çiçekdağ ve Demokrat Parti'nin Kırşehir Milletvekili adayı Süleyman Bektaş da etkili olmuştur.
Özellikle Şevki Çiçekdağ ile Osman Bölükbaşı arasında sert tartışmalar yaşanmıştır.
Nevşehir'in İl , Kırşehir'in ise İlçe yapılmasına ilişkin tasarı hazırlanarak meclise sunulmadan önce komisyonda tartışılmıştır.
Şunu da belirtmek gerekir ki ; Kırşehir'in ilçe yapılmasına karşı çıkan çok sayıda Demokrat Partili Milletvekili de olmuştur.
Ancak karar tepede alındığı için DP'li milletvekillerinin itirazı da dikkate alınmamıştır.
Komisyonda , söz konusu kararın nasıl bir felakete yol açacağı ve insanların nasıl mağdur olacağı tek tek anlatılmıştır ancak çoğunluğun DP'de olması nedeniyle tasarı komisyondan geçerek meclise havale edilmiştir.
Mecliste kararın görüşüldüğü 30 Haziran 1954 tarihte genel kurulda söz alan Osman Bölükbaşı, söz konusu kararın yanlış olduğunu tek tek gerekçeleriyle birlikte açıkladı ve DP'nin meşru sınırdan çıkarak Kırşehir'i ve Türk Demokrasisini hedef alan bir intikam duygusuyla hareket ettiğini belirtti ve ''bundan sonra ülkede seçim ve siyaset güvenliği yoktur'' dedi.
Söz alan Başbakan Adnan Menderes ise olayı facia olarak niteleyenlere ''o zaman ülkedeki diğer bütün ilçeler facia içindeler'' tabirini kullandı.
Osman Bölükbaşı ise Menderes'in konuşması sırasında araya girerek ,'' Vilayeti kaldırdınız.Bizi de kaldırın da zulmünüz tam olsun'' sözlerini sarfetti.
Her ne kadar söz konusu kararın coğrafik ve ekonomik nedenlerle alındığını belirtse de Adnan Menderes, '' ‘Siyasi amaçların da olduğunu kabul etmek yerinde olur.Kırşehir’in siyasi yapısı itibariyle anormallik gösterdiği inkar edilemez.Türkiye’nin hiçbir ilinde yüzde 3’ten fazla oy alamayan bir partiye mensup milletvekilinin (Osman Bölükbaşı’nı kastediyor) Kırşehir’de yürüttüğü her türlü dolambaçlı siyaset ortadadır. Kırşehir Halkı, milletvekilleri tarafından yoldan çıkarılmıştır.Bu durumda siyasi tedbir almamız zorunluluk haline gelmiştir’ sözleriyle aslında bu kararın tamamen siyasi nedenlerle alındığını ortaya koyuyordu.
TBMM'de yapılan oylamada 259 kabul oyuna karşılık 39 ret oyuyla tasarı, 30 Haziran 1954 tarihinde kabul edilmiş ve 20 Temmuz 1954 tarihinde ise uygulamaya konulmuştur.
Tasarıyla CMP ile beraber CHP ve DP'li bazı milletvekilleri ret oyu vermiştir.
Karar Kırşehir'de büyük travma yaratmıştır.
O dönemde yaşanılanları aktaran Hayri Çopuroğlu , Kırşehir'deki resmi kurumların Nevşehir'e taşınmasını, bir savaş yağması olarak nitelendirmiştir.
Kırşehir'de insanlar siyasetten nefret eder hale gelmiştir.
Kırşehir sadece ilçe yapılmamıştır ayrıca o dönemde planlanan birçok devlet yatırımından da mahrum bırakılmıştır.
Adnan Menderes 2 yıl sonra 1957'de yapılacak seçimler öncesinde Kırşehir'i il yapsa da Hacıbektaş, Hamamorta (Kozaklı) ve Avanos gibi ilçeler Nevşehir'de bırakılmıştır.
1957'deki seçimlerde Demokrat Parti'nin oyları iyice düşmüş ve CMP'nin oyları da artmıştır.
Yani Demokrat Parti'nin cezalandırmaya yönelik yaklaşımı, ters tepmiştir.
1954 yılında Kırşehir’de yüzde 30,8 olan DP’nin oyu yüzde 25,4’e düşerken; 1954 seçimlerinde yüzde 43,5 olan CMP’nin oyları yüzde 63,1’e yükselmiştir.
Bununla birlikte Nevşehir’de CMP’nin yüzde 28,9 oy aldığını; DP’nin ise aynı ilde yüzde 42,4 oy oranına sahip olduğunu hatırlatmak gerekir.
Tabi Nevşehir'deki bu tabloda Hacıbekta, Avanos ve Kozaklı ilçelerinin verdiği oylar da etkili olmuştur.
Adnan Menderes, yassıadada yargılandığı sırada Kırşehir'in ilçe yapılmasını ''büyük bir hata'' olarak nitelendirmiştir.
Menderes her ne kadar olayı ''büyük bir hata'' olarak nitelendirse de sonraki tarihlerde ne yazık ki bu büyük hata hala telafi edilememiştir.
Aksine DP'nin uyguladığı politika devam ettirilircesine Kırşehir, önemli kamu yatırımlarından mahrum bırakılmaya devam edilmiştir.
Sadece Petlas, o tarihte telafi adına atılan bir adımdır.
Petlas'ın günümüzde ülke ekonomisine nasıl katkıda bulunduğu ise ortadadır.
Ancak bulunduğu konum itibariyle ülkenin ''kavşak noktası'' olan Kırşehir'in, hakettiği yatırımları alması gerekmektedir.
Ayrıca kendisinden koparılan Hacıbektaş , Avanos ve Kozaklı ilçelerinde de bir halk oylamasına gidilmesi gerekiyor.
Bunun için Kırşehir kamuoyunun tıpkı o tarihte olduğu gibi top yekün bir şekilde hakkını araması bekleniyor.
Umuyorum, birgün bu fark edilir ve hala devam eden bu büyük hatadan ve faciadan dönülmüş olur.
Ömer Duran
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.