Gazi Mustafa Kemal Diye Yazılır , Atatürk diye Okunur

GÜNDEM 16.09.2020 - 20:45, Güncelleme: 05.05.2023 - 17:12
 

Gazi Mustafa Kemal Diye Yazılır , Atatürk diye Okunur

  Atatürk’ün her ne kadar CHP’nin kurucu başkanı olması hasebiyle CHP’ye Atatürk’ün partisi denilse de Atatürk tüm milletin ortak değeridir. Yani Atatürk tartışmaları olduğu zaman bu CHP’nin kendi iç meselesidir denilerek başka partili/partisiz insanlarca geçiştirilmesi mümkün olmayan bir konudur. Bir kere, Atatürk her ne kadar hayatı boyunca çok partili demokratik aşamaya geçme mücadelesi vermiş olsa da zamanın ahval ve şartları nedeniyle bunda muvaffak olamamıştır. Çok partili hayata geçilinceye dek tek parti vardı ve açık veya gizli mutlak (!) muhalif kesimler dışında ülkedeki herkes zaten CHP’liydi. Yazının başlığı uzun gelmiş olabilir ancak bu başlığı kullanmamın nedeni bizzat Atatürk’ün hayatının sürekli bir devinim, evrimle ve değişim yahut da nihai amacına ulaşıncaya kadar her dönemin mevcut şartlarına göre içinde bulunulması gereken hale uygun bir mücadele kimliği kulanmış olmasından dolayıdır. Ancak günümüzde bazı kesimler o kimlikten sadece işine gelen kısmı alıp kullanarak bütünü yok saymak gibi kasıtlı veya kasıtsız bir hataya düşmekteler. Her aşaması ciltlerce kitaplarla anlatılacak bu muazzam ve mücadeleci insanın hayatının aşamalarını isimleri ile özetlemeye çalışalım; Mustafa Kemal: Çocukluğundan başlayarak Anadolu’da kıvılcımlanması başlamış milli mücadele ateşini harlandırmak ve birleştirme için Samsuna çıkıp Kongreler sürecini başlatıp yürüttüğü dönemi özetleyen isimdir. Osmanlı askeri dönemi! Gazi: Artık milli mücadele başlamış, düşmanla pek çok cephede var olma mücadelesini yürüten milletin savaşçı liderinin ismidir. Milli Mücadele ilk dönemi! Başkomutan: İstanbul yönetiminin işgal altında olması, ülkeyi kurtarma kabiliyetinin kalmadığının anlaşılması üzerine Anadolu’da kurulan TBMM hükümetinin verdiği yetkilerle tüm ordunun ve topyekûn savaşan milletin başı olarak aldığı Başkomutanlık yetkileri ile düşmanı mutlak yenilgiye uğratarak Anadolu’yu işgalden kurtaran büyük komutanın adıdır. Milli Mücadele son dönemi! Atatürk: Ülke işgalden kurtarılıp saltanat ve hilafet kaldırıldıktan sonra kurulan son ve ebedi devletimiz Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu ve lideri. Ülke Atatürk önderliğinde devrimlerle imparatorluk devrinden medeni cumhuriyet dönemine geçmiştir. Cumhuriyet/siyasal dönem! Ulu Önder: Atatürk milletin gönlünde kurduğu taht ile ölümünden sonra da çağlar üstü ve ötesi bu milletin gönlünde lider, önder olmaya devam etmiştir. Ülke ve millet her çağda Atatürk ilke ve İnkılaplarını kendisine rehber edinmeye devam etmiştir. Ebediyet dönemi! İşte tüm bu aşama ve dönemleri birlikte anmak için tercih edilen isim Atatürk’tür. Ancak cumhuriyet dönemini reddeden, devrimler dönemini kabul etmeyenlerin Atatürk’ten bahsederken başka isimleri tercih ettiklerine tanık oluyoruz. Ancak tüm bu sarmalı bir bütün olarak kavramayı kolaylaştıran isim Atatürk’tür.  Konuyu anlaşılır kılmak içim Müslümanların hayatına her yönüyle bir rehber ve metot şifreleri barındıran yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’den parantez açarak ve bahsederek örneklendirmek istiyorum. İlk vahiy 610 yılında, son vahiy ise 632 yılında indirilmiştir. Bu iki zaman zarfı arasında 23 yıllık bir zaman dilimi vardır. Yani Kuran parça parça yaklaşık 23 yılda indirilmiştir.  Doğal olarak İslami tüm itikat ve iman kuralları bir anda inzal olmamış, inmemiştir. Mesela Müslümanlığın ilk yıllarında, bilhassa Medine döneminde inen ayetlerde (Bakara suresi) alkol dahi hemen yasaklanmamış, haram kılınmamış, alkol daha sonra haram ( Maide suresi) kılınmıştır. Şimdi İslam tartışılırken ilk inzal olunan ayetlere bakarak, burayı cımbızla çekerek İslam alkolü yasaklamıyor diyebilir miyiz? Kuran’ın lafzını ve ruhunu bir bütün olarak anlamadan bütünü kavrayamayız, hatalara düşeriz. İşte tarihi tüm olay ve kişiler de bu metot ile incelenmelidir. Kütüphanemde 90’lı yıllarda aldığım Kültür Bakanlığının bastığı 2 ciltlik “Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı Yazışmaları” adlı bir eser var. Atatürk zor şartlarda yürüttüğü savaş esansında uluslar arası arenada da temaslar kurarak siyasi ve askeri destekler aramaktadır. O dönem Bolşevik Rusya ile yazışmalarına baktığınızda savaş kazanılınca Atatürk komünizme geçecek sanırsınız. Rusya’ya yazdığı yazılarda emperyalizme karşı Anadolu’da verilen savaş için ezilen halklar mücadelesine destek vermesi öyle bir dille isteniyor ki Rusya her halde Atatürk’ün savaşı kazanınca kendi bloklarına dahil olacağına inanmıştır. Araplarla yapılan yazışmalarda ise kafir İngiliz Anadolu’da Müslüman kadınların peçelerini yırtmakta, İslam tehdit altında vurgusu yapılarak Müslüman Arapların dini duyguları galeyana getirilerek destek aranmaktadır. Doğal olarak çağının en büyük askeri ve siyasi strateji dehası olan Atatürk’ün hayatını anlamaya çalışırken cımbızla hayatından bir kısmını çekip kullanamayız.  Atatürk Türkiye cumhuriyeti devletinin kurucu ve ebedi lideridir. Herhangi bir partiye, zümreye ait değil, bilakis kurtuluş savaşını kazanmış tüm milletin evlatlarının, bizlerin, hepimizin ortak değeridir. Hayatı, yaptıkları, başardıkları kısım kısım tek başlarına değerlendirilerek Atatürk’ü anlamaya çalışılmak yanlış olacağı gibi,hayatının sadece bir döneminin ön plana çıkartılmaya çalışılarak siyasi propaganda malzemesi olarak kullanılmaya çalışılması da kabul edilemez. Hulasa, Ulu Önder ve Başkomutan Gazi Mustafa Kemal diye yazılır, ATATÜRK diye okunur!    Av. Bülent DEMİRBAŞ                                                                                        


 

Atatürk’ün her ne kadar CHP’nin kurucu başkanı olması hasebiyle CHP’ye Atatürk’ün partisi denilse de Atatürk tüm milletin ortak değeridir. Yani Atatürk tartışmaları olduğu zaman bu CHP’nin kendi iç meselesidir denilerek başka partili/partisiz insanlarca geçiştirilmesi mümkün olmayan bir konudur. Bir kere, Atatürk her ne kadar hayatı boyunca çok partili demokratik aşamaya geçme mücadelesi vermiş olsa da zamanın ahval ve şartları nedeniyle bunda muvaffak olamamıştır. Çok partili hayata geçilinceye dek tek parti vardı ve açık veya gizli mutlak (!) muhalif kesimler dışında ülkedeki herkes zaten CHP’liydi.


Yazının başlığı uzun gelmiş olabilir ancak bu başlığı kullanmamın nedeni bizzat Atatürk’ün hayatının sürekli bir devinim, evrimle ve değişim yahut da nihai amacına ulaşıncaya kadar her dönemin mevcut şartlarına göre içinde bulunulması gereken hale uygun bir mücadele kimliği kulanmış olmasından dolayıdır. Ancak günümüzde bazı kesimler o kimlikten sadece işine gelen kısmı alıp kullanarak bütünü yok saymak gibi kasıtlı veya kasıtsız bir hataya düşmekteler. Her aşaması ciltlerce kitaplarla anlatılacak bu muazzam ve mücadeleci insanın hayatının aşamalarını isimleri ile özetlemeye çalışalım;
Mustafa Kemal: Çocukluğundan başlayarak Anadolu’da kıvılcımlanması başlamış milli mücadele ateşini harlandırmak ve birleştirme için Samsuna çıkıp Kongreler sürecini başlatıp yürüttüğü dönemi özetleyen isimdir. Osmanlı askeri dönemi!


Gazi: Artık milli mücadele başlamış, düşmanla pek çok cephede var olma mücadelesini yürüten milletin savaşçı liderinin ismidir. Milli Mücadele ilk dönemi!


Başkomutan: İstanbul yönetiminin işgal altında olması, ülkeyi kurtarma kabiliyetinin kalmadığının anlaşılması üzerine Anadolu’da kurulan TBMM hükümetinin verdiği yetkilerle tüm ordunun ve topyekûn savaşan milletin başı olarak aldığı Başkomutanlık yetkileri ile düşmanı mutlak yenilgiye uğratarak Anadolu’yu işgalden kurtaran büyük komutanın adıdır. Milli Mücadele son dönemi!
Atatürk: Ülke işgalden kurtarılıp saltanat ve hilafet kaldırıldıktan sonra kurulan son ve ebedi devletimiz Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu ve lideri. Ülke Atatürk önderliğinde devrimlerle imparatorluk devrinden medeni cumhuriyet dönemine geçmiştir. Cumhuriyet/siyasal dönem!


Ulu Önder: Atatürk milletin gönlünde kurduğu taht ile ölümünden sonra da çağlar üstü ve ötesi bu milletin gönlünde lider, önder olmaya devam etmiştir. Ülke ve millet her çağda Atatürk ilke ve İnkılaplarını kendisine rehber edinmeye devam etmiştir. Ebediyet dönemi!
İşte tüm bu aşama ve dönemleri birlikte anmak için tercih edilen isim Atatürk’tür. Ancak cumhuriyet dönemini reddeden, devrimler dönemini kabul etmeyenlerin Atatürk’ten bahsederken başka isimleri tercih ettiklerine tanık oluyoruz. Ancak tüm bu sarmalı bir bütün olarak kavramayı kolaylaştıran isim Atatürk’tür. 


Konuyu anlaşılır kılmak içim Müslümanların hayatına her yönüyle bir rehber ve metot şifreleri barındıran yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’den parantez açarak ve bahsederek örneklendirmek istiyorum. İlk vahiy 610 yılında, son vahiy ise 632 yılında indirilmiştir. Bu iki zaman zarfı arasında 23 yıllık bir zaman dilimi vardır. Yani Kuran parça parça yaklaşık 23 yılda indirilmiştir.  Doğal olarak İslami tüm itikat ve iman kuralları bir anda inzal olmamış, inmemiştir. Mesela Müslümanlığın ilk yıllarında, bilhassa Medine döneminde inen ayetlerde (Bakara suresi) alkol dahi hemen yasaklanmamış, haram kılınmamış, alkol daha sonra haram ( Maide suresi) kılınmıştır. Şimdi İslam tartışılırken ilk inzal olunan ayetlere bakarak, burayı cımbızla çekerek İslam alkolü yasaklamıyor diyebilir miyiz? Kuran’ın lafzını ve ruhunu bir bütün olarak anlamadan bütünü kavrayamayız, hatalara düşeriz. İşte tarihi tüm olay ve kişiler de bu metot ile incelenmelidir.


Kütüphanemde 90’lı yıllarda aldığım Kültür Bakanlığının bastığı 2 ciltlik “Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı Yazışmaları” adlı bir eser var. Atatürk zor şartlarda yürüttüğü savaş esansında uluslar arası arenada da temaslar kurarak siyasi ve askeri destekler aramaktadır. O dönem Bolşevik Rusya ile yazışmalarına baktığınızda savaş kazanılınca Atatürk komünizme geçecek sanırsınız. Rusya’ya yazdığı yazılarda emperyalizme karşı Anadolu’da verilen savaş için ezilen halklar mücadelesine destek vermesi öyle bir dille isteniyor ki Rusya her halde Atatürk’ün savaşı kazanınca kendi bloklarına dahil olacağına inanmıştır. Araplarla yapılan yazışmalarda ise kafir İngiliz Anadolu’da Müslüman kadınların peçelerini yırtmakta, İslam tehdit altında vurgusu yapılarak Müslüman Arapların dini duyguları galeyana getirilerek destek aranmaktadır. Doğal olarak çağının en büyük askeri ve siyasi strateji dehası olan Atatürk’ün hayatını anlamaya çalışırken cımbızla hayatından bir kısmını çekip kullanamayız. 
Atatürk Türkiye cumhuriyeti devletinin kurucu ve ebedi lideridir. Herhangi bir partiye, zümreye ait değil, bilakis kurtuluş savaşını kazanmış tüm milletin evlatlarının, bizlerin, hepimizin ortak değeridir. Hayatı, yaptıkları, başardıkları kısım kısım tek başlarına değerlendirilerek Atatürk’ü anlamaya çalışılmak yanlış olacağı gibi,hayatının sadece bir döneminin ön plana çıkartılmaya çalışılarak siyasi propaganda malzemesi olarak kullanılmaya çalışılması da kabul edilemez.
Hulasa, Ulu Önder ve Başkomutan Gazi Mustafa Kemal diye yazılır, ATATÜRK diye okunur!

 

 Av. Bülent DEMİRBAŞ                                                                                  
 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.