Hacı Bektaş-ı Veli-Yunus Emre Menkıbesi

KÜLTÜR 19.06.2022 - 16:51, Güncelleme: 21.04.2024 - 12:42
 

Hacı Bektaş-ı Veli-Yunus Emre Menkıbesi

Yunus Emre'nin mezarının nerede olduğu tartışması şüphesiz gereksizdir çünkü o Türk Milleti'nin gönlünde metfundur.Ancak Hacı Bektaş-ı Veli Vilayetnamesinde anlatılan menkıbe üzerinde yapılan araştırmalar Yunus Emre'nin Kırşehir-Aksaray sınırında bulunan Ulupınar Köyü sınırları içerisindeki Sivrihisar olarak adlandırılan ziyarettepe'de yattığını ortaya koymaktadır.

Eskişehir ile Karaman, Yunus Emre’nin mezarının bulunduğu yer olarak kabul edilmiştir.Ancak Hacı Bektaş-ı Veli Vilayetnamesinde adı geçen Sivrihisar, Eskişehir'e bağlı ilçenin adı değil Kırşehir-Aksaray sınırında bulunan tepenin ve üzerinde bulunan kalenin adıdır.Zira tepe her yere hakim bir noktadadır.Vilayetname'de Yunus Emre'nin Sivrihisar'ın kuzeyindeki bir köyde yaşadığını belirtmiştir.Bu köy ise kuvvetle muhtemel Ulupınar Köyü'dür çünkü tepenin hemen kuzeyinde bulunmaktadır.Yunus Emre ve Hacı Bektaş-ı Veli arasında geçen ''Nefes ve Buğday'' hikayesinin anlatıldığı şekliyle imkanlar bakımından ancak yine bu bölgede gerçekleşebileceğini bilmek gerekir.Çünkü Hacıbektaş ve Yunus Emre'nin yaşadığı yer arasındaki mesafe kuş uçuşu 32 kilometre olduğu değerlendirilirse Yunus Emre'nin Eskişehir'e ya da Karaman'a buğday için gidemeyeceği açıktır.Ayrıca Yunus Emre'nin hocası Tapduk Emre de Aksaray sınırları içerisindeki Taptuk Köyü'nde metfundur.Aslına bakılırsa birbirinin ardılı olan Ahi Evran-ı Veli, Hacı Bektaş-ı Veli ve Yunus Emre'nin yaşadığı yerlerin kuş uçuşu mesafeleri de aynıdır. İŞTE HACI BEKTAŞ-I VELİ VİLAYETNMESİ'NDE ANLATILAN O MENKIBE : Sivrihisar’ın kuzeyinde o diyarda bir köy vardır. Orada Yunus isminde rençberlikle geçinen fakir bir adam vardır. Yunus zar zor geçimini sağlar. Bir sene kıtlık olur. Birçok keramet ve iyiliklerini duyduğu Hacı Bektaş-ı Veli’ye gidip yardım istemeyi düşünür. Öküzünün üstüne bir miktar alıç koyup dergâha gider. Dergâha ulaşıp pirin mübarek ayağına yüz sürerek hediyesini verir ve kendisine bir miktar buğday verilmesini ister. Hacı Bektaş-ı Veli kabul edip onu birkaç gün dergâhta misafir eder. Yunus bir iki gün kaldıktan sonra geri dönmek için acele eder. Dervişler Pîr’e Yunus’un gitme isteğini bildirirler. Hazret, o cana söyleyin “Cana muradı mı erişsin, yoksa tohum mu?” diye buyurur. Dervişler o fakire emri söylerler. Yunus “Ben hor görülmüşe buğday gerektir” der. Cevabı işiten Hacı Bektaş-ı Veli mananın ihsanına riayet gösterip “O alıcın her tanesi için nefes vereyim; sinesi nurla dolsun” der. Pirin sözlerini ona anlatırlar. Yunus “Aç  birinin karnı nefesle doymaz, ben açım bana buğday gerektir, bana hepsinden o daha sevimlidir” cevabını verir. Hünkâr, “Her çekirdeğinin sayısınca on nefes vereyim, değer versin” diye buyurur. Yunus yine tohumundan vazgeçmez, sonunda buğdayını alıp yola çıkar. Yunus dergâhtan çıkıp biraz gittikten sonra düşünüp taşınır ve işlediği hatanın büyüklüğünü anlar. Pişman olup dergâha geri döner ve kendisine yardım edilmesini ister. O vakit Hacı Bektaş, “Biz şimdi o kilidin anahtarını, Tapduk’a verdik” dedikten sonra “şayet sadık ve istekliyse gidip nasibini ondan alsın” şeklinde buyurur. Bu emri ona bildirdiklerinde, Yunus ister istemez Tapduk Emre’nin yanına gider. Tapduk, “burada hizmet et, nasibin erenlerden himmet olsun” der. Yunus, Tapduk Emre’nin tekkesine hizmet etmeye başlar. Yunus, tekkeye odun çeker, bunu kuru odunları sırtına yükleyerek yapar. Yaş ağaç kesmez, eğri odun getirmez. Yunus’un Şeyhine taşıdığı odunların içinde hiç eğrisi bulunmaması Tapduk’un gözünden kaçmaz. Sonra Yunus’a odunluktaki odunları gösterir: ”A Yunus, der. Bakıyorum, dağdan kestiğin odunların hepsi kuru, hepsi düz. Meraklandım. Acaba Ormanda hiç eğri odun yok mu?” Yunus Gülümser. tatlı tatlı, içten içe bir gülüş. Vereceği cevabı ne düşünmüş ne de hazırlamıştı. Öylece, dudaklarına geldiği gibi söyleyiverdi: “Ormanda eğri odun var olmasına var amma, Senin dergahından içeri odunun bile eğrisi giremez, efendim.” Ömer Duran      
Yunus Emre'nin mezarının nerede olduğu tartışması şüphesiz gereksizdir çünkü o Türk Milleti'nin gönlünde metfundur.Ancak Hacı Bektaş-ı Veli Vilayetnamesinde anlatılan menkıbe üzerinde yapılan araştırmalar Yunus Emre'nin Kırşehir-Aksaray sınırında bulunan Ulupınar Köyü sınırları içerisindeki Sivrihisar olarak adlandırılan ziyarettepe'de yattığını ortaya koymaktadır.

Eskişehir ile Karaman, Yunus Emre’nin mezarının bulunduğu yer olarak kabul edilmiştir.Ancak Hacı Bektaş-ı Veli Vilayetnamesinde adı geçen Sivrihisar, Eskişehir'e bağlı ilçenin adı değil Kırşehir-Aksaray sınırında bulunan tepenin ve üzerinde bulunan kalenin adıdır.Zira tepe her yere hakim bir noktadadır.Vilayetname'de Yunus Emre'nin Sivrihisar'ın kuzeyindeki bir köyde yaşadığını belirtmiştir.Bu köy ise kuvvetle muhtemel Ulupınar Köyü'dür çünkü tepenin hemen kuzeyinde bulunmaktadır.Yunus Emre ve Hacı Bektaş-ı Veli arasında geçen ''Nefes ve Buğday'' hikayesinin anlatıldığı şekliyle imkanlar bakımından ancak yine bu bölgede gerçekleşebileceğini bilmek gerekir.Çünkü Hacıbektaş ve Yunus Emre'nin yaşadığı yer arasındaki mesafe kuş uçuşu 32 kilometre olduğu değerlendirilirse Yunus Emre'nin Eskişehir'e ya da Karaman'a buğday için gidemeyeceği açıktır.Ayrıca Yunus Emre'nin hocası Tapduk Emre de Aksaray sınırları içerisindeki Taptuk Köyü'nde metfundur.Aslına bakılırsa birbirinin ardılı olan Ahi Evran-ı Veli, Hacı Bektaş-ı Veli ve Yunus Emre'nin yaşadığı yerlerin kuş uçuşu mesafeleri de aynıdır.


İŞTE HACI BEKTAŞ-I VELİ VİLAYETNMESİ'NDE ANLATILAN O MENKIBE :


Sivrihisar’ın kuzeyinde o diyarda bir köy vardır. Orada Yunus isminde rençberlikle geçinen fakir bir adam vardır. Yunus zar zor geçimini sağlar. Bir sene kıtlık olur. Birçok keramet ve iyiliklerini duyduğu Hacı Bektaş-ı Veli’ye gidip yardım istemeyi düşünür. Öküzünün üstüne bir miktar alıç koyup dergâha gider. Dergâha ulaşıp pirin mübarek ayağına yüz sürerek hediyesini verir ve kendisine bir miktar buğday verilmesini ister. Hacı Bektaş-ı Veli kabul edip onu birkaç gün dergâhta misafir eder. Yunus bir iki gün kaldıktan sonra geri dönmek için acele eder. Dervişler Pîr’e Yunus’un gitme isteğini bildirirler. Hazret, o cana söyleyin “Cana muradı mı erişsin, yoksa tohum mu?” diye buyurur. Dervişler o fakire emri söylerler. Yunus “Ben hor görülmüşe buğday gerektir” der. Cevabı işiten Hacı Bektaş-ı Veli mananın ihsanına riayet gösterip “O alıcın her tanesi için nefes vereyim; sinesi nurla dolsun” der. Pirin sözlerini ona anlatırlar. Yunus “Aç  birinin karnı nefesle doymaz, ben açım bana buğday gerektir, bana hepsinden o daha sevimlidir” cevabını verir. Hünkâr, “Her çekirdeğinin sayısınca on nefes vereyim, değer versin” diye buyurur. Yunus yine tohumundan vazgeçmez, sonunda buğdayını alıp yola çıkar. Yunus dergâhtan çıkıp biraz gittikten sonra düşünüp taşınır ve işlediği hatanın büyüklüğünü anlar. Pişman olup dergâha geri döner ve kendisine yardım edilmesini ister. O vakit Hacı Bektaş, “Biz şimdi o kilidin anahtarını, Tapduk’a verdik” dedikten sonra “şayet sadık ve istekliyse gidip nasibini ondan alsın” şeklinde buyurur.

Bu emri ona bildirdiklerinde, Yunus ister istemez Tapduk Emre’nin yanına gider. Tapduk, “burada hizmet et, nasibin erenlerden himmet olsun” der. Yunus, Tapduk Emre’nin tekkesine hizmet etmeye başlar. Yunus, tekkeye odun çeker, bunu kuru odunları sırtına yükleyerek yapar. Yaş ağaç kesmez, eğri odun getirmez.
Yunus’un Şeyhine taşıdığı odunların içinde hiç eğrisi bulunmaması Tapduk’un gözünden kaçmaz.
Sonra Yunus’a odunluktaki odunları gösterir: ”A Yunus, der. Bakıyorum, dağdan kestiğin odunların hepsi kuru, hepsi düz. Meraklandım. Acaba Ormanda hiç eğri odun yok mu?” Yunus Gülümser. tatlı tatlı, içten içe bir gülüş. Vereceği cevabı ne düşünmüş ne de hazırlamıştı. Öylece, dudaklarına geldiği gibi söyleyiverdi: “Ormanda eğri odun var olmasına var amma, Senin dergahından içeri odunun bile eğrisi giremez, efendim.”

Ömer Duran

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.