Celal Şengör Gibi Şarlatanlar Aslında Kimdir ?
Celal Şengör Gibi Şarlatanlar Aslında Kimdir ?
Geçtiğimiz günlerde Neşet Ertaş ile ilgili , ''kendisini tanımıyorum adını daha önce hiç duymadım'' sözleriyle tepki toplayan Celal Şengör ile ilgili, '' tanımıyor olamaz kendince aşağılıyor.Böyle yaparak gündeme gelmeye çalışıyor'' paylaşımda bulunan Nihat Genç bu kez de Celal Şengör ile ilgili bir yazı kaleme kaldı.
Geçtiğimiz günlerde Neşet Ertaş ile ilgili , ''kendisini tanımıyorum adını daha önce hiç duymadım'' sözleriyle tepki toplayan Celal Şengör ile ilgili, '' tanımıyor olamaz kendince aşağılıyor.Böyle yaparak gündeme gelmeye çalışıyor'' paylaşımda bulunan Nihat Genç bu kez de Celal Şengör ile ilgili bir yazı kaleme kaldı.
''Celal Şengör gibi şarlatanlar aslında kimdir? '' başlıklı Yazısında Nihat Genç şu sözlere yer verdi :
Ekranlarda ansiklopedik bilgilerle gençleri kandıran Celal Şengör gibi bilim adamları aslında kimdir?
Bu tür bilim adamlarından dünyamızda on binlercesi var ve son elli yılda çok moda oldular ve bu insanlar kime çalışırlar?
Anlattıkları ‘bilim’ hangi bilimdir?
İnsanlar bilime bir kutsiyet yücelik şüphesiz verir ancak bu bilimin sahipleri başka!
Bundan iki-üç yüz yıl önce insanlık dünya hakkında çok şey bilmiyordu!
Hatta ‘bilim adamı’ kavramı dahi yoktu!
Bugünkü fiziği, kimyayı, coğrafyayı, kutuplardaki buzulları, depremler ve yanardağlar üzerine bilgilerimiz yoktu!
Gezegenimiz ve uzay hakkında, mikrop ve atom ve molekül ve elementler ve enerji ve manyetik dalgalar ve frekanslar ve röntgen ve lazer vb. hiçbir şey bilmiyorduk!
Sanayi çağının başları, insanlık ve akademi sadece merak ediyordu, jeolojiyi, meteorolojiyi, nörolojiyi ama en deha bilim adamları bile dünya hakkında bugün bir ortaokul çocuğundan daha habersizdi!
Ve insanlık doğayı merak etti, keşfetti icat etti, öğrendi, fiziğin ve gezegenin kanunlarını!
Uçsuz bucaksız ülkelerde tek başlarına soğuktan açlıktan öldüler, işkenceden geçtiler, laboratuvarlarda mikrop hastalık kapıp öldüler, kendilerini gönüllü kobay yapıp zehirlenip öldüler, hiçbir ödül ve karşılık beklemeden, merak merak merak, uğruna hayatlar ödenen, üstün zekalar, dehalar, keşif keşif keşif!
Bilgi açlığımız dağları deldi, merakımız telgraf, iletişim, lastik, otomobil, uçak, her şeyi aştı geçti, radarlar sensörler sismoloji!
Şimdi insanlığın büyük sorusu şudur!
Bu bilgiler kimin işine yaradı!
Halkın mı, holdinglerin mi, kamu yararına mı kullanıldı, yoksa küresel çetenin ve finans şirketlerinin savaş makinesinde mi kullanıldı?
Bu eşsiz bilgiler elimizde olduğu halde bugün tarihlerin en kanlı soykırımlarından ve bitmeyen savaşların içinden geçiyor insanlık!
Tarihlerin en büyük gelir eşitsizliği ve açlığı milyarlarca insanı tehdit ediyor!
Bunca ilerleme ve keşfe rağmen insanlık dağlar arasında kaybolmuş bir izbe köyün huzurunu arıyor!
İnsanlığın ikinci büyük sorusu, bu bilgiler insanlığa refah mı getirdi ve insanları eşitledi mi, yoksa üç-beş bin kişiyi zengin yapıp milyarlarca insanı köle haline mi getirdi?
Ve siyaset bilimi, ve eğitim öğretim ve sosyoloji, ve edebiyat sinema, vb. bunca gelişmesine rağmen neden cehalet kol geziyor?
Ve neden bu bilgiler insanlık yararına kamu yararına kullanılamıyor, açlık ve savaş orta çağlardan da beter durdurulamıyor!
Bu eşsiz keşif ve icatlar, insanlığın ortak hazinesi değil mi?
Ve neden bu bilgileri insanlık yararına kullanamıyor ve neden bu bilgiler dünyayı ve insanlığı sömürmek için kullanılıyor!
Çünkü ‘bilgiyi’ küresel çetenin akademileri bilim adamları ve maaşlıları ele geçirdi! Artık bilgi tekeli üniversitenin ellerinde!
Çünkü asıl bilgi halkın yararına halkın konforuna hizmet eden bilgidir, gerisi küresel çetenin kırbacıdır!
Sömürgeci şirketler, medyayı akademileri ele geçirdi ve sömürgeci şirketler, milli iradeyi ele geçirdi ve sömürgeci şirketler, meclisleri ve siyaseti ele geçirdi ve algıyı ele geçirdi ve sömürgeci şirketler ödül ve taltif ve makamları ve ekran ve şöhret mekanizmalarını ele geçirdi!
Çünkü sömürgeci şirketler ‘bilgiyi’ ele geçirdi!
Ve küresel çete, bilim adamlarını ele geçirdi!
Sadece kendi kârına çıkarına konuşanların önünü açıyor, insanlık adına konuşanları yasaklıyor!
Gazze’de bebekleri öldüren bombalar işte bilgiyi ve bilim adamlarını ele geçirenlerin marifeti!
Ve ele geçirilmiş bu bilim adamları neden halkı aşağılar, bilgisini köleleri kırbaçlamak için kullanır, bilgisini holdinglerin servetine servet katmak için kullanır ve halkı enayi aptal cahil yerine koymak için, ve!
Yani bilgi sadece büyük teknolojik şirketlere hizmet edecek!
Küresel çetenin ekranlarından akademisinden aldıkları güçle, kibir ve her şeyi ben biliyorum küstahlığıyla savaş makinesine hizmet eder!
Savaşlara karşı konuşamazlar, halk açlıktan işsizlikten ölse, ağızlarını açıp tek laf edemezler, ettirmezler!
Sömürgeci şirketler ve savaş makinesinin vahşiliğini örtmek unutturmak isterler ve suçu halkın cehaletine bağlayıp kurtulurlar!
Ve sömürgeci şirketlerin talimatını verdiği gibi devleti yok etme ve etnik mezhep bölünme iç savaş gibi konuları konuşurlar!
Bu yüzden yüzde doksan çoğunlukla bütün dünyada artık bir akademik yasadır, kamu yararını ve sosyal devleti ve hakları savunan partileri sendikaları aşağılarlar ya da yok sayarlar ya da halkı savunan partileri küçük düşürmek için yarış içindedirler!
Çünkü üniversitelerine bağış ve fonları ve ödülleri şirketler verir ve yayınları, çok satan tezgahlarını, ekranları, artık onlar yönetir!
Finans şirketlerine ve borsaya ve yolsuzluklarına ağızlarını açıp konuşanlar çok ama çok nadirdir ve üniversiteden atılma riski ve korkusuyla yaşarlar, ve anında dışlanırlar, ki, Gazze soykırımında itiraz eden çok akademisyen deha eserlerine hiç bakılmadan anında işinden sokağa atıldı, mesela İngiltere gibi bir ülkede!
Bütün insanlık yedi kıtada üç yüz yıl boyunca keşfetmiş ve icat etmiş ve gezegenimizin sırlarına erişmiş ve sonunda ortaya çıkan bu eşsiz bilgi hazinelerine şirketler el koymuş!
Kendi bombalarını yapıyor, bu bilgilerle, kendilerine imparatorluk kuruyor!
Ödüller ve makamlarla satın aldıkları akademisyenler de bu imparatorluğun asilzadeleri!
Bu teknolojik bilgilerle ülkeler satın alıyor, savaşlar ilan ediyor!
Bu bilgilerle büyük platformlar ekranlar ele geçiriyorlar ve kolejli üniversiteli gençlerin beynini yıkayacak propaganda gücü ele geçiriyor ve imparatorluklarına yeni köle ordularını eğitiyorlar!
Sadece parayı basıp satın alabildiğin bir bilim!
Sahip olamadığın ve sadece kullanım hakkına ömür boyu köle gibi aidat ödediğin bilim!
Arabaların seni artık bir yere götürmüyor, cep telefonların artık insanlığa ulaşmıyor, fotoğraf makineleri kamera artık gerçeği göstermiyor!
Ve radarlar ve sensörler alarm vermiyor düşmanı göstermiyor!
Ülkenin halkın canı cehenneme!
Sosyal devletin insanlığın canı cehenneme!
Oysa bilim tüm insanlığa hizmet etmeli, geniş kitlelere, insanlığa ve halka hizmet etmeli, değil, istatistiği matematiği bile ele geçirmişler, küresel şirketlerin karlarını tüm dünyaya ekonomik büyüme ve kalkınma diye inandırmışlar, oysa kalkınan sadece üç-beş bin kişi!
Oysa bilim, milli egemenlikle kazanılmış topraklarının haklarını savunmalı, oysa bilim, halkın karnını doyurmalı, oysa bilim, köylülerini işçilerini tarlalarını savunmalı, oysa bilim, halkın iradesini savunmalı, oysa bilim, halkın acısını dert edinmeli, oysa bilim Hakkari’den Edirne’ye her çocuğumuzun istikbalini fırsat eşitliğiyle savunmalı, oysa bilim, milli projeleri savunmalı, oysa bilim, bir milletin kimseye muhtaç olmadan kendi yağıyla kavrulmasını sağlamalı!
Değil, küresel çetenin ödüllendirdiği şarlatan bilim adamları ekranlara çıkarlar ve malumatfuruş ansiklopedik bilgilerle yahu bunlar ne çok şey biliyor algısıyla akıllarınca otorite kurarlar!
Otorite, şudur, bilgi bende, bilen benim, sen cahilsin, ben allameyim, ben ne diyorsam o!
Otorite, daha büyük otoritenin köpeği adamıdır, her otorite ahlaksız ve sinsidir ve gerçekte, bu bilim adamları, küresel çetenin Gestapo ve SS ve Nazi subaylarıdır!
Ve otoriteler Eti madenden tütün rejimize ve sahillerimize ve yaylalarımıza ve kooperatiflerimize kadar işgal edilirken seslerini hiç çıkartmazlar aksine bilmişlikle kamuyu güya engin bilgileriyle dövüp kırbaçlayıp hizaya getirmeye çalışırlar!
Faşizm, şaklabanlık, sihirbazlık, illüzyonistlik, hokus pokus, milletin çıkarları işte bu faşist otoritelerce elinizden alınır ve ülkeniz ve insanlık hakları, küresel çetenin taşeronlarına teslim edilir! Ne güzel bilim bilim diye bir güzel mışıl mışıl uyutulursunuz!
Her genç adam, halkın ve kamunun ve devletin ve milletin çıkarlarının yanında olmayan işte bu ‘bilgi’ türünü ve işte bu şarlatanların kim olduğunu kimlere hizmet ettiğini okuduğu okula ve hayata ve kendine sormalı!
Ahlak olmadan bilim olmaz, peki ahlak nedir, on binlerce kütüphane dolusu cevabı vardır, ancak, iyilikleri güzelliği kardeşliği bölüşümü ne kadar çok insan bölüşebiliyorsa, işte ahlak odur!
Hazineleri servetleri ne kadar küçük bir azınlık bölüşüyorsa işte burada ahlaksızlık ve faşizm ve sömürü ve kölelik vardır!
Bilim, köle kırbacı değildir!
Hava ve su gibi insanlığın kazanımı ortak malıdır!
İnsanlık başka şey küresel çete bambaşka bir şey!
Bilim neye yarar bilmeyen kitleler için işte asıl cehalet burada başlar!
Engizisyon yargıcına bilim adamı, engizisyonun işkence sarkacına da bilim demişler ve yılda 20 bin dolarını alıp okullarında beynini rehin alıyorlar!
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.