Cumhuriyet Savcısı Gerekçeli Kararını Açıkladı

DİĞER (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 08.01.2018 - 14:03, Güncelleme: 05.05.2023 - 17:12
 

Cumhuriyet Savcısı Gerekçeli Kararını Açıkladı

''Kırşehir'in birçok sorunu varken, Neden Atatürk Heykeli'' başlıklı yazım yüzünden, Kırşehir Belediyesi tarafından mahkemeye verilmiştim. Kamuoyunun tepkisini ölçmek emriyle haber yaptırılan   bir takım gazetelere yönelik yazılan yazı sebebiyle Belediye tarafından dava edilmenin çelişkisini bir tarafa bırakın , aynı gazetelerin ''vatandaş istedi , başkan yapıyor'' haberlerine yönelik herhangi bir yasal işlem söz konusu olmaması da olayın vahametini ortaya koyuyor. Nitekim, olayı soruşturan Cumhuriyet Savcısı Enes Polat ''Kovuşturmaya yer olmadığına'' dair gerekçeli kararını açıkladı.Karar sadece beni değil söz konusu yazının altına yorum yazdığı için dava edilen şahısları da kapsıyordu.Cumhuriyet Savcısı Polat'ın konu ile ilgili gerekçesi adeta , siyasetçilere ve yöneticilere ders niteliğindeydi. İŞTE O GEREKÇE   ''Anayasamızın 26. maddesinde ''Herkes düşünce ve kanaatlerini söz , yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir'', bu hirriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir alma ya da vermek serbestliğini de kapsar, bu fırka hükmü radyo , televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların iznin sistemine bağlanmasına engel değildir. Bu hürriyetin kullanılması , milli güvenlik , kamu düzeni , kamu güvenliği , Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması , suçların önlenmesi , suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması , başkalarının şöhret veya haklarının özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir. Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler, bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlaması sayılmaz. Bu bilgiler ve yasal düzenlemeler ışığında somut olaya baktığımızda , bahse konu haber ifade ve düşünceyi açıklama hürriyeti kapsamında kalmaktır.Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 26 ve Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Koruması'na ilişikn sözleşmenin 10. maddelerinde öngörülen ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı ile de desteklenen ifade hürriyetinin kullanılması kapsamındadır. *** Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi basın özgürlüğü ile ilgili davalara öncelik tanımaya karar verdi.İç tüzüğünde buna göre değişiklik yaptı.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi basın hürriyeti ile ilgili davalara öncelikle bakmak için iç tüzüğünde ayrıntılı değişiklikler yaparak Mayıs 2017 tarihinde bu değişiklikleri yürürlüğe koydu. Ve bu değişiklik ile çağımızda basın hürriyetinin böylesine önemli olduğu da ortaya konulmuş oldu.AİHM ve gelişmiş demokrasiler basın hürriyeti konusunda niye bu kadar titiz ? Bunu anlamadan çağımızın gelişme dinamiklerini ve çağımızda denetimin ne kadar önemli olduğunu anlayamayız.Böyle olunca da , toplumların gelişme dinamitleri zayıflar.Denetim eksikliğinin yol açtığı bütün sorunlar gittikçe büyür. Peki basın hak ve özgürlükleri ifade hürriyeti günümüzde niye bu kadar öenmli _ Önce AİHM'in 30 yıllık şu içtihatına bakalım. ''Demokratik bir sistemde kamu gücüne elinde bulunduranların yetkilerini hukuki sınırlar içerisinde kullanmalarını sağlamak açısından basın ve kamuoyu denetimi en az idari ve yargısal denetim kadar etkili bir rol oynamakta ve önem taşımaktadır.Halk adına kamu gözcülüğünü yapan basının işlevini yerine getirebilmesi özgür olmasına bağlı olduğundan basın özgürlüğü herkes için geçerli ve yaşamsal bir özgürlüktür.'' Demek ki basın hürriyetinin öncelikli olmasında ki hikmet en az idari ve yargısal denetimi kadar etkili bir rol oynaması ve önem taşımasıdır.Denetim istemeyenlerde aynı sebepten öncelikle basın hürriyetini daraltmaktadırlar. Haksızlığın ve usulsüzlüğünün ortaya çıkarılıp kamuoyuna duyurulması bir denetim olduğu gibi farklı görüş ve politikaların farklı düşünce açıklamalarının ve farklı fikirlerin  farklı yorumların halka iletilmesi de bir nevi denetimdir. Bunun için fikir ve ifade özgürlüğü gazetecilerin imtiyazlı değil, halkın hakkıdır.Elbette hiç bir toplumda geniş kitleler büyük felsefi ve siyasi sistemlerle ilgilenmez.Aydınlar, akademisyenler beyaz yakalılar ilgilenir.Farklı fikirler onlar arasında gelişir.Onların ifade ettiği fikirler halkın çeşitli kesimlerinin ihtiyacına hassasiyetine denk düşer.Bu yolla fikirler kitlelere yayılır.Onun için bir aşamada kitleleri ilgilendirmeyen özgürlükler ve yasaklar uzun vadede o kitleler için de hayati derece önemlidir.'' SÖZ KONUSU KÖŞE YAZISI :
''Kırşehir'in birçok sorunu varken, Neden Atatürk Heykeli'' başlıklı yazım yüzünden, Kırşehir Belediyesi tarafından mahkemeye verilmiştim. Kamuoyunun tepkisini ölçmek emriyle haber yaptırılan   bir takım gazetelere yönelik yazılan yazı sebebiyle Belediye tarafından dava edilmenin çelişkisini bir tarafa bırakın , aynı gazetelerin ''vatandaş istedi , başkan yapıyor'' haberlerine yönelik herhangi bir yasal işlem söz konusu olmaması da olayın vahametini ortaya koyuyor. Nitekim, olayı soruşturan Cumhuriyet Savcısı Enes Polat ''Kovuşturmaya yer olmadığına'' dair gerekçeli kararını açıkladı.Karar sadece beni değil söz konusu yazının altına yorum yazdığı için dava edilen şahısları da kapsıyordu.Cumhuriyet Savcısı Polat'ın konu ile ilgili gerekçesi adeta , siyasetçilere ve yöneticilere ders niteliğindeydi. İŞTE O GEREKÇE   ''Anayasamızın 26. maddesinde ''Herkes düşünce ve kanaatlerini söz , yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir'', bu hirriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir alma ya da vermek serbestliğini de kapsar, bu fırka hükmü radyo , televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların iznin sistemine bağlanmasına engel değildir. Bu hürriyetin kullanılması , milli güvenlik , kamu düzeni , kamu güvenliği , Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması , suçların önlenmesi , suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması , başkalarının şöhret veya haklarının özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir. Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler, bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlaması sayılmaz. Bu bilgiler ve yasal düzenlemeler ışığında somut olaya baktığımızda , bahse konu haber ifade ve düşünceyi açıklama hürriyeti kapsamında kalmaktır.Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 26 ve Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Koruması'na ilişikn sözleşmenin 10. maddelerinde öngörülen ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı ile de desteklenen ifade hürriyetinin kullanılması kapsamındadır.

***

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi basın özgürlüğü ile ilgili davalara öncelik tanımaya karar verdi.İç tüzüğünde buna göre değişiklik yaptı.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi basın hürriyeti ile ilgili davalara öncelikle bakmak için iç tüzüğünde ayrıntılı değişiklikler yaparak Mayıs 2017 tarihinde bu değişiklikleri yürürlüğe koydu. Ve bu değişiklik ile çağımızda basın hürriyetinin böylesine önemli olduğu da ortaya konulmuş oldu.AİHM ve gelişmiş demokrasiler basın hürriyeti konusunda niye bu kadar titiz ? Bunu anlamadan çağımızın gelişme dinamiklerini ve çağımızda denetimin ne kadar önemli olduğunu anlayamayız.Böyle olunca da , toplumların gelişme dinamitleri zayıflar.Denetim eksikliğinin yol açtığı bütün sorunlar gittikçe büyür. Peki basın hak ve özgürlükleri ifade hürriyeti günümüzde niye bu kadar öenmli _ Önce AİHM'in 30 yıllık şu içtihatına bakalım. ''Demokratik bir sistemde kamu gücüne elinde bulunduranların yetkilerini hukuki sınırlar içerisinde kullanmalarını sağlamak açısından basın ve kamuoyu denetimi en az idari ve yargısal denetim kadar etkili bir rol oynamakta ve önem taşımaktadır.Halk adına kamu gözcülüğünü yapan basının işlevini yerine getirebilmesi özgür olmasına bağlı olduğundan basın özgürlüğü herkes için geçerli ve yaşamsal bir özgürlüktür.'' Demek ki basın hürriyetinin öncelikli olmasında ki hikmet en az idari ve yargısal denetimi kadar etkili bir rol oynaması ve önem taşımasıdır.Denetim istemeyenlerde aynı sebepten öncelikle basın hürriyetini daraltmaktadırlar. Haksızlığın ve usulsüzlüğünün ortaya çıkarılıp kamuoyuna duyurulması bir denetim olduğu gibi farklı görüş ve politikaların farklı düşünce açıklamalarının ve farklı fikirlerin  farklı yorumların halka iletilmesi de bir nevi denetimdir. Bunun için fikir ve ifade özgürlüğü gazetecilerin imtiyazlı değil, halkın hakkıdır.Elbette hiç bir toplumda geniş kitleler büyük felsefi ve siyasi sistemlerle ilgilenmez.Aydınlar, akademisyenler beyaz yakalılar ilgilenir.Farklı fikirler onlar arasında gelişir.Onların ifade ettiği fikirler halkın çeşitli kesimlerinin ihtiyacına hassasiyetine denk düşer.Bu yolla fikirler kitlelere yayılır.Onun için bir aşamada kitleleri ilgilendirmeyen özgürlükler ve yasaklar uzun vadede o kitleler için de hayati derece önemlidir.'' SÖZ KONUSU KÖŞE YAZISI :
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.