Araçlar Kaldırımda , Yayalar Yolda !

2018 Yılının ilk aylarını yaşadığımız şu günlerde Kırşehir sokaklarına,caddelerine ve mahallelerine çıktığım zamanlardaki gördüğüm manzara adeta 40 yıl öncesine ait.Aslında kırk yıl öncesinde bu kalabalık düzensizlikte yoktur fakat zihniyet 40 yıl öncesine ait.Yaşadığımız çağın teknolojileri ile bir şehri yönetememek gerçekten çok büyük bir hareket bence.Halkımızında yaptığı gibi takdire şayan bir durum.İşgal edilmiş kaldırımlarda şakşakçı esnafın ürünlerinden dolayı kaldırımdan değilde yollarda yürüyor vatandaşlar.Otomobiller  ve benzeri araçlar kaldırımlara çekilmiş.Ağzını açıp da bir şey dediğin zaman bir dayak yemediğimiz kalıyor ahi esnafından(!) Maalesef görüyorum ki  2018 yılında Kırşehir Belediyesi ve Kırşehir Emniyeti yine sınıfta kalmış bir durumda.Emniyet amirlerini şöyle bir köşe bucak gezip kaldırımlara çıkarıp da yayanın hakkına tecavüz eden,engelli rampalarının önüne çekilmiş engelli haklarını ve engellileri hiçe sayan,yollardaki çizgileri şekilden ibaret  sanıp yaya geçitlerinden bihaber olan araçları ve araç şoförlerini görmeye davet ediyorum.Belediye başkanı ve yardımcılarını yaverlerini çıkıp cadde sokak mahalle muhit çarşı merkezinde olsun viraneleri ören yerlerini görmeye davet ediyorum.Pek beceremediğiniz çöp toplamakla,park yapmakla,yeni kaldırımları söküp yeniden yapmakla,mevcutta  geniş olan yolları daraltmakla belediyecilik olmaz.Zaten bazı belediyeci yakınları bu mevzuları tamamen yanlış anlamış durumda. Nereden, Nasıl nemalansak diye didiniyolarlar. Halkın hakkına tecavüz hat safhaya ulaşmış durumda.Belediye nedir arkadaşlar bilen var mı? Ben söyleyeyim size ; Belediye , adını aldığı şehirde yaşayan vatandaşların yaşadıkları yerleri iyileştirmek adına iletişim kurarak çözümler üretmeye çalışması gereken bir platformdur. Dikkatinizi çekiyorum iletişim kurarak diyorum bakınız.Şu şehir merkezinde yaşayan 137.000 nüfusun kaçı şehir terminalinin şu anki yerine o şekilde yapılmasını isterdi yada kaç kişi pazar yerinin şu anki durumundan memnun! Ulaşımın zaten çok zor şartlarda olduğu Pazar ve Pazartesi günleri trafiğin kilit  olduğu pazar yerinin karşısına şehir içi terminali yapılmasını kaçınız isterdi? İşte bu yüzdendir vatandaşın ne düşündüğü ve nasıl istediği kimsenin umurumda değil.İstişare yapalım,halk oylamasına sunalım bu kararları onaylamadan önce.Bencillikle ben bilirimcilikle belediye olmaz , olunmaz. Belediyemizin çok çalışıyoruz kisvesi altında takdir edilme çabası olsa da pratikte pekte bir şey yapmadıkları zaten malumunuz.Belediye sadece zenginlerin belediyesi değil de toplumun tüm yoksul ve ezilen kesimleri başta olmak üzere  emeğiyle geçinenlerin,işsizlerimizin,köylülerimizin,esnafımızın, kadınlarımızın,çocuklarımızın,gençlerimizin,engellilerimizin,sorun,ihtiyaç ve taleplerine öncelik veren,kentin sosyal yaşamının düzenlenmesinde insanı merkeze koyan,katılımcı,demokratik,emeğe ve sosyal adalete saygılı olmayı kılavuz edinen,barış içinde,dostça,kardeşçe birlikte yaşamayı,dayanışma ve sevgiyi öncelikleri olarak gören,hizmetlerde eşitliği ilke edinen,her düşünce ve eyleminde,halkın çıkarlarını titizlikle gözeten bir anlayış sahibi olmaya davet ediyorum.  Artık klasik belediyecilik anlayışını bırakıp sosyal belediyecilik anlayışına geçmenin zamanı gelmiştir. Şöyle söyleyeyim; belediyeler küçük birer yerel hükümet gibidirler.Bu yerel hükümetlerin başkanı ;  belediye başkanı, parlamento üyeleri de belediye meclisidir. Bu bağlamda belediyeler halkla doğrudan birebir temas kurabilir.Belediyeleri ticarethane gibi bir tüccar zihniyetiyle yürütenler bunu pek fark edemezler.Yani şirket kurarak belediyeyi yönetebilirsiniz,çokta güzel para kazanabilirsiniz lakin belediye bir ticarethane değildir.Hizmet üreten,halka hizmet götüren,kentte yaşayan halkın sağlığından, selametinden, huzurundan kısaca her şeyinden sorumlu olan kamusal bir kurumdur.