Gök Kubbede Kalan (Na)Hoş Sedalar! - Çözüm Süreci 3

GÜNDEM 03.03.2021 - 11:41, Güncelleme: 05.05.2023 - 17:12
 

Gök Kubbede Kalan (Na)Hoş Sedalar! - Çözüm Süreci 3

Çözüm süreci yıllarının izini yazı dizimizin bu bölümü ile de hep beraber sürerken hafızamızda yeniden canlanan olayları elbette öfkeyle anımsayanların yanında, o dönem sanki hiç yaşanmamış gibi hatırlamakta gerçekten zorlananların da, inkâr ya da belki de utanç ile (siyasi nedenlerle o dönem iktidarın çözüm süreci politikalarını canhıraş alkışlayıp desteklemiş olmaları nedeniyle) kendisini unutmaya zorlayanların da varlığını tahmin edebiliyorum. Derler ya, “Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür”. Yani insan hafızasının sakatlığıdır unutkanlık. Bazı okurlarım “bu kadar kısa sürede bunca şeyi ne çabuk unutmuşuz” diyerek şaşkınlıklarını ifade ederlerken, ülkücü cenahtaki bir kesimin ise “işte tüm bunları yapan Ak Parti bugün MHP sayesinde doğru yolu buldu” diyerek farklı bir bakış açısı ile yorumlayarak MHP tabanında halen yeterli kabul görmeyen cumhur ittifakını haklı çıkarma gerekçesi oluşturduklarını da görüyoruz. Bu çalışmada sayısız haber taraması yaparken beni en çok etkileyen olgulardan birisi de süreci topluma kabul ettirme çabası sırasında sürecin önde gelen aktörlerinin (siyasetçisi, gazetecisi, yazarı, sanatçısı… v.s.) o dönemde yapmış oldukları açıklamaların ne kadar uç noktalarda olabileceklerini gösterip, bugün ise değişen politikaları nedeniyle nasıl bu kadar milliyetçi beyanatlar verebilecek bir değişim/dönüşüm sergileyebildikleri olmuştur. O dönemde pek çok tanınmış isimin, hatta iktidardaki bir kısım isimlerin dahi cani terörist başı Apo’ya saygınlık kazandırma yarışına girdiklerini çoğumuz adeta kâbus gibi hatırlıyoruz. Bu nedenle yazı dizisinin bu haftaki bölümünde çözüm süreci yıllarında yapılmış konuşma ve basın açıklamalarından bir seçkiyi yorumsuz bir şekilde derleme yapmayı uygun gördüm. Denildiği gibi, madem insan hafızası unutkanlıkla malül, o halde tedavisi de sıkça geçmişi hatırlamak olmalıdır. Gök kubbede kalan sedalar elbette her zaman hoş olmayabilirler, bu yüzden kulaklarımız yeri geldiğinde nahoş sedalara da kabarabilmelidir ki zihnimiz uyanık kalsın, eğriyi doğruyu ayırt edebilelim. Bu arada hakikaten enteresan denilebilecek şeylerden birisi de, aşağıdaki seçkilerdeki beyanların bir kısım sahiplerinin bugün hala üst düzey görevlerde çalışıyor olmaları, bazılarının televizyonlarda tartışma programlarında görüşleri ile hala topluma hala yön vermeye çalışıyor olmalarıdır. Rahmetli Süleyman Demirel’in meşhur klişe sözü “Dün dündür, bugün bugündür” anlayışının örneklerini ülkemizde bilhassa siyaset arenasında sıkça görmekten geri kalmıyoruz!   "Artık Sayın Öcalan demek suç olmaktan çıktı. PKK'nın kendine ait bayrağını elinde taşımak, Öcalan posterini elinde taşımak suç olmaktan çıktı. Hatta Türkiye'nin sistemi böyle olmalıdır, eyaletler, demokratik özerklik... demek, bunların hiç biri artık suç değil. Geçmişte bu suçlamalarla cezaevinde yatanların hepsi çıktı. Düşüncelerini açıklamaktan dolayı ceza alan kim varsa cezalarını erteledik. Artık bundan dolayı da dava açılmayacak."    Bülent ARINÇ ( Başbakan yardımcılığı, meclis başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyelikleri yaptı.)   10 Ocak 2012, Cuma İçten – AKP eski milletvekili: “Dağda olan çocuklar bizim çocuklarımız. PKK’ya katılan çocuklar benim canım, ciğerim.”… “Türkiye, Irak’ta Kürdistan kurulmasını desteklemeli.” (Aknews Haber Ajansı)   1 Ekim 2012, Galip Ensarioğlu - AKP eski milletvekili: “Yerel yönetimlerin güçlendirildiği bir modelde PKK seçime girsin ve seçilsin. Seçilerek gelsin.” (Taraf Gazetesi, Neşe Düzel Röportajından)   26 Ocak 2013, Sadullah Ergin - Adalet eski Bakanı: “Öcalan bölgenin reel politiğini sağlıklı değerlendiriyor” (CNN Türk, Eğrisi Doğrusu programı)   28 Haziran 2013, Abdurrahim Boynukalın – AKP eski milletvekili: “Barışı ne uğruna harcamak istiyorsunuz? En azından Abdullah Öcalan kadar ilkeli olun.” (Twitter mesajı)   18 Temmuz 2013, Yiğit Bulut – Cumhurbaşkanı Danışmanı: “Abdullah Öcalan, Ortadoğu’da Türkiye’nin önünü açıyor.” (A Haber, Deşifre Programı)   19 Temmuz 2013, Yasin Aktay - AKP Genel Başkan Yardımcısı: “Öcalan dünyanın geleceğini iyi okuyor.” (Taraf Gazetesi)   31 Ocak 2014, Mehmet Metiner - AKP eski milletvekili: “Öcalan, Türkiye’nin demokrasisine katkı sağlıyor. Biz KCK’yı paralel devlet olarak görmüyoruz.”   22 Mart 2014, Bülent Arınç - Başbakan eski Yardımcısı: “Benim şahsıma bu zulümler yapılsaydı ben de belki dağa çıkmayı düşünürdüm.”   17 Nisan 2014, Mehmet Metiner, AKP eski milletvekili: “Bağımsız bir Kürdistan için silah kullanabilirsiniz. “   6 Haziran 2014, Beşir Atalay – Başbakan eski Yardımcısı: “Öcalan’ın düşünceleri bizim de düşüncelerimiz. Biz aslında devleti, kurumları kendisiyle hesaplaştırdık.”   7 Haziran 2014, Efkan Ala - İçişleri eski Bakanı: “PKK ile AKP doğrudan görüşüyor.”   18 Haziran 2014, Orhan Miroğlu, AKP eski milletvekili: “PKK bir terör örgütü değildir. PKK kendi topraklarında, belli bir politik programı hayata geçirmeye çalışan bir politik harekettir” (Ülke TV, Bıçak Sırtı Programı)   5 Ağustos 2014, Beşir Atalay – Başbakan eski Yardımcısı: “Öcalan ile direkt diyaloğumuz var”   24 Kasım 2014, Bülent Arınç - Başbakan eski Yardımcısı: “(HDP’ye) Öcalan’ı zor duruma düşürdüğünüzü bilmiyorsunuz. Siz kimin sözcülüğünü yapıyorsunuz da Öcalan’ı itibarsız hale getirmek istiyorsunuz?” (Bakanlar Kurulu sonrası açıklama)   3 Aralık 2014, Etyen Mahcupyan – Başbakan eski Danışmanı: “İdeolojik olarak gerçekten bir rehber. Öcalan’ın çok geniş bir prestij alanı var. O dünya çapında bir problemin taşıyıcısı, lideri. Abdullah Öcalan’a bir şey verilmesine gerek yok, o alıyor zaten. Kendisini karizmatik hale getiriyor.” (NTV)   16 Haziran 2015, Selçuk Özdağ – AKP eski Genel Başkan Yardımcısı: “Çözüm süreci PKK ve HDP’yi büyüten, devlete güvenenleri yalnızlaştırıp terör örgütünün kucağına iten, sonuçları ortaya çıkınca da yanlışları izale edilmeyen bir sürece dönüştü. Barışı sağlamak için her türlü örgütsel faaliyete göz yumuldu. Örgüt hiçbir sözünü yerine getirmedi.” (Gazete Vahdet’te yazdığı köşe yazısından)   3 Ağustos 2015, Bülent Arınç – Başbakan eski Yardımcısı: “Silah zaten ellerinden hiç düşmemişti. Biz kendimiz aldanmadık. Her şeyden haberimiz vardı. Ama 78 milyonun hatırına, Türkiye’nin hatırına bir gün bu iş çözülecek diye ümitle bekledik. PKK silahları ile hergün köylerde ama siz bunlara bir şey yapmıyorsunuz. Üzerinde silah olan bu PKK’lı teröristler karakolun önünden geçiyorlar, onlara el sallıyorlardı. Asker de onlara hiç bir şey yapmıyordu. Durum biraz böyleydi. Meğerse onlar alay ediyorlarmış.”   5 Ağustos 2015, Yasin Aktay – AKP Genel Başkan Yardımcısı: “Çözüm süreci baştan itibaren devletin göz yumması diyeceğim düzeyde devam ediyordu. Devlet 2.5 yıldır operasyon yapmıyor. Devletin operasyon yapmadığı dönemde örgüt her tarafa yığınak yaptı, insan kaçırma, öldürme, haraç kesme, karakol kurma, vergi daireleri oluşturma gibi faaliyetlerde bulundu’’   26 Ocak 2016, Hüseyin Çelik – Milli Eğitim eski Bakanı ve AKP eski Sözcüsü: “PKK, silahları bırakıp ülkeyi terk etmek yerine, kentlere yerleşti. Sürece zarar gelmesin diye valiler, kaymakamlar, polisler, askerler elleri kolları bağlı beklediler. PKK şehirlere silah yığarken devlet eli kolu bağlı bekledi. Silahlı PKK’lılar ülkeyi terk etmek yerine gelip şehre yerleştiler. PKK, çözüm sürecini kendi lehine ama Kürt halkının aleyhine istismar etti. Biz, bölgeyi ve bölgenin dinamiklerini bilen birisi olarak, 2009’dan itibaren olanları ve olabilecekleri, Bakanlar Kurulu’nda, AK Parti MYK ve MKYK’sında, nihayet çözüm süreci konulu tüm özel toplantılarda yetkili arkadaşların, Sayın Başbakan’ın ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın huzurunda, bütün açıklığı ve netliği ile ortaya koyduk. Zaman zaman kendisini çözüm sürecinin romantizmine kaptırarak bütün fotoğrafı görmek istemeyen bazı yetkili arkadaşların ciddi tepkilerine muhatap olduk. Zaman bizi haklı çıkardı.”   13 Şubat 2016, Selçuk Özdağ – AKP eski Genel Başkan Yardımcısı: “PKK, 200 ton bombayı şehirlere doldurdu”   13 Şubat 2016, Muhsin Kızılkaya – Başbakan eski Başdanışmanı eski AKP milletvekili: (Şırnak ve Cizre’deki çatışmalara ilişkin) “Bazı yerlerde güvenlik güçlerinin mermisi bitiyor, onların ki bitmiyor. 3 sene boyunca mermi ve silah stoğu yapılmış” (CNN Türk, Baştan Sona Programı)   27 Şubat 2016, Ahmet Davutoğlu – eski Başbakan: “PKK, 2013’den beri yığınak yapıyor, şehirlerimizi, ilçelerimizi silah deposu haline getiriyordu”   1 Mart 2016, Ahmet Davutoğlu – eski Başbakan: “Biz çözüm süreci bağlamında adım atarken, bazıları ülkenin dağlarına ve ilçelerine yığınak yapmak ile meşguldü.”   4 Nisan 2016, Recep Tayyip Erdoğan – Ak Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı: “Biz çözüm süreci dedik, bunlar aldattılar ve her numarayı yaptılar. (Kızılay Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma)   Evet, yazı dizimizin bu bölümde gelecek zamana belki bir ders ve tecrübe olur umutlarını da taşıyarak büyük bir başarısızlık, hezeyan, yıkım ve aldatılma ile biten çözüm süreci denilen o karanlık çözülüş yıllarından gök kubbeye baki kalan küçük bir nahoş sedalar seçkisi sundum sizlere. Elbette daha yazılacak çok şey var. MHP ve Sayın Devlet Bahçeli nezdinde ülkücü camia o meşum süreçte ne dedilerse haklı çıkmışlardı. MHP o karanlık yılların elbette en önemli direnç kalesiydi. Yazı dizimizin bir sonraki bölümünde direnç kalesi olarak MHP’nin o karanlık çözüm süreci yıllarındaki mücadelesini ve durumunu inceleyeceğiz.   “Çözüm süreci tamamıyla komada bulunan PKK’ya yaramıştır.” MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli                                                                                              Av. Bülent DEMİRBAŞ           

Çözüm süreci yıllarının izini yazı dizimizin bu bölümü ile de hep beraber sürerken hafızamızda yeniden canlanan olayları elbette öfkeyle anımsayanların yanında, o dönem sanki hiç yaşanmamış gibi hatırlamakta gerçekten zorlananların da, inkâr ya da belki de utanç ile (siyasi nedenlerle o dönem iktidarın çözüm süreci politikalarını canhıraş alkışlayıp desteklemiş olmaları nedeniyle) kendisini unutmaya zorlayanların da varlığını tahmin edebiliyorum. Derler ya, “Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür”. Yani insan hafızasının sakatlığıdır unutkanlık. Bazı okurlarım “bu kadar kısa sürede bunca şeyi ne çabuk unutmuşuz” diyerek şaşkınlıklarını ifade ederlerken, ülkücü cenahtaki bir kesimin ise “işte tüm bunları yapan Ak Parti bugün MHP sayesinde doğru yolu buldu” diyerek farklı bir bakış açısı ile yorumlayarak MHP tabanında halen yeterli kabul görmeyen cumhur ittifakını haklı çıkarma gerekçesi oluşturduklarını da görüyoruz. Bu çalışmada sayısız haber taraması yaparken beni en çok etkileyen olgulardan birisi de süreci topluma kabul ettirme çabası sırasında sürecin önde gelen aktörlerinin (siyasetçisi, gazetecisi, yazarı, sanatçısı… v.s.) o dönemde yapmış oldukları açıklamaların ne kadar uç noktalarda olabileceklerini gösterip, bugün ise değişen politikaları nedeniyle nasıl bu kadar milliyetçi beyanatlar verebilecek bir değişim/dönüşüm sergileyebildikleri olmuştur. O dönemde pek çok tanınmış isimin, hatta iktidardaki bir kısım isimlerin dahi cani terörist başı Apo’ya saygınlık kazandırma yarışına girdiklerini çoğumuz adeta kâbus gibi hatırlıyoruz. Bu nedenle yazı dizisinin bu haftaki bölümünde çözüm süreci yıllarında yapılmış konuşma ve basın açıklamalarından bir seçkiyi yorumsuz bir şekilde derleme yapmayı uygun gördüm. Denildiği gibi, madem insan hafızası unutkanlıkla malül, o halde tedavisi de sıkça geçmişi hatırlamak olmalıdır. Gök kubbede kalan sedalar elbette her zaman hoş olmayabilirler, bu yüzden kulaklarımız yeri geldiğinde nahoş sedalara da kabarabilmelidir ki zihnimiz uyanık kalsın, eğriyi doğruyu ayırt edebilelim. Bu arada hakikaten enteresan denilebilecek şeylerden birisi de, aşağıdaki seçkilerdeki beyanların bir kısım sahiplerinin bugün hala üst düzey görevlerde çalışıyor olmaları, bazılarının televizyonlarda tartışma programlarında görüşleri ile hala topluma hala yön vermeye çalışıyor olmalarıdır. Rahmetli Süleyman Demirel’in meşhur klişe sözü “Dün dündür, bugün bugündür” anlayışının örneklerini ülkemizde bilhassa siyaset arenasında sıkça görmekten geri kalmıyoruz!

 

"Artık Sayın Öcalan demek suç olmaktan çıktı. PKK'nın kendine ait bayrağını elinde taşımak, Öcalan posterini elinde taşımak suç olmaktan çıktı. Hatta Türkiye'nin sistemi böyle olmalıdır, eyaletler, demokratik özerklik... demek, bunların hiç biri artık suç değil. Geçmişte bu suçlamalarla cezaevinde yatanların hepsi çıktı. Düşüncelerini açıklamaktan dolayı ceza alan kim varsa cezalarını erteledik. Artık bundan dolayı da dava açılmayacak." 

 

Bülent ARINÇ ( Başbakan yardımcılığı, meclis başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyelikleri yaptı.)

 

10 Ocak 2012, Cuma İçten – AKP eski milletvekili: “Dağda olan çocuklar bizim çocuklarımız. PKK’ya katılan çocuklar benim canım, ciğerim.”… “Türkiye, Irak’ta Kürdistan kurulmasını desteklemeli.” (Aknews Haber Ajansı)

 

1 Ekim 2012, Galip Ensarioğlu - AKP eski milletvekili: “Yerel yönetimlerin güçlendirildiği bir modelde PKK seçime girsin ve seçilsin. Seçilerek gelsin.” (Taraf Gazetesi, Neşe Düzel Röportajından)

 

26 Ocak 2013, Sadullah Ergin - Adalet eski Bakanı: “Öcalan bölgenin reel politiğini sağlıklı değerlendiriyor” (CNN Türk, Eğrisi Doğrusu programı)

 

28 Haziran 2013, Abdurrahim Boynukalın – AKP eski milletvekili: “Barışı ne uğruna harcamak istiyorsunuz? En azından Abdullah Öcalan kadar ilkeli olun.” (Twitter mesajı)

 

18 Temmuz 2013, Yiğit Bulut – Cumhurbaşkanı Danışmanı: “Abdullah Öcalan, Ortadoğu’da Türkiye’nin önünü açıyor.” (A Haber, Deşifre Programı)

 

19 Temmuz 2013, Yasin Aktay - AKP Genel Başkan Yardımcısı: “Öcalan dünyanın geleceğini iyi okuyor.” (Taraf Gazetesi)

 

31 Ocak 2014, Mehmet Metiner - AKP eski milletvekili: “Öcalan, Türkiye’nin demokrasisine katkı sağlıyor. Biz KCK’yı paralel devlet olarak görmüyoruz.”

 

22 Mart 2014, Bülent Arınç - Başbakan eski Yardımcısı: “Benim şahsıma bu zulümler yapılsaydı ben de belki dağa çıkmayı düşünürdüm.”

 

17 Nisan 2014, Mehmet Metiner, AKP eski milletvekili: “Bağımsız bir Kürdistan için silah kullanabilirsiniz. “

 

6 Haziran 2014, Beşir Atalay – Başbakan eski Yardımcısı: “Öcalan’ın düşünceleri bizim de düşüncelerimiz. Biz aslında devleti, kurumları kendisiyle hesaplaştırdık.”

 

7 Haziran 2014, Efkan Ala - İçişleri eski Bakanı: “PKK ile AKP doğrudan görüşüyor.”

 

18 Haziran 2014, Orhan Miroğlu, AKP eski milletvekili: “PKK bir terör örgütü değildir. PKK kendi topraklarında, belli bir politik programı hayata geçirmeye çalışan bir politik harekettir” (Ülke TV, Bıçak Sırtı Programı)

 

5 Ağustos 2014, Beşir Atalay – Başbakan eski Yardımcısı: “Öcalan ile direkt diyaloğumuz var”

 

24 Kasım 2014, Bülent Arınç - Başbakan eski Yardımcısı: “(HDP’ye) Öcalan’ı zor duruma düşürdüğünüzü bilmiyorsunuz. Siz kimin sözcülüğünü yapıyorsunuz da Öcalan’ı itibarsız hale getirmek istiyorsunuz?” (Bakanlar Kurulu sonrası açıklama)

 

3 Aralık 2014, Etyen Mahcupyan – Başbakan eski Danışmanı: “İdeolojik olarak gerçekten bir rehber. Öcalan’ın çok geniş bir prestij alanı var. O dünya çapında bir problemin taşıyıcısı, lideri. Abdullah Öcalan’a bir şey verilmesine gerek yok, o alıyor zaten. Kendisini karizmatik hale getiriyor.” (NTV)

 

16 Haziran 2015, Selçuk Özdağ – AKP eski Genel Başkan Yardımcısı: “Çözüm süreci PKK ve HDP’yi büyüten, devlete güvenenleri yalnızlaştırıp terör örgütünün kucağına iten, sonuçları ortaya çıkınca da yanlışları izale edilmeyen bir sürece dönüştü. Barışı sağlamak için her türlü örgütsel faaliyete göz yumuldu. Örgüt hiçbir sözünü yerine getirmedi.” (Gazete Vahdet’te yazdığı köşe yazısından)

 

3 Ağustos 2015, Bülent Arınç – Başbakan eski Yardımcısı: “Silah zaten ellerinden hiç düşmemişti. Biz kendimiz aldanmadık. Her şeyden haberimiz vardı. Ama 78 milyonun hatırına, Türkiye’nin hatırına bir gün bu iş çözülecek diye ümitle bekledik. PKK silahları ile hergün köylerde ama siz bunlara bir şey yapmıyorsunuz. Üzerinde silah olan bu PKK’lı teröristler karakolun önünden geçiyorlar, onlara el sallıyorlardı. Asker de onlara hiç bir şey yapmıyordu. Durum biraz böyleydi. Meğerse onlar alay ediyorlarmış.”

 

5 Ağustos 2015, Yasin Aktay – AKP Genel Başkan Yardımcısı: “Çözüm süreci baştan itibaren devletin göz yumması diyeceğim düzeyde devam ediyordu. Devlet 2.5 yıldır operasyon yapmıyor. Devletin operasyon yapmadığı dönemde örgüt her tarafa yığınak yaptı, insan kaçırma, öldürme, haraç kesme, karakol kurma, vergi daireleri oluşturma gibi faaliyetlerde bulundu’’

 

26 Ocak 2016, Hüseyin Çelik – Milli Eğitim eski Bakanı ve AKP eski Sözcüsü: “PKK, silahları bırakıp ülkeyi terk etmek yerine, kentlere yerleşti. Sürece zarar gelmesin diye valiler, kaymakamlar, polisler, askerler elleri kolları bağlı beklediler. PKK şehirlere silah yığarken devlet eli kolu bağlı bekledi. Silahlı PKK’lılar ülkeyi terk etmek yerine gelip şehre yerleştiler. PKK, çözüm sürecini kendi lehine ama Kürt halkının aleyhine istismar etti. Biz, bölgeyi ve bölgenin dinamiklerini bilen birisi olarak, 2009’dan itibaren olanları ve olabilecekleri, Bakanlar Kurulu’nda, AK Parti MYK ve MKYK’sında, nihayet çözüm süreci konulu tüm özel toplantılarda yetkili arkadaşların, Sayın Başbakan’ın ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın huzurunda, bütün açıklığı ve netliği ile ortaya koyduk. Zaman zaman kendisini çözüm sürecinin romantizmine kaptırarak bütün fotoğrafı görmek istemeyen bazı yetkili arkadaşların ciddi tepkilerine muhatap olduk. Zaman bizi haklı çıkardı.”

 

13 Şubat 2016, Selçuk Özdağ – AKP eski Genel Başkan Yardımcısı: “PKK, 200 ton bombayı şehirlere doldurdu”

 

13 Şubat 2016, Muhsin Kızılkaya – Başbakan eski Başdanışmanı eski AKP milletvekili: (Şırnak ve Cizre’deki çatışmalara ilişkin) “Bazı yerlerde güvenlik güçlerinin mermisi bitiyor, onların ki bitmiyor. 3 sene boyunca mermi ve silah stoğu yapılmış” (CNN Türk, Baştan Sona Programı)

 

27 Şubat 2016, Ahmet Davutoğlu – eski Başbakan: “PKK, 2013’den beri yığınak yapıyor, şehirlerimizi, ilçelerimizi silah deposu haline getiriyordu”

 

1 Mart 2016, Ahmet Davutoğlu – eski Başbakan: “Biz çözüm süreci bağlamında adım atarken, bazıları ülkenin dağlarına ve ilçelerine yığınak yapmak ile meşguldü.”

 

4 Nisan 2016, Recep Tayyip Erdoğan – Ak Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı:

“Biz çözüm süreci dedik, bunlar aldattılar ve her numarayı yaptılar. (Kızılay Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma)

 

Evet, yazı dizimizin bu bölümde gelecek zamana belki bir ders ve tecrübe olur umutlarını da taşıyarak büyük bir başarısızlık, hezeyan, yıkım ve aldatılma ile biten çözüm süreci denilen o karanlık çözülüş yıllarından gök kubbeye baki kalan küçük bir nahoş sedalar seçkisi sundum sizlere. Elbette daha yazılacak çok şey var. MHP ve Sayın Devlet Bahçeli nezdinde ülkücü camia o meşum süreçte ne dedilerse haklı çıkmışlardı. MHP o karanlık yılların elbette en önemli direnç kalesiydi. Yazı dizimizin bir sonraki bölümünde direnç kalesi olarak MHP’nin o karanlık çözüm süreci yıllarındaki mücadelesini ve durumunu inceleyeceğiz.

 

“Çözüm süreci tamamıyla komada bulunan PKK’ya yaramıştır.”

MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli

 

 

                                                                                         Av. Bülent DEMİRBAŞ           

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.