CHP İl Başkanı Baran Genç, partisinin il binası önünde masanın üzerine çıkarak kendisini desteklemek için gelenlere hitap etti.Açıklamasında CHP'nin bir siyaset okulu oluğunu belirten Genç,  Ben bu okulda çok şey öğrendim. Şimdi ise bu öğrendiklerimi uygulamak, sizi hakkıyla temsil etmek, inisiyatif alan bir temsilciniz olmak için yola çıktım.Bu, benim hikayem değil, bu beni yetiştirenlerin, bana inananların, bana yol açanların hikayesi...Ben istiyorum ki bu hikaye, bu döngü hep böyle sürsün. İçimizdeki gençler yarın bu partiyi, bu şehri, bu ülkeyi yönetme umudu ve azmi ile siyaset yapsın. Onların içindeki azmi hiç yok etmeyelim; onlar bu uğurda kararlı bir şekilde yürüsünler'' dedi.     Milletvekilliği aday adaylığı sürecinin sonucunun nereye varacağını bilmediğini ve bazı şeylerin kısmet olduğunu belirten Genç, sonuç ne olursa olsun tekrar il başkanlığı'na dönmeyeceğini ifade ederek '' Bu makamları hakkıyla temsil edecek binlerce insanımız var. Koltuklar bize ömür boyu zimmetli değil; bu partide görev alacaklara, değişime  yol açmak benim için de görevdir'' sözlerine yer verdi.     Bizim açıklamamızı mutlulukla takip edenler olduğu gibi, endişeyle takip edenler de var'' diyen Genç konuşmasında şu ifadelere yer verdi ;   Buradan hep birlikte bizi endişeyle takip edenlere selam gönderelim ki onları unuttuğumuzu düşünmesinler. Merak etmesinler; onları ve yaptıkları hiçbir şeyi unutmadık.   Eski valilik binasını bir oldubittiye getirip vakıf yurduna dönüştürmek isteyenlere selam olsun. O inşaatın önünde çok bekledik, açıklamalar yaptık. Gücümüzü gördüler ve geri adım attılar; çünkü biz halkız, biz haklıyız!   Kırşehir Belediyesini kaybettik diye yatırımlara engel olan, sözüm ona şehri cezalanadıranlara selam olsun! Sandık yine geliyor; kimin kime ceza keseceğini sandıkta göreceğiz.   Ceza deyince bizim hafızalarımız canlıdır. Altan Öymen’in deyimiyle 1950’lerin “öfkeli yıllar”ında bedeller ödemiş bir şehiriz.   Bir yanlışı düzeltmenin vakti de çoktan geldi. Biz Hacıbektaş ilçemizi  çok özledik. Onlar da bizi, Kırşehir’i çok özledi. Yılların özlemini dindirmek, Hacıbektaşlıların dileğini yerine getirmek de bize nasip olacak inşallah. İktidarımızda referandum yapacağız, halk ne diyorsa o olacak.   Tren yolu yapacağız deyip elektrik direklerinin önünde, tarlalarda boy boy fotoğraf çektirenler; Kırşehir’e getiremedikleri hızlı trenin açılışına Kayseri’ye gidenler; size de selam olsun!   Devlet hastanesinin yerini yılan hikayesine çevirenlere, bu güzelim yeri  rant kavgalarına kurban edenlere de selam olsun!   ***   Çoğunuzun, okula giden evladı var. Ben de bir babayım. Genel başkanımız, iktidarımızda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek dedi. Bu, öylesine söylenmiş bir söz değil.   Bugün çocuklar okuldan da aç geliyor. Çocuklar bu pahalılıkta beslenemiyor, kantinler ateş pahası...   Anne-babalar çocuklarına beslenmeleri için yeterli harçlık veremiyor, güçleri yetmiyor. Bir anne baba için bu durum gerçekten çok acı...   Çok mu zor bu çocuklara ücretsiz yemek dağıtmak, sağlıklı beslenmelerini sağlamak?   Ne demişlerdi iktidara gelirken? Biz hortumları keseceğiz, hortumculardan alıp halka vereceğiz demişlerdi. Sözüm ona hortumları kestiler. Kestiler ama bu kaynağı halka aktarmadılar, yeni türeyen zenginler bu hortumları ellerine alıp servetlerine servet kattı.   Siyaseti halk için değil, yeni zenginler türetmek için araç edenlere de selam olsun!   ***   Ben Ankara’ya, sizin bütün selamlarınızı bizzat iletmeye gideceğim. Kırşehir’in dertlerini, sıkıntılarını, insanımızın hak ettiklerini gür sesle dile getirmeye gideceğim.   Hani maliye bakanı, biraz uyuyun uyanın her şey düzelecek diyor ya... Evet, düzelecek; çünkü biz iktidar olacağız.   Yeter bu halkı uyuttuğunuz! Biz sandıklarla güzel bir ülkeye uyanacağız.   Ben de iktidar milletvekili olarak bana açtığınız gönlünüzün sorumluluğunu üstlenecek; bu güzel şehri sizler adına temsil edeceğim.   İktidarımızda bana durmak, uyumak yok. Vekiliniz olarak, hükümet bana hangi görevi verirse layıkıyla yapacak; sizin başınızı öne eğdirmeyeceğim.   Biz Ankara’ya kavgaya gitmiyoruz. Bizim kavgamız ekmek kavgası...   Bizim kavgamız bu şehri ihmal edenlerle, bizim kavgamız rantiyecilerle, bizim kavgamız çocuklarımızın kursağından geçirilmeyen lokmaları elinde tutanlarla...   ***   Ekonomik zorluklarla kavrulan, belirsizlikle boğuşan, çocuğunun geleceğinden, yarınından endişe eden ve bu haksızlıkların hiçbirini hak etmeyen kadim şehrimin emektar insanları; ben sizin niye burada olduğunuzu biliyorum.   Siz, bize umut bağladınız. Bu kardeşinizi meclise göndererek, bizi iktidar yaparak bu dertlerden kurtulmak istiyorsunuz.   Tarım ve hayvancılıkta politikasızlığın Kırşehir’imizde nelere mal olduğunu en iyi bilenlerdenim. Mandırasına hayvan koyamayan, damızlık hayvanını kesime gönderen, tarlasına gübre atamayan insanlar bizim insanlarımız...   Sekiz on ay boyunca beslediğiniz danayı kendi ellerinizle zararına kestirmenin ne demek olduğunu ben biliyorum.   Çiftçimiz mutsuz... Tarlasını ekse olmuyor, ekmese omuyor.   Haberlere bakarsanız her şey güllük gülistanlık! Çiftçiye para yağıyor; ürünü para ediyor, destekleme paraları zamanında ödeniyor, gübre, mazot desteği üst seviyede... Peki, gerçek öyle mi? Gerçeğin öyle olmadığını ne yazık ki hepimiz biliyoruz.   Alım gücü diye bir şey kalmadı. Artık insanlar ev, araba sahibi olmayı bırakın, bunların hayalini bile kuramaz oldu.   Bizim kitabımızda enseyi karartmak yok. Genel Başkan’ımız 2019 seçimleri öncesinde İstanbul’u, Ankara’yı, Antalya’yı, Adana’yı, Kırşehir’i ve başka birçok belediyeyi kazanacağız dediğinde gülümsemişlerdi. Ama hepsi gerçekleşti. Yetmedi, İstanbul’u ikinci kez kazandık. Zaten bugünkü sancının nedeni de o.   Ve şimdi huzurlarınızda diyorum ki 2019’da nasıl Kırşehir’de ve Türkiye’de büyük değişimi gerçekleştirip yerel yönetimlerde iktidar olduysak şimdi de 2023’te genelde iktidar olacağız ve bu Şeref Baran Genç kardeşiniz, sizi iktidar milletvekili olarak arkadaşlarıyla birlikte gururla temsil edecek.   Ve bir şey daha söyleyeyim; siz beni Ankara’ya yalnız göndermeyeceksiniz, ondan da eminim.