Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 11 ilde büyük yıkım ve can kaybına neden olan deprem felaketine değinen Başkan Ekicioğlu, ''Ülkemizde Dünya tarihindeki en şiddetli depremlerden birisi meydana geldi.Maalesef Türkiye buna hazırlıksız yakalandı.Bilim adamlarının yıllardır bu konuyla ilgili uyarılarına rağmen ne yerel yönetimler ne de merkezi idare bu yönde bir tedbir almadı.Burada sorumluluk hepimize ait.Bu eksikliklerin kaynağını şeffaf bir şekilde tespit etmemiz gerekir.Bazı meselelerin siyasi olarak üzerini örtmeye hiç gerek yok.Bu şuan ortaya çıkmış bir sorun değil; yılların birikimiyle ortaya çıkan sonuç bu.70’li yıllardan itibaren sanayide işgücü olarak kullanmak için  köylerdeki nüfusu kentlere geçirmemiz ile birlikte barınma sorunu ortaya çıktı.Hiçbir yönetici ise bu sorunun üzerine gerçek manada eğilmedi.Ucuz işgücü olarak gördükleri köylülerin şehirlere göç etmesine göz yumdular. Bu insanlar ise barınma ihtiyaçlarını karşılayabilmek için hazine arazilerini işgal ederek gecekondular inşa ettiler.Bu insanları sınıf bilincini geliştirerek planlı bir şekilde kentli olarak adapte etseydik hem işçi sınıfı bilinçli olurdu hem de canlarımız bu enkazın altında kalmazdı. Bundan sonraki süreç ise amatörce gelişti.Bilimi dışladık ve bilime inanmadık, bilimi Türkiye’nin gelişmesinin önündeki engel olarak gördük.   ''MERKEZİ HÜKÜMET VE YEREL YÖNETİMLER, BU SORUNUN ÜSTESİNDEN BİRLİKTE HAREKET EDEREK GELEBİLİR'' Türkiye ekonomisinin büyük bir bölümünü oluşturan sanayi kuruluşlarının İstanbul ve İzmit Körfezi etrafında yoğunlaştığını belirten Başkan Ekicioğlu, ''Allah göstermesin, burada bu büyüklükte bir deprem meydana gelse bunu kaldıracak güçte değiliz.Hem nüfus hem de ekonomik olarak büyük kayıplar veririz.Özellikle İstanbul’daki üretim üsleri ve yaşam alanlarını Anadolu’ya kaydırmamız gerekiyor.Türkiye ekonomisinin yüzde 15’ini oluşturan depremin meydana geldiği illerde de benzer şekilde kentleşme ve sanayileşme uygulamalarına gidildiği için böylesi bir acı bilanço ile karşı karşıya kaldık.Buralardaki barınma sorunu tabi ki çözülecek, buralardaki sanayiye de tarıma da tekrar destek verilecek ama bütün bunlar bilimin ışığında yapılmalı.Aksi halde uzun vadede tekrar benzer durumlarla karşı karşıya kalırız.Burada merkezi hükümet, yerel yönetimlerle birlikte hareket ederek imar mevzuatı ve kentsel dönüşümler de dahil olmak üzere bu sorunu hep beraber çözmemiz gerekiyor'' sözlerini kaydetti.   ''50-60 YILLIK BİNALARDA KOROZYON VAR'' Kırşehir, deprem bölgesinde yer almayan bir il olmasına rağmen kendi havzasında 3. ve 4. Derece deprem riski taşıdığını belirten Ekicioğlu, ''  Yapılaşma, kentleşme ve şehirleşme anlamında Kırşehir, çevresindeki illere ve metropellere nazaran son 30-40 yıllık süreçte daha sağlıklı bir işleyiş gerçekleştirdi.Ancak bu yeterli değil çünkü kendi belediye binamız da dahil olmak üzere kentimizde çok sayıda eski bina bulunuyor.Özellikle şehrimizde 50-60 yıldır kullanılan binaların korozyona uğradığı gerçeği var.Bu binaların tekrar depreme dayanıklı hale getirilmesi ya da farklı yerlere taşınması hepimizin görevi.Bu binaları deprem olmasa bile acilen kentsel dönüşüme dahil etmemiz gerekiyor.Ancak bu binalarda oturan vatandaşların, öncelikli olarak barınma sorununu çözmemiz gerekiyor.Bunun için de merkezi hükümet ve yerel yönetimlerin işbirliğine gitmesi gerekiyor.Kırşehir’in bu dönüşüme hem kültürel hem de bilinç düzeyi noktasında hazır olduğunu düşünüyorum.İlerleyen süreçte bununla ilgili atacağımız adımları basın mensupları aracılığıyla kamuoyu ile de paylaşacağız’’ diye konuştu.   ''KIRŞEHİR'E DEPREM BÖLGESİNDEN VE İSTANBUL'DAN TALEPLER GELMEYE BAŞLADI'' Bilim adamlarının deprem sonrası Kırşehir'i de içine alan bölge ile ilgili açıklamalarına ilişkin değerlendirmede bulunan Başkan Ekicioğlu, '' Bu depremden sonra hem deprem bölgesinden hem de İstanbul’daki yatırımcılardan talepler gelmeye başladı..Özellikle gıda ve tekstil sektöründen ciddi bir talep var.Kırşehir’de yatırım yapmak isteyenler var ama Kırşehir özellikle OSB olarak buna hazır değil.OSB’nin genişlemesi ve büyümesi noktasında gereken adımlar bir türlü atılamadı.Ya siyasi olarak güçleri yetmedi ya da yeterli kaynakları olmadı. Şu an OSB’de yeteri kadar yerimiz olsa çok sayıda yatırımcıyı ilimize çekme imkanımız var.Sadece deprem bölgesinden değil İstanbul gibi büyük deprem riski taşıyan yerlerden de gelenler var.Örneğin gıda sektöründe faaliyet gösteren bir İstanbul firması bize ulaştı.Teşvik kapsamında olduğu için Organize Sanayi Bölgesinde 40 dönüm alan üzerinde 500 kişinin istihdam edileceği bir tesis kurmak istiyor ama yer yok.OSB dışındaki alanlarda yatırım yapabilmesi için Valilikle de görüşerek bu noktaların tespit edilip gerekli alt yapı çalışmalarının gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bu nedenle OSB’nin bir an önce genişlemesi ve iktidarı ile muhalefetiyle bu yatırımcıları buraya çekmemiz gerekiyor.Şayet bunu gerçekleştirmek için merkezi hükümette gereken kaynak yoksa Kırşehir Belediyesi olarak istimlak işlemlerini gerçekleştirmeye her zaman hazırız. Kırşehir’e yatırım yapmak isteyen yatırımcılar için hali hazırda OSB’de ve Kırşehir Belediyesi’nde küçük yerler var.Biz de üretim yatırımları gerçekleştiriyoruz, sanayiciye yatırım yapmaya her zaman hazırız.Yatırımcıların acil yer ihtiyacı varsa , OSB dışında yerler istiyorlarsa kendi yerlerimizi tahsis etmeye her zaman hazırız’’ ifadelerine yer verdi.