EŞİM ve BEN

DİĞER (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 22.09.2016 - 10:44, Güncelleme: 05.05.2023 - 17:12
 

EŞİM ve BEN

Bu gün benim, eşim Zeynep hanımla tanışmamızın 50. ve evlenişimizin de 47. yıldönümüdür. “Sizin evliliğinizin bilmem kaçıncı yıldönümünden kime ne (?)” diyenlere de saygı duyarak, özellikle de yeni evlenenlere mesajım şu: Dikkatinizi çekerim! Bir genç kız beni kastederek nişanlıma:“Aldığın oğlana hiç bakmadın mı? Ne kadar çirkin!” demiş... Nişanlım Zeynep Hanım, beni beğenmeyen genç kızın yüzüne karşı tarihî cevabını şöyle açıklamış: “Biliyorum! Komşumuzun oğlu olur. Kendi çirkin; amma aklı çok güzel... Lâmbaya püf deyince çirkinlik kaybolur, geriye güzel akıl kalır. Sen de bu lâfımı aklın varsa bir kenara yaz emi!” Ben de diyorum ki, çirkini Allah asla yaratmamış... O iyiyi, doğruyu ve güzeli yaratmış... Benim için bundan elli yıl önce ‘çirkin’ diyeni merak mı ediyorsunuz? Söyleyeyim! Maalesef birkaç koca eskitti... Halen ‘beyaz atlı süvarisinin gelip kendisine reverans yapmasını’ umutla bekliyor. Aile kavgamızdan örnek vereyim: Bizim kavgamızda bile ‘muhabbet’ vardır. Çünkü, kavgamızda yaralı, bereli, kırılan, dökülen yoktur. Bu nedenle davacı ve davalı hele-hele hiç yoktur. En fazla üç dakika süren kırgınlığımızdan sonra güler; pirzola yemiş gibi oluruz. Gerekçesi mi? Karşılıklı‘sevgi, saygı, sadakat, sabır; yani hoş görü’dür. Ailemiz büyüdü oğlumuz ‘Kemal Hakan’ doğdu. 18 Haziran 1971 tarihinde oğlumuzun doğumuyla ‘Aile İmparatorluğumuzun’ temeli güçlendi. 18 Temmuz 1977 de kızım ‘Melike’ doğumuyla gönül tahtımızın son ecesi, yani imparatoriçesi oldu. Eşim Zeynep Hanıma toplumda ömrümce hep ‘Sultan Hanım’ dedim. ...  ve İlkokul mezunu olan eşimi aile tahtımızda daima hep bu unvanla andım. Dedim ya, eşim ‘Sultan’, oğlum ‘Hakan’, kızım ‘Melike’...  Beni sorarsanız 18 yaşına kadar Kurugöl’de çobanlık yaptıktan sonra, eşimin moral desteğiyle ve bana güven duymasıyla, Ankara’dan üç okul bitirip,  birinci derece Devlet Memurluğundan emekliye ayrılmış bir garip... Aile fertlerine ve içinde bulunduğu topluma hizmeti ve hürmeti prensip edinmiş aile reisi... Tahtsız, taçsız; iddiasız bir ‘Halk Kültürü’ yazarı... Sevgili gençler! Bu sözümü de iyice belleyin: Hani denilir ya, her başarılı erkeğin arkasındaki ‘kadın’ da başarılı sayılmalıdır. Çünkü Aile Kurumu Kültürümüzde, aile; iyi günde, zor günde her şeyi birlikte paylaşır... Artık ‘İletişim Çağı’na girildi. Kırşehirli’lerin deyimiyle demem gerekirse: “Allah yetirsin,  herif getirsin!” mantığını şimdilerde çöpe attılar... Zira, hayat müşterektir. Sorunlar birlikte göğüslenince hayat kolaylaşır ve mutluluk pastasındaki paylar büyür ve bereketlenir. Son söz olarak, yeni evliliğe ‘ilk adım’ atacak gençlerimize diyorum ki! “Aile yuvanızda ister ‘kadın’ olun, ister ‘erkek’ olarak bulunun fark etmez! Eksikleri, çirkinlikleri görerek birbirinizde ‘suç ve kusur’ aramayın. ‘Küçük şeylerden daima büyük mutluluk vardır’ sözünü yaşantınızda ‘kural’ haline getirin. Zorlukların üstesinden geleceğinize inanın ve karamsarlığa düşmeyin. Hatasız kul olmaz. Kimse dört dörtlük değildir. Aile içindeki her şeyi paylaşın. Birbirinize asla yalan söylemeyin. Eşinizin eğitim düzeyi ve kariyeri ne olursa olsun, onu daima ayni yastığı paylaşan ‘Baş Asistan’ mertebesinde görüp; ilmi, irfanı, izanı yücelerde sanıp, kendisini bu açıdan önemseyin...       Büyüklerimiz “boyu güzelden usanılır da huyu güzelden usanılmaz” derler. Aslında, akıl ve mantık birleştirilince, sevgi, saygı, güven ve hoş görüyle de pekiştirilip perçinlenince ‘samanlık seyran olur’ böylece, hem evliliğin hem de dünyanın tadına doyum olmaz. Yine Kırşehirliler’in deyimiyle o zaman: “Gir oyna, çık oyna!” Eğer, tüm hesaplar şirket kurar gibi ‘zengin oğlanla, güzel kızın birlikteliklerine’ odaklandırılırsa, o zaman da “Gir ağla, çık ağla!”.  Evlilik: Nikâhla meşru zeminlerde pekiştirilip, cinsellikle bütünleştirilen bir birliktelik değil; her şeydir’. Sözün özü: Evlilikte mutluluğun ve birlikte mükemmel yaşantının sihirli formülü bana göre, tekrar ediyorum: ‘Sevgi, saygı, sadakat ve sabırdır... Bu sözümü aklınızdan asla çıkarmayın... Hoşça kalınız.
Bu gün benim, eşim Zeynep hanımla tanışmamızın 50. ve evlenişimizin de 47. yıldönümüdür. “Sizin evliliğinizin bilmem kaçıncı yıldönümünden kime ne (?)” diyenlere de saygı duyarak, özellikle de yeni evlenenlere mesajım şu: Dikkatinizi çekerim! Bir genç kız beni kastederek nişanlıma:“Aldığın oğlana hiç bakmadın mı? Ne kadar çirkin!” demiş... Nişanlım Zeynep Hanım, beni beğenmeyen genç kızın yüzüne karşı tarihî cevabını şöyle açıklamış: “Biliyorum! Komşumuzun oğlu olur. Kendi çirkin; amma aklı çok güzel... Lâmbaya püf deyince çirkinlik kaybolur, geriye güzel akıl kalır. Sen de bu lâfımı aklın varsa bir kenara yaz emi!” Ben de diyorum ki, çirkini Allah asla yaratmamış... O iyiyi, doğruyu ve güzeli yaratmış... Benim için bundan elli yıl önce ‘çirkin’ diyeni merak mı ediyorsunuz? Söyleyeyim! Maalesef birkaç koca eskitti... Halen ‘beyaz atlı süvarisinin gelip kendisine reverans yapmasını’ umutla bekliyor. Aile kavgamızdan örnek vereyim: Bizim kavgamızda bile ‘muhabbet’ vardır. Çünkü, kavgamızda yaralı, bereli, kırılan, dökülen yoktur. Bu nedenle davacı ve davalı hele-hele hiç yoktur. En fazla üç dakika süren kırgınlığımızdan sonra güler; pirzola yemiş gibi oluruz. Gerekçesi mi? Karşılıklı‘sevgi, saygı, sadakat, sabır; yani hoş görü’dür. Ailemiz büyüdü oğlumuz ‘Kemal Hakan’ doğdu. 18 Haziran 1971 tarihinde oğlumuzun doğumuyla ‘Aile İmparatorluğumuzun’ temeli güçlendi. 18 Temmuz 1977 de kızım ‘Melike’ doğumuyla gönül tahtımızın son ecesi, yani imparatoriçesi oldu. Eşim Zeynep Hanıma toplumda ömrümce hep ‘Sultan Hanım’ dedim. ...  ve İlkokul mezunu olan eşimi aile tahtımızda daima hep bu unvanla andım. Dedim ya, eşim ‘Sultan’, oğlum ‘Hakan’, kızım ‘Melike’...  Beni sorarsanız 18 yaşına kadar Kurugöl’de çobanlık yaptıktan sonra, eşimin moral desteğiyle ve bana güven duymasıyla, Ankara’dan üç okul bitirip,  birinci derece Devlet Memurluğundan emekliye ayrılmış bir garip... Aile fertlerine ve içinde bulunduğu topluma hizmeti ve hürmeti prensip edinmiş aile reisi... Tahtsız, taçsız; iddiasız bir ‘Halk Kültürü’ yazarı... Sevgili gençler! Bu sözümü de iyice belleyin: Hani denilir ya, her başarılı erkeğin arkasındaki ‘kadın’ da başarılı sayılmalıdır. Çünkü Aile Kurumu Kültürümüzde, aile; iyi günde, zor günde her şeyi birlikte paylaşır... Artık ‘İletişim Çağı’na girildi. Kırşehirli’lerin deyimiyle demem gerekirse: “Allah yetirsin,  herif getirsin!” mantığını şimdilerde çöpe attılar... Zira, hayat müşterektir. Sorunlar birlikte göğüslenince hayat kolaylaşır ve mutluluk pastasındaki paylar büyür ve bereketlenir. Son söz olarak, yeni evliliğe ‘ilk adım’ atacak gençlerimize diyorum ki! “Aile yuvanızda ister ‘kadın’ olun, ister ‘erkek’ olarak bulunun fark etmez! Eksikleri, çirkinlikleri görerek birbirinizde ‘suç ve kusur’ aramayın. ‘Küçük şeylerden daima büyük mutluluk vardır’ sözünü yaşantınızda ‘kural’ haline getirin. Zorlukların üstesinden geleceğinize inanın ve karamsarlığa düşmeyin. Hatasız kul olmaz. Kimse dört dörtlük değildir. Aile içindeki her şeyi paylaşın. Birbirinize asla yalan söylemeyin. Eşinizin eğitim düzeyi ve kariyeri ne olursa olsun, onu daima ayni yastığı paylaşan ‘Baş Asistan’ mertebesinde görüp; ilmi, irfanı, izanı yücelerde sanıp, kendisini bu açıdan önemseyin...       Büyüklerimiz “boyu güzelden usanılır da huyu güzelden usanılmaz” derler. Aslında, akıl ve mantık birleştirilince, sevgi, saygı, güven ve hoş görüyle de pekiştirilip perçinlenince ‘samanlık seyran olur’ böylece, hem evliliğin hem de dünyanın tadına doyum olmaz. Yine Kırşehirliler’in deyimiyle o zaman: “Gir oyna, çık oyna!” Eğer, tüm hesaplar şirket kurar gibi ‘zengin oğlanla, güzel kızın birlikteliklerine’ odaklandırılırsa, o zaman da “Gir ağla, çık ağla!”.  Evlilik: Nikâhla meşru zeminlerde pekiştirilip, cinsellikle bütünleştirilen bir birliktelik değil; her şeydir’. Sözün özü: Evlilikte mutluluğun ve birlikte mükemmel yaşantının sihirli formülü bana göre, tekrar ediyorum: ‘Sevgi, saygı, sadakat ve sabırdır... Bu sözümü aklınızdan asla çıkarmayın... Hoşça kalınız.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.