FETÖ İÇİN: “DEDİM! DEDİM DE İNANMADINIZ?” YANILGISI…

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 05.09.2016 - 10:45, Güncelleme: 05.05.2023 - 17:12
 

FETÖ İÇİN: “DEDİM! DEDİM DE İNANMADINIZ?” YANILGISI…

            İnanmış bir müslüman olarak zaman-zaman kabir ziyareti yapar; bazı dostlarımın cenazelerine de katıldığım zaman Ankara Karşıyaka mezarlığına giderim. Kabirlerin birisindeki mezar taşında, 12 yaş sularında ölmüş bir kız çocuğunun söylediği şu yazıyı okumuştum. “Hastayım dedim. Dedim de inanmadınız!” Öyle anlaşılıyor ki bu minik yavru ailesine hasta olduğunu ısrarla söylemesine rağmen, dertli, hasta olduğu hususu bu cici kızın üstüne bir türlü kondurulamamış… Hasta oluşuna inanılmamış… Ölüm vaki bulurken son söz olarak: “Hastayım! Hastayım dedim. Dedim de inanmadınız!” deyip can vermiş… Bu duygusal sözden hareketle gelelim Fetö konusuna: Geriye dönüp baktığımızda bu ihanet şebekesi 40 yıl önce yuvalanmaya, palazlanmaya başlamış. Müslüman Türk insanının -tabir caizse- damardan girerek, kanını emmiş. Özdeyişle: “Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet!” odaklı görünümle hizmet ederek serpilip, semizleşmiş. Şimdi muhalif ve muarız herkes sosyal medya aracılığıyla iktidara; Fetullah’ın son 40 yıldaki siyasilerimizle boy-boy çekilmiş eski poz fotoğrafları göstererek şunu soruyor: “Bilmiyor muydunuz?” Dikkatinizi çekerim! Karşı taraftaki insanın kafasının içindekileri okuyan bir alet henüz geliştirilmedi. Bu dışı yeşil, içi kırmızı, ala-bula insan müsveddesinin vatanına ihanet edecek kadar alçak,  hain olabileceğine ‘ben dahil’ hiç kimse inanmıyor, daha açıkçası böyle bir sonu ummuyor, beklemiyorduk… Bu müşkül soruyu soranlara da ben de sormak istiyorum: Peki, öyleyse -Nasreddin Hoca’nın deyimiyle demem gerekirse- hoş görümüzü, ibadetimizi ticarete ve ihanete çeviren alçak hainlerin hiç mi suçu yok? Lütfen eğri oturup, doğru konuşalım, mantıklı ve makûl düşünelim beyler. Bir başka güncel konu: Adli yıl açılışının Cumhurbaşkanlığı külliyesi içindeki bir salonda yapılışına CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ nun katılmayışı ve bu törenin külliyede yapılışına aklınca verdiği tepki…  Ya hû! Tüm meziyeti ve mahareti iktidarı eleştiri üzerine kurgulanmış söylemle siyaset yapıldığını sanan Kılıçdaroğlu’dan başkaca daha ne beklenirdi? Bu tür toplantıya katılmayan partileri Avrupalılar saf dışı ederler. Avrupalıların bakış açısı ve kendi deyimleriyle demem gerekirse: O siyasi kişiyi “Aforoz” ederler. Şu bizim CHP ekibinden hangisi milenyum gerçekleriyle siyaset yapıyor? Plân, proje ve sair konularda hangisi iktidarın bir adım önünde ve ötesinde -Allah aşkına- soruyorum? Başbakan: “Fetö gelecek, hesap verecek!” derken, çok haklı. Amma ve lâkin Fetö’nün yerine ABD Genel Kurmay Başkanı, ABD Başkan Yardımcısı geldi… 84 Koli onbinlerce evrakın okunup, inceleneceğini de sanmıyorum. Kendi kurdurdukları bir oluşumun başı Fetullah’ı da Türkiye’ye vereceklerine inanmıyorum.        Yazımın başına bir mezar taşına kazınmış kız çocuğunun son sözünü almıştım. Ben de şunu temcit pilâvı gibi ısıtıp-ısıtıp, okurlarımın belleklerine iyice kazımak istiyorum. Şimdi 1915 de Çanakkale’deki maçın finalini oynuyoruz… Osmanlı’dan koparılan topraklar üzerinde kurdurulan Suriye, Yemen, Irak, Arap Emirlikleri ve diğer Ortadoğu’daki İslam Krallıklar; Müslüman görünümlü İngiliz ajanı Vaiz-Papaz Lawrence destekli politika ile kuruldu.  Bu günkü senaryoda başrolü içimizdeki saf-temiz-inanmış- sözüm onlara ılımlı- müslümanların baş tacı, lideri, önderi, provokatör ajanları Mehdi Fetullah’tır. Sözün özü: Şimdiden söyleyeyim: Önümüzdeki günlerde,  Fetullahçı’ların yerini kimin alacağı bile belli olmaya başladı. Yazımı Şeyh Edebalı’nın Osman Beye nasihatından seçtiğim iki veciz sözü ile noktalıyorum: “Ey oğul! Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana. Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgârlarında savrulur gidersin.”  Düşmez –kalkmaz bir Allah’tır. “Bir mûsibet bin nasihattan daha evlâdır!” diyelim… Kötü geçmişten unutulmaz ibretlik ders alalım, ki tarih tekerrür etmesin. Hoşça kalınız.              
            İnanmış bir müslüman olarak zaman-zaman kabir ziyareti yapar; bazı dostlarımın cenazelerine de katıldığım zaman Ankara Karşıyaka mezarlığına giderim. Kabirlerin birisindeki mezar taşında, 12 yaş sularında ölmüş bir kız çocuğunun söylediği şu yazıyı okumuştum. “Hastayım dedim. Dedim de inanmadınız!” Öyle anlaşılıyor ki bu minik yavru ailesine hasta olduğunu ısrarla söylemesine rağmen, dertli, hasta olduğu hususu bu cici kızın üstüne bir türlü kondurulamamış… Hasta oluşuna inanılmamış… Ölüm vaki bulurken son söz olarak: “Hastayım! Hastayım dedim. Dedim de inanmadınız!” deyip can vermiş… Bu duygusal sözden hareketle gelelim Fetö konusuna: Geriye dönüp baktığımızda bu ihanet şebekesi 40 yıl önce yuvalanmaya, palazlanmaya başlamış. Müslüman Türk insanının -tabir caizse- damardan girerek, kanını emmiş. Özdeyişle: “Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet!” odaklı görünümle hizmet ederek serpilip, semizleşmiş. Şimdi muhalif ve muarız herkes sosyal medya aracılığıyla iktidara; Fetullah’ın son 40 yıldaki siyasilerimizle boy-boy çekilmiş eski poz fotoğrafları göstererek şunu soruyor: “Bilmiyor muydunuz?” Dikkatinizi çekerim! Karşı taraftaki insanın kafasının içindekileri okuyan bir alet henüz geliştirilmedi. Bu dışı yeşil, içi kırmızı, ala-bula insan müsveddesinin vatanına ihanet edecek kadar alçak,  hain olabileceğine ‘ben dahil’ hiç kimse inanmıyor, daha açıkçası böyle bir sonu ummuyor, beklemiyorduk… Bu müşkül soruyu soranlara da ben de sormak istiyorum: Peki, öyleyse -Nasreddin Hoca’nın deyimiyle demem gerekirse- hoş görümüzü, ibadetimizi ticarete ve ihanete çeviren alçak hainlerin hiç mi suçu yok? Lütfen eğri oturup, doğru konuşalım, mantıklı ve makûl düşünelim beyler. Bir başka güncel konu: Adli yıl açılışının Cumhurbaşkanlığı külliyesi içindeki bir salonda yapılışına CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ nun katılmayışı ve bu törenin külliyede yapılışına aklınca verdiği tepki…  Ya hû! Tüm meziyeti ve mahareti iktidarı eleştiri üzerine kurgulanmış söylemle siyaset yapıldığını sanan Kılıçdaroğlu’dan başkaca daha ne beklenirdi? Bu tür toplantıya katılmayan partileri Avrupalılar saf dışı ederler. Avrupalıların bakış açısı ve kendi deyimleriyle demem gerekirse: O siyasi kişiyi “Aforoz” ederler. Şu bizim CHP ekibinden hangisi milenyum gerçekleriyle siyaset yapıyor? Plân, proje ve sair konularda hangisi iktidarın bir adım önünde ve ötesinde -Allah aşkına- soruyorum? Başbakan: “Fetö gelecek, hesap verecek!” derken, çok haklı. Amma ve lâkin Fetö’nün yerine ABD Genel Kurmay Başkanı, ABD Başkan Yardımcısı geldi… 84 Koli onbinlerce evrakın okunup, inceleneceğini de sanmıyorum. Kendi kurdurdukları bir oluşumun başı Fetullah’ı da Türkiye’ye vereceklerine inanmıyorum.        Yazımın başına bir mezar taşına kazınmış kız çocuğunun son sözünü almıştım. Ben de şunu temcit pilâvı gibi ısıtıp-ısıtıp, okurlarımın belleklerine iyice kazımak istiyorum. Şimdi 1915 de Çanakkale’deki maçın finalini oynuyoruz… Osmanlı’dan koparılan topraklar üzerinde kurdurulan Suriye, Yemen, Irak, Arap Emirlikleri ve diğer Ortadoğu’daki İslam Krallıklar; Müslüman görünümlü İngiliz ajanı Vaiz-Papaz Lawrence destekli politika ile kuruldu.  Bu günkü senaryoda başrolü içimizdeki saf-temiz-inanmış- sözüm onlara ılımlı- müslümanların baş tacı, lideri, önderi, provokatör ajanları Mehdi Fetullah’tır. Sözün özü: Şimdiden söyleyeyim: Önümüzdeki günlerde,  Fetullahçı’ların yerini kimin alacağı bile belli olmaya başladı. Yazımı Şeyh Edebalı’nın Osman Beye nasihatından seçtiğim iki veciz sözü ile noktalıyorum: “Ey oğul! Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana. Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgârlarında savrulur gidersin.”  Düşmez –kalkmaz bir Allah’tır. “Bir mûsibet bin nasihattan daha evlâdır!” diyelim… Kötü geçmişten unutulmaz ibretlik ders alalım, ki tarih tekerrür etmesin. Hoşça kalınız.              
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.