Demek ki Neymiş ?

DİĞER (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 24.06.2019 - 12:13, Güncelleme: 05.05.2023 - 17:12
 

Demek ki Neymiş ?

AKP 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde hezimete uğradı. İstanbul ve Ankara gibi iki önemli Büyükşehiri CHP'ye kaptıran AKP için de tehlike çanları çalmaya başladı. İç muhasebe ve özeleştiri yerine suçu başkalarına yüklemek ; CHP'yi hırsızlıkla suçlarken her olayın müsebbibi olarak da dış güçleri işaret etmek belki de toplumu da garabete sevk etti. Dış siyasette dik duruş sergilemeye çalışırken bunun beraberinde getirdiği ekonomik yaptırımların alt gelir grubunu adeta ezip geçtiğinin farkında olamamak mı yoksa bunu görmezden gelmek mi ; yapılan en büyük hatalardan birisi ! İnsanlar kendi bekalarının mücadelesini verirken ülkenin beka söylemine pek de itibar etmediği çok açık. Bunun yanında insanlardaki ''Suriyeli'' huzursuzluğu ve bunu görmezden gelmek de AKP'ye en çok kaybettiren durum olsa gerek. Suriye'de sınır güvenliğini ve Türkiye'deki Suriyeli mülteciler için güvenli bölge oluşturmak için canını ortaya koyan mehmetçik bir tarafta sahilde nargile çeken Suriyeli gençler diğer tarafta iken Türk Milleti'nin de buna tahammül göstermesi çok zor olsa gerekti. Milliyetçilik damarları kabarık olan Trabzon'dan çıkan birisine ''Pontus'' damgası vurmaya kalkışırsan sana en çok oy veren Karadenizlilerin de tokadını yemiş olursun. Kaldı ki , Cumhurbaşkanının Rizeli , İçişleri ve Maliye Bakanlarının ise Trabzonlu olduğunu bilmene rağmen böyle bir yakıştırma içerisine girmek nasıl bir ahmaklığın ürünüdür ona da şaşırmamak elde değil. ''Bana oy vermeyenler terörist'' demek yine bu dönemde ortaya çıkan ve toplumu ne kadar kutuplaştırıcı bir dil kullanıldığını gösteren en büyük cümledir herhalde. Demek ki neymiş Türk Milleti ötekileştirici her türlü dili kullananları sandıkta ötekileştirebiliyormuş. İnsanların en çok tepki gösterdiği meselelerden birisi de kamu taşınmaz ve teşebbüslerinin satılması veya özelleştirilmesi konusu... Satış ve özelleştirmeden gelen kaynakları kısa vadede likidite ve istihdam imkanı sağlayan yatırımlar yerine uzun vadede katma değer sağlayacak yine üretime yönelik yatırımlara aktarmış olsaydınız ekonomik olarak dış müdahalelerden daha az etkilenen ve toplum refahı daha yüksek olan bir ülke olabilirdik. Yani fabrikayı satıp yerine hapishane yaparsanız toplum sizi cezalandırır. İnsanlara yukarıdan bakma , halktan kopma , vatandaş geçim derdinde iken 1000 odalı saraylar , yazlıklar inşa ederek toplum ile aradaki uçurumu iyice derinleştirmek de toplumun da ''nerede hani simit hesabı yaptığımız günler'' demesine neden olabilir. 23 Haziran'da bir kez daha gördük ki ;şımarık bir çocuk edasıyla millet iradesini reddedercesine iptal ve yenilenmeye gitmek... Hakettiği halde elinden hakkı alınan birisini mağdur etmek de Türk Toplumunun öteden beri en hassas olduğu konulardan olduğu durumlardan birisi. Nitekim daha önce aynı durumu yaşamasına rağmen yıllar sonra benzer şekilde başka birini aynı şekilde mağdur etmek yine geçmişe bakmayıp geleceğe yön çizememekten ileri gelir. İşin en tuhafı da ne biliyor musunuz ? Terörün üzerine bu kadar gidildiği bir dönemde oy için yine bir teröristi kullanmak da insanların aklında pek iyi bir yer edinmediği çok açık ! Toplumun bir kesiminin daha önce kendisini kullanan bir teröristin sözüne itibar etmemesi de toplumun aslında ne kadar birleştiğini ve ona göre hareket ettiğini gösteren bir gerçek oldu. Bu da Türk Demokrasisi adına önemli bir gelişme. Umuyorum Türkiye adına en hayırlısı ve herşey daha da güzel olur.

AKP 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde hezimete uğradı.

İstanbul ve Ankara gibi iki önemli Büyükşehiri CHP'ye kaptıran AKP için de tehlike çanları çalmaya başladı.

İç muhasebe ve özeleştiri yerine suçu başkalarına yüklemek ; CHP'yi hırsızlıkla suçlarken her olayın müsebbibi olarak da dış güçleri işaret etmek belki de toplumu da garabete sevk etti.

Dış siyasette dik duruş sergilemeye çalışırken bunun beraberinde getirdiği ekonomik yaptırımların alt gelir grubunu adeta ezip geçtiğinin farkında olamamak mı yoksa bunu görmezden gelmek mi ; yapılan en büyük hatalardan birisi !

İnsanlar kendi bekalarının mücadelesini verirken ülkenin beka söylemine pek de itibar etmediği çok açık.

Bunun yanında insanlardaki ''Suriyeli'' huzursuzluğu ve bunu görmezden gelmek de AKP'ye en çok kaybettiren durum olsa gerek.

Suriye'de sınır güvenliğini ve Türkiye'deki Suriyeli mülteciler için güvenli bölge oluşturmak için canını ortaya koyan mehmetçik bir tarafta sahilde nargile çeken Suriyeli gençler diğer tarafta iken Türk Milleti'nin de buna tahammül göstermesi çok zor olsa gerekti.

Milliyetçilik damarları kabarık olan Trabzon'dan çıkan birisine ''Pontus'' damgası vurmaya kalkışırsan sana en çok oy veren Karadenizlilerin de tokadını yemiş olursun.

Kaldı ki , Cumhurbaşkanının Rizeli , İçişleri ve Maliye Bakanlarının ise Trabzonlu olduğunu bilmene rağmen böyle bir yakıştırma içerisine girmek nasıl bir ahmaklığın ürünüdür ona da şaşırmamak elde değil.

''Bana oy vermeyenler terörist'' demek yine bu dönemde ortaya çıkan ve toplumu ne kadar kutuplaştırıcı bir dil kullanıldığını gösteren en büyük cümledir herhalde.

Demek ki neymiş Türk Milleti ötekileştirici her türlü dili kullananları sandıkta ötekileştirebiliyormuş.

İnsanların en çok tepki gösterdiği meselelerden birisi de kamu taşınmaz ve teşebbüslerinin satılması veya özelleştirilmesi konusu...

Satış ve özelleştirmeden gelen kaynakları kısa vadede likidite ve istihdam imkanı sağlayan yatırımlar yerine uzun vadede katma değer sağlayacak yine üretime yönelik yatırımlara aktarmış olsaydınız ekonomik olarak dış müdahalelerden daha az etkilenen ve toplum refahı daha yüksek olan bir ülke olabilirdik.

Yani fabrikayı satıp yerine hapishane yaparsanız toplum sizi cezalandırır.

İnsanlara yukarıdan bakma , halktan kopma , vatandaş geçim derdinde iken 1000 odalı saraylar , yazlıklar inşa ederek toplum ile aradaki uçurumu iyice derinleştirmek de toplumun da ''nerede hani simit hesabı yaptığımız günler'' demesine neden olabilir.

23 Haziran'da bir kez daha gördük ki ;şımarık bir çocuk edasıyla millet iradesini reddedercesine iptal ve yenilenmeye gitmek...

Hakettiği halde elinden hakkı alınan birisini mağdur etmek de Türk Toplumunun öteden beri en hassas olduğu konulardan olduğu durumlardan birisi.

Nitekim daha önce aynı durumu yaşamasına rağmen yıllar sonra benzer şekilde başka birini aynı şekilde mağdur etmek yine geçmişe bakmayıp geleceğe yön çizememekten ileri gelir.

İşin en tuhafı da ne biliyor musunuz ?

Terörün üzerine bu kadar gidildiği bir dönemde oy için yine bir teröristi kullanmak da insanların aklında pek iyi bir yer edinmediği çok açık !

Toplumun bir kesiminin daha önce kendisini kullanan bir teröristin sözüne itibar etmemesi de toplumun aslında ne kadar birleştiğini ve ona göre hareket ettiğini gösteren bir gerçek oldu.

Bu da Türk Demokrasisi adına önemli bir gelişme.

Umuyorum Türkiye adına en hayırlısı ve herşey daha da güzel olur.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.