Cumhurbaşkanı Erdoğan Açıkladı, ''Tam Kapanma Uygulanacak''

GÜNDEM 26.04.2021 - 19:57, Güncelleme: 05.05.2023 - 17:12
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan Açıkladı, ''Tam Kapanma Uygulanacak''

Corona virüsü salgınıyla mücadele çerçevesinde kapanma senaryolarının görüşüldüğü kabine toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantının ardından yaptığı açıklamada "29 Nisan 2021 Perşembe akşamı saat 19:00'dan 17 Mayıs 2021 Pazartesi sabah 05:00'e kadar tam kapanma kararı uygulanacak" dedi.

Kabine toplantısının ardından açıklamada bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şunları söyledi ; * Vatandaşlarımızın aldıkları sağlık hizmetlerinin kalitesini yükseltmek için ilave adımlar da açıyoruz. Bu çerçevede sağlık uygulama tebliğ listesinde olan işlemlerin tamamı için 10 ile 20 oranında tıbbi malzeme fiyatlarında ise 10 oranında artış yaparak sağlık sistemimizi destekledik. Ayrıca toplamda 115 bin vatandaşımızı ilgilendiren diyaliz hizmetlerinin bedelini 20 artırdık.* Aziz milletim, corona virüsü salgını dünyayı kasıp kavurmaya devam ediyor. Zaman zaman artan, zaman zaman azalan bir seyir izleyerek süren bu salgın krizini ülkemiz ve milletimiz için en hayırlı şekilde yönetmeye çalışıyoruz. Sağlık hizmetleri konusunda hamdolsun herhangi bir sıkıntı yaşanmıyor. * Yine 34 bin vatandaşımızın faydalandı. Çölyak tedavisinin ödeme tutarında şimdi 25 ve ağustos ayından itibaren de ilave 25 artış yaptık. Sosyal Güvenlik Kurumu ülkemize maliyeti 7 milyar TL'yi geçen bu düzenlemeleri milletimize ve sağlık sektörüne hayırlı olmasını diliyorum. * Ayrıca hem salgın dönemini hem Ramazan ayını gözeterek ihtiyaç sahibi ailelere dağıtılmak üzere başlattığımız patates ve soğan dağıtımlarında 103 bin tonu geride bıraktık. * 29 Nisan 2021 Perşembe akşamı saat 19:00’dan 17 Mayıs 2021 Pazartesi sabah 05:00’e kadar tam kapanma uygulanacak. * Diğer yandan artan vaka ve vefat sayıları bizi ramazan ayıyla birlikte tedbirleri sıkılaştırmaya mecbur bıraktı. Bu tedbirlerin neticelerini yavaş yavaş almaya başladık. Bugün kabine toplantımızın salgınla ilgili son gelişmeler bölümünde enine boyuna değerlendirmesini yaptık. * Ramazan Bayramı'nın ardından hayatımızı kolaylaştıracak adımlar ata bilmeniz için rakamların bugünün çok daha altına düşmesi şart.* Amacımız tedbirlerin temizlik maske mesafe kurallarından asla taviz vermeden vatandaşlarımızın hayatlarını en az etkileyecek şekilde uygulanmasını, vaka ve vefat sayıları yükseldiğinde kısıtlayıcı tedbirlerin artırılması kaçınılmaz hale gelmektedir. * Avrupa'nın açılma sürecine girdiği bir dönemde bizim geride kalmamak için vaka sayılarımızı süratte 5 bin altına indirmeliyiz. Turizmden ticarete ve eğitime kadar ağır bir fatura ile karşı karşıya gelmeniz kaçınılmaz olacak hedeflediğimiz rahatlamayı sağlayabilmek için önümüzdeki günlerde hep birlikte biraz daha fedakarlık yapmamız önem arz ediyor. * Öncelikle şu hususu belirtmek istiyorum, özel hastanelerde yoğun bakım hizmetlerinden dolayı ücret talep edildiğine dair şikayetler oluyor. Hukuken bu hizmetler için vatandaşlarımızdan hiçbir ücret talep edilemez. Yoğun bakım hizmetleri sebebiyle ilave ücret talebiyle karşılaşan vatandaşlarımız bu durumu Sağlık Bakanlığımıza ve Sosyal Güvenlik Kurumumuza bildirirlerse failleri hakkında gereken işlemler yapılacaktır. * Çünkü bunların yaptırımı var. Salgın başladığından beri ekipleri ile birlikte yoğun mesai sarf eden muhtarlarımızın acılarına başlanacağının müjdesini de vermek istiyorum. * Bayram sonrasına kadar sürecek yeni tedbirlerimiz şu şekilde olacak: 29 Nisan 2021 yani Perşembe akşamı saat 19:00'dan başlayıp 17 Mayıs 2021 Pazartesi sabah 05:00’e kadar sürecek şekilde tam kapanmaya geçiyoruz. * Yeme içme sektöründe sadece paket serviste hizmet verilebilecek şartlara uygun olan işletmeler bu hizmeti gerektiğinde kesintisiz devam ettirebilecektir.* Bu tarihler arasında kesintisiz sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacaktır. İçişleri Bakanlığı genelgesinde belirtilen üretim, imalat, gıda, temizlik, sağlık gibi alanlarda istisna tutulan kuruluşlar hariç tüm iş yerleri faaliyetlerine ara verecektir. * Şehirler arası seyahatlerin tamamı izne tabi olacak ve şehirler arası toplu taşıma araçları 50 kapasiteyle çalışabilecektir. * Önceki uygulamalardan farklı olarak bu defa konaklama tesislerindeki rezervasyonlar sokağa çıkma ve şehirler arası seyahat kısıtlamaları için istisna teşkil etmeyecektir. * Hizmetlerini sürdürecek olan kamu kurumlarındaki personel uzaktan veya dönüşümlü çalışmaya yönlendirilecektir uzaktan çalışan kamu personeli de sokağa çıkma sınırlamasına tabi olacak ana okul kreş sekizinci ve 12. sınıflar dahil tüm kurumlarda 100 yüze eğitime ara verilecek tüm sınavlar ertelenecektir. * Tarım sektöründe çalışanların faaliyetlerini salgın tedbirlerine uygun şekilde yürütebilmesi için gereken düzenlemeler ayrıca yapılacak. İhtiyaçlarını karşılamak için sokağa çıkamayan yaşlı veya ağır hastalığı olan vatandaşlarımız vefa ekiplerinden destek isteyebilecektir. * Vatandaşlarımızın mağdur olmaması için kurumlarımız gereken tüm tedbirleri alacaktır. Biz de bunların yakın takipçisi olacağız. Türkiye bu durumdan çok önemli olan bu sürecin hedeflediğimiz sonuçlar verebilmesi için kurallar en sıkı şekilde uygulanacak, tedbirlerin istismarına kesinlikle izin verilmeyecektir. * İnşallah bu fedakarlıklarımızın karşılığını bayram sonrası hep birlikte sağlıklı huzurlu ve mutlu müreffeh günlere ulaşarak alacağız.   Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kabine Toplantısı’nın ardından, 24 Nisan’da 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanımlayan ABD Başkanı Joe Biden’a sert tepki gösterdi.   İŞTE ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARINDAN SATIR BAŞLARI   "ABD Başkanı Biden yayınladığı mesajda coğrafyamızda 1 asırdan önce yaşanmış olaylarla ilgili mesnetsiz, haksız ifadeler kullanmıştır. Hiçbir tarihi ve hukuki ifadesi olmayan bu söylemleri milletimizi ve bizi üzmüştür. Türkiye karşıtı grupların baskıyla yer verildiğini düşünüyoruz. Ancak bu durum iki ülke arasındaki tutumu ortadan kaldırmıyor. Şayet böyle bir yola girilecekse bu yarıştan alnı ak tek millet ve devletin biz olduğunu da hatırlatmak isteriz. ABD ve Avrupa başta olmak üzere bize soykırım ifadesi yönetenlerin millet içine çıkamayacak duruma gelecektir. Osmanlı balkanlardan ve Kafkaslara uzanan nüfusunun yarıya yakını 10 milyon ölüm yarısı sürgün acısı yaşamıştır. Üstelik biz bunu söylemiyoruz. Batılı tarihçiler söylüyor. Sadece dedelerin torunlarına yürekleri burkularak anlattığı acı hatıraları vardır. Çünkü bu insanlar Türktür, Müslümandır. Millet olarak bugüne kadar, kendi acılarımızı istismar haline getirerek hareket etmedik. Biz acıları kalbimize gömük ileriye bakma bakış açımızı bazıları yanlış anlıyor. Hiç sınırlarımız dışına çıkmaya bile gerek yok, Adana'dan Antep Maraş'a İstanbul'dan Çanakkale'ye kadar her şehrimiz kendi kayıplarının peşine düşse bile yeter. Ortaya nasıl bir sonuç çıkacağını kim bile bilir. Biz hala en başta söylediğimiz yerdeyiz. Tarihteki olayların araştırılması, bu işin erbabına yani tarihçilere bırakılmalıdır. Siyasetçilere değil. Yıllardır dile getirilen Ermeni olaylarıyla ilgili ortak bir komisyon kurulması çağrımıza bir cevap alamadık. Biz kendimize bu kadar güvenirken karşı tarafın iddia sahibi olarak gerçek peşinde koşmak yerine meseleyi siyasi peşinde koşması tek başına göstermeye yeter. Meseleyi özetle anlatmak istiyorum. Anadolu ecdadımızın yönetiminde farklı kökenden inançtan insanların yaşadığı coğrafya olmuştur. Tarihimize 93 Harbi diye geçen hadiseye kadar bu barış iklimi sürmüştür. Osmanlının son döneminde batılılar tarafından silahlandırılarak bize karşı ayaklandırılmıştır. Balkan toprakları bu şekilde başlatılan asimetrik savaşlarla ülkeden kopartılmıştır. Aynı durum Doğu'da Ermeniler üzerinden oynanmıştır. Ermeniler köyleri ve şehirleri basıp önüne gelen kadın çocuk demeden öldürmüşlerdir. Bu çeteler topraklarımıza saldıran Rusyalarla iş birliği yapmıştır. 24 Nisan'da ne olmuştur? Aslında insani trajedi anlamında hiçbir şey olmamıştır. Sadece Osmanlı devletinin savaşa halinde olduğu aleyhine faaliyet yürüten örgütleri kapatıp yöneticilerini tutukladığı gündür. Yaşanan herhangi bir can kaybı da söz konusu değildir. Ülkemizdeki Ermeni toplumu bu tarihi acılarını anma günü olarak kabul etmiştir. Biz de bu tarihte ne olduğunu bilerek Ermenilerin acılarına saygı duyarak son yıllarda mesaj gönderiyoruz. Yapılan işlem muhtemel bir tehlike değil bilfiil yürüyen bir isyana artan katliama karşı alınmış bir tedbirdir. Dikkat ederseniz bu tarihler Osmanlı Devleti2nin birçok cephede... Eli tutan erkelerin çoğu cephede oldukları için geride savunmasız kadınlar çocuklar kalmıştır. Ermeni çeteleri sadece masum ve savunmasız insanları katletmişleridir. Sadece Muş'ta 20 bin vatandaşımız katliama maruz kalmıştır. Ermeni çeteler Trabzon civarındaki vatandaşları da topluca öldürmekten çekinmemişlerdir. Ortada karşılıklı savaştan kaynaklı kayıp olsa bir yere kadar kabul edebilir. Ama tekrar ediyorum. Ermeni çeteciler yaptıkları katliamı ve yüzbinlerce insanı göçe zorlamalarını övünerek anlatmışlardır. Osmanlı devleti çıkardığı sevk kanunuyla Ermeni nüfusu başka bölgeye gönderme kararı almıştır. Üstelik bu karar tüm Ermeni nüfusu değil çetelerin olduğu bölgeleri kapsamıştır. 1. Dünya savaşı öncesi Osmanlı topraklarında Ermeni nüfusu 1 milyon 300 bin olarak yer alıyor. Belge ile konuşuyorum. Biden gibi kaynaksız konuşmuyorum. Buyursun gelsinler belgeleri incelesinler. Acaba ABD arşivinde ne kadar belge var. Açabiliyor mu? Biz hodri meydan diyoruz. Ama bugüne kadar bizim çağrılarımıza cevap veremediler. İran'a gidenlerle birlikte bu rakam 500 bine ulaşmaktadır. Sevk ve iskana uğrayanların sayısı ABD açıklamalarında 600 bin olarak belirtilmektedir ki gerçek rakam daha azdır. 150 bin kişinin her biri candır ve önemli bir rakamdır. Gerçek rakamların 1 sıfır ile abartıldığı Ermeni tarihçiler tarafından itiraf ediliyor. Osmanlı Devleti Ermeni nüfusu başka yere göndermemiş kendi topraklarında yer değiştirmiştir. Mazereti olanlar da sevkten maruz tutulmuşlardır. Bu dönemde kimsesiz kalan çocuklar için yetimhaneler kurulmuştur. Dışarıdan yardım gönderilmesine de hiçbir zaman engel çıkartılmamıştır. Hiçbir yerde Ermenilere ait toplu mezarla karşılaşamazsınız. 300 bin Ermeni yaşamayı sürdürmüştür. Şuan da İstanbul'da 100 bin Ermeni yaşamaktadır. Biz bu konularda hiçbir zaman dışlayan olmadık. Savaş sonrası dönenlerle birlikte bu rakam 650 bine ulaşmıştır. Herhalde soykırıma uğrayanlar bu topraklara geri dönmez sayın Biden Suriye, Ürdün Lübnan gibi yerlere gönderilen Ermenilerden bir kısmı ABD ve Avrupa'ya zamanla göç etmişlerdir. O gidenler soykırım yalanlarını desteklemeye çalışmaktadır. Daha açık bir ifadeyle Çanakkale de savaşan askerlerimizi... Böylece Osmanlı cephede düşmanla değil sınırları içinde çetelerle mücadele ederken savaşı kaybetmiş olacaktı. Zaten o günlerde savaştığımız düşmanların da istediği buydu. Ermenileri bu sinsi senaryoda acımasızca kullanmışlar, amaçlarına ulaşamayınca ölülerini bile kullanmışlardır. Bugün Ermeni nüfusun bulunduğu coğrafyada 80'i Müslümandı. Yaklaşık 30 yıl önce işgal edilen Karabağ ve Azerbaycan şehirlerinde yapılanlar da ortadır. Sayın Biden MİNK üçlüsü diye bir 3'lü oluşturulmuştur. Burada ABD, Rusya Fransa vardı. 30 yıl bu işgalden kurtarmadınız oradaki insanları ve Azeri kardeşlerimiz ne yazık ki 1 milyonu aşkın hicret etmek zorunda kaldı. Bütün o yerler Karabağ maalesef yakıldı yıkıldı. Eğer soykırım diyorsanız şöyle bir kendiniz aynaya bakıp değerlendirmeniz lazım. Kızılderilileri zaten söylememe gerek yok. Onlar zaten ortada. Bütün bu gerçekler ortadayken Türk Milletine soykırım yaftasını yapıştıramazsınız. Buralarda 10 binlerce sivil katledilirken Azeri kardeşlerimiz evlerini terk etmek zorunda kalmıştır. Büyük vaatlerle kandırılan Ermenilerin Avrupa, ABD, Rusya tarafından bu yalanlarla örtmeye çalışmasından kaynaklanıyor. Toplamda 17 milyon insanın öldüğü 1. Dünya Savaşında bir değerlendirme yapacaksak şunları da hatırlatmamız gerekiyor. Sürgün adı altında bu insanların büyük bir bölümü açlık soğuk altında ölüme terk edilmiştir. Avusturya, Macaristan'da kendi vatandaşı olan Rus asıllı vatandaşları kurşuna dizmişlerdir.
Corona virüsü salgınıyla mücadele çerçevesinde kapanma senaryolarının görüşüldüğü kabine toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan toplantının ardından yaptığı açıklamada "29 Nisan 2021 Perşembe akşamı saat 19:00'dan 17 Mayıs 2021 Pazartesi sabah 05:00'e kadar tam kapanma kararı uygulanacak" dedi.

Kabine toplantısının ardından açıklamada bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şunları söyledi ;


* Vatandaşlarımızın aldıkları sağlık hizmetlerinin kalitesini yükseltmek için ilave adımlar da açıyoruz. Bu çerçevede sağlık uygulama tebliğ listesinde olan işlemlerin tamamı için 10 ile 20 oranında tıbbi malzeme fiyatlarında ise 10 oranında artış yaparak sağlık sistemimizi destekledik. Ayrıca toplamda 115 bin vatandaşımızı ilgilendiren diyaliz hizmetlerinin bedelini 20 artırdık.* Aziz milletim, corona virüsü salgını dünyayı kasıp kavurmaya devam ediyor. Zaman zaman artan, zaman zaman azalan bir seyir izleyerek süren bu salgın krizini ülkemiz ve milletimiz için en hayırlı şekilde yönetmeye çalışıyoruz. Sağlık hizmetleri konusunda hamdolsun herhangi bir sıkıntı yaşanmıyor.

* Yine 34 bin vatandaşımızın faydalandı. Çölyak tedavisinin ödeme tutarında şimdi 25 ve ağustos ayından itibaren de ilave 25 artış yaptık. Sosyal Güvenlik Kurumu ülkemize maliyeti 7 milyar TL'yi geçen bu düzenlemeleri milletimize ve sağlık sektörüne hayırlı olmasını diliyorum.

* Ayrıca hem salgın dönemini hem Ramazan ayını gözeterek ihtiyaç sahibi ailelere dağıtılmak üzere başlattığımız patates ve soğan dağıtımlarında 103 bin tonu geride bıraktık.

* 29 Nisan 2021 Perşembe akşamı saat 19:00’dan 17 Mayıs 2021 Pazartesi sabah 05:00’e kadar tam kapanma uygulanacak.

* Diğer yandan artan vaka ve vefat sayıları bizi ramazan ayıyla birlikte tedbirleri sıkılaştırmaya mecbur bıraktı. Bu tedbirlerin neticelerini yavaş yavaş almaya başladık. Bugün kabine toplantımızın salgınla ilgili son gelişmeler bölümünde enine boyuna değerlendirmesini yaptık.


* Ramazan Bayramı'nın ardından hayatımızı kolaylaştıracak adımlar ata bilmeniz için rakamların bugünün çok daha altına düşmesi şart.* Amacımız tedbirlerin temizlik maske mesafe kurallarından asla taviz vermeden vatandaşlarımızın hayatlarını en az etkileyecek şekilde uygulanmasını, vaka ve vefat sayıları yükseldiğinde kısıtlayıcı tedbirlerin artırılması kaçınılmaz hale gelmektedir.

* Avrupa'nın açılma sürecine girdiği bir dönemde bizim geride kalmamak için vaka sayılarımızı süratte 5 bin altına indirmeliyiz. Turizmden ticarete ve eğitime kadar ağır bir fatura ile karşı karşıya gelmeniz kaçınılmaz olacak hedeflediğimiz rahatlamayı sağlayabilmek için önümüzdeki günlerde hep birlikte biraz daha fedakarlık yapmamız önem arz ediyor.

* Öncelikle şu hususu belirtmek istiyorum, özel hastanelerde yoğun bakım hizmetlerinden dolayı ücret talep edildiğine dair şikayetler oluyor. Hukuken bu hizmetler için vatandaşlarımızdan hiçbir ücret talep edilemez. Yoğun bakım hizmetleri sebebiyle ilave ücret talebiyle karşılaşan vatandaşlarımız bu durumu Sağlık Bakanlığımıza ve Sosyal Güvenlik Kurumumuza bildirirlerse failleri hakkında gereken işlemler yapılacaktır.

* Çünkü bunların yaptırımı var. Salgın başladığından beri ekipleri ile birlikte yoğun mesai sarf eden muhtarlarımızın acılarına başlanacağının müjdesini de vermek istiyorum.

* Bayram sonrasına kadar sürecek yeni tedbirlerimiz şu şekilde olacak: 29 Nisan 2021 yani Perşembe akşamı saat 19:00'dan başlayıp 17 Mayıs 2021 Pazartesi sabah 05:00’e kadar sürecek şekilde tam kapanmaya geçiyoruz.


* Yeme içme sektöründe sadece paket serviste hizmet verilebilecek şartlara uygun olan işletmeler bu hizmeti gerektiğinde kesintisiz devam ettirebilecektir.* Bu tarihler arasında kesintisiz sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacaktır. İçişleri Bakanlığı genelgesinde belirtilen üretim, imalat, gıda, temizlik, sağlık gibi alanlarda istisna tutulan kuruluşlar hariç tüm iş yerleri faaliyetlerine ara verecektir.

* Şehirler arası seyahatlerin tamamı izne tabi olacak ve şehirler arası toplu taşıma araçları 50 kapasiteyle çalışabilecektir.

* Önceki uygulamalardan farklı olarak bu defa konaklama tesislerindeki rezervasyonlar sokağa çıkma ve şehirler arası seyahat kısıtlamaları için istisna teşkil etmeyecektir.

* Hizmetlerini sürdürecek olan kamu kurumlarındaki personel uzaktan veya dönüşümlü çalışmaya yönlendirilecektir uzaktan çalışan kamu personeli de sokağa çıkma sınırlamasına tabi olacak ana okul kreş sekizinci ve 12. sınıflar dahil tüm kurumlarda 100 yüze eğitime ara verilecek tüm sınavlar ertelenecektir.

* Tarım sektöründe çalışanların faaliyetlerini salgın tedbirlerine uygun şekilde yürütebilmesi için gereken düzenlemeler ayrıca yapılacak. İhtiyaçlarını karşılamak için sokağa çıkamayan yaşlı veya ağır hastalığı olan vatandaşlarımız vefa ekiplerinden destek isteyebilecektir.

* Vatandaşlarımızın mağdur olmaması için kurumlarımız gereken tüm tedbirleri alacaktır. Biz de bunların yakın takipçisi olacağız. Türkiye bu durumdan çok önemli olan bu sürecin hedeflediğimiz sonuçlar verebilmesi için kurallar en sıkı şekilde uygulanacak, tedbirlerin istismarına kesinlikle izin verilmeyecektir.

* İnşallah bu fedakarlıklarımızın karşılığını bayram sonrası hep birlikte sağlıklı huzurlu ve mutlu müreffeh günlere ulaşarak alacağız.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kabine Toplantısı’nın ardından, 24 Nisan’da 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanımlayan ABD Başkanı Joe Biden’a sert tepki gösterdi.

 

İŞTE ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARINDAN SATIR BAŞLARI

 

"ABD Başkanı Biden yayınladığı mesajda coğrafyamızda 1 asırdan önce yaşanmış olaylarla ilgili mesnetsiz, haksız ifadeler kullanmıştır.

Hiçbir tarihi ve hukuki ifadesi olmayan bu söylemleri milletimizi ve bizi üzmüştür.

Türkiye karşıtı grupların baskıyla yer verildiğini düşünüyoruz. Ancak bu durum iki ülke arasındaki tutumu ortadan kaldırmıyor. Şayet böyle bir yola girilecekse bu yarıştan alnı ak tek millet ve devletin biz olduğunu da hatırlatmak isteriz.

ABD ve Avrupa başta olmak üzere bize soykırım ifadesi yönetenlerin millet içine çıkamayacak duruma gelecektir. Osmanlı balkanlardan ve Kafkaslara uzanan nüfusunun yarıya yakını 10 milyon ölüm yarısı sürgün acısı yaşamıştır. Üstelik biz bunu söylemiyoruz. Batılı tarihçiler söylüyor.

Sadece dedelerin torunlarına yürekleri burkularak anlattığı acı hatıraları vardır. Çünkü bu insanlar Türktür, Müslümandır.

Millet olarak bugüne kadar, kendi acılarımızı istismar haline getirerek hareket etmedik. Biz acıları kalbimize gömük ileriye bakma bakış açımızı bazıları yanlış anlıyor.

Hiç sınırlarımız dışına çıkmaya bile gerek yok, Adana'dan Antep Maraş'a İstanbul'dan Çanakkale'ye kadar her şehrimiz kendi kayıplarının peşine düşse bile yeter.

Ortaya nasıl bir sonuç çıkacağını kim bile bilir. Biz hala en başta söylediğimiz yerdeyiz. Tarihteki olayların araştırılması, bu işin erbabına yani tarihçilere bırakılmalıdır. Siyasetçilere değil.

Yıllardır dile getirilen Ermeni olaylarıyla ilgili ortak bir komisyon kurulması çağrımıza bir cevap alamadık. Biz kendimize bu kadar güvenirken karşı tarafın iddia sahibi olarak gerçek peşinde koşmak yerine meseleyi siyasi peşinde koşması tek başına göstermeye yeter.

Meseleyi özetle anlatmak istiyorum. Anadolu ecdadımızın yönetiminde farklı kökenden inançtan insanların yaşadığı coğrafya olmuştur.

Tarihimize 93 Harbi diye geçen hadiseye kadar bu barış iklimi sürmüştür.

Osmanlının son döneminde batılılar tarafından silahlandırılarak bize karşı ayaklandırılmıştır. Balkan toprakları bu şekilde başlatılan asimetrik savaşlarla ülkeden kopartılmıştır.

Aynı durum Doğu'da Ermeniler üzerinden oynanmıştır.

Ermeniler köyleri ve şehirleri basıp önüne gelen kadın çocuk demeden öldürmüşlerdir.

Bu çeteler topraklarımıza saldıran Rusyalarla iş birliği yapmıştır.

24 Nisan'da ne olmuştur? Aslında insani trajedi anlamında hiçbir şey olmamıştır. Sadece Osmanlı devletinin savaşa halinde olduğu aleyhine faaliyet yürüten örgütleri kapatıp yöneticilerini tutukladığı gündür.

Yaşanan herhangi bir can kaybı da söz konusu değildir. Ülkemizdeki Ermeni toplumu bu tarihi acılarını anma günü olarak kabul etmiştir. Biz de bu tarihte ne olduğunu bilerek Ermenilerin acılarına saygı duyarak son yıllarda mesaj gönderiyoruz.

Yapılan işlem muhtemel bir tehlike değil bilfiil yürüyen bir isyana artan katliama karşı alınmış bir tedbirdir. Dikkat ederseniz bu tarihler Osmanlı Devleti2nin birçok cephede... Eli tutan erkelerin çoğu cephede oldukları için geride savunmasız kadınlar çocuklar kalmıştır.

Ermeni çeteleri sadece masum ve savunmasız insanları katletmişleridir.

Sadece Muş'ta 20 bin vatandaşımız katliama maruz kalmıştır. Ermeni çeteler Trabzon civarındaki vatandaşları da topluca öldürmekten çekinmemişlerdir.

Ortada karşılıklı savaştan kaynaklı kayıp olsa bir yere kadar kabul edebilir. Ama tekrar ediyorum. Ermeni çeteciler yaptıkları katliamı ve yüzbinlerce insanı göçe zorlamalarını övünerek anlatmışlardır.

Osmanlı devleti çıkardığı sevk kanunuyla Ermeni nüfusu başka bölgeye gönderme kararı almıştır. Üstelik bu karar tüm Ermeni nüfusu değil çetelerin olduğu bölgeleri kapsamıştır.

1. Dünya savaşı öncesi Osmanlı topraklarında Ermeni nüfusu 1 milyon 300 bin olarak yer alıyor. Belge ile konuşuyorum. Biden gibi kaynaksız konuşmuyorum. Buyursun gelsinler belgeleri incelesinler. Acaba ABD arşivinde ne kadar belge var. Açabiliyor mu? Biz hodri meydan diyoruz.

Ama bugüne kadar bizim çağrılarımıza cevap veremediler. İran'a gidenlerle birlikte bu rakam 500 bine ulaşmaktadır. Sevk ve iskana uğrayanların sayısı ABD açıklamalarında 600 bin olarak belirtilmektedir ki gerçek rakam daha azdır.

150 bin kişinin her biri candır ve önemli bir rakamdır. Gerçek rakamların 1 sıfır ile abartıldığı Ermeni tarihçiler tarafından itiraf ediliyor.

Osmanlı Devleti Ermeni nüfusu başka yere göndermemiş kendi topraklarında yer değiştirmiştir.

Mazereti olanlar da sevkten maruz tutulmuşlardır. Bu dönemde kimsesiz kalan çocuklar için yetimhaneler kurulmuştur. Dışarıdan yardım gönderilmesine de hiçbir zaman engel çıkartılmamıştır. Hiçbir yerde Ermenilere ait toplu mezarla karşılaşamazsınız.

300 bin Ermeni yaşamayı sürdürmüştür. Şuan da İstanbul'da 100 bin Ermeni yaşamaktadır. Biz bu konularda hiçbir zaman dışlayan olmadık. Savaş sonrası dönenlerle birlikte bu rakam 650 bine ulaşmıştır.

Herhalde soykırıma uğrayanlar bu topraklara geri dönmez sayın Biden Suriye, Ürdün Lübnan gibi yerlere gönderilen Ermenilerden bir kısmı ABD ve Avrupa'ya zamanla göç etmişlerdir.

O gidenler soykırım yalanlarını desteklemeye çalışmaktadır. Daha açık bir ifadeyle Çanakkale de savaşan askerlerimizi... Böylece Osmanlı cephede düşmanla değil sınırları içinde çetelerle mücadele ederken savaşı kaybetmiş olacaktı.

Zaten o günlerde savaştığımız düşmanların da istediği buydu. Ermenileri bu sinsi senaryoda acımasızca kullanmışlar, amaçlarına ulaşamayınca ölülerini bile kullanmışlardır.

Bugün Ermeni nüfusun bulunduğu coğrafyada 80'i Müslümandı. Yaklaşık 30 yıl önce işgal edilen Karabağ ve Azerbaycan şehirlerinde yapılanlar da ortadır.

Sayın Biden MİNK üçlüsü diye bir 3'lü oluşturulmuştur. Burada ABD, Rusya Fransa vardı. 30 yıl bu işgalden kurtarmadınız oradaki insanları ve Azeri kardeşlerimiz ne yazık ki 1 milyonu aşkın hicret etmek zorunda kaldı. Bütün o yerler Karabağ maalesef yakıldı yıkıldı. Eğer soykırım diyorsanız şöyle bir kendiniz aynaya bakıp değerlendirmeniz lazım. Kızılderilileri zaten söylememe gerek yok. Onlar zaten ortada. Bütün bu gerçekler ortadayken Türk Milletine soykırım yaftasını yapıştıramazsınız. Buralarda 10 binlerce sivil katledilirken Azeri kardeşlerimiz evlerini terk etmek zorunda kalmıştır.

Büyük vaatlerle kandırılan Ermenilerin Avrupa, ABD, Rusya tarafından bu yalanlarla örtmeye çalışmasından kaynaklanıyor.

Toplamda 17 milyon insanın öldüğü 1. Dünya Savaşında bir değerlendirme yapacaksak şunları da hatırlatmamız gerekiyor. Sürgün adı altında bu insanların büyük bir bölümü açlık soğuk altında ölüme terk edilmiştir. Avusturya, Macaristan'da kendi vatandaşı olan Rus asıllı vatandaşları kurşuna dizmişlerdir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kirsehirhaberturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.